Fenerbahçe Şampiyonlar Ligi ön elemesinde, İstanbul’da 2-0 yendiği MTK’yı bu kez Budapeşte’de 5-0’lık skorla geçmeyi başardı. Bakü’yü eleyen Sırbistan’ın Partizan takımının da rakibi oldu. Fenerbahçe’nin MTK’yı eleyeceği önceden tahmin ediliyorsa da maçın böylesine kolay olacağı da sanılmıyordu. Her iki takım arasında Fenerbahçe’den yana büyük bir kalite farkı vardı. Macarlar ise artık bir zamanlar dünyayı titreten takım olmaktan çok uzaktılar. Ancak futbolda neyi ne olacağı bilinmezdi. Bu bakımdan Fenerbahçe oyuna temkinli başladı. Ancak Semih’in erken gelen golü ile rahatladı ve Aragones’in verdiği taktiği çok daha rahat ve stressiz uyguladılar.
Maç boyunca Fenerbahçe oyunun hakimi idi ve çok rahat top çevirdil... Rakibin tehlikeli olmasını da kolayca önlediler. Bununla beraber savunmanın bir iki kaçırdığı pozisyonlarda kalesinde tehlikeli olabilirdi ama rakip beceriksizce davrandı.
Bu maç Aragones ile Zico arasındaki farkı da bir kez daha gözler önüne serdi. Geçen yılın rahat ve nasıl olsa yeneriz havasından takımın kurtulmuş olduğu açıkça görülüyordu. Geçen yıl bu rahatlıkla Fenerbahçe son maçlarında şampiyonluğu kaçırmıştı. Bu yıl gerçekten forma aslanın ağzındadır. Ben nasıl olsa bu takımda oynarım havasından uzaklaşıldığı açıkça görülüyordu. .Hepsinden öte sahaya çıkan bir Semih vardı. Her geçen gün futboluna akılcı futbol katan Semih tam dört atmayı başardı. Attığı her golde akıl doluydu. Geçen yıl Zico’nun Kezman’dan yana tercih yaptığı, Semih’i ikinci plana bırakmasındaki yanlış bu maçta bir kez daha görüldü. Colin Kazım da geçen yıldan çok farklıydı. Milli Takım’da oynaması Kazım’ın kendine olan güvenini arttırmıştı. Karşısındaki oyuncu ile adeta alay edercesine ezip geçiyordu. Bu oyuncunun müthiş bir bilek hakimiyeti var. Kısacası o da futboluna futbol katmıştı. R. Carlos ise bu yılda sol kanatın emniyet sübabı olduğunu bir kez daha gösterdi. Bu arada savunmadan çıkardığı uzun toplarla Guiza’yı buluşturdu. Savunma arkasına çok rahat kaçan, ofsayda düşmeyen Guiza bu maçta bir kaç gol pozisyonunun biraz da şansızlıktan kaçırdı. Sanırım liglerde ve Avrupa’da rakip savunmaların en tehlikeli adamı olacaktır. Alex’in yerine 64. dakikada oyuna giren Emre ise penaltıdan ilk resmi golünün atmasının yanı sıra önümüzdeki günlerde takımın değişmez isimlerinden birisi olacağı açıktır. Bu arada Alex geçen yılın aksine daha geride orta alana yönelik oynatılınca da gol yollarından uzak kaldı. Bence Alex’in geriye mahkum edilmesi biraz yanlışsa da kuşkusuz., takdir Aragones’indir...
Fenerbahçe savunmasında Lugano ile Edu ikilisi hata yapmadan oynadılar. MTK’nın gol umudu Urban’a da geçit vermediler. Kaleci Volkan’a etkili olabilecek bir top gelmedi. Uzun süre sakatlıktan ötürü sahadan uzak kalan Gökhan’da ise düşüş olduğu açıkça görülüyordu. Geçen yıldaki etkili akınlarını yapmaktan çok uzaktı. Umarız kısa zamanda kendisini toparlar ve eski Gökhan Gönül olur. Oyuna 65. dakikada giren Burak ise takımda her zaman yer alabilecek bir görünüm çizdi. Aynı şeyi İlhan Parlak için söyleyebilmemiz biraz zor...
Hakem Clattenburg yerinde bir maç yönetti. Yalnızca Gökhan ile Burak’a gösterdiği sarı kartlar biraz fazla ağırdı. Penaltı kararında ise yan hakemin kararına uymakta tereddüt etmedi.
Fenerbahçe’nin MTK’yı elemesi çok normaldi, sonuç 5-0 olsa bile bu skor çok fazla abartılmamalıdır. Belki de önümüzdeki günlerde ve daha ciddi rakipler karşısında sistemde de bir takım oynamalar yapılacaktır. her şeye rağmen yeni formaları ile Fenerbahçe Avrupa’nın devlerinden bir olmaya layıktır.
erdemyucel2002@hotmail.com
Semih ŞENTÜRK gerçekten MTK maçında çok güzel oynadı.D.Guiza Semih'in yanında hiç kalıyor.