Fenerbahçe Ligde Kayıp!..

Avrupa Kupalarındaki takımlarımızın maçlarından sonra kendi ligimiz ile baş başa kaldık. Fenerbahçe CSKA Moskova maçında tam bir fırtına gibi esti; Edu’nun iki hatası olmasa Fenerbahçe’nin bu maçta üç puanı çıkarması işten bile değildi. Ne var ki, 49 ve 53.dakikalarda yenilen iki şanssız golün ardından sahneye çıkan Deivid’in çok uzak mesafeden vuruşu ile 2-2 beraberliğe ulaşan sarı-lacivertliler, İnter’in PSV’yi 2-0 yenmesiyle grup liderliğine yükseldiler. Bu maçın ardından Beşiktaş dünyanın ünlü takımlarından Porto karşısında şanssız bir oyun ortaya koydu. Ligde istikrarı bir türlü yakalamayan Beşiktaş, beklenmedik şekilde mücadeleci bir oyun çıkararak oyunu tüm sahaya yaydı. Beceriksizce ellerine geçen fırsatlardan yararlanabilseler Porto’yu yenmeleri işten bile değildi. Maçın uzatma dakikalarının son saniyelerinde sahanın yıldızı Quaresma’nın ani akınını savunma önleyemedi ve kaleci Hakan da, çoğu kez yaptığı gibi çıkıp çıkmamakta tereddüt edince top bir anda Beşiktaş kalesine girdi. Beşiktaş Porto karşısında aldığı 1-0 lık yenilgi ile Avrupa kupalarına büyük ölçüde veda etti. Futbol da her zaman kaza oyunudur. Bu maçta Beşiktaş için bir kaza maçı idi...

Avrupa Kupalarında yüzümüzü güldüren, bir diğer takımımız Galatasaray oldu. UEFA Kupası birinci turunda 3-2 yenildiği F.C Sion karşısında sözcüğün tam anlamıyla rakip kaleye gol olarak yağdı ve maçı 5-1’li sonuçla kazanmayı başardı. Böylece UEFA’da grup maçlarına katılma hakkını elde etti. Turkcell Süper Liginde Sivassporun bir puan önünde liderliğini sürdüren sarı-kırmızılar aynı başarıyı Avrupa’da da gösteriyorlar. Avrupa Kupalarındaki diğer temsilcimiz K.Erciyesspor’dan Atletico Madrit karşısında hiç kimse bir mucize beklemiyordu. Geçen yılki kadrosunun hemen tamamını kaybeden Erciyeş’in buraya kadar gelebilmesi de başarılı idi. 5-0’lık yenilgiyi herkes doğal karşıladı. Bu arada Atletico Madrit gibi bir futbol devini de Kayserililere seyrettirmesinden ötürü de kutlanmalıdır.

Kendi ligimiz ile baş başa kaldıktan sonra 8. haftanın ilk maçını Olimpiyat Stadında Trabzon ile Kasımpaşa oynadı. Trabzon’un Sıvas karşısındaki 3-0’lık yenilgisinin onaylanmasının moral bozukluğu içerisinde çıktığı maçta futbol adına bir varlık ortaya koyamadı. Buna karşılık Kasımpaşa biraz daha cesur oynayabilmiş olsaydı Trabzon’u yenmesi işten bile olmayacaktı. Kasımpaşa karşısında etkisiz ve dağınık bir futbol ortaya kayan Trabzon zaman zaman Ferhat ve Yattara’nın her iki kenardan yaptığı akınlarını da etkisiz kaldı. Gökdeniz ve Ceyhun’un son derece tutuk oluşu, Kasımpaşa Kalecisi Khalit’in başarılı kurtarışları, yerinde yer tutuşları da onlara eklenince oyun başladığı gibi sona erdi. Oyunun sonlarına doğru kurtarıcı olarak oyuna giren Ömer Rıza’nın kaçırdığı bir fırsat vardı ki, sözcüğün tam anlamıyla evlere şenlikti. Bu arada Ziya Doğan’ın kenardaki ağrasif davranışlarının futbolcularını motive etmekten çok onları bozduğu da dikkati çekti. Kasımpaşa’ya gelince sessiz ve derinden giderken almış olduğu yeni oyuncularının ne kadar faydalı oldukları bir kez daha görüldü. Başta kaleci Khalit, Theoue ve Fransergio olmak üzere tüm takım sahaya mutlak puan amacıyla –çıkmıştı ve bunda da başarılı oldular. Bu arada Kasımpaşa seyircisinin tribünleri tamamen Trabzonlulara bırakmaları tamamen onların ayıbıdır.Önümüzdeki haftalarda Kasımpaşa seyircisinin takımlarını daha fazla destek vermesini dileriz.

Haftanın sürprizini beklenmedik şekilde Fenerbahçe yaptı. CSKA Moskova maçındaki oyunundan sonra sarı-lacivertlilerin geçen yıllarda kendilerine çelme atan Manisa deplasmanından mutlak galip çıkacakları sanılıyordu.

Fenerbahçe’ye gönül vermiş olanlar şunu kabul etmeli ki; Fenerbahçe Avrupa’da başka Türkiye’de başka bir futbol oynuyor...

Fenerbahçe oyuna kontrollü başlamasına rağmen Manisa daha atak ve canlı bir oyun sergiledi. Maçın hemen başlarında Alex’in kornerine Bülent’in tereddüdü ve Aurelio’nun kafa golü gelince Fenerbahçe’nin arayı açacağı sanıldı. Nitekim sol kanatta aldığı her topu hücuma çeviren R.Carlos’un sürekli hücum başlatmasını gole çevirebilecek bir santrfor bulunmuyordu. Zico’nun Kezman da ısrar etmesinin nedeni ise bir türlü anlaşılamıyordu. Zaman zaman Alex gerilere gelerek top çıkarmaya çalıştı. Bereket Kezman kırmızı kartla oyun dışı kaldı da önümüzdeki hafta Zico mecburen onun yerine bir başkasını oynatmak zorunda kalacak...

Manisaspor Fenerbahçe’nin sonuca gidemeyeceğini görünce rakip sahaya yüklendi ve bu arada Ferhat’ın getirdiği topa Metin’in ıskasının ardından Şener takımının beraberliğini sağladı. Manisa’nın Gineli oyuncusu Kalabana, Uğur, Ferhat, Rafael maçı çeviren isimler olarak dikkati çekti. Maçın sonlarına doğru kurtarıcı olarak sahaya sürülen Semih ile Appiah’ın yapacakları bir şey yoktu. Böylece Fenerbahçe on üç puanla sırada yer alarak taraftarlarına CSKA Moskova maçından sonra bir kez daha hayal kırıklığı yaşattı.

Maçı yöneten Bünyamin Gezer’in yönetiminde ters bir karar görülmedi. Kezman’ın dışarı atılışı belki de tartışılacaktır. Ancak Kezman Bülent’in dizine bilerek veya bilmeyerek basmış olsa da kırmızı kart haklı olarak gösterilmiştir. Bu pozisyonda bir futbolcu kendisi kadar karşısındaki oyuncuyu da kollamak zorundadır.

Beşiktaş fırtına gibi başladığı Gençlerbirliği maçını Nobre’nin görülmeğe değer güzellikteki topuk golü ! ile almayı başardı. Bu golle ile Nobre bu yıl süper ligdeki ilk golünü de atmış oluyordu.

Hafta ortası Porto karşısında şansız bir son dakika golüyle yenilen Beşiktaş bunu taraftarlarına unutturmak için varını yoğunu ortaya koydu. Bu maçta Beşiktaş her iki devrede de farklı bir oyun temposunu sürdürdü. İlk yarıda hücuma yönelik oynayarak çok sayıda gol fırsatı yakaladı ve bunlardan yalnızca birini son saniyelerde değerlendirebildi. İkinci yarıda ise Gençlerbirliği ağırlığını koydu ve gole çok yaklaşmasına rağmen bunda beceriksiz vuruşlar sonucu neticeye gidemedi. İleride son haftalarda takımda yer almayan Burak çok çalışmasına ve gollük pozisyonlar bulmasına rağmen biraz da şanssızlık son vuruşları yapamadı.Bu arada Hakan’ın birkaç gollük topu çıkarmasının da büyük payı oldu. Beşiktaş’ta bu sezon ilk on birde sahaya çıkan Ali Tandoğan ise takımın en iyisi idi. Ertuğrul Sağlam’ın bu oyuncuyu şimdiye kadar neden kulübede oturttuğunu anlayabilmek mümkün değildi. Galatasaray da ise Linderoth, Lincoln ve Ümit takımının en iyileri olarak göze çarpıyordu.

Lig liderliğini sürdüren Galatasaray ise Kayseri deplasmanında ancak bir puanla yetinerek yoluna devam etti. İlkyarıda Servet, Uğur’un hatasından bir anda kaleci Orkun ile karşı karşıya kalan Gökhan bir anda takımını 1-0 öne geçirdi. Bu golde arkadaşları kadar topa çıkmayan Orkun’un da hatası vardı. Galatasaray bu gole Lincoln’un soldan al da at dercesine kafasına yaptığı ortayı değerlendiren Ümit Karan ile cevap verdi.

Kayseri deplasmanının kolay olmayacağın K.Feldkamp’da biliyordu. Bunun içinde yenilmemek için beraberliğe oynayan bir takım havası açıkça görülüyordu. Her iki takımda beraberliğe razı idi. Oyunun hakkı da beraberlik idi. Nitekim de öyle oldu. Ancak Kayseri biraz daha yüklenmiş olsa Galatasaray savunmasını dağıtması işten bile değildi. Kayseri takım olarak rakibinden çok daha üstün idi. Özellikle İvankov, Ali Turan, Toledo, Mehmet Eren, Rağıp ve Gökhan takımın en iyileri idi. Bu arada Mehmet Eren’in kaçırdığı akıl almaz gole ise söyleyecek söz bulamıyorum.

Lig ikincisi Sivasspor Ankara deplasmanında Ankaragücü karşısında iki farklı sonuca ulaşmışken peş peşe yediği gollerle maçı 2-2 berabere tamamlamak zorunda kaldı. Böylece ligdeki ilk beraberliğini de almış oldu. Haftanın diğer maçlarında Ankaraspor kendi sahasında Denizlispor ile golsüz; Bursaspor da Oftaş Gençlerbirliği ile 1-1 berabere kaldılar.Her iki maçta futbol adına söylenecek pek bir şey yoktu. Yalnızca Hakem Suat Arslanoğlu’nun Ankaraspor’un penaltısını, Bursaspor’un bir golünü saymaması kafalarda tereddüt yarattı. Ligin alt sıralarındaki Ç.Rizespor Gaziantep’i 2-1, Konyaspor’da İstanbul Büyükşehir Belediyesini 3-2 yenmeyi başardı.

Önümüzdeki on beş gün Moldova ve Yunanistan Milli Maçları nedeniyle ligimiz tatile giriyor. 


erdemyucel2002@hotmail.com