22
Mayıs
2024
Çarşamba
SPOR

Cimbom ile Yiğidolar Kafa Kafaya


Futbol ve ipe sapa gelmez demeçlerle dolu, sürprizli bir haftayı geride bıraktık. Galatasaray ile Sivasspor yirmi sekizer puanlarla zirvenin iki takımı oldular.

Avrupa Kupalarında Fenerbahçe yüzümüzü güldürürken, Beşiktaş ile Galatasaray bizleri hüsrana uğrattı.Aynı zamanda tüm yurdu da üzüntüye boğdu...

Şampiyonlar liginde Fenerbahçe, PSV Eindhoven karşısında 2-0’lık net bir galibiyet alırken attığından çok daha fazlasını da kaçırdı. Fenerbahçe’nin Avrupa Kupalarında bir üst tura geçmesi artık hayal değil... Kısacası, Türkiye’nin gururu tek takımımız oldu. Buna karşılık Beşiktaş bir hafta önce İstanbul’da çok güzel bir oyunla 2-1 yendiği Liverpool karşısında tam bir hezimete uğradı; 8-0... Galatasaray ise çantada keklik sandığı, Avrupa’nın sıradan takımlarından, İsveç ligi sekizincisi Helsinborg karşısında beklenmedik şekilde 3-2’lik bir yenilgi aldı.

Futbolda her şey olabilir; yenersin veya yenilirsin... Aradaki gol farkı bazen çok da büyük olabilir. Türk takımlarının İngilizler karşısında aldığı 8-0’lık yenilgi de ilk değildir. 1984’de Türk Milli takımı İstanbul’da İngiliz Milli Takımına 8-0, ardından 1987’de İngiltere’ye aynı sonuçla yenilmişti. Sonraki yıllarda İngiliz Milli Takımının elendiği Dünya Kupası’nda Türk Milli Takımı şöyle veya böyle Dünya üçüncülüğünü elde etmişti.

Bütün bu gürültü patırtı arasında 2008 Pekin Olimpiyatları Avrupa Kıtası Ön Eleme C Grubu müsabakalarında Bayan Voleybol Milli Takımımızın Hırvatistan ve Fransa’dan sonra yaptığı üçüncü maçında İspanya’yı 3-0 yenmesinin üzerinde basın yeterince durmadı.

Beşiktaş’ın 8-0’lık yenilgisinden sonra taraftarlarını ve futbol kamu oyunu üzülmesinin nedeni başta Başkanları Yıldırım Demirören’in ve Menajer Sinan Engin’in spor yöneticilerine yakışmayan desteksiz atışlı demeçleriydi.

Kulüp Başkanının maç sonrası soyunma odasına giderek; “Yahu koskoca camiayı siz nasıl bu hale düşürürüsünüz? Siz utanmadan sahada öyle durmaya nasıl devam edebildiniz?” Dedikten sonra basına verdiği demeçte bu haftaki Sivas maçına Paf takımı ile çıkacağını söylemekten kaçınmamıştı. Menajer de aynı şekilde sözler söylemiş, taraftarlarına Ocak transferini bekleyin beklentisini vermişti..

Beşiktaş gibi köklü bir kulübün başında bulanan bir kişinin keyfince istediği resmi maça profesyonel istediğine de PAF takımı ile çıkamayacağını bilmeliydi. PAF takımı ile profesyonel takım lisanslarının ayrı ayrı olduğu, Paftan profesyonelliğe geçeceklerin ise lisanslarının Futbol Federasyonu tarafından yenileneceğini bilmek zorundaydılar. Ayrıca Beşiktaş’ın borsadaki hisse senetlerini düşebileceğini de düşünmeliydiler. Bu ardada sponsor firmalar reklamlarını Paf’a değil profesyonel takıma vermişlerdi.

Kuşkusuz, bu sözler Fenerbahçe karşısında alınan 2-1’lik yenilginin moral bozukluğu içerisinde söylenmişti. Ancak bir yönetici bir söz söylemişse bunun arkasında durmak zorundadır. Büyük adamlığın, yöneticiliğin en büyük vasfı da bu tür davranışlardır. Onların bu sözleri tepki ile karşılanınca da sözlerini geri adım atmak zorunda kalmışlardır.

Bu ortamda Beşiktaş lig ikincisi Sivasspor karşısına Liverpool maçındaki kadrodan ufak tefek değişikliklerle sahaya çıktı. Takımda Diatta varken İbrahim Kaş’a yer verilmesi biraz şaşırtıcı idi. Belki de bunda Fatih Terim’in kendi takımlarında oynamayanlara Milli Takımda yer verme prensibini (!) bu kez İbrahim Kaş’tan yana kullanmış olmasının rolü vardı. Sezon başından beri Hakan’ın arkasında yedek kalan Rüştü’de Milli Takım’a çağırılınca forma şansını yakalamıştı. Ancak yediği iki golde de Rüştü’nün suçu olduğu söylenemez. Beşiktaş bu maçta da hüsrana uğrayarak Sivas karşısında 2-1’lik yenilgiden kurtulamadı.

Beşiktaş-Sivasspor maçında İnönü Stadında büyük boşluklar olduğu dikkati çekiyordu. Beşiktaş taraftarları kapalı tribünü doldurmuş, maç boyunca sahada oynanan futbolu izlemekten çok Beşiktaş yönetimi ve Menajer aleyhindeki sloganlarını sürdürdüler. Yıldırım Demirören ve Sinan Engin’i sürekli istifaya çağırdılar.Bu durum Beşiktaşlı futbolcuların doğal olarak moralini bozdu. Oynanan oyunu da etkiledi.

“O forma kutsaldır nasip olmaz herkese...
Fenerbahçe uşağı hakemler...
Taraftar burada PAF takımı nerede?..
Beşiktaş’ın Başkanı sözünü yemez...
Federasyon başkanısın Fenerbahçe’nin uşağısın.!..
Adam gibi adam Ertuğrul Sağlam...
Sinan’ı da al git...
Fenerli futbolcu istemiyoruz...”

Bu tezahürattan bir ara bir avuç Sivas taraftarı da nasibini aldı;
“Sivaslı ayılar, İstanbul’da ne arar!..”

Sivas’a böyle bağıran kendini bilmez bazı taraftarlar, günümüzde her zamankinden çok birlik ve bütünlüğe ihtiyacımız olduğunun bilincinde bile değillerdi. Kaldı ki, kendi şecerelerine şöyle bir baksalar, hiç birisinin kökeninin İstanbullu olmakla uzaktan yakından bağlantısı olmadığını görürlerdi.

İstanbul’da gerçek İstanbullu mu kaldı?

Beşiktaş İnönü Stadı kapalı tribününde yükselen aleyhte tezahürat, Demirören ve Sinan Engin’in Liverpool maçı sonrası söylediği ayarsız konuşmalara yanıttı.. Beşiktaş’ın bundan sonra alacağı başarısız sonuçlar yönetim aleyhindeki tezahüratların daha da artacağının sinyallerini veriyordu. Bu gürültü patırtı arasında tribünlerden Ertuğrul Sağlam aleyhinde bir tek aleyhte sözün yükselmeyişi dikkat çekiciydi. Beşiktaşlılar Ertuğrul Sağlam’ın Demirören ve özellikle Sinan Engin’in baskısı altında kaldığını ve istediğini yapamadığının bilincindeydiler.

Maça gelince; oyuna hızlı başlayan Beşiktaş ilk yarıda rakip kaleye hücum üzerine hücum tazeledi. Tüm gücü ile Sivas’ın üzerine yüklendi, takımda yeterince forma şansı bulamayan Higuain ise takımın tek kelime ile yıldızı idi. Sivas savunması bunlara yerinde müdahalelerle önledi. Ara sıra Muhammet Ali, Balili ve Mehmet Yıldız vasıtasıyla da ani ataklar yaparak rakip kaleyi yoklamaktan da geri durmadı. Beşiktaş ilk yarıda Higuain’ın al da at dercesine vurduğu kafa ile Bobo takımını 1-0 öne geçirdi. İkinci yarıda Sivas daha arzulu idi ve her iki takımın karşılıklı atakları oyuna renk kattı. Maçın başından beri birbirleri ile çekişen Balili, İbrahim .Toraman’ın baldırına basınca oyun dışı kaldı. Ardından hırçınlığı her zaman takımına zarar veren Toraman’da Mehmet Yıldız’ı arkadan yere indirince beklenmedik anda kırmızı kartla oyun dışı kalınca taraflar eşitlendi. Bunun ardından Mohammed Ali’nin nefis serbest vuruşunda Rüştü topu ancak kalesinde gördü. Bu golde Rüştü’nün bütün ikazlarına rağmen doğru dürüst barajı yapamayan Beşiktaşlı futbolcuların büyük payı vardı. Beşiktaş savunmasının bir türlü durduramadığı, takımın tüm yükünü sırtlayan Mehmet Yıldız’ın alda at dercesine ortasında, oyuna yeni giren Gurbanov takımının galibiyet golünü attı. Böylece oyun Sivas’ın 2-1 üstünlüğü ile sonuçlandı.

Maçın bitiminde Beşiktaşlı taraftarlar Sivaslı futbolcuları tribüne çağırarak alkışladı ve “Helal olsun size” diye bağırmaktan da geri durmadılar.Bu da futbolun güzel yanı idi.

Taraftarların istifaya çağırdığı, evinde maçı izleyen Demirören ise istifasının kesinlikle söz konusu olmadığını ve ne olursa olsun bu yoldan dönmek yok demekle yetindi. Anladığımız kadarıyla Beşiktaş taraftarı Liverpool bozgunundan çok PAF takımı sözlerine kızgındı.Taraftar bu tutarsız sözlere tepki gösteriyordu...

Fenerbahçe bir sevindiriyor bir üzüyor. Muhteşem Eindhoven maçından sonra 28.dakikadan sonra on kişi oynamak zorunda kalan sarı-lacivertliler Kayserispor’a 2-1 yenildi. Kuşkusuz, bu maçı çıplak gözle veya televizyonlardan izleyenler, hakemler Fenerbahçe’den yana diyenlerin ne kadar yanıldığını bir kez daha gördüler. Kayseri’de tam bir hakem rezaleti yaşandı. Fenerbahçe’nin 17.dakikada Appiah’ın ortasına, Semih’in çok güzel yükselerek kafa si ile golü atmasından hemen sonra Hakem Oktay Demiray, Edu’yu kırmızı kartla oyun dışı bıraktı. Bundan sonra’da Fenerbahçe’nin oyun dengesi bozuldu. Zorunlu olarak orta sahayı kontrol eden Deniz’in yerine Yasin oyuna girdi. Bundan sonra da Fenerbahçe kalan altmış dakikayı on kişi ile oynamak zorunda kaldı. Hakem her iki takıma çaldığı düdüklerle futbolcuların sinirlerini daha da gerdi.Saha ortasında onların birbirlerine girmesini bir seyirci gibi seyretti. Kart kullanmaktan çekindi, çoğu kez sözlü uyarılar yapmakla yetindi. Yan hakemler başlı başına bir felaketti. Kaldırdıkları bayraklarla hakeme yardımcı olmaktan çok onu daha da zor dumurla düşürdüler. Fenerbahçe lehine bir çok pozisyonu görmedi veya görmek istemedi. Maçın sonunda Roberto Carlos hakemleri tebrik etmek istedi, ancak yan hakem Hüseyin Fidan eline ona uzatmadı, donuk bakışlarla ileriyi bakmakla yetindi.

Ne garip; Bir yanda dünya çapında bir futbolcu...

Diğer yanda adı sanı duyulmamış bir yan hakem!..

Fenerbahçe için Kayseri maçının zorlu geçeceği biliniyordu ama Fenerbahçe kayseri’nin yanı sıra hakemleri de karşısında bulunca bu engeli aşamadı.Bununla beraber Kayseri çok iyi bir futbol oynayarak Fenerbahçe’nin sağ kanadını adeta felç etti. İglesias’ın köprücük kemiğinin kırılıp oyundan çıkmasından sonra yerine giren Mehmet Eren attığı iki gol ile maçın kader adamı oldu. Mehmet Topuz ise takımını sırtlayan adamdı. Ayrıca Saidou ile ragıp, geride Aydın ona yardımcı oldular.

Fenerbahçe için söylenecek tek söz;Avrupa’da oynayan takımın sahada olmayışı idi...

Fenerbahçe ve Beşiktaş’ın yenildiği haftanın en karlı takımı kuşkusuz, Sivasspor gibi Galatasaraydı. Maçın hemen başında 1-0 yenik duruma düşen sarı-kırmızılılar hızlı ve tempolu futbolunun semeresini görerek Gençlerbirliği önünde 3-2 kazanmayı bildiler.Bu maçtada hakem hatası yaşandı, ancak bu hata sonucu etkilemeyeceğinden kimse üzerinde durmadı. Hakem Aytekin Durmaz durum3-1 iken Song’un Mehmet Çakır’a arkadan yaptığı faul tipik bir penaltıydı. O anda bu pozisyonun üzerinde durulmadı, ancak uzatmanın son saniyesinde Gençlerbirliği ikinci golü bulunca işin rengi bir anda değişti.

Karl H.Feldkmap bu maça değişik bir kadro ile çıkmış, bazı aslarını kulübeye çekerek Mehmet Topal ve Serkan’a yer vermişti. İlerleyen dakikalarda genç oyuncuların takımla bütünleşmesi onlara Hakan Balta ve Barış’ın katkısı ile Galatasaray makine gibi işleyen bir takım durumuna gelmişti. Oyuna sonradan giren Mehmet Güven’de onlara katılmakta gecikmedi. Kuşkusuz onlara Lincoln ve Arda’nın mükemmel futbolu da eklenmelidir. Özellikle Mehmet Topa ile Barış’ın orta sahadaki mükemmel oyunu Galatasaray’ın kazanmasında en büyük etken oldu. Ayrıca Hakan Şükür ile Ümit Karan’a tercih edilen Nonda ile Serkan ise rakibi rahatsız eden, her an golü kovalayan ileri adamlar olarak olumlu not aldılar.

Feldkmap’ın en büyük özelliği olar takımı gençleştirme düşüncesi bu maçta da görüldü ve ortaya genç, diri ve çok koşan bir Galatasaray’ı çıkardı Galatasaray bu oyunu ile Helsinborg yenilgisini bir bakıma taraftarlarına unutturmuş oldu..

Gençlerbirliği ligde iyi bir durumda olmadığı görülüyor. Ancak Bülent Korkmaz yönetimindeki Ankara takımı bu maçta da tam bir hayal kırıklığı yaşattı. Takım oyununu kuramayan Gençlerbirliği savunmada da akıl almaz hataları peş peşe sıralıyor.

Turcell Süper Liginin 12. haftası Denizlispor-Trabzonspor maçı ile başladı ve Denizlispor Trabzon’u net bir sonuçla 2-0 yenmeyi başardı. Trabzon’da Aralık ayında yapılacak kongrenin çalkantıları, seyircisiz oynanan maçlardan sonra Teknik Direktörlüğe getirilen Ersun Yenal’ın elinde sihirli değnek yoktu. Takımda da değişen bir kıvılcım görülmedi. Oysa Başkan Nuri Albayrak kongredeki başarısını Ersun Yenal’ın yapacağı hamlelere bağlamıştı.

Trabzon rakip sahada olmasına rağmen oyuna hızlı başladı ise de karşısında kaleyi adeta rakibe kapatan bir Süleymanou ile direkleri buldu. Denizli yavaş yavaş dengeyi kurdu ve serhat’ın kafası ile galibiyete ulaştı. Bundan sonra Trabzon tüm hatlarıyla batırırken geride boşluklar buldu ve denizli de bundan yararlandı, Trabzon kalesinde peş peşe tehlikeler yarattı. Maçın uzatmalarda 90+3’de Yusuf’un büyük becerisi, adeta tüm savunmayı ipe dizercesine çalımları ile ikinci gole ulaştı.

Haftanın diğer maçlarında çıkışını sürdüren Konyaspor inişe geçen Ç.Rizespor’u 2-1 yenerek üst üste üçüncü maçını da kazandı. 43 yıl aradan sonra Süper Lige yükselen Kasımpaşa ile Olimpiyat Stadında bir yenilği daha alarak Oftaş Gençlerbirliğine 3-1 yenildi. Recep Tayip Erdoğan Stadının zeminini bir türlü yetiştiremeyen Kasımpaşa seyircisinden yoksun oynadığı sürece ligin dibinden kurtulması çok zor görünüyor. Ankaragücü ise Gaziantep’i baskılı bir oyunun sonunda 1-0 yendi. Manisaspor Bursaspor ile Ankaraspor’da İstanbul Büyükşehir Belediyespor ile 1-1 berabere kaldılar.

Türk Milli Takımının 17 Kasım’da Norveç, 21 kasımda Bosna-Hersek ile oynayacağı kader maçları nedeniyle ligimize 24-25 Kasım’da yeniden döneceğiz....


erdemyucel2002@hotmail.com  

Yayın Tarihi : 12 Kasım 2007 Pazartesi 10:39:24


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?