4
Mayıs
2024
Cumartesi
EKONOMİ

Tarım politikası masaya yatırıldı

Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı Kemal Özgen, tarım politikasının devlet politikası olması gerektiğini belirterek, "Her hükümet değişikliğiyle beraber, tarım politikalarının da değiştirilmesi, sonuç almada zafiyet meydana getirmektedir" dedi.

Isparta Ticaret Borsası tarafından bu yıl ilki düzenlenen '1. Göller Bölgesi Yayla Şartlarında Tarım ve Hayvancılık Sempozyumu ve Fuarı'nın açılışında bir konuşma yapan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Yönetim Kurulu Üyesi ve ATSO Başkanı Kemal Özgen, Türkiye'de ilk olarak, tarım politikasının esaslarını belirleyen bir 'Tarım Kanunu'na ihtiyaç olduğunu ifade etti. Tarım politikasının devlet politikası olması gerektiğini dile getiren Özgen, şunları söyledi:

"Her hükümet değişikliğiyle beraber, tarım politikalarının da değiştirilmesi, sonuç almada zafiyet meydana getirmektedir. Milli gelirin yüzde 15'ini ve istihdamın yüzde 40'ını oluşturması sebebiyle tarım ve hayvancılık sektörü, ekonomik olduğu kadar sosyal önemi de yüksek bir sektör olma özelliğini taşımaktadır. Ancak son 10 yılda, tarım sektörünün ürettiği katma değer yerinde sayıyor. Çünkü Türkiye'de yıllardır tarım ve hayvancılığa verilen kamu desteği, ekonomik sorunların kaynağı olarak gösterilmiş, tarımdaki kredi ve girdi desteği kaldırılmıştır. Tarıma verilen destek devamlı azaltılmıştır. 80'li yıllarda 5 milyar dolar iken, 90'ların sonunda 2 milyar dolara düşen destek, günümüzde 1.5 milyar doların da altına düşmüştür. Dünyada ise tarımsal ürünlere 300 milyar dolar destek uygulanmakta ve bunun da yüzde 90'ını, gelişmiş ülkeler kendi çiftçilerine vermektedir. Bu rakamlar, Türkiye'de tarıma verilen desteği kaldırtmak isteyen Avrupa Birliği'nde 100 milyar dolar, ABD'de ise 60 milyar dolardır. AB ülkelerinde kişi başına düşen doğrudan destek, yıllık 2 bin 500 dolar, ABD'de 4 bin 500 dolar, Türkiye'de ise sadece 40 dolardır."

Şu anda Türkiye'de tarıma yönelik tek desteğin 'Doğrudan Gelir Desteği' olduğunu kaydeden Özgen, "Oysa, dünyanın hiçbir ülkesinde tek başına uygulanmayan doğrudan gelir desteği, AB'de tüm destekler içinde yüzde 6'lık pay alırken, pazar fiyat desteği yüzde 50, girdi kullanımına dayalı destek yüzde 10'luk bir paya sahiptir. Bugün ülkemizde 'doğrudan gelir desteği' adı altında üretimle ilgisi olmayan, üzerinde üretim yapılsın yapılmasın, tapu sahibine para dağıtılmasını öngören bir uygulamayla kaynak israfı yapılmaktadır. Tarımdaki sorunu, toprak sahibine tapusuna göre para dağıtmakla çözemeyiz. Tarımda sorun, çiftçinin doğru ürünü, doğru maliyetle, daha çok üretmesiyle çözülecektir" diye konuştu.

"VERİMLİLİĞİ ARTIRICI PROJE UYGULANMALI"

Verimliliği artıcı projeler uygulanması gerektiğini ifade eden Özgen, "Tarım desteklerinde verimin artırılması, esas unsur olmalıdır. Öte yandan, ülkemizde ortalama 50 dekar olan tarımsal işletme ölçeğini, 250 dekara çıkarmalıyız. Zira ancak ölçek ekonomisini sağlarsak, yurtdışı ile rekabet edebiliriz. Bunun için de miras hukukunda mutlaka, tarım arazilerinin bölünmesini önleyecek düzenlemeler yapılmalıdır. Serbest piyasa ekonomisi koşullarında, çiftçi kendi sorununu çözsün diye bekleyemeyiz. Dünyanın en gelişmiş, en zengin ülkelerinde bile, tarım kesimi için özel programlar uygulanıyor. Bugün Türkiye, fındık, kayısı ve kuru üzüm gibi pek çok tarım ürününde, dünya lideri konumundadır. Ama iş fiyat belirlemeye gelince yokuz. Öte yandan dünyanın en kaliteli pamuğunu üretiyoruz ama ekim alanını daraltmaya çalışıyoruz. Böyle devam edersek, dünyanın 6. büyük pamuk üreticisi olan Türkiye, yakında dünyanın 1 numaralı ithalatçısı olacaktır. Sorun tarımdaki nüfusun sorunu değil, Türk ekonomisinin ve Türkiye'nin sorunudur. 1950 yılından beri dünya nüfusu yaklaşık 3 kat artmış olmasına rağmen, tarım alanları yüzde 25 oranında azalmıştır. Dünyada sadece 7 ülke, buğday ihraç edebilmektedir. Son 30 yılda pek çok tarım ülkesi, tahıl ithal eder duruma gelmiştir. Dolayısıyla, 20. yüzyıla enerji kaynaklarının damgasını vurduğu gibi, 21. yüzyılın da tarım ve su kaynaklarının etrafında şekilleneceğini bilmek, bir kehanet olmayacaktır. Bu alanlarda başarılı olan ülkeler, ekonomik ve siyasi olarak da güçlü olacaklardır. Gelişmiş ülkeler bu gerçeğin bilinciyle, üreticilerini dış rekabetten korumakta ve üretimlerini teşvik etmektedirler. Biz de bu gerçeğin bilinciyle tarım ve hayvancılık sektörlerimize her zaman sahip çıkmak zorundayız" şeklinde konuştu.

.
Yayın Tarihi : 14 Kasım 2005 Pazartesi 17:26:18
Güncelleme :14 Kasım 2005 Pazartesi 17:29:58


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?