19
Mayıs
2024
Pazar
ANASAYFA

Toplumun hedef belirlemesi...

Bu yazı Kenthaber sitesinde yazdığım ilk yazı.
Web sitelerinde köşe yazarlığı çok eski bir alan değil ve bugün hala bu kanalla yazarın bilgilerini, görüşlerini, siyasal pozisyon alışlarını okurlara oluşturması çok yaygınlaşmış değil ama unutulmaması gereken temel nokta geleceğin hatta yakın geleceğin bu alanda olduğu.
Selüloz bilginin ve gazeteciliğin sıfırlanmayacağı hatta asırlar sonra bile bitmeyeceği kesin ama sanal-internet bilgi akışının ve gazeteciliğin selüloz aleyhine büyük bir gelişme göstereceği de yine adeta mutlak bir gerçek. 

Bugün dahi sanal ortamdan bilgi aktarma konusunda girişimcilik yapanları kutlamak ve desteklemek gerekiyor zira onlar geleceği zor koşullarda bugüne taşımak isteyen kişiler. 

                                                        ******* 

Bendeniz de bana tanınan bu olanak çerçevesinde sizlere, sanal ortam okurlarına ülkemiz ve dünya ekonomik ve siyasal sorunları hakkında kişisel görüşlerimi aktaracağım.
İsmimin önünde bulunan akademik ünvan asla ve asla sizler ile paylaşmak istediğim konular ve görüşlerim hakkında mutlak doğruyu temellük ettiğim anlamına gelmemeli.
Bu sütunda sanal ortam okurlarına mutlaka tersi de söylenebilecek, iddia edilebilecek şahsi görüşlerimi aktarmaya, şayet ortam oluşur ise de tartışmaya açmaya gayret edeceğim.
Tekrarlıyorum, burada ifadesini bulacak görüşler mutlaka aksi de meşruiyet içinde savunulabilecek görüşler olacak.
Zaten tersi söylenemeyen, ya da söylendiği zaman anlamsızlık içeren görüşlerin kendilerinin de anlamsız görüşler olduğu benim senelerdir benimsediğim temel bir düştur. 

                                                   ******** 

Ülkemizde eksikliğini en çok hissettiğim konuların başında toplumun kendisine hedef koyma alanında yetersizliği, isteksizliği ve hatta biraz daha ileri gider isek miyopluğu geliyor.
Toplumların kendilerine önemli, heyecanlandırıcı hedefler belirlemesinin iktisadi ya da sosyal planlama ile bir ilgisinin olmadığını da yazıya başlar iken vurgulayalım; planlama kavramı bürokratik süreç ve karar alma mekanizmalarının siyasal tercihlerin önüne geçebilmesi anlamına geliyor ve benim burada kastım tam tersi yani heyecanın kaynağının ve motorunun siyaset olması.
Türkiye toplumunun eğitim, sağlık, bölgesel dengesizlikler, fakirlik, gelir bölüşümü gibi çok önemli problemleri var.
Türkiye’nin ve mevcut siyasal iktidarın da hakkını yemeyelim zira bu temel sorunların aşılabilmesi için hem geçmişte hem de bugün (üstelik son yıllarda ve özellikle 2001 sonrası sürecin ivmesi de artmış gözüküyor) büyük çabalar sarfedildi, ediliyor, sorunların bir bölümü kısmen çözülüyor, bir bölümü çözümsüz kalıyor, bir bölüm sorun da buzdolabına kaldırılıyor vs. 

Söz konusu problemlerin çözümü kanımca başka bir konu ama bu problemlerin ortaya konması ve daha sonra da orta vade hedefler saptanması bir toplumun geleceğini oluşturmak için son derece önemli.
Hedeflerin oluşturulması süreci de mümkün mertebe kantitatif yani sayısal boyutta olur ise hem daha somut hem daha heyecan verici olabiliyor zira söz konusu hedeflerin izlenmesi, değerlendirilmesi çok önemli.
Bu yazı 2006 senesinin Mayıs ayında yazılıyor ama on yedi sene sonra yani 2023 senesinde Cumhuriyet’in yüzüncü senesini kutlayacağız ve inanın on yedi sene öyle çok uzun bir süre değil ve göz açıp kapayıncaya dek geçecektir.
Ülkemizin bugünkü sorunlarını sayısal bazda saptayıp 2023 senesine yönelik somut, sayısal hedefler koymanın zamanı geldi hatta geçiyor bile.
2023 senesinde kişi başına gelir, kişi başına ihracat değeri ne olacak, daha doğrusu ne olmalı bugünden pek tartışan yok. 

14-18 yaş grubu gençlerimizin 2023 senesinde kaçta kaçını lise mezunu edeceğiz, kızların okullaşma oranı ne olacak, matematik yetkinliğimiz ne aşamada olacak, bunları somut sayısal verilere dayanarak tartışmıyoruz, sorunlarımızı yerli yerine oturtmuyoruz.
Meselelerin sayısal temelde belirlenmemiş olması ya akılsız bir böbürlenmeye ya da yersiz bir özgüven eksikliğine neden olabiliyor.
Önümüzdeki hafta ilk yazımda kendi ölçütlerime göre sizlere bir 2023 vizyonu çizmeye ve tartışmaya başlayacağım.
Bu sütunda yazacağım her yazı bir biçimde ülkemizin 2023 vizyonuna değinecek ve temel hedef olarak burayı gösterecek.
Bu hedef ve bu hedefe ulaşma önerilerim bazçılarına ters gelebilir ama zaten benim amacım bu doğrultuda bir tartışmayı açmak ve geliştirmek.
2023 zaten benim değil bir genç neslin yaşam çağı olacak.
Yayın Tarihi : 12 Mayıs 2006 Cuma 15:39:27


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?