Turkcell Süper Liginin 20.haftasında Fenerbahçe’nin üç puan yitirmesinin yanı sıra Beşiktaş ve Galatasaray’ın galip gelmesi bu takımları hem umutlandırmış hem de sevindirmişti.Lider Fenerbahçe’yi yenen Ç.Rizespor’da eni konu havaya girmişti. Ne var ki, 21.haftada sevinenler bir anda hüsrana uğradılar. Haftanın açılış maçında Beşiktaş Konyaspor’a 2-1;Galatasaray Gaziantepspor’a 1-0; Ç.Rizespor’da Bursaspor’a 1-0 yenilmekten kurtulamadılar. Bu kez sevinme sırası Sakaryaspor’u 1-0 yenen Fenerbahçe’ye gelmiştir. Oysa daha ligin 21. haftasındayız ve köprülerin altından daha çok sular akacağa benziyor.Erken sevinmenin artık bu ligde yeri olmadığını da 21.haftanın maçları bir kez daha göstermiş oldu. Fenerbahçe en yakın rakibi Galatasaray ile arayı yedi puan açmış konumdadır, kuşkusuz sarı-lacivertliler bu avantajı da ellerinden kaçırmamalıdır.

Süper ligin 21. haftanın açılış maçı Beşiktaş ile Konyaspor arasında oynandı. Son üç haftadır fırtına gibi esen ve güzel futbolu ile göz dolduran, taraftarlarına umut veren Beşiktaş rakip sahada oynadığı bu maçı çok kolay alacağı umuluyordu. Ne var ki, siyah beyazlılar Konya karşısında tel tel döküldüler ve deplasmanda maçlarında üçüncü yenilgisini aldılar. Maçın ilk yirmi dakikasında Beşiktaş rakip kaleyi abluka altına almıştı. Hemen herkes Beşiktaş’ın atacağı golü bekliyordu. Konya büyük olasılıkla taktik icabı oyunu kendi sahasında kabul etmişti.J.Tigana rakibin ani atak aradığını farkına varamamış olacak k saha kenarında takımının baskısından memnun görünüyordu. Beşiktaş tüm hatlarıyla hücumu düşünüyordu. Orta alanın tamamen Konya’ya kaldığı anda kazanılan bir kornere kafa vuran Erman ile golü buldular. Böylesine bir gol değil birinci ligde amatör kümede bile yenilmezdi. Erman’ın vuruşunda kalecinin önünde bulunan İbrahim Yorulmaz belki de futbol yaşamının en büyük hatasını yaptı ve Runje’nin topu görmesini engelledi.İlk yarının uzatma dakikalarında ise Delgado’nun kaleye dolduruşunda bu kez de kaleci Özden topu tutamadı ve Nobre’ye de yalnızca dokunmak kaldı. İkinci yarıda Beşiktaş’ın şuursuz Konya’nın bilinçli akınları vardı. Nitekim Beşiktaş savunmasının kaçırdığı Tayfun kaleciyi de çalımlayarak takımını galip duruma getirdi. Bu gol sırasında yavaş yavaş giden topa müdahale edemeyen ve yerlere serilen siyah beyazlı savunma oyuncularını hali görülmeye değerdi. Maçın uzatma dakikalarında ise Runje’de kalesini terk edip rakip on sekiz içerisinde gol aradı. Bu arada Gaziantep’in iki ani atağında top boş kaleye girmedi. Bunlar girmiş olsaydı maçın 3-1 veya 4-1 gibi bir skorla bitmesi işten bile değildi.

Maçtan sonra yine taşkınlıklar başladı. Beşiktaş taraftarlarının bulunduğu tribünde koltuklar sökülerek sahaya atıldı, bir polis memuru da yaralandı. Beşiktaş kulübü başkanın Demirören basın odasında kendisine küfür eden Konyalı gazeteciyi aradı. Beşiktaşlılar hakem Tolga Özkalfaya ateş püskürdüler.

Beşiktaş’ın Konya’da puan kaybından sonra Galatasaray rakip sahada Gaziantep maçına moral yüksekliği ile çıkmıştı. Bu maçı kazandıklarında kendileri ile yarışa giren Beşiktaş’ı bir bakıma geride bırakacaklardı. Bu maçta alınacak üç puan Galatasaray için çok önemliydi. Bir bakıma zirveyi yakalayıp yakalamamak da bu maça bağlıydı. Galatasaray’lı futbolcular da bunun bilinci içerisinde idi. Ne var ki, bu kez de sarı-kırmızılıların karşısında dişli bir Gaziantep vardı. Galatasaray hırslı idi ve maçı rakip sahaya yaymıştı. Orta alanda İnamoto, Okan ve cezalı Arda’nın yerinde oynayan Carrusca oldukça iyi görünüyorlardı. Ancak Sabri ile Orhan kanatlardan yeterince hücuma çıkamıyorlardı. Bu durumda gol umudu Ümit’e ise yeterli top gelmiyordu. Hasan’ın bitip tükenmez çalımları da bir işe yaramıyordu. İlerleyen dakikalarda gol bulamayan sarı-kırmızılılar Hasan Kabze ve Aydın’ı oyuna sokarak gol aradılasa da o da olmadı. Oyunun sonlarına doğru oyuna giren Aydın ile Ayhan da takımlarına faydalı olamadılar. Her iki takım maç boyunca savunmalarını sağlam tutarak gol aradılar. Bundan şanslı çıkan ve ikinci yarıda oyuna daha çok sahaya hakim olan Gaziantep idi. Oyuna girdikten üç dakika sonra da Veysel’in ayağından golü bulan da Gaziantep oldu. Gaziantep’te Kirita, Afanou, Bekir ve Hasagiç maçın kaderinde rol oynayan isimlerdi. Galatasaray’da ise vasatın üzerine çıkan bir oyuncu olmamasına rağmen Carrusca , İnamoto, Song ile Tomas arkadaşlarından birkaç gömlek üstün göründüler. Maçın dikkati çeken bir görünümü de saha kenarında E.Gerets ile Song’un birbirleriyle çatışmalarıydı. Gerçekte bunu görenler oldukça bu görünümü yadırgadı ve herkesin ortak görüşü bu olayın hiç de hoş olmadığı idi.

Kısacası bu maçta Galatasaray şampiyonluk virajını dönemedi ve Gaziantep’te ağır bir yara aldı.

Fenerbahçe zirveye yakın rakiplerinin puan yitirmesinden sonra Şükrü Saraçoğlunda Sakaryaspor’u çok rahat yeneceği sanılıyordu. Ancak bu kolay maç Alex’in ceza sahası dışından vurup Martinez’den dönen topu tamamlayan Tümer’in ayağından kazandığı golle 1-0 kazandı. Kısacası kolay maçı zor aldı. Fenerbahçe istenilen, özlenilen takım bu değil ve olmamalı, iki pazı doğru dürüst yapamayan, boş alanları rakibe bırakan bir takım zirvede nasıl olur bilinmez. Öte yanda özellikle Sakarya ikinci yarıda sahanın hakimi olmasına rağmen bir türlü beraberlik golüne ulaşamadı. Ligin son sırasındaki bir takıma karşı böylesine korkak, pasif ve tek santrforla oynayan bir takım için söylenir bilinmez.

Bu maçın üzerinde durulacak en önemli noktası hakem Bülent Yıldırım olmalıdır. Futbol Federasyonunun ve Merkez Hakem Kurulu’nun gözdeleri arasında olduğu sanılan bu hakem bu müesseseyi böylesine zan altında bırakmamalıydı. Fenerbahçe-Sakaryaspor maçında tam bir hakem faciası yaşandı. Kendisine bağıra çağıra itiraz eden Capurro’ya kırmızı kart göstermekten kaçındı. Ardından Martinez’in Semih’in karnına tüm güçüyle vurduğu tekmeye de sessiz kalması olacak gibi değildi. Dünyanın her yerinde bu hareket penaltı olduğu gibi kalecinin de oyundan atılmasını gerektirir. Bülent Yıldırım’ın Fenerbahçe lehine olacak kartlara es geçmesi de eyyamcılıktan öte değildi. Kısacası böylesine yanlış kararları olan hakeme amatör kümede bile maç verilmez. Ancak burası Türkiye bizde verilir denirse söylenecek bir şey yok... Ne yazık ki, bu federasyon ve bu tür hakemlerle Fenerbahçe yoluna gitmeye çalışıyor...

Geçtiğimiz hafta Fenerbahçe’yi yenen Ç.Rizespor ise beş haftadır galibiyet yüzü göremeyen Bursaspor karşısında dağıldı. Beşiktaş ve Galatasaray’dan sonra hüsrana uğrayan bir diğer takım oldu. Fransineanu’nun attığı gol ile yeşil-beyazlılar üç puana erişirken, aynı zamanda puan cetvelinin orta sıralarındaki yerini sağlamlaştırdı.Bu arada her iki takımın da Pancu ve Zafer Biryol ayağından birer penaltı kaçırmaları da belki de maçın dönüm noktalarıydı.

Haftanın en gollü maçı Trabzon ile Denizli arasında oynandı ve maçı bordo kırmızılılar 4-3 almayı başardı. Maçın ilk yarım saatinde 2-0 yenik duruma düşen Denizli ilk yarı sonunda Tolga’nın yere çarpan topu elinden kaçırması ve Moreira’nın dizine çarpması sonucu 2-1 yenik kapadılar. İkinci yarıda beraberliği sağlamalarına rağmen adeta bir gol düellosu sonunda geçen maçtan karşılıklı gollerden sonra kazanmayı başardılar.Bu maçın yıldızı ise dört gol birden atan Burak idi.

Haftanın diğer maçlarında Gençlerbirliği Ankaraspor’u 2-1; Ankaragücü V.Manisaspor’u , Kayserispor’da Kayseri Erciyessporu aynı sonuçla 1-0 yendiler.

Fenerbahçe’nin zirvede arayı açmasına karşılık Beşiktaş ve Galatasaray’ı Kayserispor ile Gençlerbirliği zorlarken, ligin dibinde on altışar puanlı Kayseri Erciyes ile Sakaryaspor ve on dokuz puanlı Denizlispor bulunuyor. Son sıradaki bu üç takımı önümüzdeki haftalarda zor maçların beklediği de açıktır.

erdem@kenthaber.com