19
Mayıs
2024
Pazar
SPOR

Beşiktaş Liderliği İstemezken Fenerbahçe Sefilleri Oynuyor!..

Mustafa Denizli haftalar öncesi 26.haftayı bekleyin diyordu da kimse bu sözü dikkate almıyordu. Hocanın bir bildiği vardır diye düşünenler de olmuştur. Ne var ki, 28.haftada önüne gelen kısmeti tepti ve liderliği istemedi. Mustafa Denizli’nin bildiği bir şey vardı ama Ertuğrul Sağlam’ın eski takımına karşı böylesine dirençli, sahada boş yer bırakmayacak bir takım ortaya koyacağını düşünmemişti. Sivas Konya’da iki puanı bırakmıştı, liderlik için bundan güzel bir fırsat olabilirimiydi. Kendi evinde , kendi stadında oynayacaksın, tribünleri Beşiktaş seyircisi dolduracak, içeri tek bir Bursalı almayacaksın!..

Beşiktaş ilk yarıda futbol adına lider olmaya layık bir oyun oynamadı.Hele iki kez topa elle kasıtlı dokunan İbrahim Toraman’ın oyun dışı kalması dengeyi bozacağı sanıldı, ancak ikinci yarıda daha iyi futbol ortaya koydular. Buna karşılık Bursa ani ataklarla öylesine pozisyonlar buldu ki, Beşiktaşlıların yürekleri ağzına gelmiştir. Şans Beşiktaş’tan yanaydı. Aynı anda iki direkten peşpeşe dönen iki toptan iri içeri girse Bursa maçı alıp götürmüştü... İkinci yarınını sonlarına doğru Gökhan Güleç’in dışarı attığı iki pozisyonda izleyicilerin aklına acaba eski takımına kıyamadı mı sorusunu getirdi. Kaldı ki. Ali ve Tuna eski takımlarına karşı canla başla oynadılar. Ayrı sözü Beşiktaşlı Yusuf için de söyleyebiliriz. Kısacası Beşiktaş’ın görüntüsü hiç de güzel değildi.

Lider Sivas, korkulu Konya deplasmanından ancak bir puan çıkarabildi. Tum ve Balili’nin karambolden direklere giden vuruşlarına karşı Cihan’ın düşürülmesiyle verilmeyen penaltı belki de maça denge getirdi. Yanılmıyorsam Sivas şimdiye kadar Konya deplasmanlarında hiç galip gelememişti. Belki de bu düşünce altında Bülent Uygur tek forvetle oynamayı tercih etti. Golcüleri Kamanan ve Balili’yi oyunun sonlarına doğru kullanmayı düşündüyse de başarılı olamadı.Sivas büyük olasılıkla Konya karşısındaki 0-0’lık sonuçla şampiyonluk umudundan uzaklaşmış oldu. Önümüzdeki haftalarda kendi sahasında oynayacağı Trabzon ve Gençlerbirliği maçlarından sonra deplasmanda Gaziantep, İstanbul Büyükşehir Belediye ve Galatasaray ile oynayacak. Yalnızca Hacettepe maçı çantada keklik sayır ki. o maçın da pek önemi olmayacak. Bu bakımdan Sivas Konya’da telafisi güç, hayati iki puanı verdi...

Uzun sürdire evinde maç kazanamayan Trabzonspor, bu sorunun Gençlerbirliği maçında çözmeyi başardı. Zirvede kalmayı sonuna kadar kovalamayı veya en azından üçüncülüğü düşünen Trabzon ile düşme hattına inip inmeyeceği belli olmayan Gençlerbirliği maçının çetin geçeceği sanılıyordu. Yattara’nın 27. dakikada attığı, gerçekten görülmeye değer vuruşundan sonra bordo mavililer rahatlarken, rakibi de oyundan düştü. Bununla beraber Gençler hiçbir zaman oyunu çirkinleştirmedi, sıfır puana razı bir tempoyla maçı götürdü ve sahadan 2-0 yenik ayrıldı. Ancak bu galibiyet hiçbir zaman Trabzon’u umutlandırmamalı, takımda çözümü isteyen yerler var. Örneğin Song ve Eğemen deki düşüş açıkça görülürken, Hüseyin’in orta sahada ağır kalışı takıma faydadan çok zarar getiriyor. Bu arada Gençler’in çok rahat rakip sahaya girmesi de dikkatlerden kaçmamalı... Sözün kısası Gençler bu maçı kazanmak istemedi ve kazanmadı da!..

Geçen hafta Galatasaray karşısında ağır bir yara alan; akılsızca cezalı duruma düşen Volkan Demirel, Lugano ve Semih’in yanı sıra sakatlıklar nedeniyle Ankaraspor karşısında geride ne kaldıysa diye bir takım çıkaran Fenerbahçe’nin bu sezonda Ankara takımlarına karşı gücü yetmediği bir kez daha görüldü. Ankara takımlarıyla oynadığı dört maçta on bir puan bırakan Fenerbahçe onlara bir üç puan daha eklemekte başarılı (!) oldu. Ligin başlarında zirveye oynayan, aradan geçen haftalardan sonra hemen hemen düşme potasına inen Ankaraspor da futbol adına ortaya bir şey koymaktan çok uzaktı. İlk yarısı al gülüm ver gülüm havasında, adeta dostluk gösterisindeki maçta havayı bozan Mehmet Çakır oldu. Mehmet Çakır 73. dakikada uzak mesafeden bazuka gibi vurduğu top V.Babacan’ın çabasına rağmen ağlara gitti. Böylesine güzel bir şuta da Babacan’ın yapacağı bir şey olamazdı. Olmadı da zaten...

Şampiyonluktan, ilk üçe girmekten umudunu yitirmiş Fenerbahçe’den hiçbir şey beklenmezdi. Beklenmedi de... Çoğununun aklı da transferde olmalı ki, kendilerini hiç zorlamadılar. Bir ara Deivid ile Uğur Boran saha içinde ağız dalaşı yaptılar. Emre ve oyuna sonradan giren Gökhan Emrecik dışında takımda sivrilen oyuncu yoktu. Guiza her zamanki ileride yalnız, kollarını açarak herkesten şikayet eder gibiydi. Emre’nin attığı iki nefis pası da tutamayışı, maçı izleyenlere bu nasıl İspanya’da gol karalı olur dedirtiyordu. R.Carlos’un bulunduğu sol kanat ise adeta yol geçen hanıydı!.. Gökhan Emrecik’in direğe vuran şutu gol olsa ne olurdu ? Bilemeyiz ama Fenerbahçe’de kazanma arzusu kalmamıştır!..

Türkiye Kupasını da elden kaçırırsa umut İntertotoya kalırsa bu Fenerbahçe’ye yakışır mı?

Galatasaray, İstanbul Büyükşehir Belediyesi karşısında iyi bir futbol oynamasa da Baros’un tek golü ile kazanmayı başardı. Sivas ve Beşiktaş’ın puan kaybetmesiyle de en azından üçüncülük şansını yakalamış oldu. Buna karşılık geçen yılın flaş takımı bu yenilgi ile düşme hattına yerleşiverdi. Bu maçı izleyenler açıkça gördüler ki ne Galatasaray şampiyon olur ne de Büyükşehir kümede kalır... Galatasaray elde kalanlara göre bir savunma kurmuştu, ancak ilk ez takımda oynaya genç Semih ile ara sıra forma şansı yakalayan Serdar Kurtuluş bu yükü kaldıramadı.

Haftanın diğer maçları daha çok düşme hattını ilgilendiriyordu. Mehmit Özdilek’in yönetime gelmesinden sonra ikinci yarıda sürekli puan toplayan Antalyaspor bu kez de Kayseri’yi 2-1 yenerek düşme hattından uzaklaşmaya başladı. Bu arada Antalya’nın yediği golde kaleci Ömer ile Yalçın’ın anlaşmazlığı çok garipti. Düşme hattındaki Ankaragücü adeta dört dakika oynadı ve rakibi Eskişehir’i 3-2 yendi. İkinci yarı mücadelesinde düşmeme savaşı veren Kocaeli 90. dakikada Zinko’nun kaçırdığı penaltı ile taraftarlarını hüsrana uğrattı. Zor durumdaki Denizli de bu maçı 2-1 kazanarak bu hafta için olsa bile rahatladı. Gaziantep, yeni Portekizli Teknik Direktörü’nün yönetimindeki maçta Hacettepe ile golsüz berabere kaldı. Maçın belirli bölümlerinde çok rahat oynayan Hacettepe nasıl olsa düştüm, biraz futbol oynayayım rahatlığı içerisindeydi.

Önümüzdeki hafta oynanacak olan Sivas-Trabzon, Eskişehir-Beşiktaş maçları zirve için önemli olacaktır. Bunun yanı sıra Fenerbahçe-Ankaragücü, Kocaeli-Antalya, Hacettepe-Büyükşehir Belediye maçları da düşme hattında değişikliliklere yol açabilecek maçlardır.


 

 

erdemyucel2002@hotmail.com

 

Yayın Tarihi : 20 Nisan 2009 Pazartesi 09:53:32


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Gökhan IP: 78.176.185.xxx Tarih : 21.04.2009 13:34:26

Sayın Yücel,futbolumuzun giderek daha çok maddiyata dayanmasına karşı ilgimin azaldığını belirtmeliyim.Yıllarca özellikle Fenerbahçede gözgöre göre yapılan hatalar artık birçok futbol severi olduğu gibi beni de küstürdü. Günümüzde futbolcular sadece milli maçlarda ya da Avrupa kupası eleme maçlarında göze hoş gelen futbol oynamaya çalışıyorlar.Onun da amacı belli,Avrupa takımlarından birine kapağı atmak.Bu bozulma içinde takım mı tutulur.Aslında tutulur .Sivas gibi takımlar tutulur. Her türlü imkansızlık ve engellemelere rağmen şampiyonluğun en güçlü adayı.Bu durumdayken Sivas dışında kim şampiyon olursa haksız şampiyon olmuş demektir.Fenerbahçeli olmama rağmen ilk yarı bitiminden beri gönlüm Sivas ın şampiyonluğundan yana. Bu arada Fenerbahçe için söylemeyi zorunlu gördüğüm  görüşüm de Rıdvan Dilmen in klonlanarak iki Rıdvan dan birinin kulüp başkanı diğerinin de tam yetkili teknik direktör yapılmasıdır.İşin şakası bir yana kendisi NTV spor programında noktasal isabetli görüşleri ve acı veren doğru tesbitleri ile dikkat çekiyor.En sevdiğim sözü de hiç kimsenin Fenerbahçeden büyük olmadığı bunun için kimseye gitme kal diye yalvarılmaması gerektiği idi.