19
Mayıs
2024
Pazar
ANASAYFA

Yeni Yıla Kan, Ateş ve Katliamla Giriyoruz!..


2008’in son ve yeni yılın başlarında, Ortadoğu yine kan gölüne döndü. Sözün kısası; yeni yıla kan, ateş ve insanların katledilmesiyle giriyoruz.

XXI. yüzyılda daha uygar ve hoşgörülü olması gerekenlerin gözlerini yine kan bürümüş!..

Gazze’de bir insanlık dramı yaşanıyor...

Başta Türkiye olmak üzere Müslüman devletlerden protesto sesleri yükseliyor. Batı ülkeleri de, sözüm ona sivil halkın, okul çıkışı çocukların, kadınların üzerine atılan bombalardan rahatsız. Birleşmiş Milletler her zaman olduğu “saldırılar dursun” demekle yetiniyor. ABD ise İsrail’in yanında olduğunu ima ederek, Filistin’de yönetimi elinde tutan Hamas’ı protesto ediyor… İsrail Savunma bakanı Ehud Barak, askeri operasyonun hemen bitmeyeceğini, gerekli görüldüğünde operasyonun genişleyeceğini açıkça belirtiyor. Kolay ve kısa olmayacak, “Şimdi savaş vakti “ diyor.

Kısacası Gazze şeridinde insanlar canlarının derdine düşmüş, yaralarını tedavi edemiyor, hastaneler yetersiz, sağ kalanlar ise bir lokma yiyecek bulamıyor...

İsrail, Gazze’den üç yıl önce çekilmiş ve 2007’de yönetim Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas ile ters düşen Hamas’ın eline seçimle geçmişti. Hamas yönetimi ile İsrail arasında patlak verecek olan çatışma bekleniyordu. Ancak bu çatışmanın ne zaman başlayacağı bilinmiyordu. İsrail Cumhurbaşkanı Peres’in bir demecinde “Gazze’ye girmeyeceğiz, Hamas’ın roket saldırılarını durdurmanın yolları var” demişti.

Gazze’ye yapılacak saldırının sinyallerini vermişti. Bunu acaba içeride ve dışarıda kaç siyasi anladı?

Kısacası Filistin’de yine kan var, ölen sivil halk var ve yığınla da yaralı var...

İnsanlar katlediliyor.

Bunun sorumlusu kimler?

Bazılarına göre İsrail, bazılarına göre de rahat durmayan Hamas...

Yazılı ve görsel basına bakıyorum hiç kimse işin özüne inememiş; sallayıp duruyor...

Bilindiği gibi İsrail uçakları Gazze Şeridi’ne havadan ölüm yağdırdı. Oysa tarafların yaptığı antlaşma uyarınca altı aydır bölgede kayda değer bir olay yaşanmamış, sessizlik hakimdi...

Her sessizliğin ardından gelecek patlamayı unutmuşlardı.

Antlaşmayı bozanın İsrail olduğu ileri sürülürse de gerçekte bu antlaşmayı Hamas bozmuştur. Hamas’ın İsrail’in güneyindeki yerleşim alanlarına zaman zaman yaptığı roket saldırılarına karşılık veren İsrail uçakları Gazze Şeridine ölüm yağdırdı...

İsrail, saldırılarında haklı mıydı?

İsrail kendi topraklarına zaman zaman roket atan, Gazze’yi elinde tutan Hamas’ın saldırgan tutumuna karşılık vermekte haklıydı. Ancak kendisine zarar verenler yerine masum sivil insanları hedef almakla haksız duruma düşmüştür.

İsrail Hamas’ın karakol ve hükümet binalarına hedef almıştır. Ancak bunlarla iç içe olan sivil halkın yaşadığı yerlerin zarar görmemesi imkânsızdı. Nitekim de öyle oldu. Sivil halk Hamas militanlarından daha çok zarar gördü.

Dünya güçlüden yanadır. Tarih boyunca bunun sayısız örnekleri görülmüştür.

II. Dünya Savaşında müttefikler asker sivil ayırımı yapmadan Almanya’da taş üzerinde taş bırakmamışlardı. Berlin, Münih, Dresten, Köln başta olmak üzere Alman şehirleri acımasızca bombalanmıştı. Bunun öncesinde de Almanlar önce Polonya’yı sonra da Batı Avrupa’yı, Londra’yı sivil asker ayırımı yapmadan bombalamışlardı. ABD atom bombası atarak Hiroşima ve Nagazaki gibi şehirleri bütünüyle yok etmişti. Savaşın sonlarında Vietnam, Kamboçya’da da insanlık ayıbı yaşanmıştır.

I.Dünya Savaşı sonrasında Osmanlının elinden petrol uğruna koparılan Ortadoğu ülkeleri bir türlü huzur bulamamışlardır. Üniversitede birlikte öğrenim gördüğümüz Arap arkadaşlarımızla bu konuları tartıştığımızda hepsinin ortak bir sözü bizim dedelerimiz ve babalarımız Osmanlı yönetimini aramışlardır olmuştur.

Gerçekten Ortadoğu ülkeleri Osmanlı sonrasında sürekli iç kavgalar, kargaşalar içerisinde kalmışlardır. Başlarına getirilen krallar, emirler ise batının kuklaları olmaktan ileriye gidememişlerdir.

Arap çöllerinde Anadolu çocukları açlık ve susuzluktan şehit olmuşlar, İngilizlerle savaşırken arkalarından da Arap bedevileri onları vurmuştu. Müslüman olduğunu sanan Arap kabileleri Hz. Muhammed’in mezarına da kurşun yağdırmaktan çekinmemiş, Fahrettin Paşa başta olmak üzere Osmanlı askeri Araplara karşı Hz. Muhammed’in mezarını korumaya çalışmıştı. Yakın tarihimizi bilmeden Müslüman olduklarını sanan, tarihi gerçekleri bilmeyen bizim sözde Müslümanlara bir tavsiyem Falih Rıfkı Atay’ın “Zeytindağı” kitabını okumalarıdır.

İlahi adalet midir bilemeyiz ama Tanrı onların karşısına İsrail’i çıkarmıştır. II. Dünya Savaşından sonra kurulan İsrail başta Mısır olmak üzere Filistin ve diğer Arap ülkelerini sindirmiştir. İsrail, bugün Ortadoğu’nun en güçlü devletidir. ABD destekli İsrail’in ekonomi ve askeri gücü karşısında Arap ülkelerinin baş edebilmesi hayaldir. Kaldı ki, Arap ülkelerinin hemen hepsi ABD’nin kontrolü altında, ona bağımlıdır. Ancak içlerinde de çok sayıda Filistinli yaşamaktadır.

Filistin’deki Radikal İslam’ın yükselişi!..

İsrail’in Gazze saldırısı bir İslam sorununa dönüşür mü?

Hiç sanmıyorum...

Türkiye bu durumda ne yaptı?

İsrail saldırısını insanlık suçu olarak niteleyen Türkiye’ye karşı bir saygısızlık olarak düşünülür mü?

Onu da sanmıyorum...

Başbakan Erdoğan, saldırılara tepkili olarak ve biraz da Hamas’ı tutarcasına “Barış için bu kadar çabalar sarf ettiğimiz dönemde, İsrail’in böyle bir yola tevessül etmesi barışa indirilmiş bir darbedir diyerek BM Genel Sekreteri Moon’u telefonla arayarak İsrail’in Gazze’ye yaptığı saldırının bir an önce durdurulması ve insani yardıma izin verilmesini istiyor. Ardından Mısır, Suriye, Ürdün, Suudi Arabistan’a giderek arabuluculuk yapmak üzere yola çıktı!..

İsrail’e karşı eli kolu bağlı Araplar ne yapsın?

İkna turu yapacaksan bunun yolu ABD ve İsrail’den geçer... Arapların esamisi bile okunmaz bugünkü ortamda!..

Kaldı ki o ülkelerde kendi çıkarları doğrultusunda İsrail ile iyi geçinmek zorundalar...

Türkiye’de İsrail’e karşı protesto yürüyüşleri yapılırken gözden kaçırılan bazı gerçekler, nedense pek dile getirilmiyor. Bugün Türkiye ile İsrail arasında vazgeçilmez ilişkiler bulunmaktadır. Bunun başında ABD ve Avrupa’daki Ermeni lobilerine karşı Yahudi lobisini kazanmak için az çaba sarf etmedik. Bugün kabul edelim ki; dünyanın en güçlü lobilerinden Yahudi lobisi Türkiye’nin yanında yer alıyor...

Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerinde Türk insanının Yahudilerle hiçbir sorunu olmamıştır. Nazi Almanya’sından kaçan bir çok Yahudi profesör Türkiye’deki bazı üniversitelerimizin önemli bölümlerin açılmasına neden olmuşlardır.

Kuru sıkı milliyetçilik yapmanın da bir alemi yok...

Erbakan’ın Başbakanlığı sırasında verilen izinle İsrail pilotları Türkiye’nin hava sahasında eğitim uçuşları yaptıklarına bazı köşe yazarlarımız değindi. Ne derece doğrudur bilemeyiz. Ama söylendi işte…

Şimdi Türkiye bu eğitim uçuşlarını askıya alacak mı?

Hiç sanmıyoruz, almazlar da!..

Boru hatları İsrail’e kadar uzanmayacak mı?

Türkiye’nin terörle ve özellikle PKK ile olan mücadelesinde İsrail’den pilotsuz Heron uçakları olmak üzere bazı savaş teknolojisi ürünlerini aldık mı? Bunları kullanmak zorunda mıyız?

Kısacası Türkiye’nin İsrail ile stratejik bir ortaklığı vardır. Günümüz dünyası hak ve hukuktan çok karşılıklı ilişkiler, çıkarlar üzerine kurulmuştur.

Bütün bunlara rağmen İsrail’in acımasız davrandığını da kabul edelim. Kantarın topuzunu kaçırdılar…

Buna karşılık Türkiye iç politikasında bulunmaz bir fırsat yaşadı. İsrail’e tepki gösterirken biz de kantarın topuzunu biraz olsun kaçırdık... İsrail’i kınarken biraz ölçüsüz sözler söyledik ve aramızdaki ilişkileri pek değil hiç düşünmedik... Ancak iç politikadaki yerel seçimleri, aday çekişmelerini, ekonomik krizi, zamları, işsizlik gibi sorunlarda dikkati dağıtarak, beceriksizlikleri ört pas ettik. Dikkati Gazze’ye çevirmeyi başardık...

Aynen cambaza bak fıkrası gibi... 

Bütün karamsarlıklara rağmen Yeni Yılın herkese sağlık, mutluluk ve barış dolu günler getirmesini dilerim.



erdemyucel2002@hotmail.com  

Yayın Tarihi : 31 Aralık 2008 Çarşamba 12:25:18


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
turgay öztürk IP: 78.185.221.xxx Tarih : 3.01.2009 13:06:59

iyi günler erdem bey konuya yaklaşımız dogru ne yapsin cocuk mahallenin dayisina gücü yetmeyince dayinin beslemelerine ziyarete gidiyor


Gökhan IP: 88.244.208.xxx Tarih : 3.01.2009 00:00:09

Avrupa ülkeleri ve ABD,tüm tarihleri boyunca dünyayı sömürme idealiyle yaşadılar.Amerika kıtasında baştanbaşa kızılderilileri yok ettiler,Avustralya ve Afrika yerlilerini hem yokettiler,hem köle yaptılar.Bu asırlarca süren katliamlarda kültürler yokedildi,nesiller yoketildi.Ama sadece Adolf Hitler günah keçisi olarak kaldı.Bana kalırsa ondan daha büyük insanlık suçunu işleyen ABD,İngiliz, Fransız,İspanyol,İtalyan yönetcileridir. İsrail,terörle mücadele ettiğini söylüyor ama nedense öldürdükleri çocuklar,bombaladığı yerler ise cami ve hastaneler.PKK ile mücadelemizde aman ha siviller zarar görmesin diyen iki yüzlü Avrupa ülkeleri ve ABD sesini çıkarmıyor.Çünkü bu saldırı resmen Haçlı Seferidir...