7
Mayıs
2024
Salı
KÜLTÜR/SANAT

Tarih elden gidiyor

Bor’a bağlı Çukurkuyu Kasabamızda Osmanlı Sarnıçları ilgi bekliyor. Altunhisar’dan sonra en eski sarnıçlar Çukurkuyu’da bulunuyor

Tarihi sarnıçlar 1960’lı yıllara kadar bölge için çok önemli iken motorlu araçların çıkması ile özelliğini yitirmişler. ‘Basamaklı’ ve ‘tepeden delikli’ olmak üzere iki tip yapılan sarnıçlardan bölgede en orjinalleri Çukurkuyu’da bulunuyor. Çukurkuyu Kasabası yayla bölgesinde farklı farklı sarnıçlar var. Kış günleri yağmur suları ve kar erimesi ile dolan ve yazın kullanılan sarnıçlarda çok eski tarihlerde yapılmışlar.. Çukurkuyu Belediye Başkanı Mahmut Şahin bölgede yer alan belli başlı önemli sarnıçların ‘Uzun Hasan’ın Sarnıcı, Kara Hacı’nın Sarnıcı, Tamaşalı’ğın Sarnıcı, Gözükara’nın Sarnıcı, Kekilli’nin Sarnıcı, Uzun Ahmed’in Sarnıcı, Tirenin Ali’nin Sarnıcı, İnlikerel Sarnıcı, Emin Badağın Sarnıcı, Baştepe Sarnıcı, Kocakafanın Sarnıcı.’ Olduğunu söyledi. Sarnıçların bir kısmı eski medeniyetlerden kaldığı sanılıyor. Sarnıçları tamir ettirip, bu sarnıçlara adını verenler ile anılan sarnıçlarda var. Çok kullanılan, işleyen yol kenarlarındakiler dışında uzak ve ıssız yerlerde yapılmış olanlarda onlarca yıl kullanıla gelmişler.

Bölgede en büyük sarnıç olarak tanımlanan ‘Mağsan’ yüzyıl önce kasaba yerleşiminin kuzeyine yaptırılan yağmur kar suyu ile dolan üstünde kova ile su çekmek için iki deliği olan büyük bir sarnıç olarak ayrı bir özelliği de var. Kuzey kısmında avgını,bakım kapısı ve güney en alt çıkışta tahliye deliği bulunuyor. Sarnıcı besleyen su kanalı yaklaşık.6-7 kilometreyi buluyor. Osmanlı döneminde kasabaya yapılan camide bu bölgeden sarnıçlardan beslenen bir boru hattı da çekilmiş. Ömer Fethi Gürer olarak bölgede yaptığım gezide gördüğüm bu sarnıçlar dahi tek başına başka bir bölgede olsa görmek için yüzlerce turist çekeceği inancındayım. Çünkü bu sarnıçlardaki kimi oyma taşlar dahi tarihi eser sayılacak özellikte ve güzellikte bulunuyor. ‘Mağsan’ sarnıcı Hacı Emin Efendi Konağı,odası,Hamzalı Cami ile Mağsan Fertekli Rum usta ‘Büyük Gavur’ lakabı ile anılan Abraham tarafından yapıldığı biliniyor. Harap halde bulunan Mağsan 1999 yılında belediyece restore edilerek eski özelliği ile korunmuş. Bölgede su temini konusunda kuyu ve sarnıçların özelliklerini Çukurkuyu Belediye Başkanı Mahmut Şahin anlattı;--‘İlk içme suyu şebekesi 1960 yılına döşenene kadar bütütn hayat kuyulara bağlı idi. Çöl kuyuları; 3-5 metre köy kırı,kule ve bayatsalı kuyuları; 35-100 metre arası değişmektedir. Bayatsalı da ki yurtlarımızda ki kuyuların başında ‘Çunur’ adı ile kubbeli bir havuz (suyu soğuk tutmak için) ve Çunur’a bağlı olarak birbirine bağlı 7-8 oluğa Sıra adı verilir.Çunur’la kuyunun birleştiği yerin yan tarafında sadece içme suyu almak için derin bir oluk vardır.Kuyudaki kovanın dolup dolmadığını anlamak için kuyu başında sahış tarafından 2-3 sefer yukarı çekip bırakılır. Sarnıç ise; kuyudan ayrılığı özelliği su bulunmayan, dış etkenlerle su toplanarak değer bulan yerlerdir.” dedi.

Sarnıç bir yerde su toplama merkezleri.Eski medeniyetlerden kalan sarnıçlar ile turimzme bölge ayrı bir özellik kazanacaktır. Çukurkuyu bölgesi Niğde için Turizmde yeni bir alan olabilir. ‘Turist geliyor, bir gün kalmadan gidiyor’ denilmesini sonlayacak kadar detaylı ve geniş bir alanda kalıntılar var. Gümüşler Manastırı, Tyana, Bahçeli, Niğde merkez,Altunhisar ve derken Çukurkuyu ile turiste Niğde’de kalma yolu da açılır.
Ömer Fethi Gürer-Kenthaber/Niğde
Yayın Tarihi : 4 Mayıs 2006 Perşembe 12:32:52
Güncelleme :4 Mayıs 2006 Perşembe 12:53:29


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?