5
Mayıs
2024
Pazar
SİYASET

Bakan Unakıtan Amasya'da

Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, "Eğer biz gelmeseydik, memurların bile maaşlarını ödeyemezlerdi" dedi. 

Vali Celaleddin Lekesiz, Belediye Başkanı İsmet Özarslan, AK Parti Amasya Milletvekili Hamza Albayrak, Milli Emlak Genel Müdürü İlyas Arlı, Vakıflar Genel Müdürü Yusuf Beyazid, partililer ve Amasyalı işadamlarının katılımıyla Elma Otel'de yapılan toplantıda konuşan Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, Merzifon'da meydana gelen kazada ölen Belediye Başkanı ve AK Parti İlçe Başkanı'nı şehit olarak nitelendirdi. Amasya'ya ilk defa geldiğini belirten Unakıtan, "Amasyalılar hakikaten çok değerli kimseler. Amasya'nın kökleri derin ve kültürü de zengin. Amasya'da çok asil kimseler yetişmiş, Amasya insanında çok ayrı bir asalet var. Amasya dışındakiler bu asaleti daha iyi görüyor. Hizmet dediğiniz zaman da bu yolda koşan arkadaşlarımız var. İşte son olarak bu yolda şehit de verdik. Hizmet yolunda şehit oldular arkadaşlarımız. Belediye Başkanımız, İlçe Başkanımız bizim şehitlerimizdir" diye konuştu. 

Ekonomik yönden güçlülüğün getirdiği artılardan bahseden Kemal Unakıtan, "Maliye Bakanı dediğiniz zaman o ülkenin bütçesinden, o ülkenin parasından pulundan kamu maliyesinden ve ekonomisinden yakından ilgili bir kişi demektir. Onun için Türkiye'nin ekonomisiyle ilgili size kısa bilgi vermek istiyorum. Bir insan alın, o insan ekonomik açıdan güçlü bir insansa, saygın ve değer verilen bir insansa, her tarafta yeri vardır. Bir aile alın, aile reisi başta olmak üzere aile fertleri o aileyi güçlü kılabiliyorsa, o aileyi saygın bir şekilde temsil edebiliyorlarsa, o ahlaka sahipseler, o aleninde ayrı bir yeri vardır. Köyde de ayrı bir yeri, şehirde de ayrı bir yeri vardır. Bir şirket alın, şirket eğer güçlü, borçlarını zamanında ödeyebiliyorsa, alacaklarını alıyorsa, sözünü yerine getiriyorsa, bu şirket güvenilir şirkettir. Bankalar peşinden koşar 'aman kredi verelim bunlara' diye. Ama yok borçlarını ödemiyorsa, devamlı zarar ediyorsa, sözünde durmuyorsa, o zaman herkes ondan kaçar, o bakımdan devlet de böyledir. Eğer ekonomik yönden güçlüyse o devletin her yerde sözü geçer. Ekonomik yönden ne kadar güçlüyse o kadar sözü geçer. Şimdi biz birçok milletlerarası toplantılara katılıyoruz. Maliye bakanları toplanıyor, o zaman büyük devletlerin, ekonomisi güçlü olan devletlerin maliye bakanlarının havası bir başka oluyor. Milletler böyle, devletler böyle, eğer siz ülkenizi seviyor ve ülkenizi saygın bir hale getirmek istiyorsanız ve ben milliyetçiyim diyorsanız o zaman ülkenizi ekonomik yönden güçlü hale getirmek zorundasınız. Başka bunun bir çıkar yolu yok. Lafla peynir gemisi yürümüyor arkadaşlar. Bu milletin hakiki dostu kendisidir. Bunu bir defa kabul etmeliyiz. Kendisinden başkada dostu yoktur. Milletler camiası içerisinde saygın bir yerimizi almak mecburiyetindeyiz, onlara da işbirliği yapmak mecburiyetindeyiz. Çünkü tek başınıza bir şey olmuyor, o milletler camiasına gireceksiniz, onlarla birlikte iş yapacaksınız" şeklinde konuştu. 

Bugün ihracatın 80 milyar doları aştığını, her ülkeye mal satıldığını belirten Bakan Unakıtan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Düşman olduğunuz ülkeye nasıl satarsın arkadaşım malını. O milletler içerisinde olacaksın, o ülkelerle anlaşmalı vaziyette gideceksiniz. Dostluğunuzu her tarafta göstereceksiniz, ama kendi ayağınızın üstünde durmayı da bileceksiniz ve ondan sonrada o ayağınızın üstünde de güçlü bir şekilde duracaksınız, ama eğer güçlü duramazsanız bunun acısını önce kendi milletiniz çekiyor. Bunun sıkıntısını ve çilesini kendi milletiniz çekiyor, sonrada evlatlarınız çekiyor. Önce aklımızı başımıza alıp, boş lafları bırakıp bu ülkenin refah düzeyini artıracak şekilde ne yapmamız lazım onu yapmamız lazım. Bunun için de Amerika'yı yeniden keşfetmeye ihtiyaç yok. Diğer ülkeler ne yapıyor bir bakacaksınız. Biz de onu yapacağız. Bir ülkeden biraz önce misal verdim, şahıstan, aileden, şirketten misal verdim, 'Eğer güçlü olursan ekonomik yönden kendilerini güçlü hissederler, güvende hissederler, sağlam hissederler' dedim. Devlette böyle, devletin güçlü olması ekonomik yönden, maddi, mali yönden güçlü olmasının göstergesi de bütçesidir. Nasıl ailenin bütçesi var, şirketin bütçesi, şahsın bütçesi var, devletin de bütçesi var. Eğer sen iktidar olarak o bütçeyi iyi yönetebiliyorsan çok güzel, eğer onu iyi yönetemiyorsan çek kuyruğunu gitsin arkadaş, bütçesini iyi idare edemeyen bir iktidar hiçbir şeyi idare edemez."

"BİZ GELMESEYDİK MEMURLARIN MAAŞLARINI BİLE ÖDEYEMEZLERDİ" 

Maliye Bakanlığı önünde kendisini özelleştirmeler yüzünden protesto edenleri anlatan Bakan Unakıtan, şunları kaydetti:
"Özelleştirme yapıyoruz, 'devlet oraya fabrika yapsın, buraya fabrika açsın, devlet şunu yapsın' diyorlar. Devlet fabrika işletemez, neden işletemez, memur adam kar da etse aynı maaşını alıyor, zararda etse aynı maaşını alıyor. Çalışsa da öyle çalışmasa da böyle. Mesela bir yere gidecek mal satmaya, seyahat etmeye ödeneği yok adamın nasıl satacak malı. Yani bu devletin artık ekonomik faaliyetlerden elini çekmesi lazım. Şimdi bir bakır işletmeleri vardı, her sene alışmış 30 trilyon zarar. Sanki kanunu var 30 trilyon zarar edecek bu adamlar, her yıl bütçeden 30 trilyon veriyoruz. Şimdi bunu sattık biz, 35 milyon dolara, bu parayı aldık o zarardan da kurtulduk, çök şükür sattık ya zararı bizi ilgilendirmiyor. Bir de adamlar yatırım yaptılar, şimdi onlardan bir de vergi alıyoruz. Niye yapmayayım ben bu özelleştirmeyi? Şimdi özelleştirmeye karşısınız, bakıyorum kimler karşı, oradan nemalanan adamlar karşı, halk karşı değil, sanayici karşı değil, diğerleri karşı değil, oturduğu yerden maaşlarını alanlar karşı. İşte şey yapmışlar benim maketimi yapmışlar yakıyorlar. Yak kardeşim beni yakmıyorsun ya maketi yakıyorsun. Yakarsan yak." 

Türkiye'nin artık başka ülkelere örnek olmaya başladığını söyleyen Kemal Unakıtan şöyle devam etti: 

"Herkes şu pahalılık bir bitse diyor. Ta ninelerimizden gelen bir söz, enflasyonu indirmekten geçer, biz enflasyonlar gördük ki yüzde yüzleri geçmişti. Şimdi tek hanelere indirdik yine biraz hafif bir iki oynayınca, 'eyvah yandık, enflasyon yükseliyor'. Babacığım eskiden yüzde 80'di, 90'dı bu. Şimdi 9 olmuş, 10 olmuş, 11 olmuş, duyarlı hale geldik bu da güzel bir şey. Şurası iyi bilinsin ki bu enflasyonun belini tam kıracağız. İleri ülkelerde neyse o hale getireceğiz. Ben ilk Maliye Bakanı olduğum zaman önümdeki hesaplara baktım, kucağımda bir ateş topu vardı, bir de IMF geldi karşıma oturdu, mahkeme duvarı gibi adamların hepsi, ben bir iki espri yaptım adamların suratı hep aynı hiç değişmiyor. Ondan sonra dedim arkadaş hiç espri yapmayacağım. Ama anladım ki önce bizim kendimizi düzeltmemiz lazım. 40 katrilyon liranın üzerinde bütçe açığı vardı. Öyle bir disipline girdik ki, disipline girdik derken devletin giderlerini de kısmadık bunu da bilin. Biz geldiğimizde 6 milyar YTL yatırım yapılabiliyordu, bugün 15 milyar YTL yatırım yapıyoruz biz. KÖYDES projelerini bir görün Cumhuriyet tarihinde ilk defa yapılan projeler. Artık Türkiye'de dışarıya da örnek olmaya başladı. Yani bu benim başarım değil, bu önce hükümetimizin, Başbakanımız'ın buradaki iradesi ve Türk milletinin başarısıdır. Çünkü Türk milleti de buna inandı, oturduğumuz sandalyelerin hepsi geçici. Yarın öbür gün kalkacağız, bizden sonrakilere teslim edeceğiz ama burada Türkiye bir tane, başka Türkiye yok arkadaşlar. Bunu iyi idrak etmemiz lazım. Çoluğumuza çocuğumuza faydalı olduk diyeceğiz. Samsun'dan, Havza'dan, Amasya'ya gelip kongreler yapıp bildiriler yayınlayan büyük Atatürk'ü şimdi anıyoruz. Ne oldu insanlar fani, Cumhuriyet kalıcı. Bu çok önemli, hepimiz için öyle, hep iktidarlar için öyle. O bakımdan elimizden geldiği kadar ülkenin istikrarının bozulmaması için gayret göstermemiz lazım." 

Önceki yönetimlerin uygulamalarından bahseden Unakıtan, konuşmasını şöyle tamamladı: 

"Bakın size bir şey söyleyeyim, eğer biz gelmeseydik memurların maaşlarını bile ödeyemezlerdi. '2 gün sonra 3 gün sonra ödeyelim falan' diyen bir hale gelirdik. Hala biz bu faizleri ödemek zorunda kalıyorsak eski yönetimlerin kötü davranışlarından dolayı. O bütçelerin iyi idare edilememesinden dolayı. Biz şimdi dersimizi de alıyoruz çok şükür, masraflarımızı da yapıyoruz, yatırımlarımızı da giderek artırarak yapıyoruz. Yollarımızı yapıyoruz, limanlarımızı yapıyoruz, ihracatımız geldiğimizde 36 milyardı, şimdi 80 milyarı geçiyor, az buz şeyler değil bunlar. Nereden bakarsınız bakın Türkiye bir gelişim içerisinde. Mahkeme kadıya mülk değil, kimse buruda kalmayacak, mühim olan millete hizmet etmek. Millet olarak vatandaş olarak bizlere düşen bu milletin birlik ve beraberliğine halel getirmemek, istikrarının hiçbir şekilde bozulmasına müsaade etmemektir, çünkü ekonomik istikrarın temeli de siyasi istikrara dayanır."
İHA
Yayın Tarihi : 14 Eylül 2006 Perşembe 13:24:13
Güncelleme :14 Eylül 2006 Perşembe 13:33:06


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?