Beşiktaş Dört Yıl Sonra Liderlik Koltuğunda

Turkcell Süper Liginin yirmi dördüncü haftasında Galatasaray’ı Nobre’nin kafasıyla 1-0 yenen Beşiktaş liderlik koltuğuna oturdu. Kendisine gönül vermiş olanları tam dört yıl 48 ay bekleten, zaman zaman onları üzüntüye düşüren siyah beyazlılar bu galibiyet ile aynı anda ligin üst sıralarını adam akıllı karıştırdı. Önceki haftalarda liderlik mücadelesinin Galatasaray ile Fenerbahçe arasında sürüp gideceğini, zaman zaman da Sivasspor’un onları zorlayıcı sananlar nedense Beşiktaş’a hemen hiç şans tanımıyorlardı. Ne var ki ligin ikinci yarısında Beşiktaş’ın atağa kalktığı ve daha yukarıda gözü olduğunu pek az kişi fark etmişti. Beşiktaş bu galibiyeti ile aynı zamanda bu sezon ilk derbi galibiyetini de almış oluyordu. Beşiktaş’ın bu başarısızın yanında Fenerbahçe’nin geçtiğimiz hafta Bursaspor yenilgisi ile bu hafta beklenmedik şekilde Ankaragücü’ne puan kaptırmasının, Galatasaray’ın yine geçtiğimiz hafta Kasımpaşa yenilgisinin de büyük payı olduğu da gözlerden uzak tutulmamalıdır. Bunun yanı sıra birkaç hafta liderliği onlardan hiç birine bırakmayan Sivas’ın Bursa deplasmanında aldığı galibiyet ile bütün dezavantajına rağmen bu işte bende varım dediği de dikkatlerden kaçmamalıdır.

Ligin üst sıraları kadar düşme hattında da işler oldukça karışık...

Lider Beşiktaş 52 puan ile ilk sıraya oturdu. Onu 51’er puanlı Galatasaray, Fenerbahçe ve Sivasspor izliyor. Bu durumda önümüzdeki hafta yapılacak olan Gençlerbirligi-Beşiktaş; Galatasaray-Kayserispor; Fenerbahçe-Manisaspor maçlar çok daha fazla önem taşıyor. Ligin alt sıralarında Galatasaray galibiyetinden sonra üstündeki takımları yakalamaya çalışan ve güzel futbolu ile dikkati çeken, bu hafta Gençlerbirliği ile golsüz berabere kalarak puanının on altıya yükselten Kasımpaşa’yı zor bir Trabzon deplasmanı bekliyor. Ligin düşme hattında ise 22 puanlı Manisa, 23 puanlı Ç.Rizespor bulunuyor. Rize bu hafta Gaziantep deplasmanına gidecek. Sezonun başarısız takımlarından, ancak Ankara Büyükşehir Belediyesi destekli Ankaraspor, Denizli deplasmanında ne yapar bilinmez. Onların yanı sıra 26 puanlı İstanbul Büyükşehir Belediyesi, ile 27 puanlı Bursaspor, 28’e puanlı Konya ve Gençlerbirliği de hiç de rahat bir konumda değiller. Gerçekte ligin 18. Kasımpaşa ile ligin 7 ve 8. de korkulu rüya görüyorlar.

Bu tablo gösteriyor ki, ligin ne altı ve ne de üstü hiç de güvenilir değil. Bu durumun futbolumuza ayrı bir renk getirmesine de sevinmek gerekir. Ancak sezon sonunda olası bir şekilde Kasımpaşa ile Ankaraspor küme düşecek olsa bazı siyasileri süper ligdeki takım sayılarını arttıralım tartışmasının başlayacağının sinyalleri de hissediliyor. Buna gerekçe olarak da Başbakan’ın Kasımpaşa’yı, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in de Ankarspor’u tutması ileri sürülüyor

Ligin 24. haftasındaki bu çok bilinmeyenli denklem hesapları yapılırken Beşiktaş Galatasaray’ı Nobre’nin kafası ile yenerken, Ertuğrul Sağlam ile Sinan Engin’in takımı maça iyi hazırladığı da görülüyordu. Beşiktaş’taki sakat oyuncularına rağmen eldekilerle takım iyi kurulmuş, Holosko ve Nobre’yi de en iyi şekilde kullanmayı bilmişlerdir. Maçın ilk dakikalarında geride İbrahim Kaş ile Baki Mercimek’in bu yükü kaldırıp kaldıramayacağı düşünülmüştü. Ne var ki ilerleyen dakikalarda her ikisi de Galatasaray akınlarına karşı koyabildiler. Bununla beraber orta sahaya kaydırılan İbrahim Toraman da elinde geldiğince hem akınları kesmeyi hem de ileriye top göndermeyi başardı. Rüştü ise elinden geleni yaparak takımına güven veren bir diğer isimdi.

Cüneyt Çakır’ın yardımıyla Fenerbahçe’yi kupadan eleyen Galatasaray bu maçın hiçbir dakikasında organize olamadı. Bununla beraber Servet’in bütün yükünü taşıdığı savunma dikkati çeken bir hata yapmadı. Başlangıçta orta alana hakim olmalarına rağmen oyuna ağırlığını koyamadı. Etkisiz hücumlarla sonuca gitmeye çalıştı, Nobre’nin golü öncesi ve sonrası beraberliğe razı bir hava içerisinde oyunu sürdürdüler. Feldkamp’ın ümitsizliğe düştüğü anlarda her zaman yaptığı gibi üçlü forvete yöneldilerse de Beşiktaş savunmasını bir türlü aşamadılar. Bu arada takımlarını baştan sona kadar destekleyen Beşiktaş seyircisinin katkısı da hiç bir zaman unutulmamalıdır.

Fenerbahçe ise haftanın hayal kırıklığı yaratan takımıydı. Sevilla maçını dikkate alan Zico Aurelio, Deivid gibi aslarını dinlendirmek yoluna gitmiş ve sahaya eksik bir takım sürmüştü. Kuşkusuz, bunda cezalı olan Volkan, Gökhan Gönül, Semih ve sakat R.Carlos da olunca sahaya ideal kadrolu bir Fenerbahçe de çıkamamıştı. Ankaragücü’nün sert futbolu kadar adam adama oynaması, Alex’i sürekli kontrol altına tutmasının alınan beraberlikte büyük payı vardı. Ayrıca sahanın futbol oynamaya elverişli olmayışı da oynanan oyunu bozmaya yetmişti.

Zico bu maçta ya Şampiyonlar ligini ya da Türkiye ligini düşünmüş olmalıydı. Burada da tercihini Avrupa’ya yöneltmiş ve Fenerbahçe’nin alacağı bir galibiyetle zirveye oturtacağı maçı ikinci plana bırakmıştı. Ancak bu maç bir kez daha gösterdi ki, Fenerbahçe’nin önceki haftalarda sahaya sürdüğü ideal tertibine uyum sağlayacak yedek oyuncuları bulunmuyor. Ne Ali Bilgin ve ne de ikinci yarıda kurtarıcı olarak oyuna sokulan İlhan Parlak bu işi yapabilecek özellikleri olan oyuncular değiller. Önder ise ileriye çıkamayarak Gökhan’ı çok arattı. Fenerbahçe bu maçta aldığı tek puana bence sevinmelidir. Yaklaşık altı ayı aşkın bir süre sakatlığı nedeniyle sahalardan uzak kalan, kritik pozisyonları önleyen Serdar olmasaydı Fenerbahçe’nin en azından 3-0 yenilmesi işten bile değildi.

Beşiktaş-Galatasaray maçının gölgesinde kalan haftanın bir diğer önemli maçında Sivas maçın 90. dakikasında Abdurrahman ile attığı gol ile Bursa’yı kendi seyircisi önünde yenerek umudunu yitirdiği anda bir anda zirvede yeniden kendine yer buldu.

Haftanın diğer maçlarında Konyaspor Trabzonspor’u 1-0 yenerken Ankaraspor Gaziantep ile 1-1; Kayserispor Denizli ile 1-1; Ç.Rizespor Gençlerbirliği Oftaş, Kasımpaşa’da Gençlerbirliği ile golsüz berabere kaldılar.