5
Mayıs
2024
Pazar
GÜNCEL

Türkler neden gettolaşıyor?

Fransa'da yabancı asıllı gençlerin isyanının yankıları sürerken, Uludağ Üniversitesi de, Türkiye Bilimler Akademisi'nin desteğiyle, İsveç'teki Türkler'in izole bir hayat sürmesinin sebeplerini araştıracak.

Hayat standardı yüksek olan İsveç gibi bir ülkede göçmen olarak yaşayan Türkler'in kültürel ve sosyal açıdan izole bir hayat sürmesinin sebeplerinin ortaya konulacağı araştırmanın sonuçlarının, göçmenlerle ilgili sıkıntılar yaşayan Avrupa ülkeleri için de yol gösterici olması bekleniyor.

Özellikle 1960'lı yıllardan sonra Türkiye'den çeşitli Avrupa ülkelerine yaşanan göçle birlikte, Konya'nın Kulu İlçesi'nden İsveç'in Stocholm Kenti'ne göç eden ve burada İsveç toplumundan ayrı bir getto içinde, göçmen gittikleri toplumdan tecrit edilmiş olarak yaşayan Türkler araştırma konusu oldu.

Uludağ Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Ekonometri Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Nuran Bayram, Türkiye Bilimler Akademisi'nin (TÜBA) Sosyal Bilimlerde Doktora Sonrası Yurtdışı Araştırma Bursu Programı çerçevesinde, 6 ay boyunca Stocholm'de yaşayan Türkler'in hayat kalitelerini ve sosyo-kültürel bakımdan İsveç toplumu ile birliktelik sağlama konusundaki durumlarını araştıracak.

Yrd. Doç. Dr. Bayram, 1960'lı yılların başlarında batı Avrupa ülkelerine göç etmeye başlayan Türkler'in, günümüzde Avrupa Birliği ülkelerinde yaşayan ve Avrupa Birliği'ne bağlı olmayan ülkelerin vatandaşları arasında oldukça fazla bir paya sahip olmalarına rağmen sosyal, kültürel, sağlık ve ekonomik açıdan yetersiz durumda kaldıklarını kaydetti.

Toplam 3 milyon civarındaki Türk göçmeninin AB'deki Avrupalı olmayan en büyük göçmen grubunu oluşturduğunu anlatan Bayram, bu göçmenlerin yüzde 66.4'ünün Almanya'da, 8.6'sının Fransa'da, 8.6'sının Hollanda'da, 4.7'sinin Avusturya'da, 3.9'unun Belçika'da, 2.6'sının İsviçre'de, 1.6'sının İsveç'te, 1.2'sinin Danimarka'da, 0.5'inin İtalya'da ve 0.3'ünün de Norveç'te yaşadığını bildirdi.

TÜRK GÖÇMENLER FARKLI

Yrd. Doç. Dr. Bayram, Avrupa'da yaşayan çeşitli Müslüman göçmenlerin sosyo- ekonomik ve kültürel meselelerinin birbirine benzemekle beraber, Türk göçmenlerin bazı özellikleriyle genellikle Kuzey Afrika ve Balkan ülkelerinden gelen diğer Müslüman göçmenlerden ayrıldığını dile getirerek, bu özellikleri şöyle sıraladı:

''Türkiye Avrupa'ya göçmen veren diğer Müslüman ülkelere göre en önce göçmen yollayan ülkedir. Türk göçmenler genellikle kırsal kökenlidir. Türk göçmenler gittikleri Avrupa ülkelerinde belli coğrafik bölgelerde toplanmışlardır. Türk göçmenler, Türkiye'deki aile yapısını ve anadillerini korumuşlardır. Türk göçmenler ekonomik açıdan kalifiye olamamışlar, sosyal sınıf atlaması yaşayamamışlardır.

Türk göçmenler genellikle gelişmemiş gettolarda yaşamışlar, kendi dükkanları, kahveleri, camileri gibi sosyal kurum ve örgütlerini kurarak, yerleştikleri ülkenin kültürü ile kaynaşmaya karşı direnç göstermişlerdir."

Bayram, bütün bu özelliklerin, Türk göçmenlerin oluşturduğu topluluğun kendi içinde de kuvvetli, etnik özellikleri temel alan, ataerkil bir bağın oluşmasına yol açtığına dikkati çekerek, bu bağın, 2. ve 3. nesli de kapsadığını, bu neslin de eğitim başarısızlığı, uyum güçlüğü, kalifiye olmayan işlerde çalışma zorunluluğu gibi sosyo-ekonomik sorunları yaşamak durumunda kaldığını ifade etti. Türkler'in göç ettiği ülkelerin hepsinin uluslararası ölçütlerle gelişmiş olarak kabul edilen ve hayat standartları yüksek olan ülkeler olduğuna değinen Bayram, şöyle konuştu:

"Bu ülkelerde göçmenlere de bazı sosyal haklar tanınmakta ve kendilerini geliştirme imkanı sağlanmaktadır. Ancak özellikle Türk göçmenlerin bu imkanlardan yararlanmamalarının sebebi nedir? Bu ülkelerde yaşamak, Türkler'in hayat kalitesine etki yapmış mıdır? İstatistiklerin gösterdiği gibi eğer hayat kalitesinde ve sosyal-kültürel anlamda bir etki gerçekten yoksa ve kapalı bir toplum düzeninde, hayatlarını Türkiye'de olduğu gibi devam ettirme çabası içindelerse, o zaman niçin göç etmişlerdir? Araştırmamda bu sorulara cevap bulabileceğimi umuyorum."

NEDEN İSVEÇ?

Yrd. Doç. Dr. Bayram, dünyanın en iyi gelişmişlik indekslerine sahip ülkesi olan İsveç'in nüfusunun 8 milyon 800 bin olduğunu belirterek, bu ülkedeki yıllık nüfus artış hızının yüzde 0.4, ölüm hızının binde 11, doğum hızının binde 14, okur-yazarlık oranının yüzde 100 olduğunu, ayrıca kişi başına düşen milli gelirin yıllık 26 bin 800 dolar olduğunu bildirdi.
İsveç'te 36 bin civarında Türk göçmen bulunduğunu ve bu göçmenlerin tamamına yakının Stockholm'da, İsveç toplumundan ayrı bir getto içinde, göçmen gittikleri ülke toplumundan izole olarak yaşadıklarını ifade eden Bayram, aynı durumun ikinci, hatta üçüncü nesil için de geçerli olduğunu vurguladı.

Bayram bu göçmenlerin yine tamamına yakının Konya'nın Kulu İlçesi'nden göç ettiklerine, evliliklerin de Türkiye'den özellikle de Kulu veya aynı toplum içinden yapıldığına dikkati çekerek, şunları kaydetti:

"Bu kadar iyi özelliklere sahip bir ülkede göçmen olarak yaşayan Türkler acaba içinde yaşadıkları bu toplumun ve ülkenin kaynaklarından ne kadar yararlanıyorlar ve bu durum onların hayat kalitelerini etkiliyor mu? Araştırmamda bu soruya cevap bulmaya çalışacağım. Araştırma sonucunda farklı kuşaklardaki Türk göçmenlerin hayat kaliteleri değerlendirilmiş, göçmen olarak gittikleri toplum ile kültürel ve sosyal açıdan bir birliktelik sağlayıp sağlamamış oldukları ortaya çıkarılmış olacaktır. Elde edilen sonuç, gerek Türkiye gerek ise İsveç'teki karar verici makamlar için yol gösterici bir kaynak olabilir.''

.
Yayın Tarihi : 21 Kasım 2005 Pazartesi 13:19:29
Güncelleme :21 Kasım 2005 Pazartesi 13:26:03


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?