18
Mayıs
2024
Cumartesi
ANASAYFA

Ya deprem olsaydı...

 
 
Televizyonlarda, İstanbul’u felç eden kar görüntülerini izlerken, çocukluğum geldi aklıma.
 
Karla ilgili ne çok anım varmış meğer. Okuduğumuz ortaokul 4 kilometre uzaktaydı. Karın lapa lapa yağdığı, ayazın insanın suratını bıçak gibi çizdiği kış günleri, erkenden düşerdik yollara. Belimize kadar yükselen karın tadını çıkara çıkara, sırılsıklam ulaşırdık okula. İlk dersi, soba başında ısınarak ve giysilerimizi kurutarak geçerdi. Bir yetkili de çıkıp, “Okullar tatil oldu” demezdi. 3 yıl boyunca her kış, karın çilesini çocukça bir mutluluğa çevirerek yaşadık, ben ve mahalledeki arkadaşlarım.
 
Lisede de Davraz Dağı’nın kente kabus gibi çöken ayazının yanı sıra, şiddetli kar yağışlarında da Isparta’da 1 gün olsun okulların tatil edildiğini anımsamıyorum.
 
Kar ve soğuk, kış mevsiminde yıllardır yaşadığım Ankara’nın da bir parçası. Şiddetli yağış ve soğuklarda son yıllarda Ankara’da okullar tatil edilir. Ama trafiğin tıkandığı, insanların evlerine gidemediği durumlara hiç tanık olmadım.
 
TV’lerde İstanbul görüntüleri arasında “zap” yaparken, Erzurum’u, Kars’ı düşündüm. Hayatımda ilk kez, kar kalınlığının 5 – 6 metreye ulaştığına oralarda tanık oldum. Haber peşinde koşarken, kara saplanan araçlar içinde kaç kez donma tehlikesi geçirdim. Ama oralarda da İstanbul’daki “hazin” manzaraya tanık olmadım.
 
 
Peki, İstanbul’u son 2 günde bu acınası görüntülere mahkum eden neydi? Sadece kar mı? Hayır! Bu manzaraların sorumluları “basiretsiz yöneticiler”den başkası değil.
 
Düşünün, kış mevsiminin en olağan durumu, kar – fırtına yaşanıyor. Dünyanın en büyük metropollerinden biri olan İstanbul, sanki ağır bombardıman altında kalmışçasına çaresizliğe düşüyor. Türkiye’nin en büyük kendine elektrikler, sular  kesiliyor, insanlar yollarda perişan, 30 saat boyunca kurtarılmayı bekliyor.  100 – 150 metrelik üst geçidin tuzlanmaması nedeniyle Zincirlikuyu’dan Mecidiyeköy’e 3,5 saatte ancak ulaşılabiliyor.
 
Belediye Başkanı, yeniden aday olma derdinde. Vali, zaten canı burnunda olan halkı suçluyor. Ankara’dan bir Allah’ın kulu çıkıp da, tek kelime açıklama yapmıyor.
 
Oysa daha yakın zaman öncesi kimse mangalda kül bırakmıyordu. “Deprem kenti” İstanbul’da her türlü önlemin alındığı masalları anlatılıyordu.
 
Demeye dilim varmıyor ama, ya deprem olsaydı... 1 günlük kar yağışında kenti elektriksiz, susuz bırakan, yollarda karmaşaya neden olan bu yöneticilerle, bu planlarla, depremi düşünmek bile istemiyorum. O zaman tam “felaket” olurdu durum herhalde...
 
Tam da yerel seçimler öncesi yaşanan “kar felaketi” sanki “İlahi” bir uyarı.  Doğa, kendi yöntemleriyle en iyi mesajı verdi İstanbullu’lara:
“28 Mart’ta sandığa giderken bu olanları ve bu basiretsiz yöneticileri unutma!”
 
Yayın Tarihi : 24 Ocak 2004 Cumartesi 00:00:26
Güncelleme :8 Mart 2005 Salı 00:25:46


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?