29
Mayıs
2024
Çarşamba
ANASAYFA

Zenginin Malı, Züğürdün Çenesi!..


Hepimizin bildiği bir söz vardır; zenginin malı züğürdün çenesini yorar...

Kim söylemişse söylemiş, gerçekten yerine cuk diye oturmuş bir söz!..

Görevimiz gereği yazılı, görsel ve internet basınını izliyorum; karamsarlığa düşmemek elde değil... Yalnız bizde değil başta ABD olmak üzere Avrupa ülkelerinin borsalarına ateş düşmüş. Borsalar, dolar ve euro inip çıkıyor, yarın ne olacağı belli değil. Bunun yanı sıra Başbakan’ın “Hamdolsun” biz iyiyiz, bizi etkilemez gibisinden sözleri yüreğimize biraz olsun su serpiyor... Ekonomiden pek değil, hiç anlamadığımdan Başbakan’ın sözlerine inanıyor dış ülkelerde olup biten ekonomi kargaşası beni pek değil hiç etkilemiyor!..

Ekonomi krizi etrafı kasıp kavururken çoğu kişi Fatih Terim’in Estonya beraberliğinden sonra Futbol Federasyonu ile 2012 yılının sonuna kadar uzattığı yeni sözleşmesini dillerine dolamışlar. Terim’in maaşına % 73 zam yapılmış, aylığı 150.000’den 260.000’e çıkarılmış, yıllık tutarı da 3.120.000 YTL. Olmuş…

Hani meşhur sözümüz var ya; zenginin malı züğürdün çenesini yorar diye...

Hamdolsun!.. Ekonomik krizden etkilenmeyen Terim’in alacağı için herkes bir şeyler söylüyor. En ciddi köşe yazarları bile bu konuda bir şeyler söylüyor...

Terim’in alacağı para hakkı mı? Hakkı değil mi?

Basın bile her işi bırakmış bunun yorumunu yapıyor.

Kimse bu ülkede boğaz tokluğuna zar zor geçinenleri, iflas etmiş emekli sendromunu, bir koli erzaka oyunu satanları, işsizliğin had safhaya ulaştığını görmüyor. Bu arada insanların merhamet duygusunun sömürülerek trilyonların cebellezi (!) edilişini de pek umursamıyor.

Yanılmıyorsam geçtiğimiz yıl bir ildeki atletizm yarışmalarına katılan öğrencilerden bazıları çorapla, bazıları da lastik ayakkabılarla koşmuştu...

Ne var ki, hepsinin unuttuğu bir şey var; bizde kas gücü beyin gücünden daha geçerli ve daha önemlidir. Kaldı ki, futbol her şeyin üzerindedir. Yalnız bizde değil bütün dünyada bu böyle...

Bilim ve kültür adamları tüm ömürlerini söz sahibi branşlarına adarlar, kazançları kas gücünün yanında devede kulak misalidir... Kısacası beyin gücü kas gücünün yanında iflas etmiştir. Bilimsel kişiler yıllarını verir, tabiri caizse saçlarını değirmende ağartır, ortaya eserler koyar, ancak onlarla pek kimse ilgilenmez... Bir kaç kuru teşekkür ve övgü sözü yeter de artar bile... Öte yanda eğitimini yarı yolda bırakmış bir futbolcu paraya para demez, isimleri magazin sayfalarından başka yerde görülenlerle gününü gün ederler.

O da işin cabası...

Konumuzu dağıtmadan biz yine Terim’in yeni sözleşmesine dönelim. Yoksa işi uzatırsak, bu konuda dert çok derman yok...

Bütün dünya ülkelerinde olduğu gibi futbol çok önemli... Futbolda alınacak başarılı bir sonuç ülkedeki bütün sorunların önüne geçer... Yönetimlerdeki başarısızlıkları bir anda unutturur. Geçmiş yıllarda ekonomik krize giren, adeta iflas eden Arjantin’de milli takım dünya Şampiyon olunca halk her şeyi unutmuş, günlerce sokaklarda bayram etmiş, aç karınlarını doyurmayı düşünmemişlerdi bile...

Kuşkusuz, Rus devriminin fikir babalarının başında gelen Karl Marks’in Kapitalinde din afsundur diye bir sözü vardır. Futbolun ileride böylesine her şeye egemen olacağını düşünebilseydi , onun yanına bir de futbol sözcüğünü eklerdi!..

Şimdi önümüzde dünya futbol şampiyonası var. Türk Milli takımı da elemelerde aldığı başarısız sonuçlara karşın bu şampiyonaya katılmayı istiyor. Bunun için de Futbol Federasyonu öncelikle Terim’in gelirinin arttırılmasını düşünmüş, gerisi kolay demiş!.. Ancak insanların kafalarını karıştıran bir ayrıntı var; Terim’in zaten 2010’a kadar sözleşmesi vardı. Durup dururken sözleşme neden 2012’ye kadar uzatıldı. Bunun açıklaması yapılmadı, nedense bundan kaçınıldı.

Üzerinde durulacak bir başka nokta da Türk Milli takımı Dünya Şampiyonası elemelerinden yüzünün akıyla çıkıp, finallere katılabilir mi?

Bence bu biraz değil çok zor. Kendi evinde Belçika’yı yenemeyen, Estonya’dan zar zor bir puanı alan takımın başarılı olması çok zor... Önümüzde İspanya gibi, Avrupa şampiyonu olan ve elemelerde henüz hiç puan kaybetmemiş bir takım var... Ancak Terim yine gaza getiren bir konuşma yapmış:

“Yakın zamanda çok önemli işleri başaranlar yine benim oyuncularım. Eğer İspanya’yı İspanya’da yenmemiz gerekiyorsa bunu başarabilecek kapasite ve inanca sahibiz.”

Atasözlerimizi yeri geldikçe dile getirdik... İşte bir yenisi de “Atma Debreli Hasan, din kardeşiyiz.”

Son Avrupa şampiyonasında, son dakikada bireysel başarı veya şansla atılan golleri hesaba katmayalım. Her zaman Avrupa’nın en iyi kalecileri topu ellerinden kaçırmaz.

Türk Milli Takımının oturmuş bir sistemi ve çekirdek kadrosu var mı? Avrupa’da yetişmiş gurbetçi ailelerin çocuklarını bir araya getirmekle, kendi ana yurdumuzdaki oyuncuları dikkate almamakla bu iş yürümüyor. Son birkaç yıldır çok sayıda futbolcuya milli forma giydirildi. Bunların aralarında kendi takımlarında ilk on bire giremeyenler bile vardı…

Sonunda ne oldu?

Ortaya kişiliksiz, sistemsiz bir futbol çıktı...

İşler iyiye gitmeyince de basına çatmakla, etrafa hakaret yağdırmakla bu işler yürümediği gibi dünyanın hiçbir ülkesinde basın tribününe saldırıp bodyguardlığa soyunan bir futbolcu da takım kaptanı yapılmaz.

Türk Milli takımı Dünya kupası finallerine katılamazsa, en kötü ikinciler arasında yer alırsa tribünlerin tepkisi ne olur?

Futbol Federasyonu bu yükün altından nasıl kalkar?

Ancak bizim toplum olarak çok özel bir konumumuz var; her şeyi çok kolay unuturuz. Ayrıca imparator veya kral gibi sözcüklerin anlamını pek bilmeden de bazı kişilere yakıştırırız. Aslında gaza getirilen o kişilere farkında olmadan da kötülük yapmış oluruz...

Ben imparatorum, kralım diyenler burunlarından kıl aldırmıyor, bazı siyasilerimiz gibi eleştiriye tahammülsüz oluyorlar, çabuk sinirlenip çevresini kırıp geçiriyorlar.

Çevrenize bakın imparatordan, kraldan geçilmiyor...

Sanırım bazıları Montaigne’nin “Zorbalıkla şöhret kazanılmaz” sözünü hiç duymamışlar!

Bir de onlara “Türkiye sizinle gurur duyuyor” diye bağırmıyorlar mı, işte ona kahroluyorum... Bu millete tarih boyunca hizmet etmiş, varını yoğunu sarf etmiş insanlara haksızlık ediyoruz gibi geliyor... 



erdemyucel2002@hotmail.com

Yayın Tarihi : 1 Kasım 2008 Cumartesi 11:23:46


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Gökhan IP: 81.214.116.xxx Tarih : 2.11.2008 02:38:01

Sayın Yücel,kul hakkı denir ya işte doğrudan ya da dolaylı olarak israf edilen her kuruş kul hakkıdır.Milli gelir hesaplanırken bilmem kaç bin dolarladan bahsediliyor.Ne iş ne de gelir dağılımında adalet olmayan bir ülkede yaşıyoruz.Çalışan,üreten vergi veren insanların verdikleri çarçur ediliyor.Bu hak yemektir,israftır.Fatih Terim in aldığı paranın helal olmadığını düşünüyorum.20-30 yıl çalışıp emekli olanlar bir ev bile alamazken,5 yıl milletvekilliği yapan ya da böyle yağlı ballı görevlere getirilenler yükünü tutuyor ayıp yahu.Bu ne insanlığa ne vicdana ne de imana sığar.Azıcık vicdanı olan zaten o paraya el süremez.O kadar işsiz insan dururken memlekette.


mehmet ersindigil IP: 84.62.12.xxx Tarih : 2.11.2008 18:07:53

Hocam Selamlarimi sunarak daim olasin derim.Hocam insanoglu doyumsuzdur,Ne kadar zengin olursa olsun bir o kadar daha ister.Bu konuda kimseyi kinamiyorum,Cünkü hükümetimiz bile cagiriyor,Türkiyeye para getir nasil getirirsen getir kaynagini sormiyacagina dair beyanatlari vardir.Zenginin mali fakirin cenesini yormaktan baska öteye gitmez.Zenginde fakirde eninde sonunda kara toprakta yatacaklardir.Asil konusulmasi gereken konu ahirette bu dünyada olan torpil varmidir yokmudur onu tartismak lazim.Herkes bir din adami olmus,Ne yazik,ki her türlü yasal disi hareketler,de 100 de 90 si müslüman ülkelerinde olmaktadir.Bu neyin necisi yoksa bu dünyada yaptiklarim bana karmi kalacak diye düsünülüyor.Aslinda bu konuda sabaha kadar yazsam bitiremem.O kadar yazilacak seyler varki sayfalar zor sigar.Lafi fazla uzatmadan selamlarimi sunarim.


ali önder IP: 88.239.134.xxx Tarih : 3.11.2008 09:15:48

"Tabiri caizse saçlarını değirmende ağartır" cümlesini burada yanlış kullanmışsınız Değerli Erdem Yücel.Hiç bir emek sarfetmeden yaşayan, saçları ise sadece değirmendeki un'un serpilmesiyle ağaranlar için bu söz kullanılır.Yani çalışıp çabalayanlar, emek sarfedenlerin saçları kendiliğinden ağarır, ama diğerlerinin ki ise tesadüfen un değirmenine girdiklerinde ağarır.Saygılarımla


erdal geyikçi(köçek)..! IP: 85.104.113.xxx Tarih : 1.11.2008 13:43:12

merhaba erdem abi,köşenizi okudum.aslında okumama bile gerek kalmamıştı..başlığınız yorum yapmama yeterliydi.ZENGİNİN MALI ZÜĞÜRTÜN ÇENESİNİ YOR BAŞLIĞINIZ.benimde kendimi bildim bileli abes gelen sözler var..mesala başımdan geçen bir olayı anlatayım..bir sabah işe gidiyordum;çorbacıda çorba içmek için oturdum .çorbacıya 80 yaşlarında bir teyze geldi;allah rızası için bir sadaka dedi.işyeri sahibi aynı zamandada kasada oturan kişiydi,"allah versin"dedi.çorbacı o muhudin  en iyi çorbasıydı,zenginde birisiydi.benim acayip kafam attı,teyzeyi yanıma çağırdım.ne yersin,ne içersin,kimsin,kimin nesisin,kimsen yokmu diye sohbet ettim..daha sonra kalktım;kasaya yediklerimin hesabımı ödemek için yanaştım.kasada oturana,allah kimseye para vermez;allahında kimsenin dilenmesine rızası yoktur dedim.ama allah senin işini gücünü rast getirir,işlerin iyi gider; sende,allah rızası için yardımını yaparsın dedim.bir daha o çorbacıya gitmedim daha sonra çorbacının önünden geçiyordum.çorbacı kapanmış.yanındaki esnaf iflas ettiğini,işlerini iyi olmadığı için kapattığını söylediler.diyecegim,dünya malı dünyada kalır .!allah zenginleri daha çok seviyor galiba,parayı onlara veriyor..şükretmesinide fakir insanlara veriyor!! şükürler olsun allahım;gönül zenginligini bana verdiğin için..saygılarımla.erdal geyikçi(köçek)...!