28
Mayıs
2024
Salı
SPOR

Fatih Terim’in Yeni Milli Takımı


Önümüzdeki günlerde Dünya Kupası finalleri başlayacak ve ne yazık ki, dünya üçüncülüğünü kazanmış olan Türkiye bu şampiyonada bulunamıyor. Türkiye’nin yanı sıra son Avrupa Şampiyonu Yunanistan’da Almanya’ya gidemiyor. İsviçre ile oynanan son maçı olaylı biçimde de olsa 4–2 kazanan Türk Milli Takımı finallere katılabilecek nitelikteydi. Ama olmadı; futbolda akılın ve becerinin yanı sıra şansın da büyük yeri olduğu bir kez daha kanıtlandı.

Milli Takımlar Sorumlusu Fatih Terim ve ekibi 2008 Avrupa Futbol Şampiyonasının hazırlıklarına sürpriz bir kadro ile şimdiden başladı. Dünya Kupası finallerine katılan, çoğu zayıf takımlarla oynadı; bir bakıma onlara yardımcı olurken, diğer yandan da yeni kadroyu oturtmaya çalıştı.

Fatih Terim’in kadrosu gösteriyor ki, eski Milli Takım bir kenara itilmiş, yeni oyunculara yer verilmiş ve böylece geleceğin takımı yaratılmak istenmiş. Fenerbahçe’de Servet, Luciana ve Önder’den ötürü kadroya giremeyen, ancak iyi bir futbolcu olduğunu hazırlık maçlarında gösteren Can Arat; Beşiktaş’ta zaman zaman oynayan İbrahim Akın; Antalyaspor’dan Burak ve Volkan; Malatyaspor’dan Bilal, İstanbul Büyükşehir Belediyesinden Murat Ocak; Galatasaray’da Hakan Şükür, Necati ve Ümit Karan gibi golcülerin bulunması nedeniyle takımda ara sıra yer bulan Hasan Kabze; Kayseri’den Gökhan, Mehmet Topuz; V.Manisaspor’dan Caner; Rize’den Fahri, Gençlerbirliği’nden Uğur Boral Terim’in yeni gözdeleri arasındalar. Eskilerden yalnızca Rüştü, Volkan, Servet, Tuncay (FB), Necati (GS), Gökdeniz , Fatih, Hüseyin (Trabzon), Nihat (Villarreal), Hamit, Halil (Schalke) Milli Takıma çağırılan futbolcular...

Milli Takıma çağırılan bu yeni futbolcular gerçekten bizler için bir sürpriz olmuştu. Genelde milli takımlara o arada en formda olan ve birbirleri ile anlaşabilen oyuncuları seçilir, bunların arasına başarı grafiğini yükselten yenileri katılırdı. Oysa Fatih Terim bunu dikkate almadan, belki de duygusal bir tutum içerisinde “Benim Takımım” diyerek yeni bir takım ortaya koydu ve bununla da 2008 Avrupa Futbol Şampiyonası hazırlıklarını sürdürüyor. A Milli Takım 24 Mayıs–4 Haziran tarihleri arasında 6 hazırlık maçı oynadı. Bu maçlarda olumlu bir futbolu ortaya koyduğu da söylenemez. Yalnızca yeni futbolculardan, takımlarında şans bulamayan bazıları kendilerini gösterebilme olanağını buldular.

Belçika’nın Genk şehrinde Belçika ile 3–3, Köln’de Gana ile 1–1, Hamburg’da Estonya ile 1–1 berabere kaldı. Offenbach’ta Suudi Arabistan’ı 1–0, Hollanda’nın Arnheim şehrinde Angola’yı 3–2 zor da olsa yendi ve son olarak da Utrecht’te Makedonya’ya 1–0 yenildi.

Bu maçlarda Fatih Terim’in oyun kuruluşundaki görüşünün defansa önem vermek, oyunun kontrolünü elinde tutmak, bloklar arasında bağlantıyı açmadan kolektif oyuna yönelmeyi istediği açıkça görüldü. Ancak bu sistemi oyuncularının tam olarak uyguladığı da söylenemez. Fatih Terim, Belçika maçında İbrahim Toraman-Servet ikilisinin ileriye amaçsız uzun toplar attıklarını, orta sahaya top veremeyişlerini görünce sonraki maçlarda onların yerine Can Arat- Gökhan Zan ikilisinin üzerinde durdu. Gerçekten bu ikili, Angola maçında yenen gol dışında, daha başarılı olduğunu gördü. Türkiye Gana maçında Belçika’ya göre bir derece daha iyi idi. Bu maçta Milli Takım, Terim’in sahayı küçültme taktiğini uyguladı, rakibe alan boşluğu bırakmadı. Aslında bu maç Dünya Kupasında oynayan ve oynamayan iki takımın mücadelesi idi. Kupada oynayamayan takımın oynayandan çok daha iyi olduğu görüldü ve katılamayışımıza bir kez daha üzüldük. Estonya maçında Milli Takım çok kötü bir futbol ortaya koydu ve maçın sonlarına doğru defansın boş bırakmasıyla beraberlik golünü kalesinde gördü. Böylesine kolay ve acemice gol yiyen takıma ne denir bilemem. Bu da gösteriyordu ki, bu takım güçlü rakipler karşısında kevgire döner. Ayrıca gol olabilecek paslardaki gecikmeler, peş peşe yanlış vuruşlar bu maçta bir kez daha görüldü. Suudi Arabistan ve Angola maçlarında ise her iki devrede oynanan futbol çok farklı idi. İlk bölümlerde takım dağınık ve top kaybı çok fazla, ikinci yarıda ise Terim aksayan yönleri değiştirdi ve takımı toparladı. Angola maçında da yine savunmadaki hatalardan iki gol yenildi, son dakikada Halil Altıntop’un çok güzel kafa vuruşu ile takım galibiyete uzandı.

Genç oyunculardan yana olan Terim, kaleyi Rüştü ve Volkan’a bırakmıştı. İlerlemiş yaşına rağmen Rüştü’nün yine gelişi güzel vurduğu toplar rakipten anında kalemize dönüyor ve tehlike yaratıyordu.

Fatih Terim “ Bu ana kadar sistem oyuncuya hizmet ediyordu artık oyuncu sisteme hizmet edecek “,Suudi Arabistan karşısında alınan galibiyetten sonra da “ Suudi Arabistan’ı yendikleri için takımı kutluyorum. Hakikaten iyi oynadılar” dedi. Bir spor yazarının dediği gibi Arapları yenip seviniyorsak işimiz zor...

Milli Takımın hazırlık maçları için spor yazarlarının bazıları olumlu bazıları da olumsuz diye fikir yürütüyorlar. Suudi Arabistan ve Gana şampiyonada sürpriz yapabilecek nitelikte takımlardır. Bu bakımdan bu takımlar karşısında alınan sonuçlar küçümsenmemelidir. Türkiye’nin bunlardan birkaç gömlek yukarıda olduğu da hiçbir zaman göz ardı edilmemelidir. Hazırlık maçlarında dikkati çeken yeni futbolcular vardı. Bunların başında Can Arat, Gökhan Zan, Murat, Almanya’da oynayan en genç futbolcu unvanına sahip Nuri Şahin geliyordu. Halil ve Hamit kardeşlerin bu takımda her zaman yeri vardır. Özellikle Hamit Altıntop’un orta alanda çok daha başarılı olacağı Angola maçında açıkça görüldü. Tuncay ve Nihat’ın gayreti ve her pozisyonda kaleye şu atmalar da çok önemli idi.

Bütün bunlara rağmen müthiş işler yaptık sözüne hiç katılmıyorum. Müthiş işler yapmadık, yalnızca yeni bir takım kurmaya çalıştık ve kupaya katılacaklara da biraz antrenman verdik. Yeni Milli Takım bazı maçlarda vasatı aşamadı, birkaç oyuncu kazanmanın yanı sıra rakiplerine göre çok da üstün değildi. Karşılaştığımız rakipler Avrupa, Afrika ve Güney Amerika’da isim yapmış takımlar olmadığı gibi futbol piyasasında isim de yapmamışlardı. Dünya Kupasına katılma şansını yakalamış sıradan takımlardır. Makedonya ise Türkiye’nin en iyi zamanında bile ona hep ters gelmiş bir takımdır. Nitekim bu kez de öyle oldu. Makedonlar tatsız tuzsuz geçen oyunun sonlarına doru attıklar gol ile maçı almayı başardılar.

Dünya Kupasında olamayışımız gerçekten üzücü. Ancak bu yeni takımla katılmış olsaydık futbolun devleri karşısında iyi bir sonuç almayacağımız da açıktır. Gençleştirilmiş takımın ise hiçbir şansı olmadığı, oynanan altı maç sonunda görüldü. Her ne kadar sistem oturdu, gençleştirilme aşısı tuttu deniyorsa da ben bu takımın Avrupa Şampiyonası elemelerinde başarılı bir sonuç alacağına pek inanmıyorum. Ayrıca bu takımda oynayanların önümüzdeki lig devresinde kaçının ilk on birde yer alacağı da tartışmaya açıktır. Geçen Dünya Kupası’nda olduğu gibi her zaman kura şansı bize gülmez.



erdemyucel2002@hotmail.com

Yayın Tarihi : 5 Haziran 2006 Pazartesi 15:18:23


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
oğuz taşgın IP: 78.165.118.xxx Tarih : 10.05.2008 08:15:23

ama başka br yandan düşünrsek o adam deddiğiniz G.S sk uefa kupasını kazandırmıitır.siz bunları göze alıp lütfen konuşmanızda geçmişi düşünerek hareket etmenizi isterim. saygılarımla...