Türkiye 1.Süper liginin 14.haftasında Fenerbahçe Galatasaray’ı 1-0 yenerken hem liderliğini korudu, hem de rakibi ile arasını altı puan açtı. Ligin bitmesine daha uzun süre var; oysa görünen köy kılavuz istemiyor, bundan sonra lig şampiyonluğunda Fenerbahçe tek takım kalmış görüntüsünü veriyor.
Kuşkusuz, aradaki altı puanlık fark her zaman kapanabilir diye beni eleştirebilirsiniz ama ortada bir gerçek var; o da Fenerbahçe’nin rakiplerinden futbol dışında da üstün oluşudur. Diğer takımlar sarı lacivertlilerle saha dışında da boy ölçüşecek durumda değiller. Öncelikle Fenerbahçe’nin mali sorunu yok, yönetim sorunu yok, teknik direktör sorunu yok, seyirci sorunu yok... Diğer takımlara baktığımızda hepsinin kendi derdine düştüğünü görüyoruz. Mali yönden hepsi büyük yük altındalar, seyirci ile de araları hiç iyi değil, teknik direktörler sürekli değişiyor, bazıları kongre hazırlıklarının çekişmeleri içerisindeler. Böyle olunca da Fenerbahçe hepsinin önünde ve şampiyonluğa da adım adım yaklaşıyor. Nitekim Galatasaray Kulübü Başkanı, belki de seyirciden gelecek tepkilerden ötürü maça bile gelmedi. Maç sonrası sahada futbolcular arasında dostluk gözle görünüyordu. Bu da futbolumuz adına sevinilecek bir olaydı. Öte yanda futbolcular ile şu anda ligin en formda hakemi Serdar Tatlı arasında da bir sorun yaşanmadı. Ne var ki Galatasaraylı bağnazlar tribünleri ateşe verdi koltukları kırdı, yönetimi istifaya çağırdı. Böyle olunca da ligde tek takım Fenerbahçe kaldı.

Fenerbahçe, Milan maçı bozgununu kolay atlatmış... Büyük bir moralle Galatasaray maçına çıktı ve oyuna asıldı. Demek ki her horoz kendi çöplüğünde daha rahat oluyor!.. Bununla beraber Galatasaray kötüydü demiş olsak haksızlık yapmış oluruz. Bir futbol maçını kazandıran her zaman iyi bir orta sahadır. Nitekim de Fenerbahçe’nin orta sahası rakibine göre daha iyi idi, futbolcuları da daha üstündü. Her iki taraf akıl almaz goller kaçırdı, bunlara da şaşmamak elden gelmiyor. Anelka’nın iki rahat pozisyonda kaleciye topu nişanlaması, Tuncay’ın Anelka’ya pas vereceği yerde tribünlere topu göndermesi, Necati’nin çaprazdan topu dışarıya atması, Hasan Şaş’ın bekleneni verememesi maçın sonucunu etkileyen başlıca pozisyonlardı.
Daum, Galatasaray’ın havadan ve Hakan’a yönelik oynayacağını biliyordu. Her top ileride tek kalan Hakan’a gelince ondan gelen topları da Fenerbahçe orta sahası çok rahat karşıladı ve hücuma yöneldi. Kısacası orta saha hakimiyeti tamamen Fenerbahçe’nindi. Soldan top ortalamada çok başarılı olan Ergün’ün çıkarılması ve ligin en çok gol atan adamı Ümit Karan’a ilk on birde yer verilmemesi de Gerets’in yanlışı idi.Bu arada Ümit’in moral bozukluğu ve takımdan ayrılma sinyalleri vermesi de üzerinde durulacak noktalardı.

Her şeye rağmen Fenerbahçe-Galatasaray maçı son yılların en centilmence oynanmış bir maçı olarak kalacaktır.

Beşiktaş zorlu Sivas deplasmanından üç puanla döneceğini hemen hemen hiç kimse beklemiyordu. Futbolcularının onu sakat, biri de cezalı olan Beşiktaş, üzerinde dolaşan kara bulutları atmışçasına özellikle ilk yarıda fırtına gibi bir maç çıkardı. Maçın 24. dakikasında kırmızı kartla oyun dışı kalan Ailton’un takımı eksik bırakması bile siyah beyazlıları etkilemedi. İlk golü yemesine rağmen Beşiktaş oyunu, son haftalarda büyük bir düşüş gösteren Sivas sahasına yaydı ve her türlü riske girerek beraberliği aradı. Aradığını da kolayca buldu. Ali Tandoğan’ın beraberliği getiren serbest vuruşu ise görülmeğe değer güzellikteydi. Anderson’un iki mutlak golü atamamasına rağmen Beşiktaş umudunu yitirmedi. Ali Tandoğan’dan sonra İbrahim Akın ve Tümer ile beklenmedik şekilde galibiyete uzandılar. Öte yanda rakibine kasten tekme atarak oyun dışı kalan Ailton’un bu takıma fayda yerine zarar getirdiği de bir kez daha gözler önüne serildi. Acaba Beşiktaş’a uyum sağlayamayan ve gitmek için her türlü yola başvuran Brezilyalı futbolcusu benim biletimi artık kesin mi diyordu? Beşiktaş yönetimi bu futbolcuya yüklü bir para cezası mı verecek, yoksa yolcu mu edecek; önümüzdeki günlerde göreceğiz. Bu maçta üzerinde durulacak bir nokta da Beşiktaş’ın deplasmanda seyirci baskısından kurtulup çok daha rahat oynadığıdır. Bakalım İnönü Stadındaki taraftarlar bu gerçeği ne zaman görebilecekler?

Karadeniz derbisinde Trabzonspor Rize’yi 3-1’lik sonuçla geçerken yaralarını biraz olsun sardı ve geçen haftaki Diyarbakır yenilgisinin acısını çıkardı. Teknik direktör Halilhodzic’in maçtan bir gün önce yaptığı açıklamanın yanı sıra yönetimdeki kıpırdanma ve 75 gün sonra sahalara dönen Polonyalı Szymkowiak’ın bir futbolcunun ne yapması gerektiğini göstermesinin de galibiyette büyük payı vardı. Özellikle Szymkowiak sahanın her yerinde vardı; onun yanı sıra Lee Young gösterişsiz futboluna aldananlar, onun tam bir profesyonel gibi çalıştığını gördüler. Kendi kalesine talihsiz bir gol atmasına rağmen 19 yaşında ve ilk kez forma giyen Ufukhan’ın da bu galibiyette büyük payı vardı. Öte yanda ligin alt sıralarına inen Rize’de ise büyük bir düşüş açıkça görülüyordu.

Ligin üçüncü sırasına yerleşen Kayseri, deplasmanda Gaziantep’i beklenmeyen bir sonuçla 4-1 yenerken yılların dişli takımı Gaziantepte’te büyük düşüş açıkça görülüyordu. Kayseri’nin diğer takımı ve lige çok iyi başlayan Erciyesspor ‘daki düşüş ise bu hafta çok daha belirgindi. Fırtına gibi esen Diyarbakır deplasmanda 2-0’lık galibiyeti ile alt sıralardan kurutulacağını gösteriyordu. Gençlerbirliği Denizli’yi 2-0lık sonuçla yenerken rakibinin düşme hattının içersine itiverdi. Ankaragücü-Samsun’un birer gollü beraberliği ise ortaya futbol adına bir şeyler koymaktan çok uzaktı.

Ligin diğer maçlarında alt sıralardan kurtulabilmek için uğraş veren Malatyaspor, Konyasporu 1-0’la geçerken aynı zamanda de kendi sahasında üç puana ulaşmanın mutluluğunu yaşadı. Orta sıraları zorlayan V.Manisa Ankarasporu 1-0 yenerek ligdeki dördüncü galibiyetini de alıyordu.

1.Süper ligin puan cetveline baktığımızda önümüzdeki hafta yapılacak Diyarbakır-Denizli; Gençlerbirliği-Samsun; Malatya-Ankaragücü maçları daha çok alt sıralar için önemli olacaktır. Ankaraspor-Galatasaray maçı ise sarı kırmızılıların zirveden tamamen koparak ikincilik, mücadelesine gireceğini göstermesi yönünden önem kazanıyor. Fenerbahçe ise Saraçoğlu’nda Trabzonspor maçını son yıllarda kurduğu en güçlü kadrosu ile kolayca geçer ve bugünkü konumunu kolay kolay bırakmayacak güçtedir.