Turkcell Süper Liginde son haftalarına yaklaşılırken Beşiktaş’ın evinde Trabzonspor, Fenerbahçe ile Galatasaray’ın da deplasmanda ne yapacakları merakla bekleniyordu. Galatasaray Ankaraspor’u futbol olarak zevksiz bir maç sonrasında 1-0 yenerek iddiasını sürdürdü. Fenerbahçe isi başlangıçta yenik duruma düşmesine rağmen attığı dört golle Konyaspor’u 4–1 yendi. Beşiktaş ise arkasına aldığı taraftar desteği ile Trabzon’u 3-0 geçmeyi başardı. Zirve mücadelesinde zararlı çıkan tek takım ise Sivasspor oldu. Manisa deplasmanında düşme hattındaki rakibi ile 1–1 berabere kalarak iki değerli puanı bıraktı.
Beşiktaş futbolcuları ve taraftarları ile şampiyonluğa inanmış bir takım görünümündeydi. Ligin ikinci yarısında takıma alınan Holasko’nun gol yollarında ne kadar etkili olduğu bu hafta bir kez daha görüldü. Sürekli yer değiştiren Holosko, Nobre, Tello ve Delgado’nun geliştirdiği akınlar karşısında Türkiye’de zorlanmayacak savunma yok gibi... Özellikle Beşiktaş’ın ilk golünde Holosko’nun rakibi geçmedeki büyük mahareti ve Nobre’ye verdiği pas, ardından Delgado’nun nefis serbest vuruşu ve yine Delgado’nun ara pası ile ikinci yarının sonlarında oyuna giren Aydın’ın golü görülmeye değer güzelliklerdi. Ne var ki, eksikleri olan Beşiktaş orta sahası ile savunması onlara ayak uydurmaktan çok uzaktı. Ancak kalede devleşen, eski Rüştü olan en azından dört net pozisyonu kurtardığını da bu arada belirtmeliyiz. Trabzonspor’da ise Gökdeniz’in yokluğu kendisini açıkça gösteriyordu. Buna rağmen Trabzon zaman zaman başa baş oynadıkları Beşiktaş karşısında gol yollarını buldular. Ancak biraz şanssızlık ve biraz da Rüştü’nün kalesinde devleşmesi sonucu gole ulaşamadılar. Maçın 3-0’a gelmesinden sonra da Trabzon’un maçı bırakmayışı takdirle karşılanmalıdır.
Bu maç kırmızı ve sarı kartların birbirine karıştığı bir oyundu. Hakem Bülent Yıldırım ilk yarıda yanlış bir kararla oyundan attığı Rüştü’den ötürü Beşiktaş’tan özür dilercesine peşin hükümlüydü. Bu bakımdan çıkardığı kartlarında Beşiktaş’ı kollar bir görünüm çizdi. Rakibine tabanla giren ve bu yüzden iki sarı sonrasında da kırmızı kart gören İbrahim Toraman’a gösterdiği kart çok yerinde idi. Beşiktaş yönetimi ve Ertuğrul Sağlam’ın rakibine her zaman sakatlarcasına giren bu futbolcuyu uyarmalıdır. Türk futbolunda önemli yeri olan Ertuğrul Sağlam ve Sinan Engin bunu yapmak zorundalar. Her zaman rakibin ayağını kırmaya yönelik bu hareketlerinden bu futbolcuyu uyarmak zorundalar. İbrahim Toraman unutmasın ki karşısındaki oyuncu da futboldan geçimini sağlamaktadır. Ne denir; bugün sana yarın bana...
İbrahim Toraman’ın atılmasıyla on kişi kalan Beşiktaş üzerine Trabzonspor yüklenmeye başlayınca bu kez hakem Bülent Yıldırım oyuna eşitlik getirmek amacıyla hiç gereksiz Barış’ı da atarak dengeyi sağladı. Ardından Baki’nin Burak’ın boğazına sarılmasını da görmezlikten geldi. Kısacası Trabzonlu futbolculara karşı kartlarını kullanmada çok cömert davrandı. Böylece ilk maçta Rüştü’ye karşı haksız çıkardığı kırmızı kartın kefaretini de ödemiş oldu....
Bu tür eyyamcı hakemlerle futbolumuzun yürümesi çok zordur... Nitekim Beşiktaş seyircisi hakeme “Eyyamcı hakem” diye bağırırken Barış’ı da alkışlamaktan geri durmadı.
Fenerbahçe, Konyaspor karışınsa mutlak üç puan beklentisi içerisinde çıkmıştı. Güzel bir havada tribünleri dolduran Konyalılar çeyrek finale yükselmiş bir takımı görmek istiyorlardı. Ancak stadın zemini futbol oynamaya hiç yeterli değildi. Zemindeki yer yer engebeler topun seyrini değiştirdiği gibi futbolcuları da zor duruma düşürdü. Bunun en tipik örneği ise Fenerbahçe’nin ikinci golü sırasında kaleci ile karşı karşıya kalan Deivid’in düşmesi idi. Ancak bu futbolcu büyük bir ustalık göstererek düşerken topuk pası ile topu Semih’e yuvarlamış, oda topu boş kaleye yuvarlamıştı.
Konya’da tribünleri dolduranlar ilk yarıda bekledikleri Fenerbahçe’yi görmekten çok uzaktılar. Zemin kötülüğü Fenerbahçe’nin istediği futbolu ortaya koymasını engelleyen başlıca faktördü. İkinci yarıda sahada daha farklı bir Fenerbahçe vardı. Semih’in oyuna girmesi ve bir dakika içerisinde iki golü bulmasının ardından Kezman’dan ondan aşağı kalmadı ve Fenerbahçe sahadan 4-1 galip ayrılarak zirveyi korumayı sürdürdü. Bununla beraber Konya’nın uzaktan şutlarını ise Serdar başarıyla önledi. Bu maç bir kez daha gösterdi ki, Fenerbahçe iki santrfora döndüğünde çok daha başarılı oluyor.
Turkcell Süper Liginin yirmi altıncı haftasının ilk maçında hem Sivasspor’un hem de Manisaspor’un şiddetle puana ihtiyacı vardı. Sivas zirveden kopmamak, Manisa ise düşmemek için oynadılar. Bu bakımdan her iki takımda maça asılarak gol bulmaya çalıştılar. Bu da ortaya süratli ve heyecanlı bir futbolu koydu. Manisaspor Yılmaz Vural’ın geçtiğimiz hafta takımı terk etmesinden sonra yerini alan ve daha önce bu takımı birinci lige çıkaran Levent Eriş’e teslim edilmişti. İlk yarıda her iki takım daha çok orta alanda oynamaya tercih edince bir bakıma da sıkışık alanlardan çıkamadılar ve gol yollarını bulamadılar. Bununla beraber tehlikeli birkaç akını da her iki takımın kalecileri Bülent ve Petkoviç önledi. İkinci yarıda arkasına seyirci desteğini de alan ve daha çok bastıran Manisa idi. Buna karşılık Sivas Mehmet Yıldız, Sezer ve Muhammed Ali ile gol yollarını ardılarsa da Petkoviç’i geçemediler. Her iki takım birer dakika ile birer gol buldular. Belki de maçın en hareketli anları bu dakikalar oldu. Sivas kalesi önündeki karambolde Burak kafa ile takımını öne geçirdiyse de Sivas hemen ani bir atakla Sezer’ın şutu ile beraberliği sağladı. Bu golde Bülent’in büyük hatası olduğunu da belirtmekte yarar vardır.
Galatasaray ile Ankaraspor da Sivas ve Manisa ile aynı kaderi paylaşıyordu. Galatasaray liderliği bırakmamak, Ankaraspor’da düşmemek için oynuyordu. Kısacası üç puan aslanın ağzındaydı.
Galatasaray, Almanla’da rahatsızlanan K.Feldkamp’ın yerine Ahmet Akçan yönetiminde sahaya çıkmıştı. Sahada oynanan futbol ise mahalle maçından öteye gidemiyordu. Her iki takımda topu bir türlü yere indiremedi, doldur boşalt bir futbol ortaya koydu. Bu maçta da Galatasaray sürekli topu havaya kaldırdı, onlara Ankara’da uyunca ortada zevkli bir futbolun çıkması engellendi. Maçın üçüncü dakikasında De Nigiris, hatalı çıkan Aykut’u çalımlayınca kaleci tarafından yere indirildi ve hakem Yunus Yıldırım buna seyirci kaldı. Onun dışında Aykut, yerinde çıkışları ile Ankara’ya gol şansı tanımadı ve maçın en başarılı oyuncusu, başka bir deyişle Galatasaray’ı kurtaran kişi oldu. Nonda, Aykut ile karşı karşıya kaldığı pozisyonda topu kaleciye çarptırdıktan birkaç dakika sonra topu Ümit Karan’a uzattı ve böylece maçın tek golü geldi.
Ankaraspor ligin en çok transfer yapan ekibidir. Bu maçta da toplama bir takım olma özelliğinden bir türlü kurtulamadı. Futbolun rakibe yapılan aşırı sertlik olduğunu sanan bu anlayışını sürdürdüğü sürece, siyasi bir destek de bulamazsa ligde kalmasının çok zor olduğu açıkça görüldü.
Bu maçın bir diğer önemli yönü de Lincoln’ne yapılan sert ve faullü girişleri hakem Yunus Yıldım’ın görmezden gelişiydi.
Önümüzdeki sezon yapılacak olan futbol hakemleri seminerinde hem Yunus Yıldırım’ın hem de Kamil Abitoğlu’nun görmezden geldiği anlar ve çıkardığı kartlar gösterilmeli ve tartışılmalıdır.
Haftanın diğer maçlarında Kayserispor Gençlerbirliğini 3-0 yendi. Bursaspor ise kendi sahasında zorlu bir maçtan sonra düşme hattındaki Ç.Rize’yi 2-1 yendi. Bu maçta da Bursa’nın ikinci golünde kaleciye yapılan sert hareket hakem Fırat Aydunus görmezden geldi. Ligin ikinci yarısında sonunculuktan kurtulmaya çalışan Kasımpaşa, bu sezon nihayet kendi sahasında oynamayı başardı (!). İstanbul Büyükşehir Belediyespor’u Desire’nin golü ile 1-0 yenerek ligin dibinden kurtulmayı sürdüreceğini gösterdi. İki Ankara takımının maçından galip çıkan Ankaragücü oldu ve Oftaş Gençlerbirliğini 2-0 yendi.