15
Mayıs
2024
Çarşamba
SPOR

Fenerbahçe Kan Kaybederken Beşiktaş Zirveyi Zorluyor


Ligin ikinci yarısına beklenenin aksine çok kötü başlayan Fenerbahçe bu hafta da şampiyonluk yolunda Sivassspor’dan ağır bir darbe alırken, Galatasaray’ı yenen Beşiktaş zirve yarışında artık ben de varım sinyalleri veriyor. Düşme hattında ise takımlar puan kaybederken Bülent Korkmaz yönetimindeki Kayseri Erciyes olağanüstü bir mücadele örneği gösteriyor.

Turkcell Süper Liginin ikinci yarısının ilk derbisi, Galatasaray veya Beşiktaş’tan hangisinin lider Fenerbahçe’yi izleyeceğini göstermesi yönünden büyük önem taşıyordu. Taraflardan birisi şampiyonluğa erken havlu atacak, diğeri de umutla lideri takip edecekti.

Gerets beklenmeyen bir takımı sahaya sürmüş, bazılarına göre de intihar etmişti. Song, Hasan Şaş, Ümit Karan, İnamoto, Hakan Şükür, Orhan, İliç ve Cihan gibi oyunun kaderini her an değiştirebilecek oyuncularına ilk on birde yer vermemişti. Onların yerinde ise takımda uzun süredir yer alamayan Emre Aşık, Ergün Pembe, Mehmet Güven ve sonradan oyuna soktuğu Carrusco ile Tolga vardı. Bunlardan bazıları hasta veya sakattı. Sonuç ne olursa Gerets’in düşündükleri vardı ve bunu cesaretle uygulamıştı. Bu bakımdan takımının bir penaltı golü ile yenilmiş olması da göz ardı edilmemelidir.

Jean Tigana ise sahaya alışılmış takımını sürmüş yalnızca uzun süredir oynatmadığı Mustafa Doğan’a yer vermişti. Mustafa Doğan şansını bu maçta çok iyi kullandı. Beşiktaş daha temkinli başlamasına rağmen maçın ilk yarım saatinde oyuna ağırlığını koyan Galatasaray oldu. Bobo, Ricardinho ve Nobre’ye uzatılan toplar başarı ile kesildi. Bu durum Bobo’nun 31. dakikada Ricardinho’nun ortasına Thomas’ın yanından yükselerek Mondragon’un uzanamayacağı köşeyi bulan kafa sütuna kadar devam etti. Bu gol gerçekten görülmeye değer ve ayakta alkışlanacak güzellikteydi. Bunu Bobo’nun boş kaleye atamadığı bir pozisyon izledi. İkinci yarı hem daha süratli ve hem de daha kaliteliydi. Aynı kaleye, aynı köşeye Emre Aşık’ın kafa vuruşu ile Galatasaray beraberliği elde edince, Beşiktaş kalesini daha da ablukaya aldı ise de Runje başarılı biçimde bunları önledi. Maçın sonlarına doğru Ricardinho’nun sağdan kullandığı kornerde yetmiş altıcı dakikada oyuna giren Tolga’nın lüzumsuz biçimde topa el ile müdahalesi Beşiktaş’a bir penaltı kazandırdı. Galatasaray’ın bu penaltıya oyun psikolojisi içerisinde itirazı yersizdi. Ricardinho’nun sert şutu Beşiktaş’ı 2–1 öne geçirdi. Bu atışta Mondragon kendisini sol tarafına atmamış olsaydı belki de top ona çarpacaktı. Bu da futbolda ayrı bir şans faktörüdür. Maçın sonlarına doğru oyuna giren İbrahim Akın’ın kaçırdığı pozisyona ise söyleyecek söz bulamıyorum.

Galatasaray’da ayakta kalan Mondragon ve Okan dışında vasata yaklaşan bir oyuncu yoktu. Sürekli ileriyi düşünen geriye gelmeyen Arda, 67.dakikada oyuna giren Ümit Karan, gol umudu Hasan Kabze ile Sabri’nin varlığı ile yokluğu belli değildi. Gerets bu maçta Necati’nin yerine Iliç’e şans vermiş olsa belki de Galatasaray rakip kalede ve orta alanda daha etkili olabilirdi.

Her şeye rağmen Beşiktaş kendi seyircisi önünde haklı bir galibiyet alırken puan cetvelinde ikinci sıraya yükselme başarısını gösterdi. Hafta içerisinde Kayseri Erciyes’in saf dışı bıraktığı Galatasaray da Kayserisporla birlikte 38 puanda kaldı. Ancak bu maç bir kez daha gösterdi ki, Galatasaray yönetiminde, teknik direktöründe ve futbolcularında huzursuzluk yaşanıyor. Önümüzdeki günlerin bazı değişimlere gebe olduğu açıkça görülüyor.

Galatasaray’ın Beşiktaş karşısında üç puan yitirmesinin ardından Fenerbahçe kendi stadında ve kendi seyircisi önünde ne yapıp ne edip üç puana ulaşacağı sanılıyordu. Ne var ki rakibi Sivasspor önünde çok zor anlar yaşadı. Maçın başında kazandığı golün ardından peş peşe yediği iki golle yenik duruma düştü ve ikinci yarının sonlarına doğru da beraberliği çok zor kurtardı.

Fenerbahçe-Sivasspor maçı her yönü ile ilginç bir oyun idi. Her iki takım bu maçı kazanabilirdi. Fenerbahçe’nin iki, Sivassporun’un da bir şutu direklerden döndü. Bunun yanı sıra ikinci yarıda, Fenerbahçe savunmasını allak bullak eden Sivas Balili ve Mehmet Yıldız’ın ayağından iki önemli fırsatı kaçırdı. Fenerbahçe bu hafta da rasgele futbol oynadı. Takımın dizilişindeki yanlışlıklar bu hafta da giderilmemişti. Sağ kanatta yeterli olmayan Appiah üzerinde, aynı yerde yine ısrar edilmiş, burada takımı ateşleyen Mehmet Yozgatlı gibi bir oyuncu çok sonradan düşünülmüştü. Nitekim Yozgatlı oyuna girer girmez sağ kanata hareket getirdi ve beraberlik golü de onun tarafından atıldı. Savunmada Önder ve özellikle Can Arat evlere şenlikti. Mehmet Yıldız ve Balili her atakta savunmayı dağıtırken Fenerbahçe taraftarlarını da kahrediyordu. Bu arada böylesine hücum oyuncuları Türkiye’de varken Fenerbahçe yönetiminin isme önem vererek Kezman ve Deivid gibi futbolculara yüksek ücretler ödemesine akıl sır erdirmek mümkün değildir. Bu arada Sivas’ın hakkı da yenmemelidir. Sivas, mücadeleci ve iyi futbol oynayan bir takım. Fenerbahçe ile Sivas’ın her yönden karşılaştırması yapıldığında sarı-lacivertlilerin daha üstün olduğu açıktır, ancak ortaya konulan futbol da Sivas’ın üstünlüğü açıkça kendisini gösteriyor. Bu arada Sivas’ın en iyi oyuncuları arasında Servet ve Gürhan’ın Fenerbahçe’nin beğenmeyip yolladığı futbolcular oluşu da insanı elde olmaksızın düşündürüyor.

Haftanın ilginç takımlarından biriside Trabzonspordur. Ziya Doğan yönetimindeki Karadeniz ekibi rakip sahada Konyaspor’u 2–1 yenerken çıkışını sürdürüyor. Peş peşe dördüncü galibiyetini alan bordo-mavili takım bu galibiyeti ile Galatasaray arasındaki farkı beşe indirirken bir bakıma da daha yukarılarda gözü olduğunu ve Avrupa kupalarını gidebileceği izlenimini veriyordu.

Haftanın diğer maçlarında Kayserispor Ç.Rizespor’u Gökhan’ın attığı gol ile 1–0 yenerken hem Galatasaray’a yetişti hem de önümüzdeki yılın Avrupa Kupalarına katılma mücadelesini sürdüreceğini de açıkça gösterdi. Kayseri’nin en büyük kaybı da kaptanı Bülent Bölükbaşı’nın kırmızı kart ile oyun dışı kalmasıydı. Oyundan atılan Bülent’in soyunma odasına gideceği yerde saha kenarında arkadaşlarını yönlendirmeye çalışması da hakem zafiyeti olarak görüldü. Denizlispor ise kendi evinde konuk ettiği Ankaragücü’nü 1–0 ile geçerken haftanın açılış maçında Bursaspor ile Antalyaspor golsüz berabere kaldılar. Ankaraspor ise lige erkenden veda ettiği görüntüsünü veren Sakarya’yı 1–0 yenerken maç boyunca hemen hiç zorlanmadı. V.Manisasor ise tek kelime ile Gençlerbirliği karşısında kendi sahasında dağılıp gitti. Bir süre liderliğe oturan Manisa ekibi haftalardır büyük bir düşüş içerisinde olduğu açıkça görülüyor. Ligin ilk yarısında Ankara’da rakibini 5–0 yenen, bu hafta 3–0 yenilen Manisa’daki bu düşüşün bu oyundan sonra daha da artacağı sanıyor. Bu arada futbolseverler Manisa ve özellikle Ersun Yenal balonunun söndüğünü de görmeye başladılar. Nitekim maçın sonlarında tribünlerden Ersun Yenal’a yönelik tepkiler vardı. Gençlerbirliği ise her geçen hafta biraz daha derli toplu oyunu ile gözünü daha yukarılara ve Avrupa kupalarına dikmiş olarak görülüyor.

Teknik direktörlüğe gelişinden sonra Kayseri Erciyes her hafta başarısına bir yenisini ekliyor. Bu hafta çok zor bir deplasman maçı olan ve düşme hattına yaklaşan Gaziantep’i 1–0 yenmesi de bunu gösteriyordu. Son haftalarda kupa ve ligde başarılı sonuçlar alan Kayseri’nin bu ikinci ekibinin ne yapıp ne edip küme düşmeyeceği de açıkça görülüyor.

Turkcell Süper Ligi bu yıl öncekilere göre çok daha ilginç görünüm çiziyor. Ligin üst sırasında olanlar birbirlerine hoşgörü gösterircesine puan yitirirken, ilk yarının sonlarında alt sıralara inen Trabzon gibi takımlar ise her hafta biraz daha yükselişe geçiyor. Önümüzdeki yılın Avrupa kupalarında Trabzon’un yanı sıra Kayserispor ile Gençlerbirliği’nin de iddialı oldukları açıkça görülüyor. Nedense bir hafta galip gelen takımlar ertesi hafta puan kaybediyor. Bu durumda bu yıl ligdeki takımların aşağı yukarı aynı düzeye gelmiş olmasının bir göstergesidir. Sanırım birkaç yıl içinde üç büyükler, dört büyükler sözü de bir anı olarak kalacaktır. 



erdem@kenthaber.com
Yayın Tarihi : 5 Mart 2007 Pazartesi 10:27:46


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?