19
Mayıs
2024
Pazar
SPOR

Futbola Kar Darbesi!..

Türkiye’nin yerli yersiz darbe haberleriyle, hayali senaryolarla çalkalandığı günlerde gerçek darbe kardan futbolumuza geldi. Süper liginin ikinci yarısının başlangıcında Kasımpaşa-Bursaspor, Beşiktaş-İstanbul Büyükşehir Belediye maçları şiddetli kış nedeniyle kara takılarak ertelendi.

İkinci yarının ilk maçında kötü hava koşullarında Şükrü Saraçoğlu Stadında oynanan açılış maçında Fenerbahçe çok zorda olsa Denizli’yi 3–1 yenerek şampiyonluk yolunda önemli bir adım attı. İlk yarıda Denizli’nin yalnızca Ankaraspor’dan hükmen galibiyetinin yanı sıra dört beraberliği vardı. Kuruluşundan bu yana en kötü sezonunu yaşayan Denizli yalnızca yedi puan toplayabilmişti. Bu bakımdan bu maçın Fenerbahçe için çok kolay geçeceğini sananlar dakikalarla ilerledikçe, Denizli’nin direncini görünce tedirgin oldular.

Fenerbahçe her şeyden öce zor hava koşulları ve kötü bir zeminle mücadele etti. Saraçoğlu’nun zemini 1950-1965’li yıllarının İnönü Stadını hatırlatıyordu. O dönemde top oynamış olanlar ile futbol seyircileri çok iyi bilirler. Hemen bütün maçların oynandığı stadın çimleri önce ortadan kaybolur, ortaya çıkan toprak zemin kar ve yağmurdan balçığa dönüşürdü. O zamanların futbol yazarları İnönü Stadına yerinde bir deyimle bakla tarlası ismini yakıştırmışlardı. Yıllar sonrası Saraçoğlu Stadında oynanan Fenerbahçe-Denizli maçını izlediğimizde elde olmadan yıllar öncesini anımsadım. Bütün olumsuz koşullara rağmen sahada seyri hoş, mücadele yönü yüksek bir maç vardı. İlk yarısı Alex ve Gökhan Gönül’den yoksun Fenerbahçe’nin sürekli, Denizli’nin de ara sıra yapabildiği karşılıklı ataklarla geçti.

İkinci yarıda aynı mücadele temposunda 77.dakikaya gelindiğinde Santos’un nefis bir serbest vuruşu ile Fenerbahçe 1–0 öne geçti. Bu koşullarda maçın bu sonuçla biteceğini sananlar bir kez daha yanıldılar. Ara transferde Denizli’nin kadrosuna kattığı Youla Bilica’yı nefis bir çalımla geçerek takımına beraberliğe getirdi. Durumun vahametini gören C.Daum, Bekir’in yerine Gökhan ‘ı alarak dört forvete dönüştü ve bunun da semeresini ikinci yarıda oyuna giren Özer’in 87 ve Guiza’nın da 90. dakikada attıkları birbirinden güzel gollerle beklenmedik şekilde almayı başardı.

Maçın bitiminde pek çok taraftar birbirlerine soruyordu; Fenerbahçe’nin sonuca gitmesi için mutlak bıçağın kemiğe dayanması mı lazım? Ancak ilk golde hatası olup olmadığı tartışılan kaleci Özden tek kelime takımının yıldızı olduğu kadar farkın daha da açılmamasına en büyük engeldi. Fenerbahçe yönetimine düşen bir hatırlatmayı yapmakta da yarar görüyorum. Takımın en iyilerinden Emre hakemin her hareketine karşı koyma, eleştirme alışkanlığından mutlak arındırılmalı, gerekirse kulağı çekilmelidir.

İstanbul’da Galatasaray-Gaziantep maçı de sürekli yağan kar altında, yer yer buzlanmış zeminde çok zor şartlarda oynandı. Bu maçın oynanması için Ali Sami Yen Stadı yönetimi elinden geleni yaparak, sahayı nispeten oynanabilir duruma getirmişti. Bu zor koşularda Galatasaray seyircisi de kara soğuğa rağmen takımlarını yalnız bırakmadı. Hakem Aytekin Durmaz gerektiği hallerde maçı durdurup çizgileri kaybolan yerlerdeki siyahlıkları yeniledi. Böylesine kötü bir ortamda iyi bir futbol beklemek belki hayal olurdu. Bununla beraber her iki takımda elinden geleni yaparak ortaya mücadeleci bir futbol koydular. Maç boyunca Galatasaray’ın sürekli, Gaziantep’in de ara sıra yaptığı ataklarla rakip kalelerde tehlikeli olmaya çalıştılar. Sonucu belirleyen tek golü 75.dakikada Arda’nın serbest vuruşunda bir anda Mustafa Sarp’ın ileri fırlamasıyla kazandılar. Günün en iyi oyuncularından olan, Nonda’nın penaltısını kurtaran ve farkı önleyen Kaleci Mahmut’un buna yapacak hiçbir şeyi yoktu..

Galatasaray’ın yenileri Jo ile Neill daha ilk maçlarında takıma uyum sağladıklarını gösterdiler. Maçın yıldızı ise ilk yarının son maçlarında formayı kapan Caner idi. Rıjkaard büyük olasılıkla Caner’in oyun stiline uygun biçimde 4–4–2 düzenini geçtiği açıkça görülüyordu. Yine ilk yarıda forma şansını pek az bulan Elano tekniği, mücadelesi ile takımın en iyilerindendi.

Gaziantep ikinci yarıya çok daha iyi başlayacağının sinyallerini verdi. Kendisine yapılan sertliğe hakemin tepkisiz kalması üzerine yan hakeme küfreden ve kırmızı kart gören Ahmet’in eksikliği maç boyunca hissedildi. Oysa Aytekin Durmaz, 34, dakikada Ahmet’e yapılan faulü vermiş olsa, o da küfretmeyecek ve sahada kalacaktı. Belki de maçın kaderi değişecekti. Futbol işte böyle gariplikler oyunudur…

Şenol Güneş yönetimindeki Trabzonspor ligin ikinci yarısında izleyicilere zevk vereceği kadar rakiplerinin de korkulu rüyası olacağa benziyor. Seyircisi önünde oynadığı maçta geçen yılın şampiyon, bu yılın düşme adayı Sivas’ı 3–1 yenerken attığından çok daha fazlasını da kaçırdı. Maç boyunca kendi sahalarına sıkışıp kalan Sivas’ın yapacağı da pek bir şey yoktu. Maç boyunca gol yememeye, rastlantı olursa da gol atmaya çalıştılar hepsi o kadar… İlk yarıda yeterince şans bulamayan Alanzinho ise Sivas savunmasını dağıtan ve maçın yıldızı tek adamdı.

Haftanın diğer maçlarında Kaleci Souleymanou’nun Afrika Kupasında, Yusuf’un sakatlanması ve Manisa’dan kiralanan Orkun’un sözleşmesinden ötürü kalecisiz kalan ve sahaya Gökhan ile çıkan Kayserispor Gençlerbirliği karşısında Burhan’ın golüyle 1-0 yenik oynadığı oyunu Makakula vasıtasıyla beraberliği sağladı. Rakip savunmaların korkulu rüyası Makakula bu golüyle gol sayısını 14’e çıkararak gol krallığında zirveye oturdu. Eskişehir de zorlu bir maçtan sonra biraz da savunma hatasından yararlanan Âdem’in golüyle Manisa’yı 1–0 yenerken, Ankaragücü ile Diyarbakır maçından gol sesi çıkmadı.


erdemyucel2002@hotmail.com
 

Yayın Tarihi : 25 Ocak 2010 Pazartesi 11:38:46


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Gökhan IP: 85.100.101.xxx Tarih : 25.01.2010 11:55:27

Sayın Yücel, futbolumuzu etkileyen sadece kötü hava koşulları değil.Liglerdeki fırsat eşitsizliği yüzünden her geçen gün geriye giden bir görünüm arz eden Futbolu yabancı oyuncular,bol para ve şampiyonluklar değil kalıcı radikal değişiklikler kurtaracaktır.Kulüplerin harcamaları sıkı denetim altına alınmalı.Milyonlarca avro borcu olan kulüpler şampiyonluk kovalıyor bu rezalettir.Kulüplerin şirketleşmesi ve sporun ticaret haline getirilmesine bir an önce son verilmelidir.Aksi halde şaibeli şampiyonluklar,şike söylentileri giderek çoğalacak ve bu hiç normal değil.