25
Mayıs
2024
Cumartesi
SPOR

İlk Yarı Sonunda Dikkati Çeken Olaylar

Süper Ligin ilk yarısı Trabzon’un liderliği ile tamamlanmasının ardından spor basınında dikkati çeken olaylara yer verildi. Bunların başında Fenerbahçe Acıbadem bayan voleybol takımı tarihi bir başarıyı yakaladı, Katar’ın başkenti Doha’da Brezilya’nın Sollys Osacco takımına set vermeden 3–0 yenerek dünya şampiyonluğunu kazandı. Böylece Fenerbahçe bayan voleybolcular, alınan bu sonuçla ilk kez dünya şampiyonu olmayı başardılar.
Kendilerini kutlarız.

Süper Lige ara verilmesine rağmen spor sayfalarına göz attığımızda bu başarıya yeterince yer verilmemesi sporumuz adına insanı üzüyor. Oysa basınımız günlerdir, aradan yararlanarak transfer edilmesi istenilen yabancı futbolcuların haberleri ile dolu… Beşiktaş’ın Atletico Madrid’in yıldızı Portekizli futbolcu Simao’nun transferi haberlerin başında geliyor. Valencia’dan Manuel Fernandes ile Werder Bremenli Hugo Almeida transferde isimleri geçen yabancı futbolcular arasında. Onu Galatasaray’ın Bursaspor’dan istediği Volkan Şen’in gidecek mi kalacak mı tartışması izliyor… Bomba gibi basına düşen bir başka haberde, yıllardır Fenerbahçe savunmasını sırtlayan Lugano’yu Aykut Kocaman’ın istemeyişi!.. Bu haber doğruysa Lugano’yu göndermek biraz Kocaman’ı aşar görünüyor…

Spor adına bir başka çirkinlikte Güney Kıbrıs’ta yaşandı… FIBA Erkekler Euro Challenge Kupası “G” Grubunda oynanan APOEL-Pınar Karşıyaka basketbol maçında Kıbrıslı fanatik Rumların Karşıyakalı basketbolculara taş, sopa ve gaz bombalarıyla saldırmasıyla basketbolcularımız adeta ölüm tehlikesi ile karşı karşıya kaldılar. Oysa maçı APOEL 82- 80 kazanmıştı. Bu çirkin olay spora olduğu kadar Kıbrıs sorununa da bir kez daha damgasını vurdu ve Kıbrıslı Rumlarla bir arada yaşamanın olanaksızlığını bir kez daha ortaya çıkardı. FIBA’nın APOEL’e verdiği üç maç seyircisiz oynama ve para cezası ise bizim kamuoyunu hoşnut etmedi…

Spor camiasında gündeme gelen bir başka İstanbul’da bir işkembecinin açılışta yaşandı. Fenerbahçe başkanı Aziz Yıldırım’ın kız arkadaşıyla gelen Arda’ya “Ulan Arda sen de mi buradasın” sözü bir anda gündeme oturdu. Oysa Başkanın bu sözünün ardından her ikisi sarılıp öpüştüler. Magazin basını sonradan nasıl gelişeceğini hesaba katmadan bu samimi konuşmayı gündeme taşıması sorumsuzluk örneğinden başka bir şey değildir.

Ulan sözcüğü yerine göre hakaret yerine göre de samimiyet ifadesidir. İkisi arasındaki ayırımı çok iyi değerlendirmek gerekir. Hakaret içermiş olsa, olmasına da ihtimal yok, her ikisi sarılıp öpüşürler mi?

Sözlükler “Ulan” ı Hey-yahu anlamında söylendiğini belirtir. Bazen de öfke ve nefreti içerir…

Aziz Yıldırım’ın Arda’ya samimiyet ifade eden ifadesini gündeme getiren magazin basınına sormak gerekir; kendileri arkadaşlarına ulan diye hitap etmiyorlar mı? Hepimiz samimi arkadaşlarımıza bu şekilde hitap etmiyor muyuz? Kısacası gazetecilik, habercilik bu değildir... İnsanların özel yaşamlarını ilavelerle gündeme taşınmasına ne yazık ki, bizim basınımızda gazetecilik deniliyor!...

Aynı açılışta futbolculardan Emre Belezoğlu da vardı. Ona da sen neden kampta değilsin diye sitem edildiği basında yer alan haberler arasındaydı. Nedense sahada işini yapan sporcuların da özel yaşamları olduğuna, onların da diğerleri gibi yaşamaya hakları bulunduğunu hiç düşünmüyoruz. Avrupa’da top koşturan veya gurbetçi dediğimiz futbolcuların bu yönde ne kadar rahat olduklarını neden dile getirmiyoruz?

Spor adına bu olaylar yaşanırken Ziraat Türkiye Kupasında gruplardaki maçlara da devam edildi. 27 yıldır Türkiye kupasına hasret kalan Fenerbahçe ilk maçında Ankaragücü’ne 4–2 yenildikten sonra ikinci maçında da İzmir’in ilçe ekibi Bucaspor karşısında tam bir hezimete uğradı. Bu yenilgi li Fenerbahçe’nin gruptan çıkabilmesi, diğer takımların yapacağı maçlara bağlı olacak. Kısacası Fenerbahçe’nin gruptan çıkabilmesi çok zor…

Ne demişler; hasret bir daha ki bahara!..

Genç oyunculardan kurulu, alt yapısından yetiştirdiği futbolcularıyla Buca, sözcüğün tam anlamıyla Fenerbahçe’nin tozunu attırdı. Hangi aklın ürünüdür ki, yeşil formalı Fenerbahçe (!) kaleci hatasından attığı gol dışında pozisyon üretemedi. İkinci yarıda pabucun pahalı olduğunu gören Aykut Kocaman Alex ile Niang’tan medet umduysa da onlar da bir şey yapamadı ve maçı 3–2 kaybetti.

İlk yarıda lige havlu atan Avrupa’ya gidebilmek için kalan son umudu Türkiye Kupası olan Galatasaray sezonun en iyi futbolunu oynamasına rağmen çetin ceviz Gaziantep ile 1–1 berabere kalarak gruptan çıkma umudunu kuvvetlendirdi. Galatasaray’ın savunma ağırlıklı oyuncularla sahaya çıkmasını başlangıçta yadırgayanlar dakikalar ilerledikçe Hagi’nin eldekilere göre en iyi tertiple sahada yer aldığını gördüler. Orta alanda yer alan Hakan Balta ve Neill takıma hareket kazandıran oyunculardı.

Beşiktaş ilk grup maçından yenilgi ile ayrılan Beşiktaş bu kez Konya Torku Şekerspor maçında iki golle öne geçmesine rağmen maçı 3–2 zor kurtardı. Bu arada Torku Şeker’in Bank Asya değil, TFF 2. Lig takımı olduğunu hatırlatmakta da yarar var sanırım. Beşiktaş maç boyunca rakibine 15 şut attırırken, gol pozisyonları verdi ve kalesinde de 2 gol gördü.. Futbolda rakibi küçük görmenin ve laubali oynamanın zarar getireceğini neden bazı futbolcular düşünmüyorlar?

Kupanın diğer maçlarında Gençlerbirliği, kongre sancıları çeken ve olacağı belli olmayan Ankaragücü ile 1–1; yabancı oyuncularına Noel izni veren Trabzonspor Gaziantep B.Şehir Belediyesi ile 2–2; Beypazarı Şekerspor da MP Antalyaspor ile 1–1 berabere kaldılar. İstanbul B.Şehir Belediye de zor da olsa Kırıkhanspor’u 1–0; Bursaspor’da Karşıyaka’yı 2–0 yendiler.

Türkiye Kupasında gruplara kalan Beypazarı Şekerspor, Kırıkhanspor, Torku Şekerspor’un ve hatta Bucaspor’un isimlerini görenler bunları kolayca geçer, hatta averaj bile yaparız diyenler onların oyunlarını görenler sanırım çok yanılmışlardır. Bu takımların oynadıkları futbolu ve rakiplerine nasıl kök söktürdüğünü görenler sanırım Anadolu futbolunun gelişiminin sinyallerini bir kez daha öğrenmiş oldular.


erdemyucel2002@hotmail.com
 

Yayın Tarihi : 26 Aralık 2010 Pazar 23:02:15


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?