8
Haziran
2025
Pazar
SPOR

Kar Değil Fenerbahçe Fırtınası

Süper Ligin 24. haftasında zirvede ve düşme hattında işler karmakarışık. Kimin ne olacağı belli değil… Önümüzdeki haftalarda çok şeyin değişeceği de açık… Şampiyonluğun en güçlü adaylarından Trabzon ile Fenerbahçe’nin iki zorlu maçı vardı.. Fenerbahçe ve Trabzon zor engelleri aşmayı başardılar ve sarı-lacivertliler bir günlük aradan sonra yine averajla liderlik koltuğunda kaldı.

Şampiyonluk yolundaki önemli maçlardan birisi olan Beşiktaş- Trabzon maçının galibi Trabzon oldu. Ancak bu maç; Hakem Tolga Özkalfa’nın berbat yönetimi, Şenol Güneş’in tribüne gönderilmesi, protokol tribünündeki yumruklu, küfürlü kavgalarla spor tarihimize geçecek nitelikteydi…

Beşiktaş çok iyi başladığı maçta Bobo’nun golüyle 1–0 öne geçmesine rağmen Ceyhun ve Burak’ın gollerine engel olamazken, Rüştü’de yediği hatalı gollerle maça damgasını vurdu. Trabzon’un puana ihtiyacı vardı, Beşiktaş ise ligdeki saygınlığını, itibarını kurtarmak istiyordu… Her iki tarafta dikkatli, yanlış yapmamaya gayret gösteriyor, bu arada da orta alanı sağlam tutmaya özen gösteriyorlardı. Takımlar rakip beklerin arkasına attıkları toplarla pozisyonlara girmeye çalıştılar…

Serkan’ın oyundan atılmasının ardından Hilbert’in sağdan gönderdiği topla Simao ikinci Beşiktaş golünü attıysa da Özkalfa, yan hakemin yanlış kararına uydu ve golü ofsayt olarak niteledi. . Kuşkusuz, Özkalfa akşam televizyonda pozisyonu izlediğinde ne büyük hata yaptığını ve belki de ligin kaderini değiştirdiğini görecektir. Hakem hataları bununla da kalmadı Rüştü’nün Burak’ı düşürmesi bal gibi penaltıydı; vermedi… Her iki takımın sertliklerine göz yumdu bir türlü kart çıkarmadı.

Bu maçta bir gerçek daha ortaya çıktı; Beşiktaş’ın âlayı vâlâ ile aldığı, kiraladığı, hava meydanında taraftarların coşkuyla karşıladığı Portekizli futbolcular pek işe yaramıyor. Yinede takımın canla başla savaşan futbolcuları İbrahim Toraman, Necip ve İsmail idi. Guti verdiği birkaç olumlu pas dışında umulanı vermekten çok uzaktı. Beşiktaş rakibin on kişi kalmasından yararlanamadı, ardından Sivok da atılınca dengeler eşitlendi. Trabzon on kişi kalmasına rağmen oyun disiplininden hiçbir zaman kopmadı...

Trabzon, sözcüğün tam tabiriyle bu maçı söke söke aldı ve şampiyonluk yolunda önemli bir dönemeci döndü. Beşiktaş ve Fenerbahçe’de yeterince şans bulamayan Burak ise takımını hem kurtaran adam hem de maçın yıldızıydı. Sivok’un darbesiyle burnu kırılan ve büyük özveriyle maçın sonuna kadar oynayan ve galibiyet golünü atan, sonra da ameliyat olan Burak alkışlanacak bir futbolcuydu.

Maçın en çirkin yanı protokol tribününde yaşandı. Beşiktaş’tan çok Trabzonlu seyircinin bulunduğu tribünde aşırı sevinç gösterileri yumruk ve küfürlere dönüştü. Hakem’in tribüne gönderdiği Şenol Güneş, önce Beşiktaşlılarca alkışlarla karşılandı. Ancak protokol tribündekilere, herkese ana avrat küfretmesi son derece yakışıksızdı. Bu arada bir hanım taraftarın topuklu ayakkabını attığı da görüldü. Kısacak her iki takımada yakışmayan çirkin davranışlar… Hepsinden öte sonradan ne kadar özür dilerse dilesin Şenol Güneş’e hiç yakışmadı…

Her zaman merak ederim; bu tribüne neden şeref tribünü denir diye!. Bu tribünde bende çok maç izledim, sırası gelmişken yineleyeyim; seviye hak getire… Oysa bu tribünde oturanların sportmenlik açısından diğer tribünlere örnek olması gerekir… Ama nerde o terbiye. O seviye!...

Haftanın son maçında Fenerbahçe Ankara’da kar altında oynanan maçta ligin güçlü ekiplerinden Gençlerbirliği’ni 4–2 yenerek bir günlük aradan sonra yeniden lider…

Fenerbahçe çok soğuk ve özellikle ikinci yarısı kar tipisi altında geçen, zaman zaman sahadaki çizgilerin yenilendiği maçta ortaya koyduğu futbol ile adeta havayı ısıttılar. Buna karşılık Gençlerbirliği açık bir oyun otaya koyarak lideri zorladılar ve bir ara beraberliği sağlayıp umutlandılar. Ancak Fenerbahçe’nin usta ayakları ve Volkan’ın iki muhteşem kurtarışına boyun eğmek zorunda kaldılar.

Fenerbahçe’nin ilk golü köşe vruşunda Serdar’ın yumrukladığı, kısa düşen topa vurduğu kafa ile Lugano ile geldi. Ardından yine köşe vuruşunda Lugano’nun attığı ikinci golü hakem Bekir’in Serdar’a yaptığı faul nedeniyle saymadı. Kar altında Fenerbahçe fırtınası sürerken, kısa düşen bir geri pasa büyük bir çıkış yapan Niang ceza çizgisi içerisinde Serdar tarafından düşürünce verilen penaltıyı Alex gole çevirdi. Fenerbahçe’nin rahatladığını, nasıl olsa kazandık dediği anda ortaya çıkan Gençlerbirliği Orhan ve Hurşit’in golleriyle beraberliği sağladı. İkinci yarıya çok daha hızlı başlayan ve bu maçı almayı azmeden Fenerbahçe Niang ve Santos’un golleriyle maça son noktayı koydular.

Gençlerbirliği maçıyla birlikte son sekiz maçı kazanan Fenerbahçe, kötü hava koşullarına rağmen kusursuz oynadı. Bu arada Gençlerbirliği’nin direkten dönen iki topu ile Volkan’ın kurtarışları da göz ardı edilmemelidir. Bu hafta oynanacak olan Konya maçında sarı kart cezalısı Lugano ile Santos olmayacak. Guiza ise 86. dakikada oyuna girerek, 295 gün sonra ilk kez bir lig maçında oynadı.

Bursa şampiyonluk yolunda puanlarının cömertçe harcamaya devam ediyor. Bu kez de Bursa’da oynana maçta İstanbul B.Şehir Belediyesi ile 1–1 berabere kalarak hayati iki puanı daha yitirdi. Maça çok hızlı başlayan ve Belediye savunmasını sağlı sollu ataklarla bunaltan Bursa aradığı golü 36. dakikada Batalla ile buldu. İlk yarıda savunmasını bile orta sahaya çıkaran Bursa ikinci yarıd, ilk yarıya göre taban tabana zıt bir görünüm sergiledi. Atılan tek golün üzerine yatmaya çalıştı, ancak bunun sonucunu da 65. dakikada İskender-Efe paslaşmasıyla Efe vasıtasıyla gördü. Bunun ardından Belediye’nin hücuma kalkan Bursa gerisinde gol pozisyonları buldularsa da galibiyet golünü atamadılar. Sırası gelmişken Ertuğrul Sağlam’ın savunmayı neden bozup Ömer Erdoğan ve İbrahim beraberliğini bozmasının nedenini anlayabilmek mümkün değil. Sercan ve Volkan’a takımda yer vermemesine ise hak vermek gerekir; her iki futbolcu sahaya yansıtacağı futboldan çok özel işlerini, transferleri düşünüyor. Gerçekten futbolumuzun son yıllarda ortaya çıkardığı iki yeteneği olan Sercan ve Volkan kendi kendilerine ihanet ediyorlar. Böyle olunca da takımda kendilerine yer bulamıyorlar. Aynen Galatasaraylı Arda’nın kendine yaptığı kötülük gibi…

Geçmişinin en zor günlerini geçiren Galatasaray Arena Stadında, çok az seyirci önünde oynanan; yönetime, teknik direktöre ve futbolculara yapılan aleyhte tezahürat altında oynadıkları maça Karabük ile golsüz berabere kalarak yine hüsran içerisinde sahayı terk ettiler. Tribün tepkileri ve önceki maçlardaki olumsuzluklardan ötürü Galatasaray sahaya moralsiz çıkmıştı. Buna rağmen yine kötü bir futbol ortaya koymadı. Karabük’te Emenike’nin olmayışı ayrı bir şanstı… Yeni oyuncuların da takıma pek bir şey veremediği de bir kez daha görülüyordu. Buna rağmen maçın başında mutlak bir penaltıları verilmedi, son saniyelerde Servet’in kafasının direğe vurması da şanssızlıktı…

Bundan sonra Galatasaray’da hiçbir şey olmaz? Kongre’de Polat kazanır mı? Hagi gider mi? Hangi futbolcular yolcu?

O da bilinmiyor.

Galatasaray’ın yapacağı bir tek şey var; bu yılı yok sayacak gelecek yılın takımını hazırlayacak…

Haftanın açılış maçında ise Kayseri beklenmedik şekilde Manisa’ya 2–1 yenildi. Bu sezon evinde hiç yenilmeyen, son dört maçını da kazanan Kayseri’nin yenilmesi şaşkınlık yarattı. Bazıları Kayseri’nin pili bitti mi diye yazmış… Yanlış bir görüş… Manisa’nın yükselişi karşısında Kayseri elinden geldiğince mücadeleyi yaptı ama olmadı… Bu arada Kayseri’nin iki golünün de sayılmadığını neden kimse düşünmüyor?

Kasımpaşa-Antalya maçı her yönüyle ilginç bir maçtı, iki takımında puana ihtiyacı vardı. Kasımpaşa sonunculuktan kurtulmak, Antalya ise uzun süredir alamadığı galibiyeti kovalıyordu.. İlk yarısı golsüz biten ve izleyenlere sıkıntı veren oyunun ikinci yarısı karşılıklı gollerle hareketlendi ve takımlar girdikleri pozisyonlardan yararlanamadı. Maçın 2–2 biteceği sanılırken Kasımpaşa kalecisi orta yuvarlağa kadar çıkarak gol arayışına girdi. Bu arada ortaya çıkan Tita yaklaşık kırk metreden kaleye vurdu ve top Kasımpaşa’nın boş kalesine girdi. Bu şekilde gol yenilmesi futbol okullarında örnek olarak gösterilmelidir. Kalecinin işi gol atmak değil kalesinde golü görmemektedir. Murat’ın bu yanlış tutumu sonucunda Kasımpaşa yine kendi sahasından boynu bükük ayrıldı. Belki de kümede kalabilmesi için hayati en azından iki puanı yitirdi. Maçın bitiminde kendisi aleyhinde tezahürat yapan, içleri yanan Kasımpaşalı taraftarlara kalecinin saldırmaya kalkması da bir başka çirkinlikti. Kasımpaşa’nın yediği ilk golde de zamansız çıkan Murat’ın hatası vardı. Geçen yıl Fenerbahçe’den yediği golün sanki fotokopisiydi.

Haftanın diğer maçlarında Eskişehir alt sıralardan kurtulmaya çalışan Buca’yı Ümit Karan’ın attığı golle 1–0 yenerken haftayı kendisine çok gerekli üç puanla kapatmayı başardı. Ankaragücü rakip sahada Konya’yı 2–0 yenerek rakibini ateşin içerisine attı. Ankaragücü Gabriç’in güzel oyunu ve golleri sıralamasıyla zorda olsa üç puana ulaştı. Buna karşılık Konya seyircisi yenilen takımlarını ve yönetimi protesto ettiler. Gaziantep’te Sivas’ı 3–1 yenerek onu da Konya gibi ateş hattında bıraktılar. Süper Ligin ikinci yarısındaki çıkışıyla ve yeni transferleriyle dikkati çeken Gaziantep bu özelliğini ve gücünü bu haftada gösterdi. Gaziantep’te Cenk Tosun, Popov, Wagner, Danry, ve Elyasa durdurulması çok zor futbolcular. Kaleci Karcamarkskas’a da gol atabilmek biraz güç… Onlara Murat Ceylan, Hürriyet, Şenol Can ve Galatasaray’ın yararlanamadığı Emre Güngör’ü futbolu eklenince ortaya yenilmesi çok zor bir takım çıkıyor.

Bank Asya’da ise heyecan dorukta… Fenerbahçe’nin eski kalecisi Oğuz ‘un kalesini koruduğu TKİ Tavşanlı Linyitspor kendi sahasında Giresun’u 1–0 yenerek 40 puanla bir günlüğüne zirveye oturdu. Pazartesi günü oynana Ordu-Altay maçını deplasmanda 2-o kazanan Karadeniz ekibi averajla zirvede… Onların ardından 39 puanla Ç.Rize, 38 puanlı Boluspor ile Samsun geliyor. Bu hafta Ç.Rize Gaziantep B.şehir’i 1–0; Bolu Karşıyaka’yı 1–0 yenerken Samsun da Adanaspor ile 1–1 berabere kalmıştı. Önceki haftalarda iddialı Denizlispor ise deplasmanda Kartal’a 2–1 yenildi.

Süper Ligin 25. haftasında Karabük-Bursa; Trabzon’un cezası nedeniyle Kocaeli’nde oynayacağı Kasımpaşa maçı ile Sivas-Kayseri ve Fenerbahçe-Konyaspor maçları hem zirveyi hem de düşme hattını ilgilendiriyor. Onların yanı sıra Manisa-Beşiktaş ile Ankaragücü-Galatasaray maçları ise ne kadar garip ki, orta sıraları ilgilendiriyor.


erdemyucel2002@hotmail.com
 

Yayın Tarihi : 8 Mart 2011 Salı 10:55:52


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?