23
Mayıs
2024
Perşembe
ANASAYFA

Almanya İzlenimleri: Göçebeyiz, Göçeriz Biz...

“Gurbetçilik", Almanya’da sanki daha fazla hissediliyor.

Hüzün de, özlem de bir o kadar yoğun.

Hollanda’da, Belçika’da ve diğer Avrupa ülkelerinde Türkiyelilerin sayısı daha az olduğu için olsa gerek, burdaki toplumlara uyumları daha fazla olmuş. Ama Almanya’da yaşayan milyonlarca Türk adeta “küçük bir Türkiye“ yaratmışlar.

Acılarıyla, sevinçleriyle, özlemleriyle...

Görünüşte Türkiye’ye benzese de, yapay, tat vermeyen bir Türkiye. Böyle olunca da insan özlemi ve hüznü daha çok duyumsuyor...

Almanya’da Türklerin yoğun olarak yaşadığı Kuzey Ren Westfalya (KRW) eyaletindeydik bir süredir.

Almanya’nın nüfus açısından en büyük eyaleti KRW. Köln, Bonn, Aachen, Gelsen Kirchen, Dortmund, Leverkusen ve Essen gibi kentlerin yer aldığı Belçika-Hollanda sınırındaki bu büyük eyalet, aynı zamanda Almanya ekonomisi açısından da büyük öneme sahip.

Sanayi bölgesi olan KRW, bu özelliği nedeniyle başta Türkiyeliler olmak üzere çok sayıda göçmeni barındırıyor.

Başta madencilik, cam, kimya ve tekstil endüstrisi olmak üzere bölgedeki çok sayıda iş kolu Alman ekonomisine yıllarca katkı sağlamış.

Sağlamış diyoruz, çünkü artık o eski canlılık yok olmaya yüz tutmuş. Hazin, hüzünlü bir örtü var şimdi bu bölgede. Özellikle euroya geçiş sonrası yaşanan ekonomik bunalım, burada çok daha fazla hissettiriyor kendini.

Yıllar önce, köylerini, kasabalarını, ülkelerini terkedip yeni bir yaşam için Kuzey Ren Westfalya’ya gelmişler.

Günter Wallraf’ın “En Altakiler“ romanına da konu olan “hazin“ hayatlar yaşamışlar. Yerin yedi kaltına inmişler, “ekmek parası“ için. En pis işlere onlar sürülmüş. “En altakiler“ denmiş onlara. Sabırla “en alttaki“ olmaya aldırmadan yaşam mücadelesi verenler, şimdi yeniden yollara düşmüşler. Ta Orta Asya’dan başlayan “göçebelikleri“ hala devam ediyor. Bu kez Almanya içlerine doğru ilerliyor yolculukları.

Artan işsizlik ve ekonomik sıkıntılar yüzünden iş yerleri bir bir kapanmaya başlamış. Özelleştirme başta olmak üzere, iş yerlerinin başlattığı reorganizasyon nedeniyle yüzbinlerce işçi kapı önüne konmuş. Dolaştığımız kentlerde, ekonomiye ilişkin anlatılanlar gerçekten ürkütücü. Örneğin, KRW nin madenci kentlerinden Gelsen Kirchen’de, bundan bir süre öncesine kadar 386 bin maden işçisi “ekmek yerken“, özelleştirme ile birlikte çalışan madenci sayısı 40 binin altına düşmüş.

Kimya, cam ve tekstil gibi diğer endüstri kollarında da işçi kıyımı aynı boyutta. Çok değil kısa süre öncesine kadar sokakların cıvıl cıvıl, dükkanların tıklım tıklım olduğu Gelsen Kirchen’de, şimdi adeta bir “ölüm sessizliği“ var.

Almanya’da ortalama 20 bin civarında olan kış mevsimi işsizliği bir ayda 177 bine fırlamış. İşsizlikle birlikte hem kişisel bazda hem de orta ölçekli işletmeler bazında peş peşe iflaslar yaşanmaya başlamış.

Sadece Gelsen Kirchen mi? Oberhausen, Essen, Herne, Duisburg, Düsseldorf... Hepsinde aynı durum söz konusu.

Kahvelerde, barlarda, camilerde sohbetin tek konusu işsizlik ve gelecek kaygısı...

İşsiz kalanların bir bölümü Türkiye’ye dönmüş. Ama çoğunluk hala burada. Bunca yıldan sonra dönmek kolay mı?..

Hepsinin çoluk çocuğu büyümüş, okuyanı var, evlenip çoluk çocuğa karışanı var. Artık vatanları burası olmuş...

Ama işsiz, aç da durulmuyor. Hal böyle olunca yine düşmüşler göç yollarına. İş bulma umuduyla Almanya’nın diğer eyaletlerine, kentlerine doğru düzülmüş göç.

Almanya’da iş bulamayanlar, Belçika-Hollanda gibi ülkelerde iş yapan Alman şirketlerini kapısını çalmışlar. Almanya’dan kalkıp Hollanda’ya çalışmaya gelenler var. Aynı 2 kuşak öncesinde dedelerinin yaptığı gibi, eşlerini çocuklarını geride bırakıp, Hollanda’da bekar evlerinde, şantiyelerde yaşamaya başlamışlar. Ayda ya da 2 ayda bir kaç günlüğüne Almanya’ya gidip aileleriyle hasret giderip, geri dönüyorlar.

Gelsen Kirchen, 300 bine yakın nüfusa sahip bir kent. Çok da büyük sayılmayan bu kentte 30'a yakın cami bulunuyor. Bir o kadar da Türk kahvesi ve dönerci. Ünlü Schalke Arena Stadı’nın yanı başında her cumartesi günü pazar kuruluyor. İstanbul'daki herhangi bir semt pazarından hiç eksiği yok. Hatta fazlası bile var. İğneden ipliği, dansöz kıyafetinden kına sepetine, çaydanlıktan Fenerbahçe amblemli çay bardaklarına, ilahi kasetlerinden, dini kitaplara kadar her şeyi bulmak mümkün.

“Bangır bangır“ Seda Sayan, Hande Yener, Gülben Ergen şarkıları yükseliyor. Bir taraftan da ilahiler.

Adım başı elinde makbuz, Türkiye’deki bir cami ya da Kuran kursu için yardım toplayanlara rastlıyorsunuz. Bu iş bir sektör haline dönüşmüş. Anlatanların yalancısıyım, maaşını kumarda kaybeden bir vatandaşımız, “eve nasıl giderim“ diye kara kara düşünürken aklına yardım toplama işi gelmiş. Uydurduğu gibi bir makbuz, atmış kendini pazara, 3-4 maaş birden “doğrultup“ gönül rahatlığıyla evinin yolunu tutmuş.

Sulu sepken yağışın ıslatığı pazarda kiminle konuşsak işsizlikten söz ediyor. Almanya’da doğup büyüyen ve Almancası iyi olan “2. kuşak“ siyasi ve ekonomik gelişmeleri daha yakından izliyor. Sayısı 5 milyon 216 bine ulaşan işsizliğe çözüm bulma çabalarını dikkatle izliyorlar.

22 Mayıs'ta KRW’de seçimler var. Kuzeydeki Schleswig-Holstein Eyaleti’ndeki parlamento seçimlerinde iktidardaki Sosyal Demokrat-Yeşiller hükümetinin, son seçimlere göre yüzde 4.5 oranında oy kaybetmesi, 22 Mayıs’taki Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti’ndeki parlamento seçimlerinin önemini daha da artırmış.

Bir anlamda bu seçim, iktidar için “güvenoyu“ özelliğini taşıyor.

Şimdiden kampanya çalışmaları başlamış durumda. Ama özellikle işçi kesimi hükmete kırgın. Sağ iktidarlarda görmeye alışkın oldukları işssizlik, sosyal hakların budanması gibi olumsuzlukların sosyal demokrat bir iktidar döneminde kendilerine “reva görülmesini“ hazmedemiyorlar.

Sosyal Demokrat-Yeşiller koalisyonu eğer KRW de seçimi kaybederse, büyük güven kaybına uğrayacak. Hristiyan Demokratlar seçimleri kazanırsa, eyaletin Eyalet Temsilciler Meclisi’ndeki altı sandalyesini de kazanacaklar. Bu durumda Eyalet Temsilciler Meclisi’nde üçte iki çoğunluk Hristiyan Demokratlar’a geçecek. Böylelikle de, Hristiyan Demokratlar, hükümetin çıkarmak istediği yasaları bloke edebilme gücünü kazanacak.

Bu kritik seçim öncesi, İktidar, işsiszliğe çözüm bulunması için muhalefetle masaya oturmaya hazır.

Başta Türkiyeli işçiler olmak üzere, çalışan kesimin gözü kulağı, yapılacak bu toplantı ve alınacak önlemlerde.
Yayın Tarihi : 9 Nisan 2005 Cumartesi 01:59:26


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
M.Köylü IP: 81.240.168.xxx Tarih : 12.04.2005 22:14:45
ilgiyle okudum. eklemek istedigim; elinde makbuz Türkiyedeki cami ya da kuran kursu için degil almanya'da yapilmakta olan bir cami için yardim toplayanla ben de karsilastim. bu arada ben Almanya'da degilim ama.. olsun taa Almanya'da Türkiye'deki cami yapimi için toplaniyor da.. niçin Almanya'da yapilan cami için baska ülkeden toplanmasin? sinirlarda kimsecikler yok nasilolsa degil mi? Biz türküz.