18
Mayıs
2024
Cumartesi
ANASAYFA

İyi Uykular Türkiye'm.....

İyi uykular Türkiyem……….
 
            Son günlerin ilginç korkularından biri şüphesiz ülkemizde artan misyonerlik faaliyetleri…İlginç diyorum çünkü, konuyu medyaya taşıyan adına,  din elden gidiyormuş  tartışmalarının başlaması adına, sanki dinin bir sahibi varmış ve oda dinine sahip çıkmıyormuş havası estirmesi adına …
 
            Kabul edin veya etmeyin, her kişinin inancı kendinedir. Hiç ama hiçbir kimsenin diğerinin  üzerinde  din konusunda tasarruf hakkı olamaz, bir defa bu böyle biline. İkincisi yeryüzündeki semavi dinlerin sahibi veya bekçisi yine hiçbir kimse veya zümre olamaz. Ne Hıristiyanlık’ta  nede İslamiyet’te  zorlama yoktur buda üçüncüsü. Son olarak, bu dinleri gönderen de, bu dinlerin bugüne kadar yaşamını sağlayan da Yüce Allah’tır, buda dört…
 
            Tüm bunlara rağmen asırlardır birileri hep bunlara sahiplenmeğe çalışmış, menfaatlenmeye yeltenmiş, ve bunu kendi şahısları adına başarı ile de yapmışlardır. Bu menfaatlenme Hıristiyanlık’ta da olmuştur ( Özellikle Orta çağ Avrupasında), İslamiyet’te de ( Hem Osmanlı’da hemde Cumhuriyet Türkiye’sinde). Tüm bu senaryolar bugün de aynen vizyondadır!...
 
            Sayın Rahşan hanım duyarlılık göstermiş ve din elden gidiyor anlamında düşündüklerini söylemiş. Ne var şimdi bunda? Ters veya garip olan nedir? Yoksa ters olan Sayın Rahşan Hanımın ideolojisi mi? Yada CHP  kökenli olması veya DSP’li olması mıdır, nedir Allah aşkına yahu!!! Yoksa bu partililerin inanç özgürlükleri yok mu?
 
            CHP’ yi, DSP’yi, yada başka bir partiyi siyasi olarak eleştirmek hak olabilir, ancak parti mensuplarının dini inanışları ile alay etmek veya karalamak;  haksızlık, saygısızlık hatta ahlaksızlıktır!!! Ayrıca, dinin bir partisi de olmamalıdır.Unutulmamalıdır ki bu ülkede ilk imam hatip liselerini, ilk ilahiyat fakültelerini açanda CHP dir. İslam dininin Yüce kitabı “Kuran-ı Kerim” de  yine CHP iktidarında ve Mustafa Kemal ATATÜRK’ÜN isteği ile tefsir edilmiş ve anlamlandırılmıştır…Hatta tüm masrafları T.B.M.M tarafından karşılanacak olmasına rağmen, kürsüye gelerek “ tüm masraflar şahsım tarafından karşılanacaktır”  diyerek bu güzel görevin maddi ve manevi hazzını da yine Gazi kendi yaşamıştır.
           
            Bunlar ayrı konular ama iş dinin siyasetine gelince, o zaman benimde söyleyecek sözlerim olur tabii.
 
            Din konusunda  ATATÜRK ile başlayan değişimler, neden bilmem kaçıncı cumhuriyet hükümetine kadar yozlaştırıldı ve de bu değişimlerin arkası getirilmedi? Neden bu hassas işler şarlatanların eline bırakıldı?
 
            Sen; Ülkendeki tüm dini grupları kucaklayıp, kendi elinle dinini öğrenmelerini sağlayamazsan, adeta onları yok sayarsan, bugün tabii ki buralara kadar gelirsin. Gruplar arasındaki gerginlikleri bırak gidermeyi daha da arttırırsın. Tüm dünya dinler arası diyalogdan bahsederken, sen ülkendeki misyonerlik tartışmalarının içinde kaybolur gidersin…Sonra seni kim, niye dinlesin ki?
 
            Teşbihte hata olmazmış: “Kızını boş bırakırsan, ya davulcuya gider yada zurnacıya” der atalarımız( Tüm davulcu ve zurnacı arkadaşlarımı tenzih ederim) . Kulakları çınlasın Sayın Kenan EVREN de 12 Eylül sonrası “ gençleri boş bırakırsan anarşist de olur başka şeyde” demişti…Şimdi; manevi boşluklar yaşayan gençlerin,dinini değiştirmeye tevessül edenlerin, putperest veya satanistlerin  hakkında kim bir söz söyleyebilir, yada kim bunları kınamaya cesaret edebilir?
 
            Demek ki bu işler böyle olmuyormuş. Bugüne kadar kim parasız pulsuz bir tane Kuran-ı Kerim dağıtmıştır babasının hayrına? Bırakın parasız kitap dağıtmayı, devletin bir zamanlar parasız olan okullarında dahi, verilen din eğitiminin hali bilinmez değildi! Sonra, bu ülkede Diyanet kurumu sadece İslam’ın bir mezhebi olan Hanefi’lere mi hizmet eder? Diğer mezhepleri yok saymak, bu kurumun tasarrufumudur? Bu ülkenin gençleri Alevi-Sünni çatışmalarında heba olup giderken, “O” çok bilmişler acaba nerelerdeydiler?
 
 Hem Sünni, hemde Alevi kesimler kendilerini kullandırmışlardır. Bugüne kadar resmi yada gayri resmi din politikalarımız bunlar  değilmiydi?
 
            Efendim medeni ve demokratik kuralların dünyasında, gençlere herhangi bir  yönlendirme yapmadan, dini inanışlarını seçmelerini sağlamalıymışız, özgür bir biçimde???….Yok ya, kim söylemiş bunu?
 
Unutma ki, tüm okullarında dini eğitim veren ülkeler, maalesef  aralarına girmeye çalıştığımız  Avrupa ülkeleridir!!! Beşinci dünya ülkeleri değil!!!!  Ve orada da verilen eğitim sadece Hıristiyanlık’tır. Üstelik  orada,  öğrencinin farklı bir din eğitimi alması bile söz konusu  değil! Yoksa Din özgürlüğü denince bunu mu anlamalıyız ? Avrupalılar da gençlerinin dinden uzaklaştıkları için muzdaripler. Kiliselere devam edenler sadece yaşlılar…Tabii bu ayrı bir tartışma konusudur, yeri ve zamanı gelirse onu da konuşuruz…
 
            Arkadaş sen fert olarak dinine, diline, örfüne ve toprağına sahip çıkacaksın. Devlet, devlet olarak tüm dini gruplara yakın olacak ve hepsinin faaliyetlerini kontrol edecek. Verebileceği tüm desteği ayırım yapmadan verecek.Evet, üstelik bunu tüm okullarda (Devlet yada özel fark etmez)  devlet kendi eliyle verecek. Bak bakalım o zaman meydanlarda “at” oynatılabiliyor mu? Bak bakalım o zaman, “alevi azınlık” denildiğinde ortalık hemen alevleniyormu? “Ne azınlığı kardeşim? Biz azınlık filan değiliz, bu oyunlara gelmeyiz” diye yükselen sesin içinde boğulur gider ayrılıkçı fikir ve kişiler…Ama, Alevi vatandaş Aleviliğini, Sünni vatandaş da  Sünniliğini bilecek!...Mesela bugün azınlığız diyen Alevi söylemlerini ben hiç ciddiye almıyorum.Bu açıklamayı yapanların da gerçek Alevi olduğuna inanmıyorum. Bence bunun adı dinsizliktir ve bu kişiler de inançlı insanları kullanan sahtekarlardır !!! Dedim ya, “sen” öğretmezsen, biri yada birileri gelir senin boşluğunu öyle veya böyle doldurur faturasını ödemek de sana düşer.
 
            Bu ülkede tüm inanç grupları, dünyanın hiçbir yerinde olmadığı kadar özgürdür.Kimsenin inancına ve ibadetine karışılmamış ve bundan sonrada  karışılmayacaktır. Herkes ibadethanesinde rahatça ibadetini ifa edebilmektedir. İncil’e sahip olma veya olamama gibi bir sıkıntı yoktur. İsteyen gider kilisesinden veya bu tür kitapları satan yerlerden temin eder.
Bence burada düşünülmesi gereken nokta; tüm bu faaliyetler yapılırken karşılığında maddi bir çıkar  vaat edilip edilmediği noktasıdır…
 
            O halde oyun başkadır!!! Devletin ilgili kurumları lütfen bu oyunu tezgahlayanlar hakkında gereğini yapsın ve halkımızın bu oyunlara piyon olmasını engellesin!!!
 
            Sonra bu gibi gelişmeler daha bir şey değil, bunun arkasından daha neler gelecek neler…Zaten ufak ufak başladı…Şimdi  “sünnet” konusunda da getirilmeye çalışılan kriterler  kafaları karıştıracak.Yarın cenazelerin definleri ve mezarlıkların yeniden yapılandırılmaları, kurban kesme kriterleri, tarım, sanayi, turizm v.s. gibi  her alanda önümüze bir sürü gündem maddeleri gelecek…
 
            Zaman; uyanık, akıllı olma zamanıdır... Rüzgar her zaman kayanın tozunu alıp gitmez! Bazen kayayı da götürür…
 
 
SAYGILARIMLA
 
Yayın Tarihi : 28 Ocak 2005 Cuma 11:34:41
Güncelleme :28 Ocak 2005 Cuma 11:44:13


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
ayten karaoğlu IP: 195.174.137.xxx Tarih : 31.01.2005 13:43:01
Öncelikle bu çok hassas ve önemli konuya parmak bastığınız için teşekkürlerimi sunuyor, yazdıklarınıza baştan aşağı katılıyorum.Bir ülkede din eğitim ve ekonomiyle bağlı zincir halkaları ne kadar güçlü olursa ,o ülkede o kadar refah sağlanır.Malesef ki Türkiye de soyguncudan hortumcudan arta kalanlarla eğitime ve ekonomiye bütçe ayırmaktayız; ve sonuç olarak , karşımıza hep alışık olduğumuz tablolar çıkmaktadır.Eğitimsiz bir toplumun ne gerçekleri öğrenebilme şansı vardır, ne de çıkarcı gurupların oyununa geldiğinin farkındadır. Amaca ulaşmak için fişeklenen hep din olmuş, ateşi de hep oyuna gelen halkı yakmıştır. Sinsi düşüncelerle Alevi, sünni, Çerkez,kürt,ateist hep birbirine düşürülmüş olup , tarihte çok acı olaylara şahit olduk millet olarak .Dediğiniz gibi Yusuf bey, Türkiyenin uyanma vakti geldi.Ne demişler” erken kalkan yol alır”. saygılarımla

Erhan ÖZTUNÇ IP: 85.96.40.xxx Tarih : 3.02.2005 08:40:44
Aslında bu konuda soylenecek soz cok fazla ayten hanımın yorum ve uzuntulerınde katımamak mumkun degıl yalnız yazarın kose yazısı baslıgı İYİ UYUTULMALAR TÜRKİYEM olsaydı cuk diye otururdu bu kadar mısyoner faaliyetın perde arkasında kimler var dersınız iftar sofralarımızda papazlara dua etırenler ıslamın sankı farzını laytlastıracakmıslarcasına hso goru adı altında degerlerımızı bu yapılanmalara peskes cekenler yokmu yani dinimizi pazarlayan papazları kast edıyorum