E posta: ozkanyusuf@hotmail.com
AKP Hükümeti’nin Ankara - İstanbul arasında "hızlı tren" seferleri projesini gündeme getirdiği dönemdi.
Ankara’daki Ispartalılar Vakfı’nda DLH eski Genel Müdürü Faruk Balcı ve eski DYP Milletvekili Mustafa Fikri Çobanar’le sohbet ediyorduk.
Konu döndü dolaştı "hızlı tren" projesine geldi. Bu konuda en yetkin isimlerden biri olan Faruk Balcı’ya projeyi sordum. Kendi Genel Müdürlüğü döneminde böyle bir proje hazırladıklarını anlattı Balcı, ardından AKP’nin girişiminin "fiyasko" olacağını söyledi ve soruma kesin bir dille yanıt verdi:
"Bu koşullarda bu proje hayata geçirilemez!"
Muhalif bir yaklaşımla mı yoksa bilimsel bir yaklaşımla mı bu görüşü dile getirdiğini sordum.
Ayrıntılı biçimde anlattı. Teknik terimlerle örnekler verdi. Bu teknik terimlerin çoğunu şimdi anımsamıyorum ama, ana hatlarıyla şunları söyledi:
"Sadece Ankara’dan sonra 20 kilometrelik bir hatta iyileştirme yapıldı. Onun dışındaki güzergah, daha önce yapılan eski tren yolu hatından oluşuyor. Şu an eskiye göre yapılan rayların hızlı treni kaldırması mümkün değil. Bu olası bir faciaya davetiye çıkarmaktan başka bir şeye yaramaz. Hızlı tren için ciddi bir altyapıya ihtiyaç var. Bu altyapı oluşturulmadan, sadece halkı kandırmış olursunuz. Ciddi bir proje olmaz..."
Balcı, hazlı tren projesinin şu anki ray ve güzeragah koşulları ile olanaksız olduğunu vurgulayan kapsamlı bir raporu da 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’e sunduklarını da anlattı. Bu konuda Demirel ile de görüşebileceğimi söyledi.
Faruk Balcı’nın anlattıkları ilgimi çekti. Kapsamlı bir şekilde ele almak istedim. Ancak o zaman çalıştığım kuruluştan istifa edince, ne Demirel’le görüşme gerçekleşti, ne de Balcı’nın anlatıklarını yazmak...
Sadece DLH eski Genel Müdürü Balcı değil, bilim adamları da bu projenin "olmazlığını" ortaya koydular. Ajans haberlerine de yansıyan bir örnek; Yıldız Teknik Üniversitesi Ulaştırma Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aydın Erel, 5 Temmuz 2004’de başlayan Dünya Ulaştırma Araştırma Konferansı’nda sunduğu tebliğde, seferlerinin altyapı ve modern araçlar olmadan yapılmasının büyük hata olduğunu belirterek, seferlerin durdurulmasını istedi.
Bu görüşlerini Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’a da ileten Erel, hızlı trenin bu haliyle hem işletmeye ek maliyet getireceği hem de kaza olasılığını artıracağını vurguladı.
Erel, hızlı tren seferlerinin, "ara durak sayılarının azaltılması", "makasların iyileştirilmesi", "doğru yol kesimlerinde makinistlere en yüksek hızla seyir izni verilmesi", "Bu trenlerin seyri sırasında seferdeki tüm diğer trenlerin bekletilmesi" gibi düzenlemelerle hayata geçirildiğini anlatarak, uyarılarını sürdürdü:
"Mevcut altyapıda hiçbir iyileştirme yapılmadan hız artırılırsa, alt ve üstyapıdaki hasarlar ve yol bozuklukları, uygulanan hızları ile orantılı olarak artar, taşıtlar hasarlanır ve taşıtları yol üzerinde tutmak zorlaşır. Üstyapı elemanları olan raylar, traversler, bağlantı elemanları zaman zaman yenilense de bunların özellikleri ve yolun imalat kalitesi yüksek hızlara uygun değil. Demiryollarımızda kaynaklı uzun rayların gerekli teknik bilgi kullanılmadan uygulanması, yaz aylarında yolun eğrilmesi sonucu raydan çıkma olaylarına ve kış aylarındaki ray kırılmalarına davetiye çıkarmaktadır."
Yol inşaatı konusunda geniş bilgi ve deneyime sahip olan ağabeyim Arif Özkan da "hızlı tren"in seferlere başlamasının "korkunç sonuçlar getirebileceği" uyarısında bulunmuştu. Faruk Balcı gibi, ağabeyim de, teknik terim ve örneklerle bu projenin "aceleye getirilmiş" olduğunu vurgulamıştı.
Keşke haksız çıksalardı. Keşke dedikleri Pamukova’daki feci kazayla kanıtlanmasaydı.
Ama oldu.
Göz göre göre onlarca insanın ölüme yolculuğuna izin verildi. Faruk Balcı’nın aylar önce söylediği gibi bile bile ölüme, faciaya davetiye çıkarıldı. Hem de Başbakan’ın kestiği kurdelayla.
Peki sorumlusu kim?
Bu acı kazanın hesabını kim verecek?
Ya da hesap sorulacak mı?
Hiç sanmıyoruz.
Yine pişkin pişkin ölenlerin cenaze törenine katılıp, yine boş laflar edecekler. Tepkileri duymazlıktan gelecekler. Kamuoyu baskısı çok olursa, yatıştırmak için, ölenlerin ailelerine belki göstermelik yardımlar yapacaklar.
Sonra?
Sonra diğer bir sürü olayda olduğu gibi bu facia da unutulup gidecek.
Ta ki yeni bir faci yaşanana dek...
Yazık!