22
Mayıs
2024
Çarşamba
SPOR

Fenerbahçe Çayda Boğuldu


Turkcell Süper Liginin 20. haftasında Fenerbahçe’nin Ç.Rize’ye yenilmesinden sonra, en yakın takipçileri Galatasaray’ın V.Manisaspor’u 4–0, Beşiktaş’ın da Denizlispor’u 2–0 yenmesi üst sıraları karıştı. Önümüzdeki haftalarda oynanacak ve özellikle üç takımın birbirleriyle yapacağı maçlar ligi daha da cazip duruma getireceğinin sinyallerini veriyor. Ancak görünen gerçek Galatasaray ile Beşiktaş’ın bugün için Fenerbahçe’den çok daha iyi top oynadığıdır. Fenerbahçe’nin rakipleri ile oynayacağı maçların deplasmanda oluşu da sarı lacivertlilerin işini çok daha zorlaştırıyor. Bu durumda aradaki dört puanlık fark da hiçbir zaman kapanmayacak gibi de değildir.

Fenerbahçe üç puan umuduyla gittiği Rize deplasmanında sözcüğün tam anlamıyla hüsrana uğradı. Ligin son sıralarındaki Ç.Rizespor canlı, diri ve ani ataklarda rakip kalede tehlikeler yaratırken Fenerbahçe orta sahada top gezdirmesi dışında özellikle ilk yarıda doğru dürüst bir akın yapamadı. Uğur Boral’ geliştirdiği tek hücumda da top yandan dışarı çıktı. Her hafta olduğu gibi bu hafta da oyuna yavaş başlayan Fenerbahçe bir türlü organize ekip olamıyor. Rize’nin her akınında rakip savunma kolayca dağılıyordu. Büyük ümit bağlanan Alex ile Deivid’in varlığı ile yokluğu belli değildi. Bu sezon diğer maçlarda olduğu gibi yine Alex duran toplarda rakip tehlikeye etkili bir vuruş yapamadı. Uğur, Serkan ve Tuncay hemen hemen hiçbir varlık göstermedikleri gibi sahada dolaşıp durdular. Savunmadaki tüm suç Can’da imiş gibi 24. dakikada yerine alınan Semih ancak bir golle yetindi.

Maçın 6.dakikasında Deniz’in koluna çarpan topa kimsenin itiraz etmeye hakkı yoktur. Bu pozisyon kurallara göre tek kelime ile penaltıdır. Lider takıma, hele daha maçın başında penaltı verebilmek bugünkü Türk futbolu içerisinde her babayiğidin harcı değildir. Ancak Selçuk Dereli cesur davrandı ve düdüğünü çaldı. Geçen yıl Fenerbahçe’de forma şansı bulamayan Zafer Biryol’da yumuşak bir vuruşla topu Volkan’ın sağında filelere bıraktı. Bunun ardından maçın yıldızlarından genç Ferdi aynı yerden ikinci golü Fenerbahçe kalesine bıraktı. İkinci yarıda oyuna alınan Mehmet Yozgatlı ile Semih’in uyumlu hareketleri Fenerbahçe’ye yalnızca bir gol kazandırabildi.

Bu maç bir kez daha gösterdi ki, Fenerbahçe’de Mehmet Yozgatlı ile Semih ilk on birde yer bulabilecek futbolculardır. Ayrıca Appiah’ın sağ kulvarda oynatılması da Zico’nun yanlışlarından birisidir. Orta alana çekilecek Appiah ile Aurelio, yan kanatlarda Mehmet Yozgatlı ile Ümit Özat takıma daha faydalı olacaktır. Fenerbahçe’de görülen en büyük eksiklik hızlı yan kanat oyuncularının olmayışıdır. Mehmet Yozgatlı ile Ümit Özat, onların önünde Uğur Boran takıma daha da faydalı olacaktır. Zico’nun artık bunları anlaması gerekir.

Rizespor pahalı futbolculardan kurulu rakibi karşısında son derece başarılı idi. Butakımın alt sıralarda dolaşmasına ise akıl sır ermiyor. Özellikle Ferdi, Bashir, Serhat, İ.Said, Cem Baki ve kaleci Zdravkov rakibe böyle futbol oynanır diye adeta dersi veren isimlerdi. Bu maçta bir kez daha görüldü ki, Ferdi ilerideki yıllarda büyük bir yıldız olacaktır. Ayrıca cem Baki’de isminden epey söz ettirecek futbolculardır.

Erken gol geldi mazereti ise Fenerbahçe için hiçbir zaman geçerli olmamalıdır. Ayrıca Fenerbahçe gibi bir takım hiçbir zaman tek santrfor ile oynamamalıdır. Nitekim ortada yalnız kalan ve zaman zaman sağa kaçar Deivid rakip savunmasında etkili olamadı. İleri geri şuursuzca koşan Tuncay kale içerisinde götürdüğü topu Semih’e bırakmış olsaydı Fenerbahçe bu zorlu maçı en azından berabere bitirebilirdi.

Ç.Rizespor karşısında böylesine çaresiz kalan Fenerbahçe Avrupa’nın en golcü takımlarından Az Alkmar karşısında ne yapabilir sorusu sanırım tüm taraftarların aklını kurcalıyordur.

Fenerbahçe’nin üç puanı Rize’de bırakmasından sonra Galatasaray’ın V.Manisaspor karşısında alacağı sonuç ilgi ile bekleniyordu. Ali Sami Yen’de Galatasaray’ın rakibine puan kaptırması oldukça zordu ama futbol da her şey olabilirdi. Bu bakımdan lider ile aradaki puan farkını dörde indirmek isteyen sarı kırmızılılar diğer tarafta da rakibinin de puan kaybetmesini bekleyen Fenerbahçeliler... Oysa beklenen olmadı Galatasaray zorlanacağı sanılan maçı Ümit Karan’ın birbirinden güzel dört golle kolayca almasını bildi. Ümit Karan bu maçta hayatının oyununu oynadı; tek kelime ile yıldızlaştı. Galatasaray geçen haftalardan biraz farklı olarak sahaya çıkmıştı. Savunmada Sabri, Song, Tomas ve Orhan rakibin tüm umudunu bir anda silip götürdü.

Kısacası Galatasaray sezonun en güzel maçını ortaya koyarken, geçmişine yakışır biçimde Galatasaray gibi oynadı... Ancak maçın başında sonuna kadar hırslı ve süratli futbolu ile rakibini çökertmesini bildi, Manisa’nın zaman zaman Galatasaray kalesinde yaptığı ataklarda savunmayı ve özellikle de pek az iş düşmesine rağmen kalede Mondragon’un aşamadı. Maçın hemen başında her iki takımın birer oyuncusu Necati ile Kalabane sakatlandılar. Her iki futbolcunun önümüzdeki haftalarda yerleri almaları biraz zor olacaktır.

Haftanın en şanslı takımlarında birisi de Beşiktaş oldu. Fenerbahçe’nin üç puan yitirmesinden sonra rahat bir oyunla Denizli’yi 2–0 yenen Beşiktaş alında üç değil altı puanın sahibi oldu. Şampiyon Beşiktaş tezahüratı altında Beşiktaş sağ ve sol kanatlardan geliştirdiği akınlarla rakibini bunalttı ve Ricardinho ve Bobo’nun golleri ile sonuca çok kolay gitti. Bu arada Bobo, Nobre ikilisi önümüzdeki haftalarda rakiplere korkulu dakikamlar yaşatacağı da açıktır. Savunmada Gökhan Zan’ın yokluğunu İbrahim Toraman zaman zaman kaptığı gibi Baki Mercimeğin kaçırdığı iki pozisyonu da önlemesini bildi. Beşiktaş’ın galibiyetinde İbrahim Toraman, İbrahim Üzülmez, Koray, Serdar, Ali Tandoğan ve Delgado’nun payı unutulmamalıdır. Ne var ki, Burak bu maçta da bekleneni vermekten çok uzaktı. Kaleci Runje ise her zamanki gibi teminli ve istikrarlı bir oyun ortaya koydu.

Geçtiğimiz hafta farklı bir yenilgi alan Denizlispor ise bu maça daha baştan yenilgiyi kabullenmiş olarak çıkmıştı.

Haftanın belki de en güzel maçlarından Trabzonspor ile Gaziantepspor arasında Avni Aker Stadında oynandı. Trabzon bu maçı yeni transfer ettiği Ceyhun’un iki golü ile 2–0 alarak kötü günlerine dur diyeceğe benziyor. Bu maç gerçekte sözcüğün tam anlamıyla Ceyhun’un günü idi, özellikle attığı ikinci gol görülmeye değer güzellikte idi. Böylece bordo mavililer Fatih tekke’nin yerine iyi bir oyuncu aldıkları da görülüyordu. Buna rağmen Gaziantep de futbol yönünden olumlu bir oyun sergilediler. Ne var ki ellerine geçirdikleri fırsatları beceriksizce harcadılar. Özellikle Kirita ile Nigris kaçırdıkları gol olsa Trabzon bu maçı böylesine kolay alamazdı. Her şeyi ile bu maç haftanın seyri en güzel oyunu idi.

Hafta’nın diğer maçlarında Kayserispor kendi sahasında Ankaragücü karşısında tam bir gol gösterisi yaparak maçı 4–0 aldı. Diğer taraftan Sivas Sakarya’da adeta fırtına gibi eserek Sakaryaspor’u 3–1 yendi. Gençlerbirliği Bursaspor’u, Antalyaspor Konyasporu aynı sonuçla 1–0 yendiler. Ligin dibindeki Kayseri Erciyesspor ile ikinci yarıda Bülent Korkmaz’ın teknik yönetiminde büyük bir atılım yaptığı bu maçta da açıkça görüldü. Ankaraspor’u 1–0 yenerek düşme hattındaki Sakaryaspor’u puan cetvelinde yakaladığı gibi onun üzerindeki takımları önümüzdeki günlerde yakalayacağının da sinyallerini verdi.


erdem@kenthaber.com

Yayın Tarihi : 12 Şubat 2007 Pazartesi 11:10:15
Güncelleme :12 Şubat 2007 Pazartesi 18:42:13


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Süleyman KARAEL IP: 85.96.22.xxx Tarih : 13.02.2007 23:50:06
Fenerbahçe'yi anlamak çok zor. Rize maçında "Zico AZ Alkmaar maçı öncesi takımı mı saklamak istedi acaba?" diyeceğim ama, bakıyorum da Fenerbahçe'nin zaten sezon başından beri ilk 11'i belli değil ki!!! Her sene Yıldız Oyuncu getirip seyirciyi stada çekme politikası izleneceğine, ilk 11'i belli olan bir kadro ile uzun süre mücadele etmek en doğrusudur bence. Bir takım her maça değişik kadrolar (11) ile çıkarsa zaten o takımdan istikrar beklemek de doğru olmaz. Bakın Galatasaray'ın UEFA Kupasını aldığı kadrosu tam 4 yıl hiç bozulmadı. Ne Teknik Direktör değiştirildi, ne oyuncu. Ve üst üste 4 yıl Lig Şampiyonu olup sonunda da UEFA Kupasını alma başarısı gösterdiler. İstikrar bu şekilde sağlanır ancak. Vee,sonra takımdaki oyuncularının dağılması ile kaç yıl şampiyon olamadılar. Geçen yıl ki şampiyonlukları da Fenerbahçe'nin bir armağanı oldu Galatasaray'a. Fenerbahçe'de ise takım şampiyon olsa da, olmasa da hoca ve oyuncu değiştirme hastalığı hüküm sürüyor yılardır. Bir de sezonun en hararetli yerinde transfer dedikoduları yükselmeye başladı mı sonuç böyle oluyor işte. Fenerbahçe takımı'nda öncelikle beyinler tamamen temizlenip, futbolcular her türlü entrikalardan uzak tutulmalıdır. Takım ruhu ön planda olmalıdır. Yoksa böyle devam edilirse tarih tekerrür edebilir ve geçen yılkinden daha da kötü hüsran yaşanabilir.