İzmir'de Hasta Hakları Derneği tarafından düzenlenen "Genel Sağlık Sigortası ve Aile Hekimliği Sistemi" konulu panelde konuşan AKP Trabzon Milletvekili, TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Cevdet Erdöl, "Sağlıkta dönüşümü, zihinsel dönüşüm olarak algılamak lazım" dedi. 

Büyükşehir Belediyesi Kültürpark İzmir Sanat Merkezi'nde dün gerçekleştirilen panele konuşmacı olarak katılan Cevdet Erdöl, sağlık alanında ciddi zihinsel dönüşüme ihtiyaç olduğunu kaydederek, bu amaçla tüm kurumlara bağlı hastaneleri Sağlık Bakanlığı'na bağladıklarını, eczanelerin kullanımı konusundaki ayrımları ortadan kaldırdıklarını, halkın bundan büyük çoğunlukla memnun olduğunu dile getirdi. Hastaneleri tek çatı altında bir araya getirdikleri gibi sosyal güvenlik kurumlarını da tek çatı altında birleştirdiklerini bildiren Erdöl, "Kurumlardaki en önemli sorun erken emeklilik. 38 yaşında emekli olanlar var. Daha düşük ücretlerle kayıt dışı olarak çalışıyorlar. Bunları da kayıt altına almak gerekiyor" diye konuştu. 

Türkiye'nin, en yüksek emekli aylığı bağlama oranına sahip olduğunu, emekli-aktif oranının emekli aylıklarını karşılayacak durumda olmadığını ve bunun yarattığı finansman açığının gayri safi milli hasılayı tehdit eder boyuta ulaştığını dile getiren Erdöl, Türkiye nüfusunun Avrupa ülkelerinde olduğu gibi gittikçe yaşlandığına dikkat çekti. 

Nüfusun yüzde 61'ine hitap eden SSK'nın açığının 7 katrilyon, yüzde 13.5'ine hitap eden Emekli Sandığı'nın açığının 8 katrilyonu geçtiğini, sosyal güvenlik açığının toplam 23 katrilyon lirayı bulduğunu bildiren Erdöl, oluşturulan sistemin ayrımcılığı da ortadan kaldırdığını söyledi. Genel Sağlık Sigortası'nın Türkiye'de yaşayan herkesi kapsadığını, 18 yaşını doldurmayan herkese sağlık sigortası verildiğini bildiren Prof. Dr. Cevdet Erdöl, "Yani, anasından doğan herkes sağlık güvencesi ile doğuyor" dedi. 

Erdöl, kanun çıkartılırken Türkiye'deki her kesimin görüşünün alındığını belirtti. Panelin açılışında konuşan Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Emin Alıcı da, İsveç'te milli gelirin yüzde 70'ini sadece 17 bin insanın kazandığını ancak 10 milyon nüfusa refah sağladığını anlatarak, "Orada vergi vermeyen vatan haini gibi addediliyor ama ülkemizde kahraman gibi" diye konuştu. 

Türkiye'de yaşanan sıkıntıların bazı kurum ve kişilerin gayretiyle giderilemeyeceğini, herkesin elbirliği yapması gerektiğine işaret eden Alıcı, Sosyal Güvenlik Yasası ve Genel Sağlık Sigortası'nın sıkıntılar getirdiğini, bir gün kişinin parasını sadece tedavi için harcamak zorunda kalabileceğini savundu. Sosyal barışın önemine dikkat çeken Prof. Dr. Alıcı, yaşanan sıkıntıların altından ancak el ele verilerek, akıl birliği yapılarak çıkılabileceğini bildirdi. 

Sağlıkta yaşanan bir sıkıntıyı da dile getiren Alıcı, bir kurumun kendilerine yazı gönderdiğini, hastalarına mamografi yapılmamasını istediğini bildirerek, bunun "kanser ol da, öyle gel" anlamına geldiğini ileri sürdü. 

Türkiye'deki sağlık sisteminin aslında diğerlerinden daha iyi durumda olduğunu, bunu Gölcük'te herkesin gördüğünü, buraya gelen diğer kurumların sağlık ekipleriyle karşılaştığını ifade eden Alıcı, "Yarın, öbür gün sağlık sistemimizin tamamını satmak zorunda kalacağız. Kimin parası var alacak? Yurt dışındaki para babalarının. Bu sağlık kuruluşlarını alınca, para kazanmak için daha çok dizanteri, daha çok tifo isteyecekler. Para kazanmanın dini imanı var mı bilmiyorum. Bir konsensüs sağlayacağız, bir uzlaşma. Lütfen hepimiz şapkamızı önümüze koyalım, gelen tehlikeyi görelim" diye konuştu.