20
Mayıs
2024
Pazertesi
SPOR

Yazık Oldu Eskişehir’e!..


Hafta içerisinde oynanan Türkiye Fortis Kupasının ilk elemelerinden sonra Turkcell Süper Ligi ile baş başa kaldık..Bu hafta İstanbul’da galip gelen Trabzonspor, en yakın rakibi Beşiktaş’ın Kayseri’de yenilmesi üzerine zirveye oturdu. Onu beklenmedik şekilde Ankaraspor izliyor.

Turkcell Süper Liginde 9.Haftanın ilk maçı Olimpiyat Stadında Trabzonspor ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi arasında oynandı.

Bu maça değinmeden önce belirtmek isterim ki, kuş uçmaz, kervan geçmez yere bu stadı niye yaparlar ? Hadi yaptınız diyelim, rüzgarlı havalarda maç oynatmam dersen; O da kabul. Ancak buraya insanlar nasıl gelecek ve nasıl gidecek işte bu hiç düşünülmemiş. Türkiye’nin refah seviyesi yüksek, herkesin arabası var dersen ona diyecek bir sözüm yok !..Bir de aklıma takılan bu stada neden Olimpiyat adı verilmiş ? Türkiye’de bazı aklı evveller arada sırada olimpiyatlara heveslenir, ancak bu işi nasıl ve neyle kotaracağını düşünemediğinden de her zaman liste dışı kalırlar!. .

Olimpiyat Stadının ulaşım yönünden bütün imkansızlıklarına rağmen yine de İstanbul’da yaşayan Trabzonlular takımlarını yalnız bırakmamış, tribünlerin bir kısmını doldurmuşlardı. Trabzon, şampiyonluk özlemini yıllardır çekiyor ve bu yıl alınan sonuçlardan sonra eni konu da umutlandılar...

Trabzon ikinci yarıdaki oyunu ile maçı 4-0 kazanmasını bildi. Maçı izleyenler açıkça gördüler ki, ilk yarıda İstanbul Büyükşehir Belediyesi eline geçirdiği fırsatları değerlendirebilseydi sonuç çok daha farklı olurdu. Bunun yanı sıra Trabzon’un Senegallı kalecisi Sylva mutlak golleri çıkarmayı başarırken, ligin ilk maçlarında neden yedek kaldığı sorusunu da izleyenlerin aklına sokmaktan geri kalmadı.

Maçın ilk yarısı Ersun Yenal ile Abdullah Avcı arasında bir bakıma taktik savaşıydı.İstanbul Belediyesi, ilk yarıda İbrahim Akın, Efe ve Serhat’ın ayaklarından öyle goller kaçırdılar ki akıl almıyor. Buna karşılık Tayfun yakın köşeden, zor pozisyonda, atamayana atarlar sözünü doğrularcasına takımını 1-0 öne taşıdı. İkinci yarıda maça daha çok asılan Trabzon golleri dörtlerken, Belediyenin de ezildiği söylenemez...Trabzon’un attığı gollerden biri vardı ki, o da uzun yıllar akıllardan çıkmayacak cinstendir. Selçuk’un kaleci Behram’ın üzerinden aşırdığı top ustalıktan da öteydi...

Kısacası maçı izleyenlerin futbola doyduklarını açıkça söyleyebiliriz...

Fenerbahçe’nin zorlu Eskişehir deplasmanından yüzünün akıyla çıkacağı sanılıyordu.. Ligde üst üste alınan iki galibiyet Fenerbahçelilere büyük umut vermişti. Oysa hafta içerisinde seyrettiğimiz Eskişehir’in de kolay yenilir yutulur bir lokma olmadığı da açıktı...

Bu maçı iki ayrı noktadan izlenmeli ve bitiminde de düşünülmelidir...

Fenerbahçe yönünden ve Eskişehir yönünden...

Fenerbahçe formasını yıllarca başarıyla sırtında taşımış ve bugün spor yazarlığı yapan Selim Soydan Fenerbahçe-Eskişehir maçını en iyi yorumlayan spor yazarıdır;

Soydan “Siz Yorumlayın” dediği yazısında aynen şöyle diyor:

“İkinci Ligden yeni yükselmiş rakip tam 67 dakikasını 10 kişiyle oynuyor...Bu zaman içindi oyuna hiçbir şekilde müdahale etmeyen teknik direktör maçı bir seyirci gibi izlerse, siz bu teknik direktör için ne yorum yaparsınız ?

Başka bir şey söylemiyorum, hepinizden yorumlarınızı bekliyorum...”

Selim Soydan’ın köşe yazısı bu kadar...

İki cümle ancak Fenerbahçe’nin Eskişehir’deki hali pür melali bundan güzel açıklanabilir mi?

Fenerbahçe bugün ligin orta sıralarında...Eskişehir maçı bir kez daha gösterdi ki, Fenerbahçe ne Arogenes ve ne de çuval dolusu paralarla alınan futbolcularla bir yere gidemez... Bırakın Şampiyonlar Ligini olası bir UEFA’da da bir şey yapamaz...

Teknik Direktör, takımı kurup sahaya sürüyor ve sonra da kulübede oturup izliyor...Ne takımı ateşliyor ve ne de onları toparlayıp hareketlendirecek bir davranış sergiliyor... Kısacası ruh yok !...

Futbolcular başlı başına bir felaket, savunma ligin en zayıf savunması, hata üstüne hata yapıyor ve bunun sonucu olarak da kalesinden umulmayacak golleri görüyor. Bu hafta Eskişehir maçında olduğu gibi...

Futbolcular da büyük bir düşüşü var Ne Gökhan Gönül eski Gökhan ve nede kurtarıcı denilen Semih eski Semih... Semih Türkiye’nin en iyi golcüsü... Bu inkar edilmez, ancak Alex’in görevi O’na verilmek istenirse onu kaldıramaz. Hem takımdan düşer, hem de golcülükten...

Bu maçta Fenerbahçe’nin yaptığı tek hareket Semih’in verdiği pası Alex’in direk dibinden attığı gol idi...Bunun dışında kalanların hepsi kocaman bir sıfır... Hele R.Carlos’un kendi kalesine attığı bir kafa şutu vardı ki, Volkan son anda topu çelebildi!... Bu gol olsaydı, futbolda kara mizah ancak buna denirdi!...

Eskişehir, hakem hatasıyla on kişi kalmasına rağmen hakkı yenen takımdı. Bu maç almaları analarının ak sütü gibi helaldi. Ama olmadı Hakem Kuddusi Müftüoğlu ve yardımcılarına takıldılar... Oyun Fenerbahçe’nin penaltı golü 2-1 galip durumdayken Volkan’ın kale çizgisini geçen topu çıkarırken televizyonunu başındakilerin bili gördüğü bu pozisyondaki golü görmezden geldi.

Eskişehir taş gibi bir takım. Özelikle Youla, Bülent Kocabey, Serdar, Vucko maçın yıldızlarıydı. İkinci kaleci Sinan ise takımın en iyilerindendi. Özellikle Youla tek başına Fenerbahçe savunmasını darmadağın etti.

Bu arada Fatih Terim’in de kulağını çınlatmakta yarar var sanırım; Eskişehir’deki futbolcuları neden görmezden gelir, anlayabilmek mümkün değil !..

Bu maç için söylenecek son söz; yazık oldu Eskişehir’e... Beraberlik değil galibiyet kırmızı şimşeklerin hakkıydı.

Galip sayılır bu yolda mağlup diye bir söz vardı lügatimizde...

Çarşamba günü oynanacak Arsenal maçı için de bakın Sergen Yalçın ne diyor;

“Ben olsam PAF takımla çıkarım Emirates’e, en azından dünyaya rezaleti açıklamanın bir mazereti olur..”

Sorarım sizlere; Fenerbahçe bu durumlara düşecek takım mı?

Haftanın zorlu geçeceği sanılan maçlarından biriside Beşiktaş ile Kayserispor arasındaydı. Liderliğini sürdürmek isteyen ve Mustafa Denizli yönetimindeki siyah-beyazlıların ne yapıp edip bu maçtan üç puanı alacağı umuluyordu. Kayseri’de güzel bir havada ve futbola uygun bir zeminde oynanan maçın ilk yarısında her iki takımda birbirlerini kilitlemiş, adam adama bir oyun tutturmuşlardı. Böyle olunca da ne Beşiktaş ve ne de Kayseri gol atmak yerine gol yememeyi tercih ettiler... Özellikle ilk yarıyı izleyenler bu oyun sabaha karşı sürse yine de berabere biter diye düşünüyorlardı. Oyunun ikinci yarısı biraz daha farklı olup her iki takımda ani bir atakla veya duran toptan golü bulup üzerine yatma düşüncesindeydi. Maçın golsüz biteceği sanılırken 85.dakikada Mehmet Eren’in ortasına bir anda Rüştü’nün yanı başında biten Turgay sert bir vuruşla golü buldu. Maçın kalan dakikalarında Beşiktaş’ın çabası sonuç vermedi ve Beşiktaş liderliği Kayseri de bırakıverdi.

Kayseri taş gibi bir takım. Oyuncuları Tolunay Kafkas’ın vermiş olduğu taktiği sahada aynen yansıtıyorlar. Kısacası nerede duracaklarını ve nerede kapanacaklarını çok iyi biliyorlar. Mustafa Denizli’li Beşiktaş’a söyleyecek sözümüz ligin daha çok uzun olduğu ve Kayseri’de yitirilen üç puanın çok da önemli olmadığıdır.

Ali Sami Yen’de oynanan Galatasaray-Gaziantep maçı belki de haftanın seyri en güzel maçıydı. Galatasaray, 3-1 kazandığı maçta rakibine oranla daha üstün ve daha kombine bir oyun sergiledi. Buna karşılık açık oynamayı tercih eden Gaziantep oyunu hiçbir zaman çirkinleştirmedi ve gol yediği anda da rakip kaleye hücum yönelterek oyununu bozmadı. Ne var ki, her iki takımda her an gol yiyecek bir oyun sergiledi. Bu maçın yıldızı ise rakip kalecinin bacakları arasından umulmadık anda gol atabilen Arda idi. Buna karşılık Gaziantep’tin penaltıdan tek golünü atan Tobata takımının en tehlikeli oyuncusu olarak görüldü.

Haftanın diğer maçlarında Hacettepe 1-0 öne geçtiği maçta Konyaspor’a dayanamadı ve maçı 2-1 kaybetti. Konyaspor bu galibiyet ile 11. sırada kaldı.. Diğer taraftan Ankaraspor, Bursa’da Bursaspor’u beklenmedik şekilde 1-0 yenerek ligin ikinci sırasına çıkmayı başardı. Sivas ise kendi sahasında güzel bir oyunla Denizli’yi 3-1 yenerek rakip takımın Teknik Direktörü Ali Yalçın’ın da istifasına neden oldu. Ligin alt sırasında yer alan Kocaeli ise bu hafta da üç puanla tanışamadı ve sahasında Ankaragücü ile 1-1 berabere kaldı. Gençlerbirliği de kendi evinde Antalyaspor’a 2-1’lik sonuçla boyun eğdi.

Kuşkusuz, önümüzdeki haftanın en önemli maçını Fenerbahçe ile Galatasaray oynayacak...

Yayın Tarihi : 3 Kasım 2008 Pazartesi 09:48:40
Güncelleme :3 Kasım 2008 Pazartesi 14:24:18


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?