19
Mayıs
2024
Pazar
ANASAYFA

AKP kentlere karşı

AKP iktidarının ilk günleriydi. Bir pazar sabahı, Haber Müdürlüğü yaptığım Gazete Habertürk’ün Ankara bürosunda gazetelere bakıyordum. Sevgili İsmail Gülgeç’in, gazetenin 1. sayfasındaki nefis karikatürüne dalmışken telefon çaldı. Arayan kişi, AKP’nin atadığı "çiçeği burnunda“ bir genel müdürdü. Ses tonu sinirliydi. Döver gibi konuştu:
"Kardeşim bu nasıl gazete. 1. sayfasına böyle çıplak kadın resimleri koyuyorsunuz. Çoluğumuzla çocuğumuzla okuyoruz biz bu gazeteyi.Ayıptır yaaa.."
Çıplak kadın resmi aradım, bulamadım. Meğer Sayın genel müdürün kastettiği bizim Gülgeç’in vinyetiymiş. Gülgeç, demokrasiyi şuh, dekolte bir kadın olarak çizmiş.
Genel Müdür bunu  "ahalaka mugayir" bulmuş.
Sonra bu isim, Türkiye’nin en büyük belediyelerinden biri için aday adayı oldu. Neyse ki listeye giremedi.
Ama, “genel müdür” den hiç de farklı düşünmeyen bir çok isim, AKP listelerinden belediye başkanı adayı oldular.
Örnek mi? 
İşte Niğde Ulukışla adayı.
AKP Uluşkışla Belediye Başkan Adayı Ali Tekin, seçim propagandası için kullandığı minübüsün üzerine, “İktidarla el ele, 84 yıllık karanlığa son”  yazarak, seçmenden oy istedi.
84 yllık karanlık...1920’den 2004’e kadar olan süreç. Bir başka deyişle Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın başlangıcından bugüne kadar ki dönem.
Ali Tekin,  Ulukışla’nın sorunları yerine, kendisine 84 yıllık Kurtuluş Savaşı – Cumhuriyet sürecini hedef seçmiş.  Ucuz, kötü bir politika.
Niyet belli. AKP saflarındaki birçok insan böyle düşünüyor. Hala Cumhuriyet’le hesaplaşma içindeler.
Savcılık soruşturma başlatmış.
Hiç bir şey çıkmayacak.
Yine ‘inkar’ mekanizması devreye girecek. Ya da ‘Biz değiştik’ mazeretine sığınacaklar.
Daha önce benzer örneklere rastlamadık mı ?
Refahyol hükümeti döneminde, MİT’te bir brifing sırasında, konuştuğum "üst düzey yetkili"ye Fethullah Gülen’i sormuştum. "Bizim için Fethullah Gülen’in beyninin arkasındaki düşünceler önemli. Şu an söyledikleri değil. Bizim 25 yıldır tanıdığımız Fethullah Gülen hala aynı Fethullah Gülen. Şu anda iktidara yakın diye, onun hakkındaki görüşlerimiz değişmedi" demişti.
İşte aslonan o "Beyin arkasındaki düşünceler..."
Ne kadar ‘değiştik’ deseler de, "40 yıllık sakallarını" kesseler de, birçok  AKP’linin beyninin arkasındaki düşünceler, dile getirdikleri düşüncelerden çok farklı.
Seçimlere çok az bir süre kaldı. 28 Mart’ta yeni yerel yönetimleri belirlemek üzere sandık başına gidilecek.
Altı çizilmesi gereken, AKP zihniyetinin yerel seçimlere ve kentlere bakışı.
AKP listelerinden birçok Ali Tekinler, masum bir karikatürü‚ "namus meselesi" sayan "genel müdürler"  mevcut.
İmam hatip kökenli, bir çok Ali Tekin  28 Mart’tan sonra belediye başkanı koltuğuna oturacak. 
İşte bu aşamadan sonra nasıl bir yerel yönetim modeli ortaya çıkacak? Asıl tartışılması gereken bu.
Cumhuriyeti hedef seçen kafadan, çağdaş bir kent anlayışı beklemek olanaklı mı?
AKP’nin seçimlerden ezici üstünlük çıkması mucize olmayacak. Dileriz, iktiarda olmanın da verdiği güçle, kentlerde, kendi bakış açılarına göre  yeni yeni uygulamalar başlatmazlar. Seçimlerden sonra, Çağdaş Türkiye’nin kentlerinde, kasabalarında "AKP usülü  haremlik – selamlık otobüsler, tesettürlü belediye anlayışı" egemen olmaz.
Ama AKP iktidarından sonra yapılan bazı uygulamalar, bu dileğin gerçekleşme umudunu da azaltıyor.
Geçenlerde Edirne’de tanık olduğumuz bazı gelişmeler, bu konuda iyimser olmamıza olanak vermiyor.
Edirne’de, bugüne kadar İslami tandanslı partiler başarılı olamamış. Aydın ve yaşayan bir kent. Meriç Nehri’nin kıyısındaki restoranlar, barlar akşamları tıklım tıklım. İçki tüketiminin , eğlencenin yoğunluğuna rağmen, pek fazla olay olmuyor. Kentte asayiş sorunu yok.
Ama AKP iktidarının atadığı yeni Emniyet Müdürü Uğur Gür’ün kente gelmesinden sonra, o coşkulu, eğlenceli gece yaşamı neredeyse sona ermek üzere. "5 kez hacca gitmişliğiyle" ünlü Emniyet Müdürü  adeta içkili lokantalara savaş açmış durumda. Meriç boyunda her gece trafik ekipleri, alkollü sürücü avında. 2003 yılı başında 2004 Şubat’ına kadar ehliyetine el konulan alkollü sürücü sayısı 18’ken, sadece geçen ay 83 kişinin ehliyetine el konmuş.
Edirneli çareler peşinde.
Restoran sahipleri, Emniyet’in uygulamasına karşı "evlere servis" çözümünü bulmuş. Yemeğe otomobiliyle gelen müşteriler, gecenin sonunda restoran sahipleri ya da görevliler tarafından evlerine bırakılıyor. Böylece ehliyete el konulmaktan kurtulmuş oluyorlar.
Kentte mühürlenen, kapatılan içkili lokanta ve bar sayısı da giderek artıyor.
Edirneli, tüm bu yapılanları "Bugüne kadar İslami kesimin etkin olmadığı kentin, AKP iktidarınca kuşatılması“ olarak değerlendiriyor.
Edirneliler, 28 Mart seçimlerinden sonra bu "kuşatmanın“ daha da artacağı görüşünde.
Sadece Edirne halkı değil, Türkiye’nin birçok yöresinde insanlar aynı kanıyı paylaşıyor.
Umarım haksız çıkan biz oluruz.
Yayın Tarihi : 24 Mart 2004 Çarşamba 21:33:11
Güncelleme :25 Mart 2004 Perşembe 01:54:55


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?