Fenerbahçe altınca haftada V.Manisaspor’a vermiş olduğu liderliğini deplasmanda rakibini 3–2 yenerek geri aldı. Bu maçta Deivid suskunluğunu gidererek attığı üç gol ile takımının galibiyetinde başlıca etkin idi. Fenerbahçe takım olarak çok iyi ve aynı zamanda da akıllı bir futbol ortaya koydu. Zico’nun geçen haftalara göre farklı bir takımı sahaya sürmüştü. Beklenmedik şekilde Aurelo, Rüştü ve Ümit yedekler arasındaydı. Orta saha tamamen Appiah’ın kontrolüne bırakılmıştı. Appiah elinden geleni yaptıysa da bu alanda ona yardımcı olacak başkalarına da ihtiyacı olduğu açıkça görülüyordu. Bununla beraber Appiah’ın son haftalarda yaptığı gibi yine egoistçe davranıyor, rahat durumdaki arkadaşlarına pas vermekten nedense kaçınıyor. Tuncay her zamanki gibi koşuyor, enerjisini boşuna harcıyor. Fenerbahçe’nin yediği iki golde savunma hataları açıkça görülüyordu. İlk golde Edu’nun yanlışı verdiği, pas ardından Lugano’nun yememesi gereken çalım Manisa’ya beraberliği getirdi. İkinci goldeki serbest vuruşta yanlış baraj kuran savunma yine hatalı idi. Volkan topu ancak ağlarda görebildi. Takımın kurtarıcısı Deivid Önder’in ortasında çok güzel zamanlama ile kafa ile Manisa ağlarına gönderdi. Ardından Alex’in olağanüstü pasıyla ikinci ve üçüncü golleri atarak yıldızlaştı. Fenerbahçe kazanmasına rağmen yine top kaptırdığında mücadeleyi bırakması eksi hanesine yazılacak olumsuz nottur. Önder’in yerine Uğur Boral kendisine tanınan şansı çok iyi kullandı. Bu maçtaki oyunu ile yerini koloy kolay bırakacağa da benzemiyor. Deniz ise takımın en iyileri arasında idi.

Manisa ilk yarıda oyuna biraz çekingen başladı ise de ikinci yarıda Fenerbahçe kalesini tam anlamıyla abluka altına aldı. Orta sahaya hâkim oldu, topla çok oynadı ama futboldaki şans faktörünü aşamadı.

Türkcell Süper Liginin 11. haftası Galatasaray-Gençlerbirliği maçı ile başladı. İlk yarısı son derece sıkıcı geçen oyunda ikinci yarıda İliç’in yerine giren Hakan Şükür topla ilk buluştuğu anda golü attı. Galatasaray’ın 1–0 kazandığı bu maçta sarı-kırmızılılar çok fazla gol pozisyonu üretememelerine rağmen yine de istenileni vermekten çok uzaktılar. Gençlerbirliği sözcüğün tam anlamıyla çetin bir cevizdi. Galatasaray bu maçta hakkı olmadan üç puanı aldıysa bunun tek nedeni gününde olan Mondragon’undu. Onun yanı sıra Song ve Tomas savunmayı ayakta tutan oyunculardı. Galatasaray’ın bu maçta da görüldüğü gibi en büyük zaafı orta sahadır. İnamoto’nun gösterişsiz oyunun rağmen yine de orta alanı kontrol etti ve zaman zaman da rakip kaleye şut attı. Gençlerbirliği rakipten baskı gelince baskı, hücuma kalkınca da aynı şekilde karşılık verdiler. Galatasaray PsV Eindhoven maçında bu oyununu ortaya koyacak olursa sonuç hiç de iç açıcı olmayacak gibi görünüyor.

Beşiktaş-Sakaryaspor maçının tek bir yıldızı vardı; Sakarya kalecisi Martinez... Golsüz sonuçlanan bu maçı farklı alacaklarını sanan siyah-beyazlı taraftarları tribünleri doldurmuşlardı. Ancak Beşiktaş yerine Martinez’i seyretmekle yetindiler. Bobo’nun, Delgado’nun vuruşlarını inanılmaz şekildi kurtardı. Sakaryaspor maçın 28 dakikasında Cangele’nin kırmızı kart görmesiyle maçı on kişi tamamlamak zorunda kaldılar. Buna rağmen ani ataklarla da rakip kalede tehlikeli oldular

Avrupa kupasında Beşiktaş’ı yenen Tottenham’ı alkışlayan taraftar Sakarya beraberliğinden sonra yine çılgına döndü. Önce kendi takımlarını alaylı biçimde alkışladı, yönetim istifa seslerinin ardından protokol tribününden hesap soruldu ve sonunda kavgalar yumruklar birbirini izledi. Futbol seyircilerinin bir türlü öğrenemediği bu oyunun üç sonuçlu olmasıdır. Takımın her hafta kazanacak diye de bir şey yok... J.Tigana karşısına Martinez gibi bir kaleci çıkacağını nereden bilebilirdi? Yalnız Beşiktaş’ın oyun kurgusunda ve yanlış yerde yanlış futbolcuların oynatıldığı da bir gerçektir. Beşiktaş çok top kaybetti, orta sahaya hâkim olamadı, kısacası silik bir mahalle takımı olmaktan öteye gidemedi.

Sakaryaspor canla başla oynadı ve berabere kalırken Fenerbahçe galibiyetinin de rastlantı olmadığını gösterdi. Pazartesi gününe ertelenen Ç.Rizespor-Trabzonspor maçında gülen taraf Rize oldu. Trabzon Avni Aker Stadında hiç maç kazanamayan Rize bu maçta şeytanın bacağını kırdı ve Altan’ın ayağından kazandığı golle takımını 1–0 galip getirdi. İlk yarıdaki oyun vasatı aşamamıştı. İkinci yarıda sahada basmadık yer bırakmayan Altan takımını sürükleyen adam oldu. Galatasaray yöneticileri bu maçı izlemişlerse, bu oyuncunun takımlarına ne kadar yararlı olacağını düşünmüşlerdir. Rize’ye gitmesine olanak sağladıkları için de sanırım epeyce hayıflanmışlardır. Maçın ikinci yarısında Trabzon adeta tek kale oynadı, bütün hatları ile Rize yarı sahasına yerleşti ise Rize savunmasını aşamadı. Rize ani ataklarla Trabzon savunmasında çok rahat boşluklar buldu. Bu arada Altan ve Emrah’ın yüzde yüzlük iki gol fırsatından yararlanabilselerdi maçın 4–0 bitmesi bile işten değildi.

Haftanın diğer maçlarında Kayserispor Bursaspor’u 2–0 yenerken golcüleri Gökhan Ünal sakatlandı ve ilk yarıyı kapattı. Ligin alt sıralarından kurtulma mücadelesinde Ankaragücü, artık rakip tanımıyor. Bu hafta da Kayseri Erciyessporu 4–1 yenerek rakibini dipte bıraktı. Konyaspor ise 90. dakikada yediği gol ile Ankaraspor ile 2-2berabere kaldı. Denizlispor kendi sahasında Antalyaspor ile 1–1 berabere kalırken, maçın bitiminde her iki takımın taraftarları yine birbirlerine girdiler. Geçtiğimiz hafta lider V. Manisaspor’a ilk yenilgiyi tattıran Sivasspor bu kez Gaziantep karşısında tutunamadı ve sahadan 1–0 yenik ayrıldı. Gaziantep’in bu galibiyetinde eski Fenerbahçeli, İstanbulsporlu kaleci Oğuz’un büyük payı olduğu da göz ardı edilmemelidir.

Futbol terörü bu hafta sahalarımızda boy gösterdi. Beşiktaş-Sakaryaspor, Denizlispor-Antalyaspor maçlarının yanı sıra üçüncü ligde de Aksaray-Yeni Ereğlispor veY. Yozgatspor-Kırıkkale maçlarında da çirkin olaylar yaşandı. Bütün bunlar spor kültürüne daha erişemediğimizin tipik örnekleriydi.

Bu hafta Şampiyonlar liginde Galatasaray PSV Eindhoven ile Beşiktaş’ta Dinamo Bükreş maçları var. Yanılmayı çok isterim bu iki maçında sonu hüsrana dönüşeceğe benziyor.


erdem@kenthaber.com