Bir haftalık aradan sonra Beşiktaş-Fenerbahçe derbisi ile Süper Lige devam edildi. Ligin bu önemli maçının ne olacağı konusunda çok önceden başlayan tahminler gündeme oturmuştu. Çoğunluk deplasmanda olmasına rağmen Fenerbahçe’nin bu maçı kazanacağını, en kötü sonuç olarak da beraberliği düşünüyordu. Yoğun sis altında oynanan maçta Fenerbahçe İnönü Stadında sözcüğün tam anlamıyla vurgun yiyerek sahadan 3–0 yenik ayrıldı. Beşiktaş rakibinin üzerine biraz daha gitmiş olsa farkın daha da açılması mümkündü. Bu sonuçla Beşiktaş yedi de yedi maç kazanırken Fenerbahçe ‘de Gaziantep’ten sonra ikinci yenilgisini de almış oldu. Ertesi gün Galatasaray’ın Manisa’yı yenmesiyle her iki takım arasında puan 31’er olacaktı. Galatasaray büyük bir şans yakalamıştı. Ne var ki, Galatasaray 82. dakikaya kadar 1–0 önde götürdüğü maçı Kanadalı Simpson boş kaleye plasesi ile 1–1 berabere bitirerek büyük bir şok yaşadı. Böyle olunca da Fenerbahçe’nin iki puan gerisinde kaldı. Beşiktaş bu galibiyeti ile haklı olarak zirve mücadelesinde artık bende varım dedi.
Beşiktaş oyuna Fenerbahçe’den çok daha istekli ve kazanma azmiyle başlamıştı. Buna karşılık Fenerbahçe tempoyu düşürerek, beraberliğe razı bir görüntü çiziyordu. Maç öncesi sözlerinden de Daum’un bu maçta tek puanı yeterli gördüğü de anlaşılıyordu. Fenerbahçe sürekli geriye yaslandı ileriye gitmeyi, gol pozisyonları üretmeyi, hele ikinci yarıda hiç düşünmedi.
Fenerbahçe’de orta alanda Cristian ve Emre ayakta kalan isimlerdi. Bu yenilgide sürekli rakiple, hakemle dalaşan ve sonunda kırmızı kartla oyun dışı kalan Kazım’ın ve hem rakibe ve hem de kendi arkadaşlarına karşı agresif tutumu olan Emre’nin payı vardı. Buna rağmen yukarıda da belirttiğim gibi takımın faydalı elemanlarından Emre bunları yapmamış olsa, beni değiştirin derken oyunu soğutmamış, topa koşmuş olsa belki de Fenerbahçe Fink’in ayağından golü yemeyecek, takım da çözülmeyecekti. Bu arada Fink’in attığı gol sahalarımızda ender görülen güzellikteydi. Volkan’ın buna yapacak pek bir şeyi yoktu. Bobo’nun golünde ise rakibinin önünü açan Önder kadar Volkan da hatalıydı. Maçın yıldızı İbrahim Üzülmez’in getirdiği topta Uğur İnceman’ın golünde ise ofsayt pozisyonu son derece açıktı. Yan hakem pozisyonu kaçırdı, Aydınus da ona uydu!.. Bunun üzerinde ise pek durulmadı ha 3–0 ha 2–0 fark eden bir şey yoktu…
Önceden başarılı yönetimlerini izlediğimiz Fırat Aydınus tribünlerin etkisinde kalarak düdüğünü Beşiktaş lehine kullandığı açıkça görüldü. Maçın başında Gökhan Gönül’ün düşürülmesini görmezden geldiği gibi Fenerbahçelilere yapılan faullerde ne düdüğünü ne de kartını kullandı. Maçın başında Gökhan’ın düşürülmesine penaltıyı çalmış olsaydı, belki de maçın kaderi çok daha başka olabilirdi.
Bir gün önce Fenerbahçe’nin yenilmesi üzerine Galatasaray, Ali Sami Yen’e nasıl olsa Manisa’dan üç puanı alırız umuduyla çıktıysa da umduğunu bulamadı. Tüm maç boyunca Galatasaray’dan çok Manisa oyuna hâkimdi. Galatasaray, Kewell’in rakip savunmanın hatasından attığı golden sonra girdiği pozisyonları değerlendiremedi. Bu arada kalesinde devleşen, kalesine set çeken İlker rakibine gol şansı tanımadı. Bizim futbolcular yabancılara oranla ne kadar akıllı bilemem ama maç bittikten sonra Gökhan Zan’ın hakemle tartışması sonucu gördüğü sarı kart tam bir akılsızlık örneğiydi. Galatasaray basketbolda yaşanan akıl almaz skandalı bu maçı alıp zirveye çıkmış olsaydı unutturabilir miydi bilemeyiz.!..Galatasaray basketbol takımının silinen puanları, başta yöneticiler ve cezalı oyuncusu ile fiilen küme düştüğünü söyleyenler sanırım yanılmamışlardır. Bir takımın yöneticileri başkasının formasıyla cezalı oyuncuyu oynatıyorsa bunun adını ben koyamıyorum. Sanırım sizler doğru sözcüğü bulursunuz.
Haftanın açılış maçında üst sıralarda yer alan Bursaspor rakip sahada Gaziantep’i 1–0 yenerken iki maç sonrası yeniden kazanmayı bildi. Maçın ilginç anı ise 78. dakikada oyuna giren Krita’nın hemen attığı gol Gaziantep’in çökmesine neden oldu.
Son haftalarda kötü günler geçirmekte olan Trabzonspor İstanbul’da nasıl olsa ligin dibindeki Kasımpaşa’yı yenerek üst sıralara yükseliriz havasıyla çıktığı maçta beklenmedik 3-1’lik bir yenilgi aldı. Bu maçın bitimiyle birlikte Trabzon’da bir şok yaşandı. Kulüp başkanı Sadri Şener Teknik Direktör Hugo Broos’a “istifa etmen şık olur” demesi üzerine tamam yanıtını almış. Ardından savunmanın belkemiği olan takım kaptanı Eğemen, Song ve kaleci Tony Sylva kadro dışı bırakıldı. Gol atamayan Gökhan Ünal ile Engin Baydar’ı da onlara katarak takımın malzemecisinden futbolculara ve tüm sorumlulara tümüne ceza verilmesi gündemde… Büyük olasılıkla da Trabzon Başkanı Kore’de sözleşmesi biten Şenol Güneş ile anlaşma yoluna gidecek…
Kasımpaşa Stadında bir Yılmaz Vural klasiği yaşandı.Büyük takımların yöneticileri Yılmaz Vural’ı görmemekte neden ısrarlı anlayabilmek mümkün değil..
Trabzon Colman’ın penaltı golüyle öne geçmesine rağmen dengeli ve ani ataklarla hücuma kalkan Kasımpaşa saha kenarında kendilerini uyaran hocalarının söylediklerini yerine getirerek sezona şampiyonluk umuduyla başlayan Trabzon tel tel dökülmeye başlayınca da kalelerinde Emre, Murat Erdoğan ve Moritz’in gollerini gördüler. Trabzon’u 3-1’lik skorla geçen Kasımpaşa için artık takım oldu sözünü söyleyenler sanırım yanılmamışlardır.
Haftanın diğer maçlarında Eskişehir’de maç öncesi çıkan kavgalarda bıçaklanan iki Ankaragüçlü taraftarın hayati tehlikesi olduğu söyleniyor. Eskişehir ile Ankaragücü golsüz berabere kalırken yine çirkinlikler yaşandı. Ankaragüçlü taraftarlar tribünlerden söktükleri koltukları sahaya atarken yine holigan denilen saldırganları alınan bütün tedbirlere rağmen görebilmek çok çirkindi. Gençlerbirliği ise İstanbul Büyükşehir belediye’yi 3–1 yenerken başkent takımı her hafta biraz daha iyiye gittiğini gösteriyordu. Büyükşehir ise çok gol yiyen ve ne yapacağı hiç belli olmayan bir takım. Kümede kalma mücadelesi veren Denizli ise kendi evinde Antalya ile 1–1 berabere kalırken ligde adeta galibiyeti unuttuğunu bir kez daha gösterdi. Kayseri ise Diyarbakır’ı 2–0 yenerken ortaya koyduğu futbol ve genç oyuncuları ile önümüzdeki günlerde çok takımın canına yakacağa benziyor. Tolunay Kafkas gerçekten çok iyi bir takım ortaya koymuş ve Makukula gibi golleri sıralayan bir hücum oyuncusunu da takımına monte ettirmiş. Diyarbakır’da ise düşüşü devam ediyor. Diyarbakır aleyhinde tribünlerden tepki gelmeyişi sevindiriciydi. Sanırım artık Diyarbakır her yenilgiden sonra bu tepkilerden ötürü puan alamadık hikâyesinin ardına sığınmaz.
erdemyucel2002@hotmail.com