19
Mayıs
2024
Pazar
SPOR

Elli Yıl Sonra İkinci Macar Zaferi


Avrupa 2008 elemelerinde Milli Takımımız ikinci maçında Budapeşte’nin Frenç Puskaş Stadında Macar Milli Takımını 1–0 yenerek, büyük bir avantaj kazandı. Türkiye, Macar Milli Takımı ile bugüne kadar dokuz maç oynamış, bunun beşinde yenilmiş, üçünü kazanmış ve bir maçta berabere sonuçlanmıştı Bu maçlardan ilk ve son maçın büyük önemi vardır. Ayrıca son maçta takımımız rakibini ilk kez deplasmanda yenmiş oluyordu.

Türkiye-Macaristan Milli maçını televizyonda izlerken anılarım beni yıllar öncesine götürdü. Macar Milli takımı 1950’li yılların efsane takımı idi. Wembley’de yenilmez denilen İngiltere’ye altı gol atmış, Avrupa’da önüne gelen takımı silip süpürmüş bir efsane takımdı. Grozits, Farago gibi gol atılması çok güç kalecileri vardı. Ayrıca Frenç Puskaş, Czibor, Buzansky, Zakarias, Hidekuti,Bozjik, Lorant, Koçis gibi XX.Yüzyılın ünlü futbolcuları bu efsane takımda yer alıyordu.

Macar Milli Takımı 1956 yılında turneye çıkmış ve Türkiye’de biri milli diğerleri temsili olmak üzere birkaç maç oynayacaktı. Türk sporseverler bu efsane takımı seyredebilecekleri için büyük heyecan duyuyorlardı. Macarlar İlk maçı İstanbul’da Türk Mili takımı ile oynayacaklardı. Ne var ki, şiddetli kış, sürekli yağan kar İstanbul’da maçın oynanmasına izin vermedi. Macar takımı İzmir ve Ankara’da temsili takımlarımız ile oynadı ve hepsini de açık farkla kazandı. Yanılmıyorsam aradan 10 gün geçti, havalar düzeldi ve son maçı Milli Takımımızla İstanbul İnönü Stadında oynadı. O tarihi maçı görebilmek büyük bir şanstı. Sabaha karşı stadın önünde kuyruğa girenler ve maçı izleyebilen şanslılardan birisi de ben olmuştum. Türk Milli Takımının kadrosunu bugün bile sizlere ezbere sayabilirim; Turgay-B.Ali, B.Ahmet Berman (merhum)-Mustafa (Saim merhum), Naci(merhum), Nusret (merhum)- İsfendiyar, Coşkun Özarı, Metin Oktay (merhum), Kadri Aytaç (merhum), Lefter.
Türk Milli Takımı o efsane takımı, biri penaltıdan olmak üzere Lefter’in iki, biri de Metin Oktay’ın olmak üzere attığı üç gol ile 3–1 yenerken, Macarların tek golü de F.Puskaş ‘tan gelmişti.

Bu maçı yabancı ajanslar kendi memleketlerine duyurduklarında kimse bu sonuca inanmamış, böyle şey olamaz, mutlak haberde yanlışlık var demişlerdi.

Aradan 50 yıl geçti ve Türk Milli Takımı Macaristan’ın kendi evinde 1–0 yenerek Avrupa şampiyonası elemelerinde ilk iki maçı kazanma başarısını gösterdi. Bugün ne Macar Milli Takımı ve ne de Türk Milli Takımı 50 yıl öncesinin takımları değillerdir. Macar takımlarında son yıllarda büyük bir düşüş, Türk takımlarında da gözle görünür bir yükseliş vardır. Bu durum doğal olarak milli takımlara da yansımaktadır. Bununla beraber Avrupa 2008 elemelerinde alınan bu galibiyetin Türkiye için büyük önemi vardır.

Fatih Terim’in Macaristan ve Moldova takımlarına karşı çağırdığı futbolcuların bazıları üzerinde tereddütler vardı. Fenerbahçe’de son haftalarda yerini Logano’ya bırakan Can Arat ile takımında forma bulamayan, bu yüzden Sivas’a geçen Servet ve Galatasaray’da büyük bir form düşüklüğü gösteren Hakan Şükür’ün takıma alınmasının ne derece doğru olduğu spor kamuoyunda tartışılıyordu. Ancak Terim’in sahaya sürdüğü takım çok süratli, en az top kaybı yaparak oynadı ve sözcüğün tam anlamıyla ilk yarım saat fırtına gibi esti. Tuncay’ın rakibi bozan oyunu, 19 yaşındaki Arda’nın rakiplerini ipe dizer gibi geçmesi Macar Milli Takımını dağıttı. Sanki rakip sahada oynuyormuş gibi Macar takımı savunmaya çekildi, birkaç cılız atak dışında kalemizde tehlike yaratamadı. Kalede Rüştü ve önünde kendisinden beklenmedik bir oyun çıkaran Servet takımımızın savunmasını ayakta tuttular. Kuşkusuz, onlara İbrahim Üzülmez, Gökhan Zan, Aurello başta olmak üzere tüm takım katıldı. İkinci yarının ilk yirmi dakikasında Macarlar oyuna ağırlığın koydu ise de golleri kaçıran yine Türk takımı oldu. Sabri ve Tuncay’ın kaçırdığı ikişer şutun gol olmaması biraz şanssızlıktı. Bu arada maçın sonlarına doğru Hakan’ın kale önünde önündeki topa vuramamasına da söyleyecek bir söz bulamıyorum. Aynı şeyleri Gökdeniz için de söylemek isterim; kendi takımındaki oyununun yarısını bile milli maçta gösterememesi bir yana bir de akıl almaz gol kaçırdı. Bunun yanı sıra Macarların da bu kadar çekingen oynamalarına bir anlam veremedim.

Kendisine yöneltilen tenkitlere rağmen Fatih Terim iyi bir takım kurmuş ve iyi bir taktik vermiştir. Yalnızca bir tek noktada yanlışı olduğuna inanıyorum; Ümit Karan gibi gollük vuruşlarda usta bir oyuncu kenarda dururken Hakan Şükür’e nasıl 90 dakika dayanabildiğini anlayabilmek biraz zor...

Türk Milli Takımımız önümüzdeki Çarşamba günü oynayacağı Moldova maçında rehavete kapılmamalı, nasıl olsa yeneriz havasıyla oyuna başlamamalı, Fatih Terim de eksikleri görerek sahaya takımını sürmelidir. Yunanistan’ın favori gösterilen Norveç’i yenmesiyle Türkiye, Yunanistan ve bir maçı fazla olan Norveç iddialı duruma gelmişlerdir. Böylesine bir fırsat kolay kolay ele geçmez.


erdem@kenthaber.com
Yayın Tarihi : 8 Ekim 2006 Pazar 12:26:44


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?