Milli Takımımız Avrupa 2008 Şampiyonası Elemelerinde Bosna Hersek karşısında beklenmeyen bir yenilgi alarak hem birinciliği Yunanistan’a kaptırdı hem de Bosna Hersek ile Norveç’i de umutlandırdı.

Sözcüğün tam anlamıyla tüm ülkede hayal kırıklığı yaratan, 3-2’li yenilginin sorumlusu Fatih Terim mi yoksa futbolcular mıdır?

Bu soru bir süre spor basınını işgal edecektir. Öncelikle belirtmekte yarar vardır. Türk Milli takımının sahada varlığı ile yokluğu belli değildi. Buna karşılık bazılarının kolay lokma sandığı Bosna Hersek hiç de öyle olmadığını açıkça gösterdi. Gençleştirilmiş ve iyi organize edilmiş, savunmada geçit vermeyen, ani ataklarda rakibe zor anlar yaşatan bir takımla karşılaşacağımızı başta Fatih terim olmak üzere teknik heyet biliyorlar mıydı.? Bosna Hersek Teknik Direktörü Fuad Muzuoroviç’in Türk takımını çok iyi etüt ettiği ve takımını hazırladığı açıkça görülüyordu. Buna karşılık Fatih Terim, kurduğu takıma vermiş olduğu taktik de tam bir fiyasko idi.

Fatih Terim ile ilgili olarak bu sitedeki köşemde ve daha önce yazdığım gazetelerde her zaman övücü sözler söylemişimidir. Bu bakımdan bu maçtaki yanlışlarını ortaya koymakta da kendimi haklı buluyorum. Öncelikle bu maçın takvimi büyük bir hata idi. Türkiye ligleri yeni bitmiş, futbolcular yorgundu. Hepsinden öte bu milli maçın havasına girebilmekten çok akılları transfer ayındaki konumları ile meşguldü.

Fatih Terim her zaman uyguladığı yanlışı bir kez daha yineledi ve bu sefer gemi karaya oturdu. O da kendi takımında forma giyemeyen bazı futbolculara milli takımda yer vermekti. Bunu şimdiye kadar defalarca uyguladı. Milli Takım dönemin en iyi oyuncularından kurulur ve birkaç hazırlık maçı oynanır, doğrular yanlışlar görülür ve asıl maça öyle çıkılır. Fatih terim’in Milli Takıma sekçiği futbolcularda bu düşünceden çok vefa, hatır gönül yeri değildir. 

Bosna Hersek maçında İtalya maçında sakatlanan ve yaklaşık altı ay oynamayan, maç eksikliği en yüksek düzeydeki Rüştü’ye kalede yer vermek büyük bir yanlıştı. Kaldı ki, elinde Rüştü’den ve Volkan’dan eldivenleri kapan Serdar ve ligin ikinci yarıda en iyi kalecilerinden Orçun vardı. Buna rağmen kaleyi Rüştü’ye bıraktı ve Onun 114. maç oynama rekorunu kazandırdı. Kazandırdı ama Rüştü yaptığı hatalarla Milli Takımı kaybettirdi. Fatih Terim’in yanlışları bununla da kalmadı kendi takımında sakatlığından ötürü forma giyemeyen, erken gelen şöhretten eksi yönde Arda’yı takıma koydu. Ardından daha maçın başında Gökhan Zan ile anlaşamayan Servet’i takımda sonuna kadar yer verdi. Servet ilk golde rakibin ofsaydını bozarken ikinci golde ise rakibe adeta pozisyon hazırladı. Bu maçta Servet, Sivas’a gitmeden önce Fenerbahçe’de yaptığı yanlışları adeta yeniledi. Hakan Şükür ise attığı çok güzel kafa golü dışında 90 dakika boyunca hiçbir olumlu hareket yapamadığı gibi saha içerisinde dolaştı durdu. Gökdeniz ile Hüseyin’in değiştirilmesi, Yıldıray’ın 61. dakikaya kadar kulübede kalması da başka bir yanlıştı.

Fatih Terim, Milli Takım Teknik Direktörü mü ? Yoksa diğer kulüp takımların teknik direktörlerinin üzerinde bir futbol bilgisine mi sahiptir. Kulüp takımlarının ilk on birde forma vermeyip kenarda oturttuğu oyunculara Milli Takım forması veriyor. Böylece onlara sen futbolcularını benim kadar tanımıyorsun demek istiyor. Belki futbolcu kazanmak istiyor ama milli takım futbolcu kazanılacak yer olmayıp en iyilerin bir araya getirilip kurulan takımdır. Kuşkusuz bu durum kendini büyük görme duygusundan başka bir şey değildir. Nitekim bunun en büyük faturası da Bosna Hersek’te kesildi.

Fatih Terim’i yanıltan da belki son Yunanistan ve Norveç maçları olmuştu. Türk Milli takımı Yunanistan’ı 4-1 yenmişti ama o maça Yunan takımı çok kötü bir günündeydi. Ayrıca Nikopolidis’de kalesinde belki de yaşamının en kötü oyununu oynamıştı. Norveç maçında ise takımımız Hamit’in iki serbest vuruşu ile yenilmekten kurtulmuştu.

Türk Milli Takımı ilk yarıda doğru dürüst bir akın yapamamış oyunu hep sol kanada yıkmıştı. Hatta Sabri bile soldan akın yapmaya kalkmıştı. İkinci yarısının başında biraz hızlanan ve Tuncay’ın kafasını kurtaran Guso dışında dikkati çeken bir pozisyon görülmedi. Sonradan oyuna giren Ümit Karan’ın göklere çıkan volesi de bir diğer beceriksizlikti. Bir takım iki kez galip duruma geçip 3-2 yeniliyorsa bunda futbolun azizliği yerine beceriksizliği demek çok daha doğru olur.

Kısacası Türk Milli Takımı Bosna Hersek’e hakkıyla yenildi. Böylesine kolay bir grup ise bundan böyle kolay kolay da ele geçmez. Fatih Terim’in dediği gibi çocuklar aslanlar gibi oynadı futbol da şansızlık olur sözleri ise hiç de gerçeği yansıtmıyor. Türk Milli Takımı çok kötü idi haklı bir yenilgi alarak 2008 Avrupa Şampiyonası elemelerinde rahatlayacağı maçta sıkıntıya düştü. 



erdem@kenthaber.com