15
Haziran
2024
Cumartesi
SPOR

İlk Yarı Lideri Yiğidoları Kutlarım


Turkcell Süper Liginin ilk yarısı sona ererken Avrupa Kupalarında 2008’de oynayacak takımlarımızdan Fenerbahçe ile Galatasaray’ın da rakipleri belli oldu. Fenerbahçe İspanya’nın güçlü takımlarından Sevilla ile eşleşirken Galatasaray’ın karşısına Almanya’nın B.Leverkusen takımı çıktı.

Avrupa Kupalarında ikinci turda kolay rakipler beklemek hayal olurdu. Nitekim de öyle oldu; Fenerbahçe ile Galatasaray’ın rakipleri de kim ne derse desin kolay yenilir yutulur lokmalar değil. Kuşkusuz, Zico ve eğer takımının başında kalırsa K.Feldkamp rakiplerini iyi etüt edeceklerdir. Ancak sırası gelmişken belirtmekte yarar vardır; Galatasaray’ın ikinci tura yükselmesinde milyonda bir rastlanacak mucize gerçekleşti. Galatasaray çok kötü bir oyunla kendi sahasında Avusturya Wien ile golsüz berabere kalırken Fransız Bordeaux, genç bir takımla sahaya çıkmasına rağmen 2-0 yenik götürdüğü maçta Panionios’u 3-2 yenmeyi başardı. Böylece Galatasaray’a adeta ikinci tur vizesini hediye etti. Gönül isterki Galatasaray’da bu hediyenin altında kalmaz ikinci turda yüzümüzü güldürür.

Turkcell Süper Liginde ilk yarının son haftasını Gençlerbirliğini 2-0 yenen Sivasspor lider olarak tamamladı. Böylece Yigidolar 37 puan ve averajla Fenerbahçe’nin önünde ilk yarıyı tamamlarken aynı zamanda on beş yıl sonra bir Anadolu takımı İstanbul dukalığına da son vermiş oluyordu. Galatasaray’ın beklenmedik şekilde Ankara’da Gençlerbirliği OFTAŞ ile golsüz beraberliği, Fenerbahçe’nin Trabzon galibiyeti bir anda on dört hafta lider kalan sarı-kırmızılıları üçüncü sıraya indirdi.

Galatasaray’da son haftalarda bir şeylerin iyi gitmediği açıkça görülüyordu. Feldkamp ile yönetim ve futbolcular arasında bir takım huzursuzlukların olduğu zaman zaman görülüyordu. Nitekim Galatasaray’ın A.Wien ve OFTAŞ maçlarında takım antrenör Ahmet Akçan’a teslim edilmiş, Feldkamp hasta olduğu gerekçesiyle Almanya’da bulunuyordu. Bu arada Galatasaray yönetiminin gizli gizli yeni bir teknik direktör aradıkları da basına yansıyan haberler arasındaydı.

Galatasaray-Gençlerbirliği OFTAŞ maçında ise anlatılacak pek bir şey yoktu. Futbol adına tatsız tutsuz bu maçta seyirciler bir mahalle takımının maçına gitmiş olsalar çok daha zevk alırlardı. Fiziki yönden yetersiz, futbolcu-oyuncu ilişkisinin pek değil hiç olmadığı Galatasaray’da bundan fazlasını beklemek hayal olurdu. Nitekim ikinci yarıda oyundan alınan Sabri yine aynı olayları sahneledi. Önce eldivenlerini çıkarıp attı sonra kulübede ileri geri konuşmaya başladı... Bu arada Galatasaray Başkan yardımcısı Adnan Polat’ın alınan sonucu kızıp takımını beklemeden ayrı bir uçakla İstanbul’a dönüşü de sportmenliğe uygun bir tutum olmadığını da belirtmek isterim. Bir yönetici takımının iyi ve kötü gününde de futbolcularının yanında olmak zorundadır. Yöneticisi böyle olan bir takımdan daha başka ne beklenir ?

Ankara takımı genç ve dinamik oyununun yanı sıra rakip oyuncuları iyi kontrol etti ve istediği tek puanı da alarak ligi Gençlerbirliği’nin üzerinde yirmi puan ve averajla on üçüncü olarak tamamladı.

Haftanın en önemli maçını Fenerbahçe ile Trabzonspor oynadı. Haftalardır bu maç sonucunun ligin kaderini etkileyeceği biliniyordu. Böyle olunca da son yılların en tempolu ve en heyecanlı maçı oynandı. Son derece süratli oyunda adeta top her iki kale arasında mekik dokudu. Kuşkusuz, bunun nedeni her iki tarafın sahaya mutlak kazanma arzusuyla çıkmasından kaynaklanıyordu. Her iki takımın savunmasının zayıf ve hatalı oluşu maça beş golün sığmasına neden oldu. Fenerbahçe oyunun 4.dakikasında Deivid’in ayağından muhteşem bir gol kazandı. Ardından Hüseyin’in kısa düşen pasından yararlanan Semih fırsatçılığını gösterdi ve takımını bir anda 2-0’a taşıdı. Belki de hayatının maçını oynayan Yattara Fenerbahçe defansını allak bullak ederken soldan aktı ve defansın şaşkınlığı arasında Ceyhun’a yalnızca boş kaleye dokunmak kaldı. Alex’in Trabzon savunmasının zaafından yararlanarak atiği golün ardından Gökdeniz’in ortasına ne Yasin ne Önder dokunamadı ve yine ortaya çıkan Ceyhun durumu 3-2 yaptı. İkinci yarıda Trabzon daha hakim gözüktüyse de beraberliği Yatara ve Gökdeniz’in bütün çabalarına rağmen getiremedi.

Fenerbahçe’de maçın yıldızı Semih idi. Topsuz alana hakim olan bu futbolcu biraz daha şanslı olsa gol sayısını arttıracaktı. Mecburiyetten Edu ve Lugano’nun yerine oynayan Önder ve Yasin onların yerini tutamadıkları gibi yenilen gollerde büyük payları oldu. Ayrıca R.Carlos, Yattara’nın dağıtıcı oyunundan ötürü ileri çıkamayarak hücumda etkili olamadı. Son haftalarda başarı grafiğini yükselten Uğur Boral’ın büyük bir düşüşü gözleniyordu.

Turkcell Süper Liginin ilk yarının son maçında Beşiktaş, ikinci yarıya daha umutlu bir başlangıç yapabilmek için Manisa’dan üç puanla dönmeyi istiyordu. Eksik kadrosuna rağmen Ertuğrul Sağlam’ın elindeki oyunculara göre yine de en iyi takımı sahaya sürmüştü. Ne var ki, beklenmedik anda Uğur’un ceza alanı dışında köşeyi bulan şutu ile 1-0 yenik duruma düşmüştü. Bu andan sonra ortaya çıkan Bobo, Ferhat’ın rakibe kazandırdığı penaltı ile birabarliği sağladı. Ardından ikinci yarıya çok daha iyi başlayan Beşiktaş yine Bobo’nun köşeyi bulan, adeta iğne deliğinden geçirdiği vuruşu ile 2-1 öne geçti.Bu golde sakatlığı nedeniyle uzun süre oynamayan kaleci Ufuk’un büyük hatası vardı. Bu golden sonra Beşiktaş, özellikle Burak’ın beceriksiz davranışları nedeniyle en az iki golü kaçırdı.

Manisa ise elinden geleni ardına koymadı, ancak beraberlik golüne ulaşamadı, Manisa bu yenilgi ile ligin alt sıralarına inmesi oldukça üzüntü verici idi. Bu maçta dikkati çeken gerginlikler yaşandı.Öncelikle transfer listesinde ismi sık sık geçen Holosko’nun oyundan alınması üzerine teknik direktörü Giray Bulak’a burada yazmak istemediğim “F...” ile başlayana İngilizce sözcük ile küfür edişi, ardından kulübeyi tekmelemesi kolayca geçiştirilecek bir olay değildir. Böylesine terbiyesiz oyuncunun peşinden yabancı takımların koşmasına da bir anlam veremiyorum. Manisa’daki bir başka çirkin olayda şeref tribününde çıkan her iki taraf yöneticileri arasındaki kavga ve amigolara özgü tezahürat idi. Şeref tribününe giren bir takım kişilere öncelikle o tribünün ismindeki anlam öğretilmelidir. O kişiler o sözcüğün anlamını bilemiyorsa yapılacak iş, şeref tribünü isminin değiştirilmesidir.

Haftanın diğer maçlarında Ünal Karaman yönetimindeki Konyaspor kendi evindeki altıncı galibiyetini Kasımpaşa’ya karşı aldı. Konya’nın 2-1’lik galibiyeti ile sonuçlanan maçta Kasımpaşa ligin son sırasına demir attı. İstanbul ekibinin ikinci yarıda düştüğü bu durumdan kurtulabilmesi çok zordur. Sezon başındaki teknik direktör arayışı, Türkiye’de başarılı olamayan Lorant’ın gönderilişi, kendi sahasında oynayamayışında en büyük suç tek kelime ile yönetimdedir.

Ankaragücü, Kayserispor ile 1-1 berabere kalırken ikinci yarıda tehlikeli duruma düşmemek için büyük çaba göstermesi gerekiyor. Bursaspor Ankaraspor ile golsüz berabere kalarak rakibini son sıralara itti. Onların dışında Ç.Rizespor Denizlispor’u 2-0, Gaziantep’te rakip sahada İstanbul Büyükşehir’i 2-1 yendi.

Turkcell SüperLig 17.hafta sonunda 11.Ocak’a kadar tatile girdi. Takımlar bu arada ara transfer çalışmalarını yapacak ve aksayan yerlerini takviye etmeye çalışacaklar.

Sivasspor’u nami diğer Yiğidoları başta Teknik Direktör Bülent Uygur olmak üzere tüm futbolcularını kutlarım. Ayrıca lige kötü başlayan Fenerbahçe’nin aradaki puan farklarına rağmen rakiplerine yetişmesini ve averajla ikinci sıraya yerleşmesini de ayrıca kutlarım.


erdemyucel2002@hotmail.com  

Yayın Tarihi : 24 Aralık 2007 Pazartesi 11:15:40


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?