19
Mayıs
2024
Pazar
ANASAYFA

Bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete

        Sultan Abdülaziz zamanından kalma bir tekerlemedir;  “bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete”. Arap ülkelerinden birinin Kralı, Osmanlı Padişahına jest olarak, bir zürafa hediye gönderir. Padişah önce binmeye cesaret edemez, lakin içindeki  dizginlenemeyen zürafaya binme isteği sonunda padişahı zürafanın üstüne getirir…Zürafa bu at değil ki! Ürken zavallı hayvan korku dolu adımlarla amaçsız kaçmağa başlar, tabii sırtındaki padişah Abdülaziz ile birlikte…Bereket versin  olay kazasız atlatılır ve günümüze kadar yansıyan bu güzel söz işte o an zürafa sırtında bir Osmanlı padişahı tarafından, tahmin edeceğiniz duygular içinde söylenir…
        Türkiye artık bir dünya devleti olma yolunda! (En azından uluslar arası organizasyon düzenlenmesi noktasında) Son iki örnek sanırım bunu kanıtladı. Eurovision şarkı yarışması ve Nato zirvesi.
        Bazen bilip bilmeden konuşur, yerli yersiz işlerle uğraşırız ya belki benim ki de o misal olacak. Ben sultan Abdülaziz’i eleştirmiyorum,sadece bindiğim alametin özelliklerini bilmek istiyorum. At diye bir zürafanın üstüne bindirilmek istemiyorum o kadar…Nato; bu atlardan sadece biri. Gümrük birliği ve AB birliği bir başkası. İslam ülkeleri kalkınma birliği, Karadeniz kalkınma ve işbirliği birliği, yok 7’ler vay 8’ ler. Nedir bunlar Allah aşkına bilen lütfen bana da anlatabilir mi?
        Yarım yüzyıllık Nato ülkemize neler sağlamıştır? Gümrük birliğinin faturası kaç milyon yahut milyar dolardır? AB birliği ile neler kazanıp neleri feda edeceğiz? İngiltere ve İsviçre neden AB den ayrılmak istiyorlar? Yoksa bundan kimsenin haberi yok mu?
        Yoksa  AB nin silahşörleri  meşhur kalemlerin, sözlerine mi takılıyorsun? Onlar hür iradeleri ile konuşmadıkları için, onların söylemlerini boş ver dostum! Onlar talimat ile yazar ve paralarını alırlar. ABD senatosunun Kıbrıs için onayladığı her yıl için 5 milyon dolar, yıllardır kimlere ve ne amaçla ödenmiştir?
        Evet bindiğin aracı tanımazsan, gideceğin yeri de hayal edemezsin. Kıyamete gitmek sorun değil, zaten gideceğiz, önemli olan ne şekil ve şartlarda gideceğimizdir.Sence de öyle değil mi?
AB için önce İngiltere ve İsviçre olayını bir anlasak da, sonra yine AB..AB..AB diye bağırsak daha iyi olur gibi geliyor bana.
        Silahşörlerin dışındaki herkese kulağım ve tüm benliğim açıktır.Lütfen bildiklerinizi anlatın…
        Her zaman Sultan Abdülaziz gibi şanslı olamayabiliriz.Ülkemizin bu tür ufak sıyrıklara dahi tahammülü kalmamıştır ki sözünü ettiğimiz konular hiçte sıyrıkla atlatılabilecek cinsten kazalar değil…
        Organizasyonlardaki kusursuzluğu; halkın beklentileri doğrultusunda ve  ulusal  çıkarlar paralelinde; aktif kazanca dönüştürdüğünüzde, bindiğinizin at yahut zürafa veya başka bir şey olması önemini kaybediyor. O zaman ister kıyamete ister başka bir yere gidelim hiç önemli değil…Ama birlikte gidelim dimi!
 
 
Sevgi ve saygılarımı sunuyorum.
 
.
Yayın Tarihi : 30 Haziran 2004 Çarşamba 17:59:13
Güncelleme :30 Haziran 2004 Çarşamba 19:02:01


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?