22
Mayıs
2024
Çarşamba
ANASAYFA

Zülfü Livaneli’’den Şok İddia!..


Zülfü Livaneli, seçim sonrası Vatan Gazetesi’nde yazdığı, Kenthaber’in de olduğu gibi yayınladığı köşe yazısı bir anda siyasi ortamı karıştırdı. Seçim yenilgisine kılıf hazırlamakla meşgul olan Deniz Baykal ve CHP yönetiminin bu iddiaları yeterince yanıtlayamayışı bir takım soruları da beraberinde getirdi.

Zülfü Livaneli’nin açıklamasına göre; 22 Aralık 2002 akşamı Mehmet Sevigen’in evinde Deniz Baykal, Önder Sav, Eşref Erdem, Bülent Tanla, Yaşar Nuri Öztürk bir araya geldiler. Sohbet toplantısında Deniz Baykal ile Tayip Erdoğan’ın Beylerbeyi’nde gizlice buluşarak bazı konuların konuşulduğunu, aradan geçen beş yıl sonra öğreniyoruz.

O günlerde AKP seçimi kazanmış, Başbakanlık koltuğunda biraz da emanetçi olarak Abdullah Gül oturuyordu.Recep Tayip Erdoğan cezalı olduğundan seçimlere girememiş bir Genel Başkandı. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Tayip Erdoğan’ın milletvekili olmadan başbakan olmasını kabul etmemişti. Oysa Tayip Erdoğan seçim öncesinde, kendisine yapılan davet üzerine Washington’a giderek Bush ile görüşmüştü. Siyasi teamüllerde resmi bir sıfatı olmayan bir kişinin ABD Başkanı tarafından davet edilişinin benzerine siyasi tarihte rastlamak öyle kolay bir olay değildi.

Ama olmayacak olmuştu...

Yüksek Seçim Kurulu 4 Aralık 2002 günlü toplantısında AKP’nin talebi doğrultusunda Siirt seçimlerini iptal etmiştir. Siirt milletvekili seçilen ismi basında bir çok çarpık işlere karışmış Jet Fadıl milletvekilliğinden ayrılmış, ardından yapılan seçimle Tayip Erdoğan Siirt Milletvekili seçilmiş, Abdullah Gül’ün Başbakanlıktan istifa ederek Dışişleri Bakanı, Erdoğan da Başbakan olmuştu. Livaneli, Anayasa değişikliği yapılarak bu olağan dışı durumu yaratan sözün Deniz Baykal tarafından verildiğini, “ben halkın seçtiği bir lideri demokratik yolla meclise sokarım” dediğini ileri sürüyor.

O sırada yeni milletvekili seçilen Yaşar Nuri Öztürk de her iki lider arasında gizli bir pazarlık yapıldığını basına 26 Temmuz 2007’de verdiği demeç ile gündeme taşıdı. Öztürk’e göre Tayip Erdoğan, Deniz Baykal’a “bize başbakanlık yolunu açın, biz de zamanı gelince sizin cumhurbaşkanlığınız için destek verelim” demiş... Bu arada da ılımlı İslam görüşünde olup toplumu dini konularda bilimsel olarak aydınlatmaya, dini hurafelerden arındırmaya çalışan Öztürk’ün tasfiye edilmesini de istemiş...Yaşar Nuri Öztürk,her iki lider arasında yapılan bu gizli konuşmadan sonra CHP’de yalnız kaldığını söylüyor...

Böylesine bir durum, belki de Türkiye’de ilk kez gerçekleşiyordu.

Zülfü Livaneli’ye göre Türkiye’nin yazgısı o akşam değişmişti. Deniz Baykal, Tayyip Erdoğan’ın Başbakan olmasında ısrar etmişti. Orada bulunan partililer bu çok tehlikeli bir oyun demesine rağmen Baykal ısrar etmiş, iki aydan fazla dayanamaz denmişti. Baykal’ın bu ısrarı karşısında Livaneli dayatmış; “ Erdoğan herhangi bir kişi değil, bütün tarikatların birleşerek Erbakan’ın yerine seçtiği siyasetçi; arkasında ABD ve Avrupa desteği de var. Program Türkiye’yi ılımlı İslam cumhuriyeti yapma programı. Sizin dediğiniz gibi iki ayda gitmeyecek; tam tersine bu odada bulunan herkesin siyasi hayatını bitirecek.”

Livaneli toplantıda görüşlerini dile getirmiştir;

“İki ay dayanamaz iddianızı, görüşleri gereği IMF ile anlaşma yapmaz ekonomiyi zora sokar ve dayanamaz tezini oturttunuz. Ama bunların hepsi bahaneydi çünkü siz iki partili rejimin işinize yaradığını anlamış ve seçim sonuçlarına sevinmiştiniz. Çünkü size ana muhalefet partisi lideri olmak ve soldaki rakiplerinizi yok etmek yetiyordu. Bu iş birliğini daha sonra da sürdürdünüz. O zaman ben sizin Tayyip Erdoğan’la seçim öncesinde Beylerbeyi’nde “Seaport Restaurant’da (Eftalya)” gizlice buluştuğunuzu ve anlaşma yaptığınızı bilmiyordum.”

Zülfü Livaneli’nin sözleri siyasete düşmüş tam bir bomba idi. Kolay yenilir yutulur şeyler de değildir. Gerçekten 2002 seçimleri öncesi Uğur Dündar’ın düzenlediği ve Tayip Erdoğan ile Deniz Baykal’ın karşılıklı tartışacakları program pek çok kişiyi ekrana kilitlemişti. Deniz Baykal’ın o zamanlar karşısındaki acemi rakibi, ılımlı İslam’ı savunan Erdoğan’ı engin deneyimi ile zorlayacağını düşünmüştüm. Oysa program al gülüm ver gülüm havasında sürmüş, her ikisi de ne birbirlerini, ne partilerini ve ne de programlarını etkileyecek biçimde konuşmuşlardı. Dostluk içerisinde geçen o programı izledikten sonra , güvendiğim bir parti yok diyerek oy kullanmamıştım. Sonra da yazdığım günlük gazetemdeki sütunumda hiçbir parti görüşüme uygun değil. Bu nedenle oy kullanmadım. Cezamı ödemek istiyorum diye bir köşe yazısı yazmıştım.

Gerçekten de AKP’nin iktidarının ilk yıllarında CHP ciddi bir muhalefet yapmamakla eleştirilmiştir.

Livaneli’nin bu sözlerine karşılık Deniz Baykal televizyon kanallarından birisinde üstü kapalı sözler söylemiş ve söylenenleri kesin bir dille yalanlamamıştı. O akşam da CHP’den bir açıklaması geldi. Bu açıklamada; “CHP Genel başkanı Deniz Baykal, ne seçim öncesi, ne Beylerbeyi’nde, ne de başka bir yerde Tayyip Erdoğan ile bir görüşme yapmıştır. Böyle bir görüşme yapılmadığı için, Sayın Erdoğan’ın ne hukuki durumu, ne de özel konumuna ilişkin bir değerlendirme yapılmamıştır. Sayın Baykal’ın Başbakan olarak Erdoğan ile yaptığı görüşmede, ülke sorunları, iktidar ile anamuhalefet partisi ilişkileri ele alınmıştır.” Bununu ardından Deniz Baykal “ O yemeğin bir hafta sonrasına bakın” diyerek bazı açıklamalar getirmeye çalıştıysa da bence bu açıklamalar kafalarda beliren sorulara tam bir yanıt veremedi.

Yaşar Nuri Öztürk’ün yanı sıra toplantıda bulunanlardan eski milletvekili Bülent Tanla basından öğrendiğimiz kadarıyla bunların aynen konuşulduğunu, CHP Genel Başkan Yardımcısı Eşref Erdem ise iki aylık ömür biçme gibi değerlendirmesi yapılmadığını söylemişlerdir.

Zülfü Livaneli’nin ve Yaşar Nuri Ötürk’ün söyledikleri ile Deniz Baykal ile CHP’nin vermiş olduğu yanıt birbirini tutmamaktadır. Bu durumda aklı selim kişiler açmaza düşmüş ve taraflardan birisi yalan söylüyor demekle yetirmişlerdir. Parti yöneticilerinin bu şekilde yalan söyledikleri düşünülecek olursa CHP’ye oy vereceğim diyerek AKP’ye oy atan sözde aydınları da suçlamamak lazımdır!..

22 Temmuz seçimlerinde alınan ağır sonuçtan sonra CHP’de Deniz Baykal’ın tek adam davranışına, soldan uzaklaşıp merkeze yanaşmasına karşı çıkanların olması da çok doğaldır. Nitekim Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül’ün önderliğinde muhalifler grubu seslerini yükseltmeye başlamışlardır. Bu arada yaptıkları bir toplantının ardından düzenlenen basına yönelik toplantıda Hikmet Çetin, Deniz Baykal ve parti yönetiminin siyaseti terk etmesi gerektiğini savunmuşlardır. Kısaca CHP’nin son dört seçimde başarısız olduğunu ileri sürmüşlerdir. Gerçekten CHP sol görüşten hızla uzaklaşmakta, genel başkana rakip olacak kişiler ise birer birer tasfiye edilmişlerdir. Bunların başında da Mustafa Sarıgül, Hikmet Çetin, Onur Kumbaracıbaşı, Mehmet Moğultay, Ercan Karakaş, Fikri Sağlar, Seyfi Oktay, Celal Doğan, Murat Karayalçın gibi isimler gelmektedir.

CHP’nin seçim yenilgisini partiye gönül verenler üzerlerinden atamamışlardır. Bunlara bir de Zülfü Livaneli’nin iddiaları eklenince önümüzdeki günlerde çalkantının daha da hızlanacağı açıktır. Sitemiz okuyucularından K.Mükremin Barut’un ilginç bir yorumuna sütunumda yer vermek istiyorum:

“Seçim öncesinde ve sonrasında gördüm ki CHP dışında partiyi içindekilerden daha çok efsaneleştirilmiş ve onun liderlerini fetiş haline getirmişler. Sizi temin ederim bu seçim yenilgisinden dolayı tek şaşırmayan, tek hayal kırıklığına uğramayan kitle, yine CHP üyesi olan partililer olmuştur. Nedense CHP sempatizanı olanlar ve onun iç yapısından haberdar olmayanlar yıkıma uğramışlardır. Baykal giderse parti dağılır endişesi var. Baykal’ın CHP’nin geçmişi ile ilgili verdiği referanslar doğru fakat Baykal’ın bunları sahiplenme biçimi yanlıştır. O giderse parti içinde ve dışında yüzlerce yurtsever, Atatürkçü, laik ve demokrat aydınlar var. Bunların hemen hepsi gerçek sosyal demokrat. Baykal giderse parti dağılmaz. Parti bir iki sene bocalar ama kendini toparlar. Bu seçim göstermiştir ki, CHP’nin gölgesi kendisinden büyüktür.”

Kısacası Zülfü Livaneli’nin şok iddiası Deniz Baykal’ı ve CHP’yi etkiler mi? Etkileyeceğini hiç sanmıyorum, bizim insanımızın en büyük özelliği de çok çabuk unutmasıdır. Nitekim son seçim bunu açıkça göstermiştir. AKP’ye atıp tutanlar, fındık, narenciye mitingleri düzenleyenler, cumhuriyete sahip çıktıklarını söyleyenler, tatillerini bırakıp oy verdikleri bölgelere gidenlerin çoğu daha önce söylediklerini unutmuşlardır. Türkiye’de iki kişiden birinin AKP’ye oy verdiği söylenmektedir. Bu bakımdan da Zülfü Livaneli’nin, Yaşar Nuri Öztürk’ün söylediklerini bir süre sonra pek az kişi hatırlar...



erdem@kenthaber.com
Yayın Tarihi : 27 Temmuz 2007 Cuma 10:37:53


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
ERDAL GEYİKÇİ(KÖÇEK)..! IP: 88.224.65.xxx Tarih : 27.07.2007 18:24:09
MERHABA ERDEM ABİ,HERZAMAN SÖYLEDİĞİM GİBİ BEN SİYASETTEN ANLAMAM.YAZINIZI OKUYUNCA BUGÜN TIRAŞ OLMAK İÇİN GİTTİĞİM BERBERDE BENİMLE BERABER 8 KİŞİ VARDI.SEÇİM SONRASINI NE DEĞİŞTİĞİNİ VEDE CUMHUR BAŞKANLIĞINI KONUŞUYORLARDI.HEPSİNİ BİRAZ DİNLEDİM.ÇOGUNUN DÜŞÜNCELERİNİ VEDE PARTİLERİNİDE BİLİYORDUM.BİLİYORSUNUZ ANADOLUDA HERKEZİN GİTTİĞİ KAHVE HANE,ÇAY OCAGI,BERBER GİBİ BELİRLİ YERLERİ VARDIR.BERBERDEKİ KONUŞANLAR ÇUMHUR BAŞKANI KİM OLACAK.GÜLÜN EŞİNİN BAŞI KAPALI,OLMAZ DİYENLER VARDI.ERDOĞANIN YAPTIKLARI ORTADA NE YAPTIKİ DİYENLER VARDI.HER PARTİNİN AYRI AYRI SAVUDUĞUKLARI VAR DİYENLER VARDI.KİMİSİ CAMİİYİ,KİMİSİ ŞEHİTLERİ,KİMİSİ CUMHURİYETİ.KİMİSİ VATANI,KİMİSİ BAYRAĞI DEDİLER.BENDE DAYANAMADIM KONUŞMAYA KATILDIM.KİME OY VERDİĞİMİNDE HİÇ ÖNEMİDE YOKTU BENİM VERDİĞİM BİR OYLADA KİMSE NE KAZANIRDI NEDE KAYBERDER DEDİM VE BENDE SEVDİĞİM TÜRKİYEMİZİN BAŞBAKANI SY R.TAYYİP ERDOĞANI SAVUNMAYA BAŞLADIM.KONUŞMA BAYAGI HARETTLENDİ İÇLERİNDEN BİRİSİDE ÜNÜVERSİTELİYDİ.BERBERDE TRAŞ OLAN İKİKİŞİDE ARASIRA KONUŞMAYA KATILIYOR.TRAŞ OLDUKLARI İÇİN BERBER KIBIRDAMAYIN YOKSA YÜZÜNÜZÜ KESECEKSİNİZ DİYOR BİR YANDANDA,ARASIRA BERBERDE HARARETLİ KONUŞMAYA KATILIYOR.BİRİSİ ATATÜRKÜN KURDUĞU CUMHURİYRT GİDİYOR ELDEN DİYOR.BİRTANE SESİZ DURAN AMCA VAR,KISKIS GÜLÜYOR.KONUŞMA CAMİLERE VEDE CEM EVLERİNECE GELDİ ERDEM ABİ.BENDE HİÇ CAMİİYE GİTMEYEN BİRİSİ ELBET BİRGÜN ÖLDÜĞÜNDE CENAZE NAMAZI İÇİN ELBET GİDECEK DEDİM.CEM EVLERİ CANLARIN EVİDİR"AMA"CAMİİLER ALLAHIN EVİDİR DEDİM.DÖNDÜK DOLAŞTIK TEKRAR TÜRBANA GELDİK.BEN ENSON NOKTAYI KOYDUM ERDEM ABİ.BİZ ÖNCELİKLE KAFAMIZDAKİ BEYNİMİZİ DEĞİŞTİRMELİYİZ.EGER BAŞIMIZDAKİ BEYNİMİZİ DEĞİŞTİRMESSEK,DAHA KAFAMIZI ÇOK TÜRBAN TAKARIK DEDİM VE BEN SAGIMIDA,SOLUMUDA,GİTTİĞİM YOLUMUDA SEVİYORUM DEDİM...YOLUN ORTASINDA BİR ARABANIN BENZİNİ BİTMİŞ ERDEM ABİ.HERKEZ ARABAYA BAKIYORMUŞ.AZ İLERİDEDE BİR BENZİNLİK VARMIŞ.HERGELEN ARABAYA NE OLDU DİYE SORUYORMUŞ.HİÇ KİMSENİN AKLINA RABAYI AZ İLERİDEKİ BENZİNLEGECE YİTMEK GELMİYORMUŞ.İÇLERİNDEN BİRİSİ ÇIKMIŞ BEN BU ARABANIN SAHİBİNİ TANIYORUM DEMİŞ,SAGIR VEDE DİLSİZDİR DEMİŞ.İÇLERİNDEN BİRİSİDE,O ZAMAN ARABAYI NASIL KULLANIYOR ARKADAŞLAR,BEN TRAFİK ÇAGIRACAM ŞİKAYET EDECEM DEMİŞ.BİZ KİMİ KİME ŞİKAYET EDECEK ERDEM ABİ??VATANDA,BAYRAKTA,CAMİİDE,CEM EVİDE,ŞEHİTTE,BAŞÖRTÜSÜDE, VS VS .HEPSİ BİZİM DEGİLMİ.SAYGILARIMLA.ERDAL GEYİKÇİ(KÖÇEK)...!

K. Mükremin BARUT IP: 85.99.3.xxx Tarih : 28.07.2007 19:00:06
ANKARA KULİSLERİNDE, BAYKAL İLİ İLGİLİ ANLATILAN BİR BULUŞMA DAHA VARDIR. BU BULUŞMA, BEYLERBEYİ BULUŞMASI KADAR GİZLİ MİDİR BİLMİYORUM AMA YAPILMIŞ OLDUĞUNA DAİR PEK ÇOK İŞARET VAR. GEÇTİĞİMİZ YEREL YÖNETİMLER SEÇİMLERİNDE, ANKARA ALTINDAĞ İLÇEDEN BELEDİYE MECLİSİ ADAYI İDİM. BU NEDENLE; SEÇİM ÖNCESİNDEKİ GÜNDEM, HAFIZAMDAKİ CANLILILIĞINI YİTİRMEMİŞTİR. AKTARACAĞIM OLAY ŞUDUR: O SEÇİM ARİFESİNDE TÜM PARTİLERİN BELEDİYE BAŞKANLARI VE BELEDİYE MECLİSİ ÜYELERİ BELLİ OLDUĞU HALDE BİZİM LİSTELER BİR TÜRLÜ KESİNLEŞMEK BİLMEDİ. DİĞER PARTİLER BROŞÜRLERİNİ BASTIRIP, SEÇİM ÇALIŞMALARINA BAŞLAMALARINA RAĞMEN BİZ BEKLEMEDEYDİK. ÖYLEKİ PARTİLİLER SIKILMIŞ VE GERGİN BİR BEKLEYİŞ İÇİNE GİRMİŞLERDİ. BİRDEN ANKARA BÜYÜK ŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI ADAYIMIZ İLE BİRLİKTE İLÇE ADAYLARI VE BELEDİYE MECLİSİ ADAYLARI BELLİ OLDULAR. BİZİM BÜYÜK ŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI ADAYIMIZ İSE;ÜÇ YILLIK BİR YÜKSEK OKUL MEZUNU, BELEDİYECİLİKTEN Bİ HABER, YILAMZ ATAEŞ'Tİ. SİZİN DE BİLDİĞİNİZ GİBİ MURAT KARAYALÇIN DA KENDİ PARTİSİNDEN ADAYDI. MURAT BEY BELEDİYECİLİK KONUSUNDA ÇOK BİLGİLİ VE ANKARA İÇİN DE ÇOK İŞLER YAPMIŞ BİRİYDİ. BAHSİ GEÇEN O SEÇİMDE CHP ANKARA ADAYININ İSMİNİN BAYKAL VE GÖKÇEK TARAFINDAN ORTAK BİR BULUŞMADA TESPİT EDİLDİĞİ SÖYLENTİSİ ÇOK YAYGINDIR. GÜÇLÜ BİR CHP'Lİ ADAY YERİNE OYLARIN BİRAZINI ALIP, ŞEÇİMİ GÖKÇEK LEHİNE ÇEVİRECEK BİR ADAY. OYSA CHP'NİN YEREL YÖNETİMLER KONUSUNDA DENEYİMLİ, PEK ÇOK ŞEHİR PLANCISI, MİMAR VE MÜLKİYELİ ÜYESİ VE YANDAŞI VAR. BAYKAL'IN, KARAYALÇINI SİYASET SAHNESİNDEN SİLMEK İÇİN YAPTIĞI KÜÇÜK BİR OPERASYON. SİYASİ ETİĞE UYGUN MU ? BİLİNMEZ. AMA BU OLAYIN YAKIN TANIKLARINDAN BİRİ ÇIKAR DA SÖYLENTİLERİ DOĞRULARSA NE ALA. AKSİ TAKDİRDE BU YAZILANLAR SPEKÜLASYONDAN ÖTEYE GEÇMEYECEKTİR. TAKDİR SİZİN. İSTERSENİZ BU YORUMUMU YAYINLAMAYIN. SAYGILARIMLA. K. Mükremin BARUT 28 Temmuz 2007 ANKARA

HAMZA CURA IP: 5.46.185.xxx Tarih : 11.09.2013 00:43:13

bunu  yazmak için 5-10 yıl daha bekleseydi.