16
Mayıs
2024
Perşembe
ANASAYFA

Bir Paris gezisi ve Fransa

Geçtiğimiz haftalarda eş durumundan bir Paris gezisi yaptım. 

Zaten bildiğim, sevdiğim bu kenti bu kez bir başka açıdan da gözlemledim.
 
Paris’te ilk sizi çarpan şey dönüşümün inanılmaz bir dinginlik, hatta durağanlık içinde gerçekleşiyor olması. 

Bizde ise durum tam tersi, olağanüstü bir durağanlık yine inanılması güç bir sözde tempo içinde yaşanıyor. 

Paris’te bulunduğum süre içinde Star gazetesi günlük yazılarına devam etme zorunluluğu bu kente, aslında o kentin doğasına pek uygun olmayan bir alet, bir laptop ile gitmeme neden oldu. 

Eşimin derse gittiği sabah saatlerinde ben de, elimde laptop, Montparnasse gibi Paris’in en önemli merkezlerinden birinde, içinde telsiz internet bağlantısı olan şirin bir klasik fransız kafesi aramaya giriştim. 

İlk sorduğum kafeler, sanki kafeden İskender kebabı soruyormuşum gibi, şaşkın bakışlarla bana olumsuz cevap verdiler. 

Hatta belki Paris’in belirli kuzey mahallelerindeki kafelerden İskender kebap sormak telsiz internet bağlantısı sormaktan daha makul gibi de duruyor. 

Mortparnasse gibi bir semtte bana telsiz internet bağlantısı olan yegane yerin Mac Donald (fransızların deyişi ile makdo) olduğunu söylediler, ben de bu duruma itiraz edip, ben telsiz internet bağlantısı mevcut klasik bir kafe arıyorum dediğimde de bu talebim insanlara çok gülünç geldi, çok eğlendiler. 

Sonuç olarak, telsiz internet bağlantısı olan kafe bulamadım, herhangi bir kafede oturup yazımı yazdım; tam internet bağlantısı için otele dönmek üzere iken tesadüfen elim laptopun internet tuşuna gitti ve sistemin bağlı olduğunu gördüm. 

Kafede bana internet bağlantısının ulaştığı yer ise Montparnasse meydanının öbür ucunda mevcut bir arap “couscous” lokantası ve bedava dalgaları idi. 

Yani koskoca Montparnasse meydanında (1873 senesinde Paris’in ilk metrosu buradan başlamıştır) telsiz interneti sadece bir ABD markası makdoda ve bir arap kuskuscuda bulabilmiş oldum. 

Bu manzara Fransa için gerçekten çok parlak bir manzara pek değil. 

Mesele sadece telsiz internete ulaşmadaki zorluktan da değil, insanların mantalitesinden de kaynaklanıyor; aynı arayış içinde internet sorduğum bir kafenin sahibi biraz da gururlanarak “ben cep telefonunu dahi reddediyorum, siz bana telsiz internet soruyorsunuz” diye de cevap verdi. 

Kaldığım otelin resepsiyon görevlisinden internet kartı talep ettiğimde de “bunu kullanmak için kişisel bilgisayar gerekir” diye bir yorum da almadım değil. 

Bu manzara Fransa’nın bir yüzü ama tüm Fransa ya da Fransa’nın her yönü de böyle mi? 

Aşağıdaki satırlarda ise sizlere başka bir Fransa tablosu vermeye çalışacağım, buradan bu ülkeye yönelik sonuç çıkarmak sizlere kalıyor.

*Fransa nüfusu dünya nüfusunun yüzde birinin altında ama üretimi dünya üretiminin yüzde üçünden fazla,

*Fransa dünyanın en çok turist çeken ülkesi,

*Fransa dünyanın ikinci en büyük hizmet üreticisi,

*Fransa dünyanın ikinci tarım ürünleri ihracatçısı,

*Fransa dünyada en çok doğrudan yabancı sermaye çekebilen ikinci ülke,

*Fransa dünyanın en büyük dördüncü dış ticaret hacmine sahip ülke (ihracatta dördüncü, ithalatta beşinci) ,

*Fransa dünyanın beşinci sınai ürün üreticisi,

*Fransa dünyada saat başı üretkenliğin en yüksek olduğu ülke,

*Üretim hacmi 1970’den günümüze ikiye katlanmış durumda,

*Fransa dünyanın en iyi işleyen otoyol, havalimanı, hastane ve telekomünikasyon sistemlerine sahip,

*Fransa dünyanın en kapsayıcı sosyal güvenlik sisteminin sahibi,

*Sosyal güvenlik ve okul hizmetlerinden iradesi dışında dışlanan tek Fransız yurttaşı mevcut değil,

*Fransa 2006 senesinde fakirlerine 12 milyar Euroyu asgari gelir seviyesini temin etmek için harcamış bir ülke,

* Altı milyon fransız sosyal güvenlik sisteminden düşük gelirleri nedeni ile prim ödemeden tam olarak yararlanıyor,

*13 milyon fransız HLM adı verilen toplu konutlarda çok ucuz kiralara yaşıyorlar,

*Fransa dünyada sene olarak yaşam beklentisi yani ortalama ömrün en fazla arttığı ülke; bu ülkede yirmi senedir her sene ortalama ömür üç ay artıyor,

*Fransa dünya ortalamalarının üzerinde tasarruf gerçekleştiren bir ülke,

*Fransa enerji üretimi ve tüketiminde kendine yeterli çok az ülkeden biri,

*Fransızca dünyanın hala ikinci dili ve 250 milyon insan dünyada fransızcayı ya ilk ya da ikinci dil olarak konuşuyor,

*29 ülkenin resmi dili fransızca,

*Fransız sineması dünyanın üçüncü büyük sinema endüstrisi.

Bir yanda Montparnasse gibi bir mahellede kafelerde telsiz internet bulamama gerçeği, öbür yanda da yukarıdaki müthiş Fransa. 

Fransa ilginç bir ülke ve kanımca her zaman çekiciliğini muhafaza edecek.

Yayın Tarihi : 2 Mart 2007 Cuma 12:28:32
Güncelleme :2 Mart 2007 Cuma 12:50:40


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?