17
Haziran
2025
Salı
SPOR

Şampiyon Galatasaray’ı Kutlarım


Turkcell Süper Ligi, 34.hafta maçları ile sona erdi ve mutlu sona Galatasaray ulaştı. Fenerbahçeli olarak şampiyon Galatasaray’ı canı gönülden kutlarım. Bir gazetenin manşetinde yazdığı gibi çilenin zaferini kazandılar.

Galatasaray Kayserispor’u 3-0 yenerken, Fenerbahçe düşme hattındaki Denizli engelini aşamadı ve rakibi ile 1-1 berabere kaldı. Böylece Galatasaray ligde rakibine karşı oynadığı iki maçı da yitirmesine rağmen iki puan önde şampiyonluğa ulaştı.

Galatasaray’ın şampiyonluğu gerçekten çok anlamlıdır. Bir avuç kahraman inandı, parasız kaldı aldırmadı ve sonuna kadar mücadelesini sürdürdü. Öğrendiğimiz kadarıyla seçim derdine düşen yöneticiler aylarca futbolcuların yanına yaklaşmadı, Florya’daki tesislere uğramadı, taraftar denilenler tribünleri boşalttı. Ancak bir avuç kahraman diyebileceğimiz futbolcuları inandılar, uğraştılar ve sonunda mutlu sona ulaşmayı başardılar. Şampiyon olacaklarına inanmış futbolcular, bazı kişilere ve gruplara böylece anlamlı bir ders verdiler. Bunların başında bazı yöneticiler, zaman zaman kendilerine saldıran taraftar kisvesi altında ne oldukları bilinmeyen saldırganlar geliyordu. Başta Gerets, yardımcıları Erdal, Bülent ve futbolcular tesislerine kapandılar son Fenerbahçe maçı dışında puan kaybetmeden Fenerbahçe’yi kovaladılar ve şampiyonluk ipini göğüslediler. Gerets ve yardımcıları alt yapıdan genç oyuncuları takıma kazandırdılar. Bunun üzerinde de nedense pek az kişi durdu. Önümüzdeki yıl Galatasaray formasını giyebilecek bugün en azından 6–7 genç futbolcu bulunuyor. Az iş mi bu?..

Bir kez daha yineliyorum. Fenerbahçeli olarak Galatasaray’ı zor koşullarda elde ettiği şampiyonluğundan ötürü bir kez daha kutluyorum. Çünkü bu takım zoru başardı ve para ile her şeyin olamayacağını göstermesinin yanı sıra, bu işte yürek ve inanç olması gerektiğini bir kez daha ortaya koydu.

Fenerbahçe Denizli deplasmanında beklenen oyunu göstermekten çok uzaktı. Kalesinde golü görünceye kadar nasıl olsa biz bu sahadan galip ayrılırız düşüncesi içerisinde idi. Bu maçın sonucunu belirleyen her iki takım kalecileri Rüştü ile Süleymanou umulmadık kurtarışlar yaptılar. Fenerbahçe, tek santrfor inadı içerisinde şuursuzca saldırdı. Kapanan rakip karşısında sürekli akın düzenlemeye çalışırken yan toplarla, kendi aralarında paslaşmalarla zaman kaybetti. Tuncay’ın bitip tükenmez gereksiz deparları, çalımlarının yanı sıra orta göbekteki boşluklardan kaynaklanan Denizli ataklarında takım enikonu zorlanıyordu. Nitekim ortadan gelişen bir atakta da golü bulmakta gecikmediler. Bu maçın Süleymanou’an sonra yıldızı, eski Fenerbahçeli, daha doğrusu Fenerbahçe’den gönderilen, golün hazırlayıcısı Yusuf idi. Topu ayağına her alışında da Fenerbahçe savunmasını delmeyi başardı. Sakatlığından ötürü haftalardır takımdan uzak kalan Nobre’nin böyle bir maçta oynatılması, Anelka’nın ve Semih’in kulübede oluşu yanlıştı. Daum onları oyuna soktuğunda ise iş işten çoktan geçmişti.

Şimdi ne olur? Gemi battıktan sonra yol gösteren çok olur derler. Siz şimdi bu haftaki spor programlarındaki yorumları izleyin bakın ne öneriler göreceksiniz!..

Fenerbahçe Bu sonuçtan sonra önümüzdeki yıla C.Daum ile devam eder mi? Hiç sanmıyorum. Sezona muhteşem bir stat ve iki kupa vaadi ile çıkan Fenerbahçe önce Beşiktaş karşısında kupayı ardından da Denizli karşısında ligi kaybetti. Bu da gösteriyor ki, yıldız futbolcular ve para ile bazı şeyler olmuyor. Önce inanmak, takım beraberliğini kurmak ve altyapıyı hazırlamak gerekiyor. Fenerbahçe, bu yıl yalnızca günü kurtarmakla yetindi ve son haftada gemiyi karaya oturttu.

Şampiyonluk düğümünün çözülmesinden sonra Samsunspor ve Diyarbakırspor’dan sonra ligin düşen üçüncü takımı Malatyaspor oldu. Düşme hattındaki diğer takımlardan Gaziantepspor Malatyspor’u, Ankaraspor Erciyesspor’u, düşen iki takımın formalite maçında da Samsunspor Diyarbakırspor’u aynı sonuçla 1-0 yenmeyi başardı. Ç.Rizespor ise Ankara’da Gençlerbirliğini 3-1’lik sonuçla geçti. Ligin üçüncülük, dördüncülük maçında ise Beşiktaş Trabzonspor’u İzmir’de 2-1 yendi ve rakibi ile birlikte önümüzdeki yıl UEFA Kupasına katılmaya hak kazandılar. Ligin orta sıralardaki ne düşmeye ve ne de şampiyonluğu etkilemeyecek maçlarda ise Sıvasspor Ankaragücünü 3-1 yendi, V. Manisa ise Konyaspor ile golsüz berabere kaldı.

Bu arada Denizlispor başkanının televizyon ekranlarına yansıyan sözleri üzerinde de durulmalıdır. Başkan son haftalarda eli çantalı bazı adamların ortaya çıkıp kulüplerin kapılarını aşındırdığını söyledi. Bu adamların kim olduklarını, kimin adına hareket ettiklerini söylemekten ise kaçındı. Sanırım Denizli küme düşmüş olsa idi, belki de içi yandığından söyleyecekti. Söyledikleri düşme hattında kalan ve kurtulan takımları büyük töhmet altında bırakmaktadır. Başta savcılar olmak üzere devleti yönetenlerin ve federasyonun bu sözlerin üzerinde durmaları gerekir. Susup sessiz kalmak, önümüzdeki yıla yeniden aynı konuda yatırım yapılamasına neden olacaktır. Söylemesi veya hatırlatması bizden...

Ligin bitiminde yine üzücü olaylar yaşandı. Denizli’ye maça giden adı taraftara çıkmış ne oldukları belli olmayan bir güruh Sakarya’nın Geyve ilçesinde 3 çocuk babası bir adamı bıçakladı. Geyveli gençlerle kavga ettiler. Ortaya yine bıçaklar sopalar çıktı... Küme düşen Malatyaspor taraftarları oturdukları koltukları sökerek sahaya attılar, başta polis olmak üzere birçok kişinin yaralanmasına neden oldular. Denizli’deki maçta da Fenerbahçe taraftarı denilenler sahaya koltukları attılar. Ayrıca Denizli seyircisinin attığı konfetiler yanan meşalelerle tutuştu ve maç 16 dakika uzadı. Büyük şehirlerimizde yine havaya ateş edildi.

Bütün bu olaylar da adam gibi maç seyretme yeteneğimizin olmadığını, futbolun bir spor olduğu bilincinden uzak kaldığımızı gösteren çirkin örneklerdi.



erdemyucel2002@hotmail.com

Yayın Tarihi : 15 Mayıs 2006 Pazartesi 11:54:30


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?