26
Mayıs
2024
Pazar
SPOR

Türkiye’de Bir Roberto Carlos Rüzgarı Esmişti.

Türkiye profesyonel liglerinin kuruluşundan bu yana çok sayıda yabancı futbolcu sahalarımızdan gelip geçti. Bunların bazıları hiçbir iz bırakmadan, takımlarına fayda sağlamadan, keselerini doldurup gittiler. Bazılarına aldığın para helal olsun bazılarına da haram olsun denildi.

Profesyonelliğimizin ilk yıllarında yabancı futbolcu hayranlığı vardı. Bu yüzden de Türkiye kısa zamanda yabancı futbolcuların cenneti olmuştu (!) Kendi memleketlerinde devrini kapamış futbolculara büyük takımlarımız kucak açmışlardı. Dağılmadan önceki Yugoslavların yaşlı futbolculara takımlarımızda yer almaya başlamış, ardından onları diğerleri izlemişti. Büyük paralarla transfer edilen futbolcu eskilerinin yanı sıra onlardan kazanç sağlayanlar da piyasalarda boy göstermeye başlamıştı. Şöyle 20–25 yıl öncesine bakın koyu taraftarlar bile takımlarında oynamış yabancılardan kaçının ismini hatırlayabiliyor?

Onların yanı sıra, Türkiye’ye kaliteli futbolcuların gelmediğini söylersek, sanırım biraz haksızlık yapmış oluruz. Sayıları az da olsa Türk futboluna katkısı olanlarda gelmedi diyemeyiz. Futbol sahalarımızdan gelip geçen bazılarının isimleri uzun yıllar unutulmayacaktır. Örneğin; Simoviç, Taffarel, Hagi, Popescu, Ortega, Boliç, Nunweiller, Prekazi, Schumacher, Jardel, Uche, Högh, Revivo, Pier Van Hojdonk …

Türkiye’de futbol oynayan yabancılar arasında, ilerleyen yaşına rağmen Roberto Carlos’un her zaman ayrı bir yeri olmuştur. Real Madrid’’ten gelerek futbolunun son 2,5 yılını Fenerbahçe’de oynamış ve sözcüğün tam anlamıyla Türkiye’ye gelişi de gidişi de büyük olay olmuştur. Yalnızca Türkiye’ye gelmekle kalmamış Türk futbolunun ismini dünyaya bir kez daha duyurmuştur.

Roberto Carlos’un futbol kariyerine baktığımızda; Brezilya’nın U.Sao Joao ve Palmeiras takımlarında oynadıktan sonra pek çok Brezilyalı futbolcu gibi Avrupa’ya yönelmiş ve İnter’de kısa süre oynadıktan sonra dünya devlerinden Real Madrid’te 511 kez sahaya çıkmış, on bir yıl boyunca yerini kimseye kaptırmamış ve sol bek olmasına rağmen 65 gole imza atmıştır. Real Madrid taraftarlarının sevgilisi olan, adeta takımının simgesi durumundaki Carlos, bazılarıyla anlaşmazlığa düşmüş ve bundan yararlanan Fenerbahçe’de bu ünlü yıldızı kadrosuna katmıştır. Futbol tarihimizde ilk kez, stadyumda bir futbolcunun binlerce seyirci önünde imza atmasıyla da bir ilk yaşanmıştır. Türkiye’ye 18 Haziran 2007’de gelişi büyük bir olay olmuş ve binlerce Fenerbahçeli onu havaalanında çiçeklerle karşılamıştı. Ne yazık ki, gidişinde o taraftarlardan pek azı onu uğurlamıştır. Fenerbahçe’de 103 maç oynamış ve rakip kalelere yalnızca 10 gol atmıştır. Roberto Carlos’un futbol kariyerine baktığımızda 1997 FİFA, Dünyanın en iyi ikinci oyuncusu, 2002’de Gümüş top, 2008’de Golden Foot armağanı almıştır. Futbol kariyerinde 1025 maça çıkmış ve 112 gol atmıştır. Ayrıca Şampiyonlar Ligi, Avrupa Süper Kupa, Brezilya Lig, İspanya Lig, Copa Amerika ve Dünya Şampiyonluğu başta olmak üzere birçok şampiyonluk yaşamıştır. Geçen yıl Fenerbahçe’nin Şampiyonlar Ligi’nde çeyrek final oynamasında da onun payı inkâr edilemez.

Günümüzde Real Madrid taraftarlarının hala “Carlos” dediği R.Carlos, geçtiğimiz hafta Türkiye’den ayrılarak anayurduna Brezilya’ya Corinthians kulübüne dönmüş ve futbolcu kariyerimi orada tamamlayacağım demiştir. Onun Brezilya’ya dönüşünde de yeni eşinin memleketlerine dönmek isteğinin büyük payı olduğu da bilinmektedir. Corinthias ile iki yıllık mukavele imzalayan 36 yaşındaki yıldız Brezilya basınına şu demeci vermiştir;

“36 yaşındayım ama motivasyonum 22 yaşındaki biri gibi… Yaşlı değil, tecrübeliyim. Futbolda yaşın sorun omadğını kariyerimle bir kez daha gösterebiliyorum.”

Süper Ligimizden Roberto Carlos rüzgâr geçerek memleketine döndü. Fenerbahçe’ye geldiğinde ondan çok şey, goller bekleyen spor yazarlarımız vardı. Oysa O sol bekti ve bir futbol takımını bir makine olarak sayarsak, yalnızca onun bir dişlisiydi. Fenerbahçe’de çok güzel maçlar çıkardığı gibi belki de ilerleyen yaşından ötürü vasatın üzerine çıkamadığı günler de oldu. Her şeye rağmen bir futbol yıldızıydı. Örneğin sol kanattan rakipten aldığı topa uzun bir vuruş yaparak rakip sahaya gol tehlikesi yaratan koşusunu durduran futbolcu da olmadı. Ancak Brezilya ve Real Madrid’deki serbest vuruşlarda attığı golleri Türkiye’de pek göremedik. Kadıköy’de Sivas’a attığı kafa golü ise hala gözlerimden silinmiyor.

Roberto Carlos’un dönüşünden sonra ardından yine konuşan spor otoritelerimiz! ortaya çıktılar kimi olumlu kimi olumsuz sözler söyledi. Kuşkusuz her şeyimizle bize özgü yorumlar…

Bazıları sportif anlamda örnek olamadı, performansı da parlak değildi, aldığı paraya bakarsak sanki Fenerbahçe biraz içerde, görüntü var, ses yoktu, beklentilerin altında kaldı dediler… Onların acımasız görüşlerine karşı verilen paraya değdi, Türkiye’nin tanıtım ve reklâm açısından da büyük yararı oldu Ayrıca buraya gelmeyi düşünen yabancı ünlü futbolculara iyi bir referans olmuştur. Fenerbahçe’ye yeni bir ruh getirmiş, takımın istediği her şeyi bir profesyonel olarak vermiş, görevini eksiksiz yapmıştır. Kısacası aldığı paraya da hak etmiş, dünya yıldızını görelim diye seyirciyi tribüne toplamıştır. Dünya futbol tarihinin kariyerli bir futbolcusu olarak Fenerbahçe’de oynamış olması da kulübü için övünç kaynağıdır.

Kısacası, Türk futbol tarihinden ve Fenerbahçe’den bir yıldız geldi ve gitti. Bize de güle güle git, memleketinde mutlu ol Roberto Carlos, demekten başka bir şey elimizden gelmiyor…


erdemyucel2002@hotmail.com
 

Yayın Tarihi : 8 Ocak 2010 Cuma 11:53:01


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?