4
Mayıs
2024
Cumartesi
SPOR

Fenerbahçe İçin Hüsran Haftası!..


Fenerbahçe için bu hafta sözcüğün tam anlamıyla kâbusa ve hüsrana dönüştü. Hafta ortasında yapılan Kupa finalinde Beşiktaş ile 1–1 berabere kalarak elenmesi, ardından tüm umudunu bağladığı ligde Denizlispor karşısında iki hayati puanı yitirmesi sarı-lacivertli takıma gönül verenler için hiç iyi olmadı. Bunun yanı sıra hakemin Fenerbahçe lehine pozisyonlarda düdük çalmaması, rakibe sarı kart çıkarmaması haftalardır süre gelen bir soruyu yeniden gündeme taşıdı.

Haluk Ulusoy Futbol Federasyonu ile sürekli sürtüşme içerisindeki Fenerbahçe yönetimi sahada değil masa başında mı kaybediyor?

Fenerbahçe Beşiktaş karşısında kupada iyi değildi. Ancak hakem Selçuk Dereli’nin müsamahalı davranışından yararlanan ve daha sert oynayan Beşiktaş rakibini elemeyi bildi. Beşiktaş’a gösterilmeyen, verilmeyen fauller bir yana en azından Baki Mercimek’in kırmızı kart görmesi gerekirdi. Bir takı ligin30.haftasında yalnızca bir penaltı atışı kazanabiliyorsa bunda da bir art niyet aramak gerekir.

Beşiktaş kupa maçından sonra Denizlispor maçı da gösterdi ki, Fenerbahçe yi 100. yılında şampiyon yapmamak için bir takım güçler uğraşıyor.

Bu güçler kimdir Haluk Ulusoy yönetimindeki Futbol Federasyonu mu?
Onların güdümündeki hakemler mi?
Başbakan Fenerbahçeli olduğundan Futbol Federasyonu ile hükümet adasındaki çekişme mi?
Başka bir deyişle her yıl ayyukası çıkan, ancak hiçbir sonuç alınamayan teşvik prim rezaleti mi? Bilemiyoruz.

Fenerbahçe-Denizlispor maçında futbol adına şimdiye kadar görülmeyen bir skandal yaşandı. Maçı yayınlayan Lig TV’nin kabloları kesildi ve maçın ikinci yarısın büyük bir bölümü kale arkası kameralarından izlendi. Böyle olunca da maçı izlemek çok zorlandı. Kuşkusuz, bundan en çok etkilenenlerde maçları televizyondan izleyerek yorum yapan spor yazarları! oldu.

Bilinen bir gerçek, Fenerbahçe’nin geçen yıl olduğu gibi bu yılda birileri şampiyonluğuna set çekmek istiyor.

Onlara karşılık vermek basına demeçler vermekten çok Fenerbahçe’nin ortaya koyacağı futbola bağlı olacaktır. Bunun içinde şampiyonluğa oynayan takımın bütün bunların bilincinde olarak becerilerini sahaya yansıtmalarıdır. Kısacası Fenerbahçe yalnızca rakiple değil, hakemlerle, federasyonla da oynuyor. Böyle olunca da sahada adil bir mücadele görülmüyor.

Fenerbahçe Denizli maçında önceki haftalara göre çok daha hırslı idi. Kazanmak için oynayan bir takım görünümündeydi. Ancak yine de bazı zaaflar dikkati çekiyordu. Savunmadan ileriye doğru şişirilen toplar, aynı şekilde geriye dönüyordu. Geçen yıl şu veya bu nedenlerle Fenerbahçe’yi şampiyonluktan eden Denizli bu yıl da aynı rolü oynamak istedi ve başardı da... Sezonun ilk penaltısını kazanan Fenerbahçe önce Alex, ardından da Beşiktaşlıların haftalardır aleyhinde yaptığı tezahüratın hırsı ile takımının 2–0 öne geçmesini sağladı. Ancak denizli buna Adriana ve Fatih’in goller ile karşılık verdi. Bu gollerde Fenerbahçe savunmasının rakibi boş bırakmasının da büyük rolü vardı. Savunmada Lugano kendisini çok arattı. Önder ise onun yerini dolduramadı. Bu maçta iki puan yitirilmesinde bence en pay sahibi Tuncay idi. Zıco’nun sağ kanada koyduğu ve çoğu kez burada beklenen ataklarını yapamayan Tuncay şahsi oyunu ile adeta golü benden başka kimse atamaz diyordu. Bir ara çok rahata durumdaki Kezman’a topu vermeyip kendisinin kaleye şut atması takım arkadaşını çıldırtacak duruma getirdi. Kezman kenar yönetimine işaret ederek, adeta bana top vermiyor beni değiştirin işaretini verdi. Zıco bu durumda ya Tuncay’ı Yozgatlı ile değiştirecek ya da oyuncusunu ikaz edecekti. Ama her ikisi de oldu sonuçta Fenerbahçe iki hayati puanı kaybetti.

Fenerbahçe’nin bu durumda şampiyon olabilmesi çok zordur. Beşiktaş ve Galatasaray ile deplasmanda, Trabzon ve Ankaragücü ile kendi sahasında oynayacak. Beşiktaş’ın bu maçta alacağı üç puan, son dört haftadaki rakiplerine bakıldığında Fenerbahçe’ye oranla çok daha rahat görünüyor. Buna karşılık Galatasaray da aradan bende sıyrılabilir miyim düşüncesi içerisinde...

Lideri iki puan geriden izleyen Beşiktaş’ sözcüğün tam anlamıyla piyango vurdu. Golsüz bitmek üzere olan maçın 90+2’de haftalardır kadro dışı bırakılan İbrahim Akın Beşiktaş’ı belki de şampiyon yapacak golü atarak 1-0’lık sonucu ilan etti. Bununla beraber yaş olarak genç ve mücadeleci bir ekip olan siyah-beyazlılar bu haftada beklenen oyunu oynamaktan uzaktılar. Daha doğrusu bu oyunu ile Beşiktaş’ta şampiyon adaylığına hiç yakışmıyor. Beşiktaş’ın bu galibiyetinde kalesinde devleşen Runje ile Sivas’ın en önemli gol adamı Balili’ye adım attırmayan Gökhan Zan’ın büyük payı vardı. Maçın en ilginç yanı da Cem Deda’nın ağır ithamlar altındaki hakemlerin aksine bu yılın en doğru kararlarını vermesiyle sivrildi.

Turkcell Süper Liginin 30. haftası ise Galatasaray ile Sakaryaspor adasında Sakarya’da başlamıştır. Sakarya’nın cezası nedeniyle seyircisiz oynanan maçta Galatasaray tam anlamıyla bir antrenman maçı yaptı. Sakarya zaman zaman atağa katlı ise de futbolcular düşmeyi kabullenmişler, önümüzdeki transfer sezonunda iyi birer alıcı bulabilme arzusu ile oynayan, futbol adına hiç zevk vermeyen maçı Galatasaray 3–0 kazanmayı başardı. Galatasaray’da bu maçta sivrilen oyuncular arasında haftalardır forma bulamayan Song, Mehmet Güven ve Mehmet Topal ile Ayhan idi.

Haftanın diğer maçlarında ne yapacağı belli olmayan Trabzonspor Antalyaspor’u, Kayserispor da Konyasporu’u aynı sonuçla 2–1 yendiler. Düşme hattındaki Ç.Rizespor Ankaragücü’nü 3–1, Kayseri Erciyessspor Gençlerbirliğini 2–1 yenerek önümüzdeki haftalara umutla baktılar. Ankaraspor Manisaspor ile 1–1 berabere kaldı.

Ligin 30. haftasında Fenerbahçe 60 puanla liderliğini sürdürürken Beşiktaş’ın 58, Galatasaray’ın 54, Kayserisporun 48 puanı bulunuyor. Düşme hattında ise Sakaryaspor 21, Kayseri Erciyes 32, Denizlispor 35, Ç.Rizespor 35, Gaziantepspor ile Ankaragücünün 36’şar puanı var. Onlara en yakın takımlar ise 37’şer puanlı Antalyaspor ile V.Manisaspor... 



erdem@kenthaber.com
Yayın Tarihi : 30 Nisan 2007 Pazartesi 20:31:14


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?