30
Mayıs
2024
Perşembe
SPOR

Gibi Değil, Galatasaray Şampiyon...


Turkcell Süper Liginde bitime bir hafta kala Sivas engelini de çok kolay aşan Galatasaray, artık şampiyonluğunu ilan etmiştir. Bu konuda matematiksel hesapların yeri olduğu bence düşünülmemelidir. Önümüzdeki hafta Galatasaray’ın kendi sahasında Gençlerbirliği Oftaş’a yenilmesi olası değildir. Bu bakımdan Galatasaray’ın şampiyonluğu kutlanmalıdır. Bileğinin hakkıyla kazanılan, rakiplerinin cömertçe puan kaybı ile gelen bir şampiyonluk...

Fenerbahçe Gençlerbirliği engelini biraz zorda olsa; 3-2’lik sonuçla aşarak Galatasaray’ın ardından Şampiyonlar ligine katılmayı başardı. Başardı diyoruz, bu sezon cömertçe yitirdiği puanlardan sonra Fenerbahçe’nin ola ki şampiyon olması, gerçekten haksızlık olurdu. Nitekim hak yerini buldu ve geçtiğimiz hafta zaten Galatasaray’a 1-0 yenilerek umudunu Ali Sami Yen’e gömmüştü. Sezon içerisinde İstanbul Büyükşehir’e iki maçta beş, Bursaspor’a üç, son saniyede de Ankaraspor’a iki puan yitiren bir takımın şampiyon olması zaten haksızlık olurdu.

Nitekim de hak yerini buldu.

Sivasspor ise bu sezonun flaş takımı idi. Haftalardır şampiyonluğu kovalayan, zaman zaman ligde ilk sıraya yükselen Sivas dar kadrosuna ve rakipleri ile boy ölçüşemeyecek maddi durumu göz önüne alınacak olursa bence sezonun en başarılı takımlarından birisiydi. Ancak kendi sahasında üç büyüklere yenilen bir takımın şampiyon olması da biraz haksızlık olurdu. Sivas, henüz final havasında şampiyonluk maçlarını kaldıracak olgunluğa da erişmiş değil... Bununla beraber Sivas, bitime bir hafta kalan ve Galatasaray ile golsüz berabere kalan PAF takımının şampiyonluğu ile övünmelidir. Ligin son haftasında Sivas ile Beşiktaş’ın puanlara yetmişer... Bu bakımdan UEFA kupasına katılacak ve üçüncü sıraya yerleşecek takımın kim olacağını artık Beşiktaş-Manisaspor ve Gençlerbirliği-Sivas maçları tayin edecek. Ancak bu hafta kendi sahasında Kasımpaşa’ya 2–1 yenilerek küme düşen Manisa’nın İnönü’de Beşiktaş’ı yenmesi hayalden de ötedir.

Haftanın en önemli maçı, daha doğrusu şampiyonluk düğümünü çözecek olan maçta Galatasaray, Sivas deplasmanında kendi kalesine Song’un attığı gol ile yenik duruma düşmesine rağmen 5–3 kazanmayı başardı. Kuşkusuz, Galatasaray_Sivas maçı haftanın en renkli ve göze hoş gelen, gollerle süslü bir oyun oldu. Arda ve Ayhan bu maçı kurtaran ve oyuna damgasını vuran isimlerdi. Özellikle rakip savunmayı allak bullak eden Arda attığı üç golle de dikkati çeken isimdi. Onun yanı sıra Ayhan’ın attığı bir gol vardı ki, buna değme kaleci kurtaramazdı. Oyunun başlarında Hayrettin’in kale önüne ortaladığı topu bir anda Song kendi kalesine atması sarı-kırmızılılar için bir bakıma şok oldu. Ancak 1–0 yenik düşmelerine rağmen oyundan kopmadılar ve Sabri’nin direten dönen mükemmel vuruşundan sonra sahneye çıkan Arda gollerini sıralamakta gecikmedi. Buna rağmen Sivas’ta son 530 dakikadır kalesini gole kapatan Aykut’un filelerini üç kez havalandırmayı başardı.

K.Feldkamp’ın gidişinden sonra takımın başına geçen Cevat hocanın böyle bir başarıyı yakalayacağını başlangıçta kimse ummuyordu. Ancak Cevat hoca büyük bir başarıya ulaştı. Örneğin bu maçta sağda Song’a yer verip, Sabri’yi ortaya çekmesi hem cesaret, hem de bilinçli bir davranıştı. İnşallah sarı-kırmızılılar önümüzdeki sezon Cevat hoca ile yollarına devam ederler.

Fenerbahçe’nin kendi sahasında Gençlerbirliği, Beşiktaş’ın da Ankara’da Ankaragücü ile oynadığı maçlar ise Galatasaray-Sivas maçlarının gölgesinde kaldı. Fenerbahçe her zamanki gibi ilk golü kalesinde gördükten sonra yarıştan kopmamak, en azından Şampiyonlar ligine katılacak ikinci takım amacıyla rakibin üzerine gittiler ve maçı zorda olsa 3–2 kazandılar. Bu maçta üzerinde durulacak nokta ise süper yedek (!) Semih’in attığı gol ile gol krallığı yarışında on yedi gol ile zirvede kalışıydı. Onun yarı sıra Kezman’da 68 dakika oyunda kaldı ve oyundan çıkarken de adeta seyirciye veda etti. Bu hafta da Selçuk’a tercih edilen, pahalı transfer Maldonado takımın en kötüsüydü.

Önümüzdeki sezon Zico takımın başında kalır mı kalmaz mı bilemeyiz ama görünen odur ki, Fenerbahçe’de büyük bir değişim gereklidir. Başta Kezman ve Maldonado olmak üzere yedek kulübesinin tümü değişmelidir. Büyük umutlarla alına Ali Bilgin’in ara sıra oynatılan İlhan Parlak’ın durumları ortada...

Beşiktaş ise Ankaragücünü 2–0 yenerek, Sivas’ın yenilmesinden sonra üçüncülük ve UEFA’ya katılma amacını son haftaya taşıdı. Fenerbahçe gibi Beşiktaş’ta sezon boyunca cömertçe dağıttığı puanlardan sonra son haftalarda biraz daha toparlanmıştı. Oysa Beşiktaş biraz daha dikkatli ve şampiyonluğa motive edilmiş olsaydı bu gün zirvede olması işten bile değildi. Beşiktaş-Ankaragücü maçında, Delgado’nun penaltı, ardından Tello’un golü kadar kaleci Serkan’ın direkten dönüp yağına çarparak gol olan pozisyonundan başka dikkati çeken bir pozisyon görülmedi. Bu arada rakibin üzerine yürüyen İbrahim Ege’nin durumu ise çok çirkindi.

Haftanın diğer maçları ise birer formalite maçı olmaktan öteye gidemedi. Geçen hafta küme düşen Kasımpaşa ve Rizespor’dan sonra bu hafta da üçüncü takım olarak Manisaspor belirlendi.

Kasımpaşa rakip sahada Manisa’yı 2–1; Trabzonspor İstanbul Büyükşehir Belediye’yi aynı sonuçla yendikten sonra Konyaspor Gaziantep ile 1–1 berabere kalarak, aldığı bir puanla kümede kalmayı başardı. Kayserispor da önümüzdeki Çarşamba günü yapılacak kupa finalini düşünerek eksik çıktığı maçta Bursa’yı 1–0 yendi. Bu yenilgi üzerine Bursalı taraftarlar takımlarını ve yönetimi uzun süre protesto ettiler. Küme düşen Ç.Rizespor ise kendi sahasında taraftarlarının boş bıraktığı tribünler önünde Ankarspor’a 1–0 yenildi. Hemen her sezon son haftalara düşme tehlikesi altında giren Denizlispor, bu kez Ankara’da Gençlerbirliği Oftaş karşısına bu duygudan uzak olarak çıktı ve rakibini 2–0 yendi.

Yazıma son verirken Galatasaray’ı bir kez daha kutlarım.

Yayın Tarihi : 5 Mayıs 2008 Pazartesi 11:02:41


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?