19
Mayıs
2024
Pazar
SPOR

Kestanesine Maçlar!..

Çocukluk yıllarımızda komşu mahallelerle maçlar yapar ve bunların çoğuna da kestanesine, gazozuna veya baklavasına maçlar derdik... Anlam taşımayan sırf eğlencesine yapılan maçlardı...

Gelin görün ki, bizim ligler bitmiş, Beşiktaş iki önemli kupayı almış ve futbolcularda koskoca bir sezonun yorgunluğunu çıkarmak için tatil programlarını düzenliyor, sözleşmesi bitenler ise yeni anlaşmaların peşindeler. Kısacası, şöyle veya böyle futbolcuların akılları karışık...Böyle olması da çok doğal...

Ne var ki, Azerbaycan ve Fransa milli maçlarını bir haftaya sığdırmışlar. Dünya Kupası elemeleri veya finalleri Temmuz’da olur bu hazırlık maçlarının yapılmasını kabul edebiliriz. Milli takımızın son eleme maçlarına daha üç ay var... Üç ay sonra kim öle kim kala... Bu hazırlık maçlarında oynattığı oyuncuların form durumları tatil aylarında nasıl değişir ve ne olur?

Kısacası hangi aklı evvelin aklına gelmiş, Haziran’ın ilk haftasında iki hazırlık maçı oynatmak?

Olsa olsa bu maçlara bizim çocukluk yıllarının mahalle maçları diliyle kestanesine maçlar denir.

Beklenildiği gibi Azerbaycan’ı 2-0 yenip Fransa’ya 1-0 yenildik...

Bu iki maçta Türkiye’de milli maç heyecanını yaşatmadı. Yanlıca Türk seyirciler ile Fransız polisi arasında meşale savaşı yaşandı, meşaleler polisin üzerine düşünce ve maç sekiz dakika durdu. Bu da bizim yönümüzden olumsuz bir not olmaktan öteye gidemedi.. Bizim futbolcuların seyircilere yapmayın etmeyin demesiyle de arbede yatıştı!..Televizyonun naklen vermesine rağmen her iki maç ile ilgili haberler spor sayfalarında geri planda kaldı.Kuşkusuz bunun da nedeni futbol sezonunun kapanmış oluşudur.

Kestanesine bu maçları oynatan bizim futbol otoritelerimize sormak gerekir, Türk Milli takımının bu maçlardan kazancı ne oldu? Kaldı ki, inşallah yanılırım bizim Dünya Kupası finallerine katılabilmemiz biraz mucizeye kalmış...

Her iki maç için futbol yönünden söylenecek olumlu bir söz bulamıyorum. Yalnız futbol arenasında adı geçmeyen Azerbaycan karşısında iki gol çok zor bulduğumuz, zaman zaman da zorlandığımız gerçektir. Savunmadaki yeni isimler birbirleriyle anlaşmak bir yana sürekli açık verdiler. Rakip de bunları acemice harcadılar. Bu maç için söylenecek tek olumlu söz; Beşiktaş savunmasında bu sezan başarılı olan, futbolunun son günlerini yaşayan İbrahim Üzülmez’in yanılmıyorsan ilk kez milli forma altında attığı ilk goldür. Onun yanı sıra Kayseri Kadir has Stadında ilk oynanan milli maç oluşudur.

Fransa maçında ne bir oyun sistemi görebildik ne de gollük pozisyonlar. Yalnızca Volkan Demirel yaptığı kurtarışlarla farkın artmasını önledi. Fenerbahçe ile bir türlü anlaşamayan Volkan’ın dış ülkelerden taliplerinin artmasına da bu maç neden oldu diyebiliriz. Anelka’yı düşürerek penaltı yaptıran İbrahim Üzülmez takımını on kişi bıraktı. Önceki maçta gol atıp kahraman olan, iki gün sonra da penaltıya neden olarak takımının yenilmesine neden olan futbolcu... Hepsi o kadar.. Terim’de maçtan sonra “Bizim için sonuç önemli değil. İsteklerimizi ne kadar yaptığımıza bakıyoruz. Genelde iyiydik” dediğine bu maç yararlı olmuş!.. Hoca öyle diyince bize de söyleyecek başka bir söz kalmıyor...

Kısacası zorunluluktan mı, ihtiyaçtan mı neden oynandığı anlaşılamayan iki kestaneden milli maç oynadık. Hepsi o kadar!..


erdemyucel2002@hotmail.com
 

Yayın Tarihi : 7 Haziran 2009 Pazar 13:25:13


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?