17
Mayıs
2024
Cuma
ANASAYFA

Sevgililer Günü

Ne çok seven varmış memlekette.
 
Büyük alış veriş merkezleri pırıl pırıl.  Her köşede “St. Valantine Day” için armağan reyonları. Gazetelerin “Sevgililer Günü” sayfaları tıka basa ilan dolu.
 
Ama asıl bayram çiçekçilerin. Kara kışa aldırmadan, sıkı bir hazırlık yapmışlar.  Don vurmuş çiçekler bile satışa hazır. Caddenin köşesindeki çiçekçi kadın, Tanesi 2 milyonluk güle, 10 – 15 milyon etiketleri yapıştırmış.
“I Love You” yazılı kadife yastıklar kara borsaya düşmek üzere.
 
Her tarafta bir telaş, bir telaş ki sormayın gitsin. Eyüp Sultan abonesi anneler, varsıl damat adayının gönlünü hoş tutmak için kızlarının alış – veriş çılgınlığına çoktan gözünü yummuş bile.
 
Bıkkın kocalar “yasak savıyor.” Yılın 364 günü, önüne yemek koymasa varlığını bile hatırlamadığı karısına hediye beğenme telaşında. Mutsuz evliliklerin soldurduğu ev kadınlarının yüzünde acıya çalan bir gülümseyiş. Akşama “özel bir sofra” hazırlama çabasında.
 
“Taşralılık” yükünden kurtulmayı en birinci hedef sayan “yeni kentsoylu” evlerde, “Seeevgililer Günün Kutlu Olsun” nidaları yükseliyor.
 
Çoğu samimiyetten uzak. Sevginin sıcaklığını, aşkın yüceliğini yansıtmıyor. Soğuk, yapay ve itici. “Benim sevgim, senin sevgini döver” tadında bir ritüel.
 
Ferhat ile Şirin destanını, Ağrı Dağı Efsanelerini yaratan bu topraklarda, tüketim tanrılarının körüklediği bir “aşk çılgınlığı” yaşanıyor. Sevgiler, yine “para”ya tahvil ediliyor.
 
Keşke içten ve gerçek olsa tüm bu yaşananlar.
Ama 15 Şubat’ta, “sihir” bozulacak. Yine her şey eskisi gibi olacak. Yine hayatın “iç burkan” gerçeği işleyecek.
 
Bıkkın kocalar. Yalnız ev içlerinde unutulmuş kadınlar. Tanımadığı bir adama gözü kaydı diye, delik deşik edilen kadınlar...
 
Sığınma evleri yine dolup taşacak, koca dayağından kaçan kadınlarla.
 
Şanlıurfa’da, Nusaybin’de, sevgisinin peşinden gitti diye “Aile Meclisleri” Ayşeler’in, Fadimeler’in ölüm fermanını imzalayacaklar yine.
 
Sevgilisinin resmini muskasında saklayan taşra kızları, baba zoruyla yine hiç tanımadığı birine gelin gönderilecekler.
 
İşsizlik, yoksulluk, yine yuvalar yıkmaya devam edecek.
 
Yine “Biz” olacağız 15 Şubat’tan itibaren. “Biz Kara bıyıklı göçebe Türkler.”
 
Sevgili Şule’nin “Sevgiler 1 günlük değil, bir ömürlük olsun” dileği, yine bir günlüğüne anımsanıp, unutulacak...
 
 
Ta ki, gelecek 14 Şubat’a değin.
 
 
yusufozkan@kenthaber.com
Yayın Tarihi : 14 Şubat 2004 Cumartesi 01:39:15
Güncelleme :14 Şubat 2004 Cumartesi 01:44:52


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?