17
Haziran
2024
Pazertesi
SPOR

Galatasaray ve Fenerbahçe Gol Makinesi gibi…

Turkcell Süper Liginin ikinci haftasında Galatasaray ile Fenerbahçe birbirlerine nazire yaparcasına rakip kalelere gol yağdırdılar. Eskişehir’de onlardan aşağı kalmayarak Bursaspor’a üç gol atmayı başardı.

Galatasaray Teknik Direktörü F.Rijkaard’ Denizli karşısında sahaya sürdüğü takımı pek çok kişi yadırgamıştır. Son milli maçta oynayan futbolcuları kulübeye çekmiş, geri dörtlüyü tamamen değiştirmişti. Alışılagelen geri dörtlüde bu kez Uğur, Emre Güngör, Emre Aşık ve Volkan vardı. Rijkaard daha önceki takımında uyguladığı futbol felsefesini sahaya yansıtmıştı. Kimsenin yeri garanti değil, demek isterken, kulübedekilere de her zaman şans vereceğini gösteriyordu bu tertip... Sanırım da doğru olan da buydu. Türkiye’de böyle bir riski göze alabilecek başka bir teknik direktör var mı? Hiç sanmıyorum. Önümüzdeki günlerde F.Rıjkaard, daha sonra da böyle sürprizler olacağının da sinyallerini yerini veriyordu. Kuşkusuz, bu davranış futbolcular arasındaki rekabet ortamını da ateşleyecektir.

Galatasaray-Denizli maçı futbol yönünden seyri güzel bir oyundu. Galatasaray da Denizli’de bu maça iyi hazırlanmışlardı ve her iki takım da galibiyet için oynuyordu. Maçın 39. dakikasında Volkan’ın kaçırdığı Bangoura’nın sağdan beklenmedik anda yaptığı ortaya geriden gelen Angelov, çok iyi yükselerek vurduğu kafa ile takımını 1-0 öne geçirmesi Ali Sami Yen’de bir anda soğuk bir duş etkisi yaptı. Futbolda adrese teslim bir ortaydı. Ancak bu topu Galatasaray savunması önleyebilirdi. Ne var ki, onlarda bu güzel golü seyretmekle yetindiler(!).. Bu golün ardından Galatasaray oyundan düşmedi sürekli akın düzenlediyse de bunların çoğu Denizli savunması ile kaleci Özden ‘de kaldı. Devre bu şekilde biteceği sanılırken takımının yıldızı, kaptanı Arda’nın soldan ortasını Caner kolu ile kesince hakem Deniz Çoban tereddütsüz penaltı noktasını gösterdi. Kewell’de düzgün bir vuruşla beraberliği sağladı. İkinci yarıda takımını ateşleyen bir Arda vardı, kalabalık savunma arasından vurduğu kafa ile takımını 2-1 öne geçirdi. Galatasaray taraftarının büyük beğenisi kazanan Keita’nın düşürülmesiyle kazanılan ikinci penaltıyı yine Kewell aynı köşeye gönderdi. Maçın son golü son derece ilginçti; Keita rakip savunmadan söktüğü topu bomboş durumdaki Baros’a yuvarlamak isterken araya giren Burak Galatasaray’ın dördüncü golünü kendi ağlarına bıraktı.

Denizli geçen haftaya göre çok daha iyi futbol ortaya koymasına rağmen karşısında bu sezonun en iyi takımlarından biri olacağının sinyallerini çok önceden veren bir Galatasaray vardı. Arda başta olmak üzere uzun bir sakatlık dönemi geçiren Uğur, orta alanda Mustafa Sarp ve Barış takımın en iyileriydi. Kewell ile Keita’nın futbolunu seyretmeye doyum olmadı… Seyirciden de bunun karşılığı olan bol bol alkışı aldılar…

Fenerbahçe, geçen yıldan çok şey kaybetmiş Sivas’ı çok rahat 3-0 yenerek ligin ikinci haftasında averajla zirveye oturdu. Alex’in 7. dakikada sakatlanıp oyundan çıkmasıyla O’nun yükünü Emre üstlendi. Kısacası Alex yoksa Emre var sözünü doğrulatırcasına takımını yönetti ve takımının bütün hücumlarında büyük katkısı oldu. İlk yarıda dokuz kişiyle kapanan, adeta etten duvar ören Sivas’ın kilidini açabilmek çok zordu. Bülent Uyğur, 30-40 yıl öncesinin savunma taktiği ve rastgelen bir atacağı bir golle sonuca gitme isteğinin artık günümüz futbolunda yerinin olmadığını biliyor olmalı… Ne yazık ki bunda ısrar etti, Fenerbahçe akın üstüne akın düzenleyerek, hatta kanat adamlarının orta sahaya gelerek top çıkarmaya çalışmaları da bunun nişanesiydi. Alex’in yerine giren Deivid’in takımına pek bir faydası olmadı; Daum belki düzelir düşüncesiyle O’nu takımda tuttu. Ç.Rize ile yapılan özel maçta iyi bir oyun ortaya koyan ve bunu muhteşem bir golle noktalayan Mehmet Topuz yine takımda yoktu…

İkinci yarıda Fenerbahçe mutlak sonuç almak için var gücüyle rakibine saldırdı. Özellikle Gökhan Gönül rakip savunmayı adeta delik deşik etti. Ne var ki, ikinci yarının ilk dakikalarında Volkan’ın mükemmel refleksle çıkardığı iki top vardı ki, bu pozisyonlar gol olsa belki de Sivas kötü oyununa rağmen maçın kaderini değiştirecekti. Bunların ardından Kazım’ın golü geldi. Biraz ofsayt kokan bu gol maçın dönüm noktası oldu. Sivas savunmasını çökertti. Ardından Emre’nin köşe vuruşunda top Petkoviç’e çarparak doğrudan kaleye girdi. Rahmetli Beşiktaşlı Şükrü Gülesin’den beri köşe vuruşundan doğrudan kaleye giden topları unutmuştuk. Emre’nin bu golü bizleri bir an için de olsa geçmişe götürdü. Ardından çöken Sivas’ın kalesine bir gol geldi ki, söylenecek söz bulamıyorum. De Santos orta çizgiden aldığı topla önüne geleni geçti ve düzgün bir şutla Fenerbahçe’nin üçüncü golünü attı. Bu arada Emre’nin iki, Önder’in de bir sütunun kale direklerine takıldığı unutulmamalıdır. Kısacacı Fenerbahçe Sivas önünde daha da farklı bir sonucu kaçırdı.

Sivas, böylesine anlamsız ve ruhsuz oyunu ile bu yıl ne yapar bilinmez… Mehmet Yıldız’ın yokluğu kendini açıkça hissettirirken Ensen Martin O’nun yerini dolduramadı. Aynen Bilica’nın yerini de Yasin’in dolduramadığı gibi…

Sezon başında yaptığı hazırlık maçlarında dikkati çeken ve adeta bu yıl şampiyonlukta bende varım diyen Trabzonspor kendi sahasında beklenmedik şekilde ligin yeni takımı Diyarbakır’a 2-1’lik sonuçla boyun eğdi. Sivas galibiyetinden sonra doğrusu bu sonucu kimse beklemiyordu. Trabzon için ligin başında erken gelen bir darbe, belki de uyarı oldu. Maddi sorunlarla boğuşan Diyarbakır, sessiz sedasız iyi bir takım kurmuştu. Trabzon’un akınlarını önledi, İyi dayandı ve sonuçta galip gelmeyi başardı.

Haftanın diğer maçlarında Ankaragücü 90. dakikada Mancester City’den alınan Vassel’in golüyle, son yirmi dakikayı on kişi oynayan Manisa karşısında beraberliği zor kurtardı; 1-1; Ankaraspor’da Gençlerbirliği ile Kayserispor’da Gaziantep ile aynı sonucu paylaştılar. Bu yıl yaptığı transferlerle dikkati çeken Eskişehirspor geçen yılın dişli takımı Bursaspor’u karşılıklı goller sonrasında 3-2 yendi. İstanbul Kasımpaşa Stadında yapılan maçın galibi ise İstanbul Büyükşehir oldu. Kasımpaşa’yı rahat bir oyun sonrasında 3-1 yenmeyi başardı. Haftanın üzülecek olayı ise Kayseri’nin yeni stadında havalandırma boşluğuna düşerek yaşamını yitiren bir izleyici oldu.

Beşiktaş’ın Antalspor ile oynayacağı maç pazartesi gecesine alındı. Bu nedenle pazartesi günleri yazdığımız haftanın yorumunda bu maça yer veremiyorum. Beşiktaşlı ve Antalyalı okuyucularımın beni anlayışla karşılayacağını sanıyorum.


erdemyucel2002@hotmail.com
 

Yayın Tarihi : 17 Ağustos 2009 Pazartesi 10:37:29


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?