20
Mayıs
2024
Pazertesi
SPOR

Futbolun İlahları Bizden Yana…


Türkiye tüm insanıyla Hırvatistan ile yapılacak olan çeyrek final maçına odaklanmıştı. Bu maça kazanan Almanya ile yarı finali oynayacak, kaybeden de evine dönecekti. Son derece stresli ve zor bir maçtı. Takımımızın büyük handikapları vardı; Rüştü kırmızı kart, Aurelio sarı kart cezalıydı. Onun yanı sıra başta Servet olmak üzere takımın çoğu sakattı. Kuşkusuz, bu durum büyük turnuva eksikliğinden ileri geliyordu. Bu nedenle de hemen herkes bu maçın sonucundan kuşku ile bakıyordu. Hırvatlar grup maçlarında çok iyi, organize bir takım olduklarını göstermişlerdi. Daha önceden peş peşe İngiltere gibi bir devi yenerek saf dışı bırakmış, Almanya’yı yenmişlerdir. Başlarında da futbolu çok iyi bilen, isminden söz ettirmiş futbolun içinden gelmiş bir teknik direktörleri vardı; Slaven Biliç. Aynı zamanda Hırvatistan, bir zamanlar dünya futbolunda bir ekol olarak bilinen Yugoslav futbolunun bir temsilcisiydi.

Türkiye böyle güçlü bir takımla karşılaşacaktı. Türkiye teknik olarak, bireysel futbolcu olarak çok iyi bir ekipti. İsviçre ve Çek Cumhuriyetini hep son çeyrek zaman dilimi içerisindeki şahlanışı ile devirmeyi başarmışı. Daha doğrusu önce bizlere üzmüş sonra da sevindirmişti. Grup elemelerindeki maçlarında ilk yarıda hep stres ve baskı altında olarak oyuna başlamış, her şeyin bitmek üzere olduğunu anladığı anlarda da silkinmiş, beklenmedik bir atılımla zoru yenmeyi başarmıştır. Oysa Hırvat maçında öyle olmadı, çok iyi bir ilk yarı çıkardılar.

Futbolun ilahları var mıdır?

Gerçekten mitolojideki tanrılar gibi futbolunda tanrıları varsa 2008 Avrupa Şampiyonasında ilahlar bizden yanaydı. Bizleri sevmişti. Nitekim Hırvatistan maçında da öyle oldu uzatmanın son dakikasında o ana kadar kalesini mükemmel koruyan Rüştü’nün gereksiz çıkışı, inanılmaz hatası, ardından geriye dönememesi ile topu kalemizde gördük. Ne var ki, biraz önce dediğimizi gibi futbolun ilahları bizden yana idi. Son dakikaların değişmez golcüsü Semih bir anda sahne aldı, önce rakibinden topu sakladı ve sonra da mükemmel bir vuruşla Hırvat Kalecisi Pletikosa’yı avlayıverdi. Kaybettiğimiz dediğimiz anda beraberliği yakalayıverdik. Bu golün şaşkınlığını üzerlerinden atamayan Hırvatlar penaltı atışlarında başarılı olamadılar ve Türkiye Almanya ile yarı final oynama hakkını kazandı.

Bugün tüm dünyanın spor çevreleri bu maçı konuşarak “Çılgın Türkler” yakıştırmasını yapıyorlar. Önümüzde çok zor bir maç var, bundan böyle Hırvat maçını unutarak o maça hazırlanmak zorundayız. Ancak takımdaki sakatların yanı sıra bu kez takımın beyni diyebileceğimiz oyuncularımızdan Tuncay, Emre Aşık ve Arda’da Almanya maçında sarı kart cezalısı durumuna düştü.

Fatih Terim büyük bir kumar oynadı; orta sahaya hakim olan, attığı şut ile Hırvatların yüreğini ağzına getiren Mehmet Topal’ı kulübeye çekerek Semih’i oyuna aldı. Fatih Terim’in kumarı tuttu ve kazandı...

Gerçekten Fatih Terim’in işi çok zor. Herkes final oynamaya öylesine odaklandı ki...

Çılgın Türkler bu zoru da başarır mı?

Taktik, bireysel üstünlük, teknik hepsi hikâye...

Sahada aslanlar gibi mücadele veren inanılmaz bir takım var. Kim kimin yerinde olsa fark etmiyor...

Eksik, sakat ve yaralı takım inşallah bu zoru da aşarak yeni bir mucize yaratır.

Almanya’da yaşayan Türklerin en büyük arzusu Türkiye-Almanya maçının oynanmasıydı. İstekleri yerine geldi ve şimdi hepsi o maça bilet bulma uğraşında...

Bu azim bizde olur ve futbolun ilahları da yardımını esirgemezse, sanırım, Türk futbolunda altın bir sayfayı açarız

Haydi hayırlısı....

Yayın Tarihi : 21 Haziran 2008 Cumartesi 11:25:03


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?