8
Haziran
2025
Pazar
SPOR

Koskoca Adamlar Gençlere Saldırdı!..

Güney Kıbrıs’ta “FIBA Erkekler Euro Challenge” grup maçı spor terörünün ne boyutlara ulaştığını göstermesi yönünden üzerinde durulacak bir olaydı. Karşıyaka-Apoel maçında basketbolcularımıza yapılan taşlı, sopalı ve gazlı saldırı bütün yurtta üzüntü ile karşılanması kadar tepkilere de yol açmıştı. Karşıyakalı basketbolcular yurda dönüşlerinde Bakan Eğemen Bağış başta üzere İzmirliler tarafından karşılanmıştı. Bu olayın yankıları sürerken bir başka saldırı; ne yazık ki, 2010 Kültür Başkenti İstanbul’dan geldi.

Türk futbolunun efsaneleşmiş yıldızlarından Metin Oktay’ın isminin verildiği Galatasaray’ın Florya’daki tesisinde oynanan Coca Cola Akademi Ligi’nin U–17 maçının ilk yarısı sonunda koskoca adamlar sahaya inerek Fenerbahçeli futbolculara saldırdı. Akıllara durgunluk veren bu olayda Fenerbahçe’nin genç futbolcuları dövüldü ve içlerinden burnu kırılan da oldu… Yaralanan çocuklar Bakırköy Devlet Hastanesinde ilk tedavileri yapıldıktan sonra darp raporu aldılar ve Emniyetin Çocuklar Şubesine giderek şikâyette bulundular.

Saldırganlardan dördü şikâyet üzerine yakalanarak gözaltına alınarak mahkemeye sevk edilmişler. Kimlikleri tespit edilen 3 kişi daha aranıyor... Bunlardan birisi Fenerbahçe’nin 16 yaşındaki kalecisi’nin burnunu kıran, diğerinin de Fenerbahçe antrenörüne uçarak tekme atan kişi olduğu tespit edilmiş…

Bu utanmaz adamlardan birisi grafik işleri yapan bir şirketin sahibiymiş!..

Böylesine gözü dönmüş holigan denilen, kendilerine taraftar ismini yakıştıran, saldırganların (!) spor sahalarında ne işleri var?

Bir gazete çok yerinde bir başlık atmış; “Elleriniz Kırılsın!..”

Eşek kadar adamlar spor adına sahaya inip çocuk yaştaki futbolcuları dövüyor. Bunları normal bir insan yapabilir mi?

Utanmadan 15–16 yaşındaki çocuklara acımasızca saldıran bu canavar ruhlu insanların ellerinden genç futbolcuları Galatasaray’ın güvenlik görevlileri, antrenörler ve veliler kurtararak, zorlukla soyunma odalarına götürüyorlar. Ne garip ki, bu saldırganların olduğu ortamda emniyet güçleri yokmuş!.. Süper Lig maçlarında yüzlerce polis görev alırken, U-!7 maçında bir tek polis bile bulunmuyormuş... Tesisin sahibi olan Galatasaray yönetiminin, ne derece doğru olduğunu bilmiyoruz ama emniyetten maç öncesi polis istememiş… Bu da olayları ne kadar önemsediğimizin, hafife aldığımızın acı bir yönü…

Fenerbahçe-Galatasaray arasında oynanan maçtaki genç futbolcuların hepsi 15- 16 yaş arasındaki çocuklar… Utanmadan saldıranlar ise koca koca adamlar… Belki de o yaşta kendilerinin de çocukları vardır..

Bu gözü dönmüşlüğün nedeni nedir?

Sosyolojik bunalım mı, yoksa içlerindeki saldırganlık duyguları mı?

Eğitimsizlik ve ailelerin kültür noksanlığı mı?

Fenerbahçe ve Galatasaray kulüpleri haklı olarak; “Çocuklarımızın spor yaptığı alanda dahi çirkin yüzlerini gösteren bu kişileri şiddetle kınıyoruz. Bu çirkin olaya karışanların cezalandırılması adına her türlü girişimde bulunacağız” açıklaması yaptılar.

Son yıllarda spor alanlarında görülen şiddet olayları ve saldırganlık büyük boyutlara ulaştı. Saldıranlar, çevreye, futbolculara ve yöneticilere hakaret edenlerin şöyle adamakıllı cezalandırıldıkları da görülmedi. Son olarak Beşiktaş-Bursaspor maçında İnönü Stadı dışında çıkan saldırılarda yaralananlar ve hatta bıçaklananlar olmuştu. Spor adına bu vahşetin bir an önce önlenmesi, bunun içinde bir süredir mecliste bekleyen spor alanlarındaki şiddeti engelleyen yasanın bir an önce çıkmasına çok acil ihtiyaç var deniliyordu. Nitekim U–17 maçında çıkan olaylardan sonra Başbakan’ın talimatıyla normalde şubat ayında gündeme gelmesi beklenen Şiddet Yasası Bakanlar Kurulundan geçerek TBMM gündemine geldi ve yasanın ligin ikinci yarısına yetişmesi bekleniyor.

Bu saldırganlık nasıl önlenir?

Kuşkusuz, saldırganlara verilecek cezalar çok ağır olmalıdır…

Galatasaray’ın Ali Sami Yen Stadında oynanan son Gençlerbirliği maçında koltukların yakılması, kırılıp saha içerisine atılmasına karşı ne yapıldı?

Hiçbir şey…

Ne garip ki, benzeri olaylarda saldırganlar yerine kulüpler cezalandırılıyor…Bu da bir başka gariplik!..

Kulüp yönetimleri de büyük vebal altındadır. Amigo tabir edilen, kulüple hiçbir resmi bağı olmayanlara bilet dağıtır, onlar pohpohlar, rakiplerine küfür ettirirsen, bunun ceremesini kulüpler öder… Saldırganlarında yaptıkları yanlarına kâr kalır!..

Kulüp yönetimleri ve basın eğitim noksanlığı ve ruhsal bozukluğu olan bu insanlara tahrik edecek davranışlarda bulunmamalı, spor basını da biraz tutarlı olmalı…

Anlayamadığım bir başka nokta da taraftar diye ortaya çıkanların o kulüple bağlantıları var mı? Örneğin son üzücü olayın cereyan ettiği Metin Oktay Tesislerindeki saldırganların Galatasaray ile ne ilgileri var?

Galatasaray Üniversitesinde veya lisesinde mi okumuşlar, kulübün üyeleri mi?

Hiç birisi değil; ben Galatasaray’a gönül verdim taraftarım diyerek ortalığı kasıp kavuruyorlar…

Tribünlerde koltukları kıran, yakanların kendilerine veya ailelerine ödettirin zararı; öbür maçta aynı işi yapanlar çıkar mı?

Belki demokratik olmayacak ama sezon başında maçlara gitmek isteyenler, bulundukları illerin savcılıklarından spor anarşisinde sabıkası yoktur diye bir belge alıp biletlerini de onunla almaları bir önlem olabilir. Maçta taşkınlık yapanların belgeleri ellerinden alınınca da o sezon maç bileti almaktan mahrum kalırlar…

U-!7 ligindeki saldırı olayı bir kez daha göstermiştir ki, birileri çıkıp bunlara artık dur demelidir… Aksi halde Türk sporunu önümüzde çok daha kötü günlerin beklediğini söylemek için müneccim olmaya gerek yok diye düşünürken Şiddet Yasasını içeren hükümler tam olarak uygulanacak olursa spor alanındaki saldırganlığın önünü keseceği de açıkça görülüyor.

Yasaya göre üzerlerinde T.C kimlik numarası olan elektronik ortamda üretilmiş biletlerle maçlara girilecek…

Şike yapanlara 5–12 yıl hapis cezası geliyor. Bunu yönetici, bahisçi ve kamu görevlisi yaparsa ceza iki katına çıkarılıyor…

Teşvik primine verilen ceza şikeye verilenin yarısı kadar olacak…

Spor alanlarına kesici, delici alet getirenlere hapis cezası verilecek...

Tribünlerde koro halinde küfürlü tezahüratta bulunanlara altı aydan üç yılı kadar hapis cezası verilecek…

Irkçı ve etnik aleyhte tezahürat yapanlar bir yıla kadar hapis cezası alacaklar…

Biletsiz maça girenler 1 yıla kadar hapis cezası, alkollü gelenler üç yıla kadar cezası alabilecekler…

Müsabakaları izlemekten menedilenler antrenman sahasına da giremeyecek…

Güvenliği ve düzeni bozan konuşmaları yapanlar, karşı takım taraftarların, görevlileri ve yöneticileri rencide edecek şekilde açıklamalarda bulunanlar 250.000 TL ceza alacaklar…

Bizdi meşhur bir söz vardır; bir musibet bin nasihatten evladır…

Fenerbahçe-Galatasaray arasında oynanan U–17 maçında çıkan olaylar belki de spor sahalarında her geçen gün biraz daha yaygınlaşan teröre, edepsizliğe son verecek nitelikte. Gönül ister ki, yanın maddeleri hiç kimsenin gözünün yaşına bakmadan uygulansın…

erdemyucel2002@hotmail.com
 

Yayın Tarihi : 2 Ocak 2011 Pazar 13:24:12


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?