19
Mayıs
2024
Pazar
SPOR

Galatasaray ile Fenerbahçe’yi Tutabilmek Her Babayiğidin Harcı Değil…

Turkcell Süper Liginin üçüncü haftası başlamadan önce yapılan Avrupa Ligi elemelerinde Galatasaray ile Fenerbahçe, aldıkları farklı sonuçlarla taraftarlarını sevindirip ilerisi için umut verirken, Sivas ile Trabzon ise herkesi üzüntüye boğdu. Galatasaray Avrupa Ligi play-off maçında Estonya temsilcisi Levadia’yı 5-0 yendi. Galatasaray’ın yeni transferleri Keito, Elano ve Mustafa Sarp’ın katkısı ile Avrupa liginde söz sahibi olacağının işaretlerini veriyordu. Frank Rıjkaard’ın kısa bir zaman içerisinde takıma çok şey kattığı da açıkça görülüyordu. Fenerbahçe ise rakip sahada İsviçre temsilcisi Sion’u 2-0 yenmesine rağmen Guiza’nın kaçırdığı akıl almaz goller olmasaydı, daha açık farka gitmeleri işten bile değildi. Her iki takımımız rövanş maçlarında da ellerine geçirdikleri avantajı koruyacaklarını sanıyoruz.

Trabzonspor ile Sivas gibi Anadolu takımlarının gücünün Avrupa’da seslerini duyurmaya yetmeyeceği bu yıl da görüldü. Trabzon, Toulouse karşısında 1-3’lük; Sivas ‘da Lucescu’nun takımı ve geçen yılın UEFA Şampiyonu Shakter karşısında 0-3’lük sonucu razı oldular. Bu takımların rövanşta mucizeler yaratması çok zor… Böyle maçlara hazır olmadıkları bir kez daha ortaya çıktı.

Haftanın ilk maçında Beşiktaş ile Gençlerbirliği golsüz berabere kalırken ortada çok hızlı, tempolu bir maç vardı. Bununla beraber her iki takımında top kayıpları çok fazlaydı. Beşiktaş’a göre Gençlerbirliği çok daha fazla gol pozisyonuna girdiyse de ellerine geçen fırsatları değerlendiremediler. Son vuruşlarını ya kaleci Hakan’a ya da kale direklerinin çok üstüne attılar. Geçen yılın çifte kupalı şampiyonu Beşiktaş’ın hazır olmadığı ve yeterli forma kavuşmadığı bu maçta bir kez daha görüldü. Kısacası ligin üçüncü haftasını iki beraberlik ve bir galibiyet alarak kapatmak siyah-beyazlılara yakışmadı.

Bu arada Mustafa Denizli’ye de formsuz diyenler de oldu… Bana takımı kurarken biraz isimler üzerinde oynuyor gibi geldi. Ligin başından bu yana Nihat’ın 90 dakikayı kaldıramadığı, arkadaşlarının tüm çabalarına rağmen pozisyona giremediği de gerçek. Kısacası Nihat bu formu ile takımının hücum gücünü azaltıyor. Şimdiye kadar neden Holosko ilk on birde değil diyenlere en güzel yanıtı da yine Holosko verdi. Bir iki koşusu dışında takımın en kötülerinden birisiydi. Beşiktaş’ta tek ayakta kalan ve rakibin akınlarını önleyen bir tek Ferrari vardı. Denizli’nin ikinci yarıda oyuna soktuğu Karşıyaka’dan aldığı Rıdvan ile uzun süre sonra İbrahim’in yerine aldığı İsmail’i neden kenarda tuttuğunu anlayabilmek de çok zor…

Gençlerbirliği ise bu yıl çok iyi bir takım kurmuşlar. Üç maçta üç beraberlik almalarına rağmen önümüzdeki haftalarda bu takımın çok canlar yakacağı benziyor. Özellikle Gençler’in Brezilyalıları Kahe, Tozo’nun yanı sıra Harbuzi, İvan çok kaliteli ve tehlikeli oyuncular. Onların dışında rakip savunmayı her an dağıtan Burhan, savunmada Aykut ve İlhan da takımın bel kemiği. Milli Takımlar Teknik Direktörü Fatih Terim neden bu oyuncuları görmezden de belirli isimlere yönelir, anlayabilmek mümkün değil…

Mor formaları ile Ali Sami Yen’e çıkan Galatasaray, sözcüğün tam anlamıyla renktaşı Kayseri’yi 4-1’lik sonuçla morartırken, diğer rakiplerine de gözdağı verdi. Rijkaard yönetimindeki Galatasaray maçın başından son düdük çalana kadar rakibinden her yönden üstündü. Galatasaray’ın pas üstünlüğü rakibi şaşkına çevirmek bir yana tam anlamıyla çökertti. Galatasaray’da Arda tam bir futbol yıldızı, onun yanı sıra Baros, Keito, Elano ve her geçen maçta biraz daha ilk on bire ısınan Aydın ve Mustafa Sarp takımın yıldızlarıydı. Elano’nun füze gibi attığı gole söylenecek tek söz şapka çıkarmaktan öteye gidemez...

Bu maç bir kez daha gösterdi ki, takımlar alt yapılarına özen gösterdiklerinde hem maliyeti az hem de takıma yararlı oyuncuları ortaya çıkaracaklardır. Bunun en açık örneği de Arda, Sabri, Aydın ve Uğur idi. Galatasaray’da ilk on birde forma kapmak bu yıl çok zor olacağa benziyor. Ayrı kalitede oyuncuları birbirinden ayırabilmek de mesele…

Galatasaray’ın karşısına çıkacak takımlara söylenecek tek bir söz var; Allah yardımcıları olsun, formaları gibi onları morartacağa benziyor.

Fenerbahçe Diyarbakır deplasmanına futbol oynamaya değil de sanki kavgaya gitmiş!.. Diyarbakır da futbol dışı gerilim yaşanacağı daha havaalanında belli olmuştu. Emre’nin üzerine bir taraftar tarafından atılan Galatasaray forması çok çirkin bir hareketti. Profesyonelliğin ne olduğunu bilmeyen bir zavallının davranışıydı. O zaman kendi takımında oynayan Afrikalılara kendi memleketlerinde aynısını yapsalar ne düşünürdün, zavallı taraftar?

Lige bu yıl bir kez daha çıkan Diyarbakır’ın yıldızlardan oluşan Fenerbahçe takımını izleme şansını yakalamıştı. Oysa bazıları ne yaptılar? Maç boyunca sahaya çakmak, taş, patlayıcı madde, şişeler ve akıllarına ne gelirse attılar. Fenerbahçe’ye bu nefretin bu kızgınlığın nedenini anlamak çok zor. İnsan elinde olmadan düşünüyor bu şiddet ve terbiyesizliğin altında futbola yansıtılan terör mü yatıyor?

Hakem sonunda tribünlere anons yaptırma zorunluluğunu duydu ve yaptırdı. Bu arada sahaya giren ve kendisini top sanan bir zavallıda ağlarla kucaklaştı. Maç boyunca izlenen görüntüler çok çirkindi. Fenerbahçe karşısında takımlarının ne yapacağını bekleyen bazı izleyicileri tenzih ederim ama bu şehirde yaşayan bazı terbiyesizlerin futboldan, spor ahlakından uzak olduklarını görmek bizleri gerçekten üzdü. Belki Futbol Federasyonu statta olup bitenleri görür ve yönetmeliklere uygun cezayı Diyarbakır’a mutlak vermek zorundadır. Bu arada açıkça belirtmekte de yarar var ne Diyarbakırspor yöneticilerinin ve ne de futbolcularının bu gerginlikte hiçbir payları yoktu. Diyarbakırspor sezona çok zor şartlarda girmiş ve zorlukla takım kurabilmişti. Alınan yabancılar ve daha önce süper Ligde izlediğimiz futbolculardan oluşan takım gerçekten iyi kurulmuştu. Ne varki sahadaki takımı tribündeki bazı kendini bilmezleri temsil etmekten çok uzaktı. Ziya Doğan’ın da oraya ne kadar dayanabileceği de apayrı bir konu….

Fenerbahçe gördüğü şiddetin karşılığını attığı üç golle verdi ve Kamerunlu Tazemeta ile Bilica’nın ortaklaşa (!) arttıkları gole Gökhan ve Kazım iki güzel, Semih’in de penaltı golüyle karşılık verdi. Bu arada Fenerbahçe’nin üç topunun direkten döndüğünü, Guiza’nın kaçırdıklarını da eklerseniz sahadan 6-7 farkla ayrılması işten bile değildi. Maçın çığırından çıkmasında Hakem Suat Aslanboğa soyadına yakışmayacak maç yönetmesinin büyük payı oldu. Sürekli tribünlerin etkisinde kaldı, daha başlangıçta Diyarbakır lehine çıkardığı sarı kartlarla da bunu gösterdi. Yaptığı tek doğru hareket de Fenerbahçe lehine verdiği penaltıydı.

Manisa’dan puan çıkaramadan dönen Trabzon’un işinin bu yıl çok zor olduğu görünüyor. Bu sezon Manisa’ya gönderdiği Isaac’ın golüyle maçı 1-0 kaybederken pozisyon sıkıntısı çekmesinin yanı sıra Engin’in direkten dönen şutu dışında kaçırdığı gollük akını bile yoktu.

Haftanın diğer maçlarında da pek gol sesinin çıktığını söyleyemeyiz. İstanbul’un Atatürk Olimpiyat Stadında bomboş tribünlerinde İstanbul Büyükşehir Belediye ile bu yılkı transferleri ile dikkati çeken Eskişehir parmakla sayılacak ilk on beş dakika dışında seyircileri uyuturcasına golsüz berabere kaldılar. Bu arada insan elde olmadan düşünüyor; seyircisi olmayan belediyelerin sırtına bir yük olan belediye takımlarının liglerde ne işi var diye!... Bursaspor ise kabuk değiştirmeye çalışan, yönetimi bazı siyasetçilere kaptırmama mücadelesi veren Ankaragücü’nü 1-0 yenerken göz doldurmaktan çok uzaktı. Ankaragücü ile Ankaraspor yönetiminin basında yer alan dostluk gösterileri ileride şampiyonluk ve düşme hattındaki takımların yapacakları maçlara da yansıyacak mı? Futbol Federasyonu bunu dikkate alacak mı? Bilemiyoruz.

Antalyaspor Kasımpaşa’yı 2-0 yenerken rakibini önceki yıl olduğu gibi yine ligin dibinde bıraktı. Gaziantep ile Ankaraspor 1-1 berabere kalırken izleyicilere pekte futbol zevki vermekten uzaktılar. Sivas’ın Denizli ile yapacağı maç ise 2 Eylül’e ertelendi. Bu arada Sivas’ın Fulham’dan transfer ettiği Bouazza şehre alışamadığı gerekçesiyle, aldığı ücreti iade edip tası tarağı toplayıp takımı terk etti.

Bu hafta Sivas’ın Shaktaar, Fenerbahçe’nin Sion, Galatasaray’ın Levadia, Trabzon’un da Toulouse ile Avrupa ligi rövanş maçları bulunuyor. Galatasaray ile Fenerbahçe’nin turu geçmeleri olası olmasına rağmen diğerlerinin işleri çok güç… Mucize bile onları tur şansı veremez diye düşünüyorum. İnşallah yanılırım.


erdemyucel2002@ hotmail.com
 

Yayın Tarihi : 25 Ağustos 2009 Salı 10:50:45


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?