28
Mayıs
2024
Salı
ANASAYFA

Yeni Yıl Geleneği


Yeni yılın ve dini bayramların ilk günü onlarla ilgili biraz da havadan sudan yazmak adet olmuştur. Basına ilk girdiğim 1970’li yıllarda üstatlarımız, eski bir deyimle rahleyi tedrisinden geçtiklerimiz bize böyle öğretmişlerdi. O günlerde iletişim fakülteleri olmadığından mesleğe yeni başlayanlar konusunun üstatlarından bir şeyler öğrenir, onların öğütlerini dinlerler, ilerideki günleri için kendilerine yön vermeye çalışırlardı. Bizler de onlara uyarak yolumuzu çizmeğe çalışırdık. Reşat Ekrem Koçu, Refi Cevat Ulunay, Cemal Kutay, A.Sühey Ünver, Elif Naci bunların başında geliyordu. Hepsini rahmetle bir kez daha anarım.

2007 yılı hepinizin bildiği gibi Yeni Yıl ile dini bayramlarımızdan olan Kurban Bayramı ile aynı güne denk geldi. İsteyen istediğini kutlayacak, dileyen coşku içerisinde yeni yıla girecek dileyen de dini vecibelerini yerine getirecek. Kimse kimseye kızmayacak...

Yeni yıla her girişimizde dünyayı yeni yeni tanımaya başladığım günler aklıma gelir; bir daha gelmemecesine geçip giden o güzel günleri anımsarım. Çocukluk yıllarım Boğaziçi’nde çam ağaçları içerisindeki bir köşkte geçmişti. Cumhuriyeti, Atatürk’ü benimsemiş bir aileden gelmiştim. İstiklâl Savaşı sırasında Güzel Sanatlar Akademisi öğrencisi olan babamın öğrencilik yıllarında Anadolu Kavağından Anadolu’ya silah kaçıran milli mücadelecilerden olduğunu ölümünden sonra evraklarını karıştırırken, Sicil defterinde Milli Mücadeleye katılmasından ötürü derece terfii aldığını da böylece öğrenmiştim. Büyükbabamın ise Enver Paşa yanlısı olup, Cumhuriyetin ilanından sonra mutasarrıflıktan Tapu Müdürlüğüne indirilişini küçük yaşlarda büyüklerimizden duymuştum.

Baba ve oğul iki ayrı kutupta...

Annemin babası ise İzmir’in kurtuluşundan sonra İzmir’e ilk atanan hakimlerdendi. Büyük babam İzmir’de Cumhuriyetin ilanıyla birlikte başlayan baloları, batılılaşma süreci içerisindeki o günlerdeki çağdaşlaşmayı anlatırdı.

Böyle bir ortam içerisinde her yıl, yeni yılın gelişini kutlardık. Bahçemizden kesilen bir çam dalına renkli ışıklar ve karı simgeleyen pamuk parçaları serpiştirilirdi. O gece herkes birbirine hediyeler verirdi. Bu arada en güzel hediyeler de bana verilirdi. Küçük yaşta bu hediyelerin Noel Baba tarafından getirildiği söylenirdi.

Sonraki yıllarda Noel ile bağlantılı âdetlerin Hıristiyanlık öncesine dayanan ve Hıristiyanlıktan kaynaklanmayıp kilise tarafından benimsenmiş olan âdetler olduğunu öğrenmiştim. Birçok ülkede Aralık ayı ortasında kutlanan Saturnalia şenlikleri Noel’e örnek olmuştur. Örneğin bu kutlamalardan ayrıntılı şenlikler, hediye verme ve mum yakma adetleri türemiştir.

Yeni yıl kutlamalarını yapanların Müslümanlıktan uzaklaşıldığını söyleyenler zaman zaman ortaya çıkmaktadır. Oysa yurdumuzda yapılan bu kutlamaların Hıristiyanlıkla uzaktan yakından ilgisi yoktur. Yalnızca biten bir yılın yerini alacak yeni yılın mutluluklar getirmesini, üzüntülerden uzaklaşılması isteniyordu. Bu nedenle de yeni yılı kutlamak amacıyla dünyanın tüm ülkelerinde çeşitli törenler düzenleniyor, gösteri ve eğlenceler birbirini izliyor. Yurtdışında yapılan kutlamalar da bazı toplumlarda dinsel yönünün ağır bastığı, bazılarında ise eğlence niteliğinde kaldığı da görülmektedir.

Hz. İsa’nın doğumunu simgeleyen yılbaşının geçmişi oldukça eski yıllara inmektedir. Bu konuda yapılan araştırmalar ilk yılbaşı kutlamalarının Babil’de, baharın başlangıcını kutlamak amacıyla yapıldığını ortaya koymuştur. Asurlular bunu Eylül ayının ortasına alarak sonbaharla birlikte çağrıştırmışlardır. Eski Mısırlılar, Fenikeliler, Persler de 21 Eylül’ü yeni yılın gelişi olarak nitelemişlerdir. İÖ. V.yüzyılda eski Yunanlılar kışın başlangıcı olan 21 Aralık’ta yeni yıl kutlamaları düzenlemişlerdir. Roma İmparatorluğu’nun Cumhuriyet Dönemi’nde 1 Mart yeni yıl başlangıcı olarak kabul edilmiş ve bu durum Jülyen takviminde de sürdürülmüştür. Yahudilerin dinsel takvimi Tışrı ayının (6Eylül–5 Ekim) ilk gününe yılbaşı demiş ve bu gelenek bugün de sürdürülmektedir. Orta Çağın başlangıcında Hıristiyan toplumu Hz. İsa’nın Hz. Meryem’e müjdelendiği 25 Mart’ı yeni yılın başlangıcı olarak kabul etmişlerdir. Bu nedenle bazı İngiliz ansiklopedileri Noel anlamına gelen “Chrıstmas” sözcüğünün Orta Çağda “Mesih’in Mıssası” anlamında “Christes Masse”dan türediğini ileri sürmüşlerdir. İngiltere’de yeni yıl 25 Aralık’ta kutlanırken Anglesaksonlar I. Wilhelm’in emri doğrultusunda kutlamalar 1 Ocak’ta başlatmışlardır. Sonraki yıllarda İngiltere, diğer Hıristiyan ülkelerine katılarak yeni yılın başlangıcını 25 Mart olarak kabul etmişlerdir. Batı ülkelerinde, dünyanın güneşe doğru hareketine dayanarak düzenleyen, Papa XIII. Gregorius’un 1852’de onayladığı Gregoryan takvimi uygulamasıyla birlikte 1 Ocak yeni yılın başlangıcı olmuştur.

Hz. İsa’nın doğumuna dayanılarak 25 Aralık’ta başlatılan Hıristiyan yortusunun Roma almanakları dikkate alınacak olursa, İ.S. 336’da kutlandığının yazılı oluşu da başka bir görüşü ortaya koymaktadır. Kudüs’ün dışında kalan doğu ülkelerinde, 6 Ocak’la kutlanan “Epifanyat” yortusunda İsa’nın doğumu ile vaftizi birlikte kullanılmaktadır. İ.S. IV. yüzyılda Doğu kiliselerinin büyük çoğunluğu Hz. İsa’nın doğumunu 25 Aralık’ta kutlarken Kudüs buna uzun süre karşı koymuş, sonunda bu tarihi benimsemek zorunda kalmıştır. Buna karşılık Ortodoks kiliseleri 25 Aralık’ı hiç bir zaman kabul etmeyerek 6 Ocak’taki kutlamalarını sürdürmüşlerdir.

Noel kutlamalarının simgesi olan Noel Baba ise Santa Claus ismiyle tanınan Aziz Nicholas’dır. Anadolu’da Myra antik kenti yakınında dünyaya gelen Aziz Nicholas buğday ticareti ile geçimini sağlayan varlıklı bir ailenin çocuğudur. Aziz Nicholas mucizeleri ile gemicilerin, tüccarların, düşkünlerin ve çocukların koruyucusu olarak tanınmış, ileriki yıllarda Myra Başpiskoposluğu’na seçilmiştir. Yaşamını birçok mythos süslemiş, ölümünden sonra mezarının üzerine ismini taşıyan bir kilise yapılmıştır. Hıristiyan kiliselerinde kutlanan 6 Aralık’ta Noel Baba olarak isminin geçmesi ilk kez Almanya’da gerçekleşmiş, ardından da dinde reform yapan diğer kiliselere de yayılmıştır. Yılbaşı kutlamalarında ışık ve süslerle bezenen Noel Ağacı inancının kökeninin putperestlerce benimsenen ağaca tapınma düşüncesinden kaynaklandığı da ileri sürülmüştür. Özellikle İskandinav ülkelerinde şeytanı korkutup kaçırmak veya kuşlara bir ağaç sağlama isteğinin de bunda payı olduğu düşünülmelidir. Bu inancın kaçınılmaz bir sonucu olarak tanımlanan Noel Ağacı ile süslenmesi gelenekselleşmiştir. Başlangıçta Noel Ağacına hamursuz ekmekler, çörekler asılmış, sonra da bunun yerini çeşitli süsler, ışıklar, mumlar ve aile bireylerine verilecek hediyelerin konulması izlenmiştir.

İslâm düşüncesi yeni yılı hicri takvimine göre 1 Muharremde başlatmıştır. Gregoryen takviminden farklı olarak hicri takvim bir yılı 354 gün olarak hesap etmiştir. Bundan ötürüde her yılın başı farklı farklı mevsimlere gelmektedir. XIX. yüzyıldan sonra Osmanlılar Rûmi takvimi kullanmaya başlayınca da yeni yılın başlangıcı olarak 1 Mart kabul edilmiştir.

İslam inancında yeni yılı kutlama geleneği olmamasına karşılık, devletin önde gelen kişilerinin padişahı kutlaması da gelenekselleşmişti. Padişah da yeni yılını kutlayanlara Muharremiye ismi altında para veya armağanlar verirdi. Bunun yanı sıra memurlarda yöneticilerini ziyaret ederek kutlama geleneğini sürdürür, karşılığında hediyeler alırlardı. Bu arada devrin şairleri yeni yıl nedeniyle “Muharremiye” denilen kasideler yazarak başta padişah olmak üzere devletin önde gelenlerine sunarlardı. Karşılığında da şairlere çeşitli hediyeler, keseler içerisinde bahşişler verilirdi. Halk arasında yaygın bir inanca göre de “ganimet” olarak isimlendirilen bu bahşişin yıl boyunca bereket getireceğine inanılırdı.

Türkiye’de yılbaşı kutlamaları zaman zaman aydınlarla bağnazlar arasında sert tartışmalara yol açmış, çoğu kez dar kalıplar içerisindeki bazı basın organları da bunu körüklemiştir. Yılbaşının kökeni, ne olduğu konusunda bilinçsizlik ve kültür eksikliğinin de bu tartışmalarda büyük payı olmuştur. Yılbaşı birbirinden farklı toplumlarda değişik biçimlerde algılanmıştır. Bazılarına göre nefsin körletilmesi, bazılarına göre de canlandırmayı veya insanı yenilemeyi tanımlamaktadır. Bu arada insanın veya toplumların yeniden güçlendirilmesi gibi bir amaç güttüğü iddiası ise ayrı bir tartışma konusudur. Hıristiyanlık öncesi ve sonrasında yapılan kış şenliklerinin ayrılmaz bir parçası olan ateş ile ışıktan esinlenerek yapılan törenlerin sıcaklığın, sürekli yaşamın simgesi olduğu da bilinmektedir. Ayrıca ölüme meydan okumasıyla tanınan ve bu yüzden yapraklarını dökmeyen çam ağacının da yılbaşı kutlamalarında yer alması hiç de boşuna değildir...

Yeni yılın tüm okuyucularıma mutluluk getirmesini dilerken aynı zamanda bayramlarını da kutlarım. 




erdem@kenthaber.com

Yayın Tarihi : 31 Aralık 2006 Pazar 17:16:00


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?