22
Mayıs
2024
Çarşamba
SPOR

Galatasaray Uzatmada Yenilmezliğini Korudu

Avrupa kupalarında Fenerbahçe dışında kalan takımlarımızdan Beşiktaş ve Galatasaray’ın rakiplerini yenmesi futbol camiasında sevinç yarattı. Şampiyonlar liginde Inter’e net bir sonuçla yenilmesine rağmen Fenerbahçe’nin İstanbul’da CSK Moskova’yı çok rahat yenerek bir üst tura yükseleceği sanılıyor.

Fenerbahçe’nin yanı sıra Beşiktaş, Liverpool hezimetini unutturacak biçimde çok güzel bir futbol ortaya koyarak Marsilya’yı 2-1 yenerek üst tura geçmek için umutlandı. Beşiktaş, önümüzdeki hafta İstanbul’da beklenmedik şekilde yenildiği Porto’yu yenecek olursa gruptan çıkar. Beşiktaş’ın galip gelme olasılığının yanı sıra Liverpool Marsilya ile berabere kalırsa siyah beyazlılar, bu kez grup lideri olacaklar.

UEFA grup elemelerine çok kötü başlayan Galatasaray biraz da hakemin yanlış verdiği kararlar nedeniyle Yunanistan’ın Panionios takımını 3-0’lık net bir sonuçla yendi. Bu grupta Bordeaux ve Helsinborg takımları ikinci tura geçmeyi garantilediler. Önümüzdeki hafta yapılacak olan Austria Wien-Panionios maçının sonucu Galatasaray için büyük önem taşıyor. Galatasaray AustiaWien’i İstanbul’da yenerse, bu kez üçüncülü için Panionios’un puan kaybetmesini bekleyecek...Bu da gösteriyor ki, UEFA Kupasında Galatasaray7ın işi diğerlerine göre oldukça zor...

Bununla beraber yine de takımlarımız için üst tura geçebilme şansı bu tabloda görüldüğü gibi hiçte hayal değil...

Avrupa Kupalarından sonra kendi ligimize döndüğümüzde Turkcell Süper liginin on dördüncü haftası Trabzonspor-Gençlerbirliği maçı ile başladı. Dondurucu bir soğuk altında Ankara 19 Mayıs Stadındaki bu maçı pek az kişi izleyebildi.

Trabzonspor deplasmanda 105 gündür maç kazanamamış, son beş haftada dört yenilgi almış bir takım...Bir zamanların şampiyon Trabzon’undan eser yok...Trabzon’da yönetim sorunları futbolculara yansıyor. Böyle olunca da Trabzonlu futbolcular kendilerini sahaya gerektiği gibi veremiyor. Sivas maçında çıkan olaylar nedeniyle cezalandırılan Trabzon’da teknik direktörünü değiştirmiş ve Türkiye’nin yetiştirdiği en başarılı teknik direktörlerden Ersun Yenal’ı takımın başına getirmiş. Ancak Ersun Yenal’da bu kötü gidişe kısa zamanda son veremedi. Bizde genel kanı teknik direktörün değişmesiyle her şeyin güllük gülistanlık olacağıdır. Ancak unutulan gerçek teknik direktörlerin elinde sihirli bir değneğin olmayışıdır.

Gençlerbirliği takım olarak maç boyunca rakibinden çok daha üstündü. Ligin alt sıralarında bulunan Gençlerbirliği, Bülent Korkmaz yönetiminde bu kötü gidişe bir son verecektir . Nitekim de öyle oldu dağınık, ne yaptığını bilemeyen, bilinçsiz, telaşlı rakibi karşısında çok daha fazla pozisyona girdi. Gençlerbirliği farka bile gidebilirdi. Trabzon ise maçın sonlarına doğru baskı kurabildi ve bundan da yalnızca bir gol çıkarabildi.Gençlerbirliği’nden Mehmet Çakır’ın direğe takılan topu ve atamadığı penaltısı sonuç vermiş olsaydı Ankara takımı maçın son anlarında yaşadığı gerginlikten uzak kalacaktı.. Böylece Bülent Korkmaz Trabzonspor maçı ile göreve başladıktan bu yana ilk galibiyetini almış oldu. Ancak takım sıralamada on altıncı durumda!..

Kuşkusu haftanın en önemli maçı Fenerbahçe ile Denizlispor arasında oynandı. İki sezon önce Fenerbahçe’nin Denizli’de şampiyonluğu kaçırması veya kaçırtılmasından sonra Denizli ile oynanan maçlar çok daha önem kazanmıştı.İki yıllık aradan sonra Fenerbahçe, formda Denizlispor’u sahasında 1-0 yenerek iki yıl önceki maçın bir bakıma da acısını çıkardı. Maçın ilk yarısında çok üstün bir oyun sergileyen Fenerbahçe eline geçirdiği fırsatları tam olarak değerlendirebilseydi farka gidebilirdi. İlk yarıda rakip kaleye on beş şut attı, dokuz korner kazandı, yirmi beş orta yaptı ve en azından yedi gollük pozisyon üretti. Kaleci Süleymanou oldukça şanslıydı, bir çok top kucağına geldi. Solda R.Carlos ile Uğur Boral, sağda Gökhan ile Deivid adeta rüzgar estirdiler, rakip savunmasını bunalttılar. Fenerbahçe’de uzun süredir forma şansı bulamayan Uğur Boral ve Selçuk sahanın en iyileri arasındaydı.Bununla beraber Alex’in yokluğu hissedilmedi dersek yalan söylememiş oluruz.

İkinci yarıda sahada başka bir Fenerbahçe vardı. İlk yarının sonlarına doğru Yasin’in kafayla indirdiği topu Ali Bilgin aynı güzellikle topu ağlara adeta gömmüştü. Bundan sonra Fenerbahçe anlaşılmaz şekilde oyunu rölantiye almaya çalıştı. Böyle olunca da Denizli akınları daha da arttı. Ne olursa olsun Fenerbahçe’nin rakibe hücum imkanı sağlamaması gerekirdi. Bununla beraber orta alanda Selçuk oyunu çok iyi dengeledi, yakaladığı topları çok iyi değerlendirdi ve zaman zaman da hücuma kalktı.

Maçın üzerinde durulacak görüntüleri vardı. Maçın 84. dakikasında Denizli’nin kazandığı golün yan hakemi Cemal Gemici’nin kaldırdığı bayrak ile sayılmadı. Tribünlerin tepkisini çeken bu pozisyon aslında tartışmalıdır. Serhar ile R.Carlos aynı çizgi üzerinde bulunuyorlardı... Bunun yanı sıra 84. dakikada Yusuf’un ortasında Musa’nın pozisyonu ofsayt olarak nitelendirildi. Nitekim maç sonrası Lig TV. Kameraları da bunu doğruluyordu. Bunun yanı sıra Fatih’in eline çarpan ve hakemin verdiği pozisyon kurallara göre penaltıydı. Maçın bitiminde ise hakemlerin üzerine yürümek isteyen ve bu davranışı önlenen Yusuf’un hareketi çok çirkindi. Futbolda ilerleyen ve futbolda olgunlaşan, son Norveç maçında milli formayı giymiş Yusuf’un maç bitiminde ettiği küfürler dudaklarından açıkça okunuyordu !. Kaldı ki, Yusuf bir zamanlar Fenerbahçe formasını giymiş, o takımın ekmeğini yemiş bir futbolcu idi. Kısacası bu davranışlar ona hiç yakışmadı...

Galatasaray İstanbul Büyükşehir Belediyesi arasındaki maç uzun yıllar hafızalardan kolay kolay silinmeyecektir. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Abdullah Avcı rakibini iyi etüt etmişti. Sivasspor’un Ankaraspora’a yenilmesinden sonra hem liderliğini hem de yenilmezliğini koruyacağı bu maçın ilk yarısı sarı kırmızılılar için tam bir kabustu. Büyükşehir Belediyesi beklenmedik anda, sağdan ve yerden yapılan ortaya çok güzel vuran Cesario kaleci Orkun’u bir anda avladı. Golün ardından soldan Sertan ileriye çıkan Orkun’un üzerinden topu aşırarak takımını 2-0 öne geçirdi. İlk yarıda Galatasaray beklenileni göstermekten çok uzaktı. Farklı sonucun verdiği avantaj ile Belediyespor süratlı adamları ile Galatasaray kalesinde tehlikeli pozisyonlar yakaladıysa da farkı arttıramadılar.

İkinci yarıda sahada bambaşka bir Galatasaray vardı. Feldmkamf bütün riskleri göze almış, Hakan Şükür ve Serkan Çalık’ın yanına Nonda’yı da koymuştu. İlerleyen dakikalarda onların yanına Ümit Karan’ı da sürdü. Belediyespor tamamen savunmaya çekilmiş, ancak cılız ataklar yapabiliyordu. Buna karşılık Orkun dışında tüm Galatasaraylılar rakip sahada gol kovalıyordu. Ancak başta kaleci Hasagiç olmak üzere tüm Belediyespor savunması gol yememeye çalışıyordu. Bu arada Uğur Uçar ve Hakan Balta her iki kulvarda geniş alan bularak topu ortalıyor, rakip ise buna bir türlü önlem alamıyordu. Sahanın en iyilerinden olan Hakan Şaş orta sahayı tüm maç boyunca kontrol ettiği gibi akın geliştirmekte de büyük çaba sarf ediyordu. Galatasaray’ın baskısı öylesine artmıştı ki, her an gol gelebilirdi. Nitekim 90+2’de Hakan Balta iğne deliğinden geçirircesine topu Belediye filelerine gönderdi. Uzatmaların son dakikasında ise Ümit Karan’ın büyük bir ustalıkla dönerek attığı gol ile Galatasaray beraberliği kurtarmasının yanı sıra yenilmezlik unvanını da korumuş oldu.

Maçın en çirkin anı ise ikinci sarı kartın ardından kırmızıyı gören Hasan Şaş’ın hakem Hüseyin Göçek ve arkadaşlarına saldırmasıydı. Arkadaşlarının zorlukla önlemeye çalıştığı Hasan Şaş küfürleri ve saldırganlığı ile diğer futbolculara örnek olacak biçimde cezalandırılmalıdır. Ayrıca ilk yarı bitiminde ise seyircinin taşkınlığını alkışlayan Galatasaray’dan yetişmiş İlyas’a saldırışını da yine arkadaşları önlemişti. Bu tür hırçın futbolcular dünyanın her tarafında var ama onlar bir türlü yaptıkları bu tür çirkin davranışların kendilerinden çok takımlarına zarar verdiğini bir türlü anlayamıyorlar. Hakeme saldırmanın, itirazının bir sonuç vermeyeceğini, karaların değişmeyeceğini bir türlü önleyemeyen futbolcuların kafalarına bu gerçek ne yazık ki, bir türlü girmiyor.

Hasan Şaş oyundan atıldıktan sonra devre arasında, Türkiye’de kalmak istemiyorum, Galatasaray’dan ayrılıp yurt dışına gideceğini söylemiş. Galatasaray gibi bir kulübün bu tür çirkin davranışlarla karalanmasına insan üzülüyor. Ayrıca yurt dışında hiçbir kulübün allame-i cihan olsa alacağını sanmıyoruz.

Kenthaber’e bu konuda gelen e-maillere bakıyorum; hepsi de Hasan için güle gülü git diyorlar.

Beşiktaş İnönü Stadında karşısında çok güçlü bir Ç.Rizespor buldu ve beraberliği de zor kurtardı,.Baştan sona kadar Beşiktaş hakim oynamasına rağmen rakip defansı aşamadı. Ç.Rizespor beraberlik için gelmiş bir takım görünümündeydi bu yüzden cılız ataklar dışında rakip sahada pek görünmedi. Buna karşılık ikinci yarının başında beklemediği bir golü Brezilyalı Leandro’nun fırsatçılığı ile kazandıktan sonra daha da kapandı.Bununla beraber ikinci gole de çok yaklaştıysa da Emrah bundan yararlanamadı. Kolombiya Milli Takım’ında oynamış Gonzales’in başarılı kurtarışları Beşiktaş’a geçit vermedi.Ne var ki. maçın yetmiş ikinci dakikasında Delgado’nun yaklaşık otuz metreden sol çapraza gönderdiği topa bir şey yapamadı. Delgado’unun bu golü son yıllarda sahalarımızda gördüğümüz en güzel gollerden birisiydi.

Şampiyonluğu Anadolu’ya getirmek isteyen Sivasspor ise Ankara deplasmanında düşme hattındaki Ankaraspor’a 2-0 yenilerek bir anda şampiyonluk rüyasından uyandı. Ankaraspor’un bu galibiyetinde en büyük faktör rakibin golcüleri Mehmet Yılmaz ve Balili’nin rakip savunma tarafından adeta kilitlenmiş oluşuydu. Maçın bitiminde basına demeç veren Ankaraspor Onursal Başkanı Melih Gökçek’in “Golleri Hıncal Uluç’a hediye ediyoruz. Eğer kalede Uluç olsaydı, goller onun kalesine girecekti” sözleri hiç de şık olmadı. Hıncal Uluç iyi bir spor eleştirmeni ve yazdıklarında da hiçbir abartı yok. Elde olmadan insan kendi kendine düşünüyor; Melih Gökçek, Emin Çölaşan yerine bundan böyle Hıncal Uluç ile mi çekişecek!...

Haftanın diğer maçlarında ligin dibine iyice yapışmış olan, son altı maçında puansız kalan Kasımpaşa bu haftada Bursaspor karşısında tutunamadı ve 2-0 yenilmekten kurtulamadı. Kurtarıcı umuduyla takımın başına getirilen Lorant istifa sözleri ile tribünlerin tepkisini çekti. Her hafta yazdığımız gibi Kasımpaşa İstanbul’da kendi sahasında oynamadığı sürece taraftar desteğinden her zaman uzak kalacaktır. Ankaragücü taraftarlarının maç bitiminde olaylar çıkardığı Konyaspor-Ankaragücü maçını ise Konya 1-0 kazandı. Oftaş Gençlerbirliği ile Kayserispor karşılıklı birer golle sonuca razı oldular. Manisaspor ise son günlerde transfer listelerinde ismi geçen Holosko’nun attığı gol ile Gaziantepspor’u 1-0 yendi.

Turkcell Süper Liginin on dördüncü haftasında en karlı çıkan takım Fenerbahçe oldu. Önümüzdeki hafta yapılacak Fenerbahçe-Galatasaray ,Bursaspor-Beşiktaş ve Sivasspor-Denizlispor maçları puan cetvelinde değişikliğe yol açacak nitelikte... 

 

erdemyucel2002@hotmail.com

Yayın Tarihi : 3 Aralık 2007 Pazartesi 09:51:41


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?