28
Mayıs
2024
Salı
ANASAYFA

Kıbrıs Dalış Harekatı

Yaklaşık 4 ay uzak kaldığım su altı dünyasına tekrar merhaba diyorum. Büyük bir çıkarma harekatı düzenledik Kıbrıs’a. 4 Mayıs Perşembe akşamı, 38 Kişilik bir tim ile çıktık yola. Yaklaşık bir saatlik uçuşun ardından Lefkoşa’ya vardık. Ve yarım saat sonra da Girne ‘de kalacağımız River Side Otelindeydik. Muhteşem limon, muz, erik, ıhlamur, kauçuk ve adını sayamayacağım turunçların içindeki odamıza giderken, buradan çok keyif alacağımı düşünmeye başlamıştım bile.

Sabah 8:30 da herkes ayrı bir heyecan içinde; kahvaltısını yapmış bekliyordu. Dalışların yapılacağı yer yaklaşık 15-20 dakikalık mesafedeydi. Dalış merkezi Jasmine Court Otelin içinde yer alıyordu. Önce dalış ekipmanları ayarlandı ve herkes sezonun ilk dalışı için hazırlanmaya başladı.

Blue Dolphin; sadece dalış yaptıran sıradan bir dalış merkezi değil. Padi’ nin Dünya sıralamasında 222. sırasına oturmuş, Beş yıldız Eğitmen Seviyesindeki eski özel kuvvetlerden emekli binbaşı Gürdal Hoca’nın, gerçekten muhteşem bir yerde kurmuş olduğu ve dalgıç eğitmeni yetiştiren bir okul. Girne içinde Merit Otel’de de bir dalış merkezi bulunduran, ayrıca Kıbrıs Rum kesiminde de bir okulu olan bir dalış merkezi.

Ekipmanlar hazırlandıktan sonra, brifing için hepimiz Gürdal hocanın yanında toplandık.Grubumuzda bir hayli eğitim dalışı yapacak arkadaşlar vardı. İlk defa dalış yapacak Open Water kursiyerleri ve Open Water seviyesinden, Advance seviyeye yükselme dalışları yapacak arkadaşlar olduğundan, gruplar itinalı bir şekilde yapıldı. Haliyle eğitim dalışları yapacak arkadaşlara Cüneyt Hoca ve Haluk hoca eşlik edecekti. Sözüm ona tecrübeli diyebileceğimiz bizlere ise Dalış merkezinin ; İngiltere’de yetişmiş hocası Simon eşlik edecekti.

Kıbrıs programını öğrendiğimiz günden beri merakla beklediğimiz diğer bir konu ise, dalışların her zaman alıştığımız şekilde dalış teknesinden değil de, bot ile yapılacak olmasıydı. Kıyıda iki tane Zodyak bot bizi bekliyordu. Neyse biz brifinge geçelim:

Tecrübeli dalgıçlar, ki sayımız matematiksel olarak 22 kişiydi. Botlara paylaştırıldık. Badiler belirlendi. Ve botlara malzemelerimizi taşımaya başladık. Bu iş öncelerine oranla bir hayli ağır bir işti. Çünkü daha önceleri hiç ekipman taşımak zorunda kalmıyorduk. Ben 16 kişilik grubun içindeydim ve büyük bota bineceklerdendim. Büyük botu görünce bir an aklıma, amerikan filmlerinde görmeye alıştığımız yada Sas veya Sat komandolarından aşina olduğumuz sahneler geldi. Gerçekten değişik bir deneyim olacağa benziyordu. Ekipmanları bot içinde kuşanmak inan çok zormuş. 



Evet ilk dalış noktamız “Zeyko”. Adını kıyıda bulunan, eski zeytin işleme kooperatifinden almışa benziyor?. Maksimum derinlik 26 metre imiş. Söylenenlere göre bir hayli değişik canlılar görme ihtimalimiz yüksekmiş…

Ve hazırlıklar tamam. Badiler karşılıklı olarak botlarda yerlerini aldılar.Arka üstü suya atlayacağız. Ve atladık. Gerçekten çok farklı bir stil bu…Badiler yan yana gelene kadar dalış lideri Simon çoktan alçalmaya başlamıştı bile. Diğer bot’daki dalgıçlar da, aynı yerde olduğu için aşağıda 22 kişi birbirini tanımakta zorlanıyordu.
 

İniş tamamlandığında kim kimin grubunda belli değildi. Simens ise hala ortalıkta gözükmüyordu. Yani gözükmüyordu dediysem tabii ki görebiliyordum en azından ben görüyordum. Ama arkadaşların Simon’u takip etmeleri mümkün gözükmüyordu. Çünkü Simon kendi başına dalmaya niyetlenmişti bir kere Neyse ben, badim Gündüz hocayı yanıma alarak ferdi dalış seyrimizi sürdürmeye başladık. Bir iki küçük lahos balığından başka tüm dalış sürecinde başka da bir balığa rastlayamadık. Carettalar, domuz balıkları, sanıyorum bizim çıkarma haberini alınca tüymüşler buralardan…Çıkıyoruz, ne hikmetse dağılan grup çıkarken toparlandı


Böylesine dalgalı bir denizde hem de bot ile ilk deneyimi düşündüğümde fena bir dalış sayılmamalıydı.Ama ötesi berisi biraz tartışmalı bence.Zaten yazımın sonunda genel bir değerlendirme yapmak istiyorum.Ama şimdi değil.

Dönüş yolu gidişe nazaran biraz daha kısa sürdü. Ve kıyıya çıkıp, ekipmanları taşıdık ve yeni dalış için hemen ekipmanları tekrar hazırlamaya koyulduk. Bu arada yemek siparişlerini de vermeyi unutmadık tabii. 


Günün ikinci dalış zamanı geldi, ama advance grubu arkadaşların yüzünde, ilk dalışında vermiş olduğu olumsuz hava hakim. Çoğu ikinci dalışa gitmek istemiyordu. Bu arada benim düşüncelerimi öğrenmek istiyorsun tabii değil mi? Ben, bir Resgue Diver olarak kendi istek ve meraklarımı, dalış grubumdan ayrı düşünmemin doğru olmadığını öğrenmiştim. Bu duygular içinde iken, Advance grubunun ne düşündüğünü henüz bilmeyen sevgili Cüneyt hocam yanıma geldi ve benim için büyük onur ve şeref olacak teklifini yaptı: “Abi, benim ile birlikte Open Water eğitimine katılmak istermisin?”

İstemezmiyim hocam, istemezmiyim 

İkinci bölümde görüşmek üzere, sevgi ve saygılarımla.
Yayın Tarihi : 8 Mayıs 2006 Pazartesi 15:15:49
Güncelleme :15 Mayıs 2006 Pazartesi 15:47:07


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?