Haftanın genel futbol yorumuna bu başlığı koymak istemezdim. Oysa görevimiz yazmamızı ön görüyor. Diyarbakırspor’un Bursaspor ile yalnızca 17 dakika oynanan ve tatil edilen maçın da çirkinlikler, kışkırtmalar ve başkaldırıların her türlüsü yaşandı. Önce Milli Marşımız ıslıklandı, ardından oyunculara, foto muhabirlerine, hakemlere ve güvenlik güçlerine kaya parçaları yağmur gibi yağdı..
Dünyanın hangi ülkesinde takımları sahadayken çalınan milli marşı ıslıklanır? Yabancı bir takımın milli marşını ıslıklamak çirkinliğin, edepsizliğin de ötesindedir. Ne yazık ki, Diyarbakır stadında bu çirkinlikler yaşandı. Bunu yapanlar Türk olamazdı. Kuşkusuz, gerçek Diyarbakırlılar yaşanan bu çirkinliklerden ötürü üzüntü içerisindeler. Tribünlerde maçı izleyen gerçek Diyarbakırlılar yapılanlara katılmadılar.
Diyarbakır-Bursa maçının gergin geçeceği sanılıyordu. Bursa’da oynanan maçlar o günlerdeki PKK’nın eylemleri yüzünden Bursalıların tepkisiyle karşılanmış, Milli marşımız çalınırken bazılarının oturmasına sinirlenen Bursa taraftarları “PKK dışarı” diye bağırmış, stat dışında istenmeyen olaylar yaşanmış yaralananlar, gözaltına alınanlar olmuştu. Ancak bu maçta böylesine çirkinlikler beklenmiyordu. Gözü dönmüş, bazılarınca kandırılmış, beyinleri yıkanmış zavallılar maçın oynanmasına izin vermediler. Maçın daha başında Bursa kalecisi İvankov’a sert cisimler atıldı; 16. dakikasında Ali Tandoğan polis kalkanlarının korumasında köşe vuruşunu yapmaya çalışırken kaya parçaları oraya yağmaya başladı ve yan hakem Kemal Yılmaz yaralandı. Maçın Hakemi Kamil Abitoğlu yardımcılarını alarak soyunma odasına giderek haklı olarak maçı tatil etti. Hiçbir suçu günahı olmayan Bursasporlu futbolcular başlarında polis kaskları, taş yağmuru altında ve polisin koruması altında şehirden kaçırıldılar. Bu arada Diyarbakır emniyetinin futbolculara zarar vermeden uçağa yetiştirilmesindeki gayretini de takdirle karşılamalıyız.
Ne yazık ki, Diyarbakır’ın maçları son yıllarda hep olaylı geçiyor. Ligin ilk yarısında Fenerbahçe ve Gaziantep maçlarında da çirkinlikler yaşanmış, kulüp başkanı takımı ligden çekiyoruz diye anlamsız, kışkırtıcı açıklamalar yapmıştı.
Futbol Müsabaka Talimatı’nın 20. maddesi; “Maça devam edilmesi olanağının kalmaması hallerinde hakem müsabakayı tatil eder. İhlali gerçekleştiren takımlardan birinin veya ikisinin hükmen yenik sayılmasına ve ayrıca olayın durumuna göre galibiyet halinde verilen puan kadar silinmeye karar verilebilir.”
Şimdi ne olacak?
Büyük olasılıkla Futbol Federasyonu Diyarbakır Stadını kapatacak, Diyarbakır’ın evinde oynayacağı kalan beş maçı dış sahada ve seyircisiz olarak oynatacak… Şampiyonluk yolunda haklı olarak ilerleyen Bursaspor’da üç puanı da sahibi olacaktır.
Geçtiğimiz hafta Diyarbakır’ın başından ayrılan Teknik Direktör Ziya Doğan, büyük olasılıkla olacakları görmüş ve takımı haklı olarak bırakmıştır. Kaldı ki, iyi futbol oynayan, iyi futbolcuları olan Diyarbakır, büyük olasılıkla küme düşecektir. Yaşanan çirkin olaylar olmasaydı, düşme hattındaki Sivas’ın yenilmesi de onlar için büyük şanstı. Ancak olayları çıkaranlar takımlarını değil de illegal örgütlerin yandaşlığını ön plana almışlar!..
Trabzorspor kendi seyircisi önünde oynadığı maçta 89, 90+2 de attığı gollerle Gençlerbirliği’ni 3–1 yendi. Ancak bu maçta da hakem faciası yaşandı. Oyun 1–1 devam ederken, Hakem Tolga Özkalfa, iki kişi tarafından gole giden Sandro’nun makasa alınıp biçilmesine sessiz kaldı. Özkalfa cesaretle bu pozisyonu penaltı ile cezalandırmış olsa Gençlerbirliği son dakika gollerini yemeyecekti. Kaldı ki bu gollerden birisi de ofsayttı… Gençler’in attığı golde de kaleci Onur’un önü kapatılmıştı. Bunun da ofsayt olması gerekirdi…Trabzon genel olarak kötü bir futbol ortaya koydu ve Özkalfa’nın lütfüyle maçı kazandı!..
Fenerbahçe, Şükrü Saraçoğlu Stadında ligde dört haftadan sonra ilk kez üç puanı alarak zirve umutlarını yaşadı. Oysa Fenerbahçe yedi resmi maçında galibiyet alamıyordu. Antalyaspor karşısında alınan 1-0’lık galibiyette Emre’nin asisti, Santos’un golü de görülmeye değerdi. Fenerbahçe golü erken bulmasına rağmen bir türlü istediği oyunu oturtamadı. Alex’in yokluğunda onun görevini üstlenen Emre bunu hakkıyla yaptı ve takımın en iyisi olduğunu, sezon başından bu yana koyduğu performasyonuyla ortaya koydu. Daum, oyuna Guiza ve Semih ikilisi ile başlamıştı. Guiza geçen haftalara göre çok daha iyiydi. Koşmadığı yer bırakmadı, rakip savunmayı dağıttı. Ancak hafta içerisinde kulüpten sızan haberlere göre Daum ile arası iyi olmayan Semih bu maçta da bir varlık gösteremedi. Sağ kanatta verimli olamam diyen, oyundan alındıktan sonra soyunma odasına yönelmesi yine teknik direktörüne tepkiydi. Bir futbolcu teknik direktörü ile çatışmaya girerse o futbolcudan yararlanmak olanaksızdır. Daum’un yapacağı en iyi yöntem de hazır olduğu görülen Gökhan’a Guiza’nın yanında yer vermektir. Hakem Bünyamin Gezer’in iyi bir yönetim gösterdiği söylenemez. Nitekim Fenerbahçe’nin bir penaltısını da görmezden geldi. Buna karşılık Antalya’nın da iyi bir oyun sergilediği söylenemez. Zaman zaman savunmayı bırakıp topyekûn ileri çıkmaları da takımlarına zarar getiriyor.
Haftanın diğer maçlarında düşme hattına yakın Sivasspor, kendi sahasında beklenmedik şekilde İstanbul Büyük Şehir Belediye’ye 1- yenilerek çok zor bir duruma düşmüştür. Kasımpaşa ise kendi sahasında 2–0 öne geçtiği maçta Kayserispor ile 2-2 berabere kaldı. Yılmaz Vural takımının son dakikalarda yediği gollerle puan kaybetmesinin önüne geçmelidir. Kasımpaşa son beş dakikalarda goller yemeseydi bugün ligin çok daha üst sıralarında olması olasıydı.
Düşme hattının alt sıralarında mücadele eden Manisa ile Denizli arazsındaki maç golsüz sonuçlandı. Bu maçta her takımın taraftarları arasındaki kavgalar ise yine ligimizin çirkin görüntüleriydi. Fransız teknik direktör Lemerre yönetimindeki Ankaragücü Gaziantep ile kendi sahasında golsüz berabere kaldı. Maçın genelinde Gaziantep rakibine göre çok daha üstün bir oyun sergilerken birkaç önemli fırsatı da biraz da şansızlıktan kullanamadılar.
Haftanın önemli maçlarından Galatasaray-Eskişehir mücadelesi ise Pazartesi günü Eskişehir de oynanacak. Ayrıca hafta içerisinde kar nedeniyle tehir edilen Kasımpaşa- Bursaspor, Beşiktaş-İstanbul Büyükşehir Belediye maçlarıyla hafta tamamlanmış olacaktır.
erdemyucel2002@hotmail.com
Sevgili üstat, spor demek barış ve kardeşlik demektir. Daha maçın başında yapılan bu çirkinlikleri kimse onaylayamaz! Çıkarsın sahaya yener ya da yenilirsen ama bunlar yapılmaz. Stadı ayrılıkçı gösteri alanı yapamaz kimse! G. Amerika takımları maçlarında adamlar CHE tişörtü ve takım flamalarıyla maça gelip, mesajlarını verdikten sonra ve maçı izleyip, olay çıkarmadan gidiyorlar. C.tesi günü oynanamayan maç adeta bir terör örgütü yandaşlığı gösterisine dönüştürülmek istendi. Öte yandan da, sanki ligden umut kesilmiş ve bir grup seyirci olayı politize etmek istiyormuş gibi bir izlenim doğdu? Bakın Kasımpaşa nasıl çatır çatır top oynayarak tehlikeli bölgeden biraz da olsa sıyrıldı? Ayrıca, Denizli ile Manisaspor da onur mücadelesi vermekte. Diyarbakırsporun işi çok zor artık. Amatör ve geliri olmayan spor kulüplerine devlet desteği verilmelidir. Olaylara karışanlar da kameradan tespit edilip, belli süreyle statlara sokulmamalıdırlar. Bu olaylar sporun ruhuna aykırı davranışlardır. Çirkinlikler tüm Diyarbakır taraftarına mal edilemez. Kendini bilmez bu taraftar kılıklıları kınıyorum!
Bursanın Yaptığı neydi peki yazılarınızda bile nesnel olamıyorsunuz faşizm kokuyor yazılarınız yazıklar olsun...